• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Asker Yolu Beklemek Budur!

  • Konu Sahibi Konu Sahibi susu_
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
vay be ilk yazdıgımda şafak 413 müş şimdi olduk 140:72::72:
 
hıçkıra hıçkıra ağlıyorum
beraber geçirdiğimz son 19 gün kaldı
onu o kdar çok seviyorum ki, beklemelere razıyım yeter ki gelsin o bana.
teşekkr ederim yazı için.
bu duygular kötü ama bi aşk için de okadar güzel. değerli.
kavuşma anını sabırla bekleyeceğim.
ona sarılacağım ilk günün hayalini kuracağım..
 
nedir bu askere gidince ayrılırsın bıkar bırakırsın demeler ya.
bunları düşünen ortalık malı zihniyetler niye kendileri gibi sanıyorlar karşısındakileri.
öldürüvercen acımadan.
 
nedir bu askere gidince ayrılırsın bıkar bırakırsın demeler ya.
bunları düşünen ortalık malı zihniyetler niye kendileri gibi sanıyorlar karşısındakileri.
öldürüvercen acımadan.

kımsenın dediklerine kulak verme sen yoksa üzülürsün canım..
herkes konusmayı bilir ancak..
zaman geçtikçe şafak kaç diye sorarlar okadar zaman beklenırmı derler..
ama aşk işte öyle bi bekleniyokii
 
beklemezmiyimmm ömrümün sonuna kadar beklerim gerekirse yeter ki sonunda gelen o olsun..
 
evet bende bekliyorum! ne zor ne ağlak zırlak günler yaşadım! askerlik psikolojisi midir nedir mal gibi oluyorlar sona doğru... donuk...odun gibi.... evet ilk gittiğinde çok üzülürdüm çok ağlardım... ama şimdi sona yaklaştık diye ağladığım günlerin hırsını ondan çıkarıyorum:) sinirlenip bağırıp çağırıyorum telefonda elimde değil... amaa.... ben kızdıkça sinirlendikçe daha bi kıymetli oldum lan! yani şunu anladım... kaybetme korkusunu azıcık yaşamaları lazım bu askerlerin! zaten askerden gelince terkedilen kızlar gibi şeyler duydukça sinirlerim tepeme çıkıyordu... .. ama bir gelsin.. burnundan fitil fitil getircem... o 7 ay ağladığım günlerin acısını.. iyice katılaştım artık... bu duyguyu seviyorum galiba.. hayırlısıyla bi gelsin :) herkesinki gelsin sağlıkla mutlulukla inşallah.... kimbilir belkide.. ve evlendiiikkkkk diye bir mesaj yazarım buraya gelecek zaman:) o askerse bende bekliyorum işte! resmen hayat enerjini çalıyor bu beklemek....içimde kocaman bir hırs duygusu var ! seviyorum da:) bazen de sevmiyorum bana odun gibi davrandığında..... hayırlısı bakalım
 
:69:Seni özlemek nasıl bir borçsa, özle özle bitmiyor...:69:

:nazar:$afak 26.. ♥♥♥Eskişehire Selam:nazar:

:72:SEvdiğimi geri ver artık Eskişehir:72:

:123:Seni Çok Seviyorum Askerim..:123:​

12946.jpg
 
en son yazdıgımda şafak 26 :16:
şükürler olsunki artık şafak falan yooook:nazar::60:
 
Askerlık..

özlemeye ıyıce alıştıracak gözuyle bakılan ama kazın ayağının oyle olmadığı sendrom..

Askerlık..

Sabrını sınayan..sabrım yok dıyeceğiniz anda sıze içinizde sabır madenı bulduran olgu..

Gel şafak gel..yoksa methıyeler düzmeye devam edeceğim..
 
