Evladını bir ay önce sezaryen ile erken doğurmak zorunda kalmış ve 5 gün sonrasında da toprağa vermiş bir anne- melek annesi- olarak ağlayarak okudum yazdıklarınızı ve bende öyle bir his uyandırdınız ki. Ne kadar bir şey için olur veya olmaz gözüyle baksak da, bu gerek hisle olur gerekse kesinleşmiş bir teşhisle, her şeyi veren de Allah, alan da..
Ben 25 haftalık hamileyken, bundan tam bir ay önce kasılmalarım başladı. Doktor bir ilaç verip yolladı ertesi gün de şiddetlenince başka bir ilaç verdi ve eve istirahate yolladı. Tam eve gittiğim an birden öyle şiddetli bir kanama başladı ki. Anlamıştım zaten o gün uyandığımda bebeğimin durumunun iyi olmadığını, normalde tekme atmadan duramayan oğlum öyle az kıpırdıyordu ki. Dokunuş şeklinde zar zor hissediyordum içimde..Hayatımın en kötü günüydü o gün,umutlarımın hayallerimin yıkılıp altında kaldığım gün. Ambulansla önce ilçedeki devlet hastanesine kaldırıldım. Bebeğimin kalp atışlarını duydum orada, minicikti ama dayanıyordu. Ardından bir buçuk saat uzaklıktaki araştırma hastanesine.. oraya gittiğimde de yaşıyordu oğlum. Ama doktorlar aniden sezaryene alınmam gerektiğini söylediler. Ağlamaktan, 2 dakikada bir gelen sancımdan, durmak bilmeyen kanamadan helak olmuştum ki daha minicik 600 gram olan oğlumu doğurtacaklarını söylüyorlardı bana. Nedenn dedim, daha dün her şey yolundaydı kıpır kıpırdı ne oldu oğluma dedim ve korktuğum cevabı aldım. Plasentası yani bebeğimin eşi erken ayrılmıştı hem de %50.. bu durumda doğduğunda nefes alması bile mucizeydi kii daha küçük olduğu için ciğerleri bile gelişmemişti yavrumun. Beni uyuttular, uyandığımda karnım da boştu yanım da.. bebeğimi daha gelişmiş küvözleri bulunan bir hastaneye götürmüşler. 2 gün kaldım hastanede, herkes yanımda bebekleri kucağında emzirip uyurken ben hep hayırlısını diledim, ağladım ama isyan etmedim.
5 gün dayanabildi yavrum Kaanım. Kimliği bile elimize ulaşmadan ölüm haberini aldık bebeğimizin. sağdığım sütleri bile yetiştiremedim ona. Bir kere görebildim o da 5 dakika. Sonra buz gibi minicik bedenini verdiler bana, onu bastım bağrıma.. daha çok şey yazarım bu hislerimle ilgili ama ağlamaktan yazamıyorum.
Her şer gibi görünen şeyde bir hayır vardır diyorum artık hep. Oğlumun sayesinde namaza başladım, Allah’ımla yakınlaştım. Evet o ilk denediğimiz ay hamile kalanlardanım ben de arkadaşlar ama inanın hayatta böyle bir acının tarifi yok..
Gelgelelim sebebine. 5. Ayımda tansiyonum bir anda yükselmişti ama Doğum yapmadan önceki hafta normale düşürmüştük. Bazıları tansiyon gibi sebepler sayarken hiçbir sebep olmadan bu olay başına gelenler de var. İlk gebeliğinde sorunu olmadan doğum yapıp, ikincisinde veya üçüncüsünde bu olayı yaşayanlar da.Ve beni asıl kötü hissettiren şey, bir daha gebe kalırsam bu olayın tekrarlama riski. Bu olayı yaşayıp ardından evladını sağlıkla kucağına alanlar da var ama ben nedense çok kötü hissediyorum yaşadıklarım hala gerçek değilmiş de bir kabusun içine hapsolmuşum gibi..
Sizin hikayeniz bana, benim şu yıkık haldeki psikolojime o kadar dokundu ve aslında güç verdi ki anlatamam.. Olmaz diye bir şey yokmuş, yeter ki Allah istesin. Evladını kaybetmiş ama lohusa bir anne olarak dua ediyorum ki Allahım içinde evlat hasreti olan tüm kardeşlerime hayırlı, sağlıklı evlatlar nasip etsin inşallah
