• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Annemle 2 yıldır küsüz

Allahım inanılır gibi değil bilmiyorum en ne yapardım ama şuanki sinirimle izalei şuraya verirdim
 
arkadaşım işin hukuki boyutu hakkında çok fazla bilgi sahibi olmasamda,sanırım ölümden sonra veraset ilamı diye bir belge çıkarılıyor ve yine sanırım buna bağlı olarak merhumun sahip olduğu mal varlığı ve vefatından sonra bu mal varlığının mirascıları tereke (yanılmıyorsam) ile belirleniyor....bu durumda siz de kardeşiniz ve anneniz gibi mirascısınız. bu mirastan ve miras malı mülkten edinilen gelirden size düşen pay oranında hak elde ediyorsunuz..."annemin hakettiğim malın tapusunu üstüme vermesini arzu ederdim" derken anlamadığım bütün mallar annenizin üstünemi tapulu??? şayet böyle ise korkarım anneniz canı nasıl isterse o şekilde davranma hakkına haiz...yok eğer kanun yolu ile mirascı ortak konumunda iseniz tüm kira gelirlerinden hak isteyebileceğiniz gibi mal paylaşımına dair mahkemeye gitme hakkınız var.....bunlar işin hukuki boyutu ve böyle sizde olduğu gibi aile bireyleri ile yaşanan duygusal sorunlarla iyice tatsızlaşan tarafı ...fakat siz eğitimli bir hanım olarak zaten hukuksal anlamda haklarınızın ne olduğunu araştırıp öğrenmişinizdir o yüzden ben daha çok sizin duygusal anlamdaki üzüntünüzü düşünüyorum....yukarda google da dahi araştırma yaptığınızı söylediğinizde içim sızladı...bunu garip karşılayan arkadaşlara diyeceğim şudurki sizi çok üzen ama çözüm ve çaresini bulamadığınız bir sorununuz olduğunda çaresizlik ve üzüntü içinde değil google kör kuyunun dibinde bile olsa bir cevap ararsınız:((( Allah kimseyi cevapsız sorularla ve çözümsüz hissettiği problemlerle başbaşa koymasın.....sizin bunu söylemeniz dahi annenizin tavrından duygusal anlamda ne kadar yaralandığınızı gösterir...mal mülk para bir tarafa....belki anneniz sizinle gereken duygusal iletişimi kurmuş olsa veya sevgisini ve güven veren korumacılığını hissettirmiş olsa birçok şeyden kendi isteğinizle feragat edecektiniz değil mi???bencede anneniz yanlış bir tavır ve tutum içinde evlatsa kardeşinizde evlat sizde evlatsınız ....kardeşiniz kadar sizinde çıkarlarınızı gözetmek onun annelik görevi!! bakınız görev diyorum yani kardeşiniz hakkında bir hassasiyet geliştirmiş olsa dahi fiziki ve maddi anlamda aynı olanak ve imkanları sağlamalı...ha şöyle bir durum vardır hayatını idame etme anlamında kardeşinizle sizin aranızda ciddi bir dengesizlik söz konusu ise sizinle bu konuda ciddi bir konuşma yapar ve elbirliği ile onu ayağa kaldırmanız konusunda sizden biraz fedakarlık beklediğini aile olarak birbirinize destek olmanız açısından bunu gerekli gördüğünü bir ana_kız diyaloğu içinde isteyebilir ki bu çok yerinde ve doğal bir istektir ve ben kendi adıma buna çok makul yaklaşır ve annemi asla kırmazdım ve tabii kardeşim içinde!....sizinde böyle bir yaklaşımla problem çıkarmayacağınızı hissettim....evet annenizi onaylamıyorum çünkü yaptığı şey sizi duygusal anlamda çok yaraladığı gibi sizin kendi aile hayatınızada çok olumsuz etkiler yapar...nihayetinde sizde evlisiniz bu durumun sizi eşinizin gözünde düşürdüğü durumda çok kötü:(((anneniz burayıda hesaplamalı ki bırakın hesabı babanızın ölümü öncesinde eşinizden alınan borçları dahi ödemediklerini söylüyorsunuz büyük hata çok büyük hata!! bu kadarı bile annenizin sizi gerçekten düşünerek hareket etmediğini gösterir.....bakın çocuklar hata yapabilir hangi yaşta olursa olsun...yetişkin çocuklar bile kendi hayatlarının sorunları arasında boğulurken bir takım hassasiyetleri gözden kaçırıp hata yapabilirler...demek istediğim sizde annenizi kıracak bir davranışta