Asker yolu beklemek içinde bir burukluk bağrında bir kaya parçasıyla anılarına sığınıp yaşamaya çalışmaktır.Bu dönemde herşey iki katına çıkar,mesela ben sevgilim gitsin diye dört gözle bekledim ikimizde ii geliceğini düşünüyordum çünkü bu ayrılığın ama hiç öyle olmuyor.Tabi gerçek sevgi varsa ancak bu duygular yaşanır şimdi ona olan bağlılığım sevgim güvenim 2kat artıı aşkııımm diyen sesinden anladığım kadarıyla onunda...İnsanın gözünde hep nem oluyor,gözyaşları hazırolda bekliyor akmak için,birde insan daha dik yürüyor gurur duyuyor sevgiliyle biliniyor ki vatan ona emanet;)Bu arada benim askerim henüz 21.gününde böyle yazdığıma bakmayın,tam 15 ay onsuz geçicekkk ve bana en çok koyan onun olduğu şehire kaçıp gidememek haftaya yemin edicek ama ben gidemiycem bu daha da kötü....Devrik cümlelerim bulunduğum ruhsal durumumumdan ötürüdür bunuda belirteyim.Her yiğidin harcı değildir birde insan sivilde birlikteyken yeri geldiğinde çok acımasız olmalı ama bir kere bu yola girdiyseniz onu yarı yolda bırakmak bana göre en büyük hatadır allah'ım kimseyi benide şaşırtmasın,hasretlikler tez vakitte kavuşsun=)))
 
En zor zamanlar sevgilinin askerde olduğu zamanlardır. İnsan telefonun başından çekilemez ha aradı ha arayacak sancısıyla düşmeye gönlü olmayan telefon ise düşse dahi kapanıverir iki dakikada ne umdum ne buldum a dönüşüverir heyecanla beklenen telefon...
Asker Yolu Beklemek Budur
öncesinde hiç ilgini çekmediği halde televizyonda askerlik ile ilgili tüm haberleri seyretmek.. onunla beraber gün saymak.. Onsuz hiç bir yere gitmemek... hiç kabahatin olmadığı halde sana kızdığında bile alttan almak.. her yere telefonu yanına alıp gitmek.. arasa da sesini duysam diye bütün gün beklemek.. bütün gün geçmeyen dakikaların telefonda bir anda geçmesine sinir olmak... mektup yazmak.. sürekli fedakarlıkta bulunmak.. Askerlik bitince yasayacaklarını hayal etmek...

tanışıklığın ve samimiyetin minimal olduğu bir arkadaş grubu içerisinde tuhaf/üzücü/iç burkucu askerlik anılarını anlatmaya başlayan kişiye "anlatmayın bana böyle şeyler kotu oluyorum" diye takılındığında "Aaa senin de erkek arkadaşın askerde mi? bırakırsın sen onu kesin.. Ne kadar kaldı? 4 ay? yok yok bırakırsın.." gibi densiz/gereksiz/döver misin sabaha mı bırakırsın bi tepki alınırsa "ben bırakmam da senin bi bırakılmışlığın ve oradan kaynaklanan bi kuyruk acın var galiba" mealli bi cevap verilebilmesi gerekir...

Sürekli can sıkıcı bir hüzün halinde olmak. En ufak bir şeyi bile paylaşmak istendiği anda aslında onun uzakta olduğunun hatırlanmasıyla o an elde patlar. İlk ayın ardından bünye tarafından 'arkadaşlar doğal bir seleksiyon sonucunda bir bir elenir ve kalanlar gerçek dost olarak addedilir.bir de 'aman canım herkes mutlaka yapıyor üzülme' diye avutmaya çalışanların ağzını kırma isteği uyandıran süreçtir. Hele bir de gereksizcesine yapılan 'şafak kaç' esprileri en sert yanıtlara maruz kalır ki uzak durmak gereklidir...

Ya geçmişi düşünürsünüz ya geleceği. Geçmişteki anılarda kaybolursunuz gün gelir gün gelir hayallere dalarsınız geleceğe dair. Mektuplar yazarsınız. Cevaplar beklersiniz. Her gün posta kutusuna bakarsınız. Mesajlar yazarsınız içinizde aman yakalanmasın diyerek şafak sayarsınız onunla beraber...
...

Onsuz bişey yapmak gelmez içinizden. Ev kuşu olursunuz. Ona anlatmak istediğiniz şeyleri paylaşmak istediklerinizi her gün mail olarak ona yazarsınız. Her şeyi maillerde anlatınca gerçek mektupta yazacak bi şeyler kalmaz. Ama herkes de size gerçek mektup yaz onu defalarca okur der kafa karışır bir kere daha ne gereksiz şey şu askerlik sevdiğimi benden ayırdı diye profesyonel ordu sistemine geçmeyi istemeyenlere kızarsınız...

Hiç bitmeyecek gibi gelir beklemek. Bazen ne çabuk geçmiş günler dersiniz bazen daha bir sürü gün daha var dersiniz. Kafa karışır algı bozulur. Ama o yanınızda olmasa bile her şeyi onunla yaşarsınız...