bulunmuş olabilirsiniz ama yine anneler yapıcı ve birleştirici olmalı...sizi uygun bir dille uyarabilir,kırgınlığını kelimelere döküp yanlışınızı söyleyebilir...ama bu şekilde helede eşinizin bile vakıf olacağı şekilde cezalandıramaz....sadece bu bile anneniz haklı dahi olsa benim gözümde haksız duruma düşmesi için yeterlidir...ayrıca bu tavır ve tutumları yarınlarda iki kardeş arasında da aşılmaz duvarlar örer...kendiside vefat ettiğinde siz iki kardeşin birbirinizden başka kimi olur??? akrabalar hısımlar bir kardeşin yerini tutarmı?? sadece bunu bile düşünerek aileyi biraraya getirip,gereken samimi ve sıcak diyaloğu kurmak sevgi dolu ve düşünceli bir annenin yapacağı en önemli ve hatta tek asli görevidir!!....insan ne kadar iyi bir eşe sahip olursa olsun ancak ailesinin korumasını hissettiği oranda kendini güvenli ve rahat hisseder kaldıki siz eşiniz ile geçmi,şte problemlerde yaşamışınız ....bu anlamda sizi anlıyorum kendinizi yalnız bırakılmış ve güvensiz hissediyorsunuz....yaptığınız bir hırçınlık varsa da bunun sebebi de zaten bu hissettikleriniz....bak canım siz bu problemleri aşamadığınız müddetçe asla huzurlu olamayacaksınız...şu anda bir belirsizlik yaşıyorsunuz ....duygusal anlamda istekleriniz ve hissetmek istedikleriniz var fakat şuanda bunlara sahip olup olmadığınızı bile bilmiyorsunuz...birşeyde yapamıyorsunuz çünkü bunlar varsa ve size gösterilmiyorsa yapacağınız bir hareketle bunu hepten kaybetme endişeside duyuyorsunuz diğer yandan bu belirsizliğede tahammül edemiyorsunuz (ki hakveriyorum belirsizlik insanı çok yıpratır) belki herşeyin adı konsa rahatlayacaksınız....ama siz duygusal anlamda bir tatmin istiyorsanız bugün annenizle konuşsanız bile bu güveni ve sevgiyi hissedebilmek biraz zaman ister (üstelik ayrı şehirlerdesiniz)...çünkü araya bir kopukluk girmiş bir kere...aslında çok zor ve sabır isteyen bir durum biliyormusunuz....atılmada gecikilmiş adımlar var bunlar her iki taraf içinde kolay olmaz:(((((sonuçta bu noktaya biranda gelmedinizki zaman içinde yavaş yavaş bu hale bir ilişkiler yumağının,tamiride bir o kadar zaman ister.....ben iki yol görüyorum...bu iki yolunda başında bir kere annenizle oturup ciddi anlamda problemlerinizi konuşmanız gerekiyor ...hislerinizi açıkca söyleyin...hayal kırıklıklarınızı...onu hayatınızın hangi noktasında görmek isterken,göremediğinizi ve bunun siz<de yarattığı eksiklik ve güven duygusunu anlatın....yani kısacası açık ve samimi olun duygularınız hakkında.....sonra annenizin size yaklaşımına göre iki yol var ....annenizde size açık ve samimi davranırsa ilişkinizin düzelebilmesi ve onarımı için mevcut durumun devamı ile birlikte bir daha kopuklukların ve anlaşılmazlıkların olmaması için daha yakın ve sık bir görüşme ve diyalog içinde işi zaman yaymanız.....yok anneniz ters ve taviz vermez tutum içinde ise olayın adını koymak! size düşer...olmasını arzu etmem ama o zaman her şeyi göze alıp, tüm yasal haklarınızı kullanıp hakettiklerinizi almak...bunu yapsanız bile annenize asla saygısızlık yapmadan bunu yapmaya kendisinin tavır ve tutumlarının sizi ittiğini uygun bir dille anlatın...
bu yolun tek iyi tarafı belirsizlik ortadan kalkar herşeyin adı konur sizde olmayan bir şeylerin beklentisi ve özlemi içinde yaşamaktan vazgeçer ve kendi hayatınıza bakarsınız....bu bile şimdiki halinden daha kötüye götürmez derseniz bu yoluda tercih edebilirsiniz...sonuçta bu dünyada annesini babasını kaybedip yaşamını idame ettiren bir sürü insan var...(ama yine de annenin veya babanın hayatta olduğunu bilerek onlarsız yaşamak şüphesiz daha güç olur...öte yandan şu anda da bu durumu yaşıyorsunuz:(((((((....)

yinede ana_kız biraraya gelip bu işi sevgi platformunda ortak bir dil kullanarak halletmeniz en güzel ve mükemmel olanı...siz evlat olarak bu yönde gayret ve çaba içinde olun...adımları siz atın,ona gelebileceği yolları siz açın,siz davetkar ve talepkar olun.....ki aklınızda hiç bir soru işareti kalmasın,yarınlarda kendinizi suçlamamak adına elinizden gelen her güzelliği yapın...tüm bunlara rağmen anneniz yine böyle devam ederse ..."anneciğim canın sağolsun Allah'a sağlığın ve iyiliğin için duacıyım"der ...önüne bakarsın sonuçta sende annesin iki evladım var diyorsun...onlar için iyi olmak ve ayakta kalmak zorundasın ve tabii yine onlar için haklarınıda korumalısın....umarım herşey iyi olur...çok üzülmemeye çalış ....esenkal
 
burada yazılan "sonuçta annen o senin" sözlerini anlamakta zorlanıyorum. anne sadece doğurmakla olunmuyor, bu yüzden kimse annesini kutsal bulmak veya sevmek zorunda değil.anne önce anne olsun da bizler evlat olalım değil mi?

yazan: eşekten düşen.
 
arkadaşlar bazılarınız bana kzıacak ama bu bilimsel bir gerçek annelik içgüdüsel bir duyug değil öğrenilebilr bir duygu bir tür güdü... yani düşünceyel oluşabilir birşey
bunun kanıtı da bu tür sorunlar yaşayan anne-çocuklardan görebiliyoruz...
daha örnekler çoğaltılabilir

Bence haklısın annemde hep ananemden şikayet ederdi.Teyzem boşandığı için teyzeme düşkünlüğünden hatta kendisi yağdırıken.4-5 sene önce teyzem ananemin ne kadar iyi olduğundan bahsetti.Anlamlandırabildim ozaman.Teşekkür ederim, sözlerinle, her ne kadar kızıma uzak diye gelemediğini söyleyip küslüğümüzü gizlesemde ileride çok kızsam bile agzımı açmamamın gerektiğini iyice anladım.
 
"anneler evlat ayırımı yapmaz"kim ne düşünürse düşün bu cümle bana göre artık klişeleşmiş veya alışkanlık edilmiş bir cümle.....derken yanlış anlaşılmasın anneler genelde evlatlarını çok çok sever bu yadsınamaz bir gerçektir sonuçta bir çoğumuz anneyiz....ama kendi anneliğimizden çıkarak her anneyi kendimiz gibide algılamak hata olur...yukarda bir arkadaşımızında belirttiği gibi çocuğunu sokağa atanda anne,evladını öldüresiye dövende anne hatta kendi çocuğunu öldürende anne(daha yeni gazetelerde haber olmuştu kızını önce fare zehiri ve ilaçlar içmeye zorlayıp,sabah ölmediğini görünce yüzüne yastık kapatıp boğan bir anne vardı....işte oda bir anne!!!!)....ben şöyle düşünüyorum anneler evlat ayırımından ziyade bazen bir evlatlarına veya sahip olduğu evlat sayısına göre ikisine,üçüne vs....karşı daha hassas olabiliyorlar....ve evet bu hassasiyet zaman zaman kantarın topuzunu kaçırıp bir diğer evladı ciddi anlamda bunalıma götürebiliyor bana göre bu da şiddetin bir başka türlüsü....aslında evladını sevmiyor değildir seviyordur ama ondan kendine ve hassasiyetlerine karşı kayıtsız şartsız uyum bekler....evlat ise rahatsızlığını belirtirse onu hayırsız ve kendini üzen bir evlat olarak görmeye meyil eder...açıkcası ben bu durumda hala anne haklıdır diyemiyorum ...sırf anne olduğu için haketmediği bir haklılığı ona teslim etmek bence doğru değil....anneler babalarda hata yapar (insandırlar sonuçta) ve eğer hata yapıyorsanız tabiiki eleştirilir ve yargılanırsınız....sözüne çok değer verdiğim bir ablamın yıllar önce söylemiş olduğu bir cümle vardır "hayatta annen! dahi bir tokat atmışsa,ve bunun haksızca olduğuna inanıyorsan ...dönüp gözünün içine bakacaksın ve nedenini soracaksın! sormazsan o tokatların bir diğer ikincisi,üçüncüsüne hazırla kendini...sormadan kabullenen tüm tokatlara hazır olacak...çünkü annen bile bu kabullenişi görünce ikincisi için çok düşünmeyecektir!!!"......tabii bu sorgunun uslubu kişinin kendisine ve yapısına kalmış bir şeydir (ben her zaman kişisel olarak asaleti kaybetmemekten yanayım)...fakat hiç unutmadığım ve zaman içinde doğruluğuna yüzlerce kez şahit olduğum bir ifadedir bu cümleler.....her zaman anne ve babalara hatta onlardan sebeb sahip olduğumuz anneanneler,babaanneler ve dedelere dahi saygıda kusur edilmemesini şiddetle savunuyorum....üzülmemeliler...fakat bir yerde haksızlık varsa bunu uygun bir dille dile getirmeninde yerinde ve doğru olduğuna inanıyorum....