Daha önce anladığınızı sandığınız insanlara "Allah kavuştursun" derken acılarını paylaştığınıza inandığınız fakat ancak ve ancak kendi başınıza geldiğinde ne olduğunu tüm ağırlığı ve uçsuz karanlığıyla kavrayabildiğiniz durum...

önce gideceği güne kadar yanında çektiğiniz acıları en büyüğü sanırsınız ; bir türlü doyamaz o ısıyı stoklarsınız.. yüzünden binlerce kare fotoğraf çekersiniz gözlerinizle.. sonra uğurlama anı gelir ki ilkinden kat be kat büyüktür ağrısı... sonra ertesi günden itibaren başlayan o tuhaf kıvranış algılayamama hissizleşme.. her an anahtarını sokup kapıyı açıverecekmiş ya da yan odadan gözleri uykulu çıkıverecekmiş boşalan fincanını uzatıp kedi misali bakıverecekmiş gibi beklentilerle dolu yanılsamalar.. Çiftten çifte bekleyenden bekleyene yaşanmışlıktan yaşanmışlığa fark var elbet en önemli ayrım bu hissedilen boşluk kıyasında. Evde sokakta hatta şehirde onsuz yaptığınız hiçbir şey yoksa 24 saatiniz birlikte geçmişse ve seneler dökmüşseniz ortaya eh biraz da saplantılı bir bağlılığınız varsa işte o zaman işiniz yaş...

Sonrası da geçmek bilmez. Algıda seçicilik tavana vurur daha önce dikkat etmediğiniz asker haberleri yüzünden televizyon açamaz olur yolda yanınızdan geçip giden askerlere "Allah sabır versin" derken bulursunuz kendinizi. Bütün askeri terimleri öğrenir tencereye teskere deyiverir acınan gülüşmeler yaşarsınız...

Tek emin olduğunuz geçmişinizdir sırtınızı ona dayar belirsiz geleceğe dair planlar yaparsınız. Hırs olur biraz içinizde bu bekleyiş bu arada yapmanız gerekenler adına. Güçlü olmalıyım diye kendinizi zorlar ama sıklıkla vurup geçen zayıflık hissine aldırmamaya çalışırsınız...

"aldatmaya en meyilli kadın" bakışlarına inat daha bir gururla şafak kartını karalarsınız. Neticede bazılarının dediği gibi gerçekten dopdolu bir yürekle beklenir ve sonunda vuslata erilirse kimilerinin "her kadına nasip olmaz asker beklemek" cümlesini kendinize ispatlarsınız...

Bir yanının hep eksik olmasıdır. 'geçer!' 'aman ne kadar az kalmış!' 'askerlik mi bu?' diyenlerin sözü o an için dinlenir iç sesle sürekli konuşulur hatta çene düşer ama eve gelinip kanepeye tek başına oturulunca sessizlik baslar. Zaman yine durur. Resimlere bakmak dolapta olan birkaç kıyafeti binekşi kez düzeltmek. Yine de en güzel çare telefonun çalmasını beklemektir...

izin gününde İnternet cafe ve kamera bulmuşsa onu gördüğünüzde dünyanın en çaresiz en özlem dolu en hüzünlü insanı olursunuz bir anda ama bir o kadar da mutlu...

Hayatın en sadık en içe kapanık ve en karanlık bekleme dönemi. Beklemek beklemek sadece beklemek. Başka hiçbir şey değil. Anlatılarak bitirilemeyecek paylaşmayla azalmayacak bir özlem...

Mümkün olduğu surece "dayanamayıp sevgilinin peşinden askerlik yaptığı şehrin yollarına düşmektir bilinmedik bir şehre giden virajları ezberlemektir...

telaşlı ve slow motion ilerleyen bir zaman dilimidir asker yolu beklemek...


Ağlattın beni yaa :14:

".Hayatın en sadık en içe kapanık ve en karanlık bekleme dönemi.."
 
ASker yolu beklemek zor arkadaş !

Atarsa 204
:31:
 
bu nasıl bir anlatımdır.. her yarenin aklından yüreğinden geçeni bu nasıl güzel kelimelere dökmektir.. daha şafak çoook karanlık benim de.. 447...:ssz: ama en sonunda şafak yok dediğin mesajı okurken ki halimi anlatamam sana..
çok teşekkürler paylaşımın için..
:42:
 
Back
X