konu sahibi arkadaşım sizin içinde bir yorumda bulunmak istiyorum çünkü içten içe hissettiğiniz acıyı anlayabiliyorum...şu an biraz işlerim olduğu için yorum yapamayacağım ama ilerliyen saattlerde yazacağım...sevgiler

Bence o abla kesinlikle haklı insan başına gelen bazı şeyleri bilmeden aslında kendisi hazırlıyor.
 
Hepinize cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.Özellikle ekrulum mor ametist ayırdığın geniş zaman için
 
Sebep ne olursa olsun anneyle küs kalınmaz. Çok günah bir an önce barış cnm
 
inan okurken senin adına çok üzüldüm. bu arada yazılanların tamamını okuyamadan sana bir şeyler yazmak istedim. benim de çevremde seninle aynı durumda olanlar var. maalesef. ama ben sana tanık olduğum bir son u anlatmak isiyorum. k.validem 17 yaşındayken k.pederime kaçmış. annesi bir daha hiç konuşmamış. ne torunlarını görmek istemiş ne de torununun çocuklarını. üstelik anı yerde oturuyorlar. nasıl olduysa k.validemle hiç karşılaşmamışlar bile. eşimin anneannesi beyin kanaması geçirdi ve hastahaneye yattı. gittik. eşim de çocukken sadece uzaktan gördüğü anneannesini ilk defa yakından görüyordu. ama k.validemle resmi olmama rağmen onun gözlerinden yaşadığı duyguları okuyabiliyordum. çok büyük bir özlemle bakıyordu annesine. içimden yalvardım birkere annesi kızını görsün diye maalesef olmadı. kaybettik. burdakileri okurken aklıma yine o an geldi. k.validemin hissettiği özlem, herşeye rağmen barışmak için inatçı olmayışının pişmanlığı ve geri gelmeyecek anları.
ve evini boşaltacakları zaman k.validem yine bir gerçekle karşılaşmış. bir akşam bize geldiler k.pederimle elinde bir kaç torba vardı. bize getirdiği şeyler annesinin yıllarca sakladığı k.validemin ilkokul defterleri , hazırladığı çeyizleri, yarım kalmış bir kazak ve kalan yünleri. bir kısmını bize bir kısmını görümceme hediye etti. ve onları verirken de annem beni hep sevmiş baksanıza dedi.
arkadaşım kolay değil yaşadıkların ama nolur bunları sen yaşama. sonuçta annenin eksikliği her zaman hissedilir. kaç yaşında olursan ol.
 
sen allaha havale et canim kuslugu o istiyorsa sucun yok ama sen kusme ne olursa olsun
bu dunyada degilsede obur dunyada alirsin
 
Şuan nNasılsıniz annenizle ne durumdasiniz
 
Back
X