Astıma İyi Gelen Şifalı Bitkiler Nelerdir?

Caddy

Guru
Pro Üye
28 Mart 2012
8.170
2.000
Solunum güçlüğüne neden olan bir solunum sistemi hastalığı olan astıma, alerji, akciğer hastalığı ve ruhsal olaylar nedenler olabilir. Ev hayvanlarının tüyleri, yün lifleri, kuş tüyü gibi maddelerin yanı sıra ev tozları nöbete neden olabilir.



Astımın nedeni genellikle birden fazla etkenin bir araya gelmesine bağlı bulunduğundan, astıma karşı bağışıklık sağlama çabaları etkisiz kalmaktadır.



Bu hastalıkta zorluk soluk asmada değil soluk vermededir. Akciğerdeki ufak hava borularının daralmasından ötürüdür. Dolayısıyla kişi ciğerlerinden gerektiği kadar hava çıkaramadığından ancak buna karşın normal hava alabildiği için akciğeri şişer.



Kişinin astım nöbetlerine alerjik nedenler sebep oluyorsa bu ortamın tamamen izole edilmesi gerekmektedir.

Aşırı tedirginliklerden, üzüntü verebilecek duygusal sorunlarda elden geldiğince uzak durulmalıdır.

Fazla kilo da astım için olumsuz etkenlerdendir.

Sigara içmemeli hatta sigara içilen ortamlarda da bulunulmamalıdır.

Astım Rahatsızlığına İyi Gelen Şifalı Bitkiler Şöyle Belirtilmektedir;

Andız otu kökü; ezilip balla karıştırılarak yenirse astıma çok iyi gelir.

Çam filizi (75 gram) akşamdan bir litre su içine bırakılıp sabahleyin kaynatılarak on dakika dinlendirildikten sonra balla karıştırılarak günde iki kahve fincanı içilirse, astıma çok iyi gelir. Sıcak içilmelidir.

Devetabanının suda kaynatılıp, buharının solunması astıma ve her türlü nefes darlığına iyi gelir.

Maydanoz tohumlarının ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen saf maydanoz suyu astıma iyi gelir.

Nar, havuç ve soğan astıma iyi gelir.

Astım Rahatsızlığında Şifalı Bitkilerle Uygulanan Bitkisel Reçeteler İse Şöyle;

Kahvaltıdan önce bir bardak kaynatılmış nane suyu içilmesi iyi gelir.

İyice yıkanmış bir adet küçük boy marul arzuya göre limon ve tuz eşliğinde yenilebilir.

Bir bardak taze sıkılmış havuç suyunun içine bir tatlı kaşığı bal katılarak günde üç kez taze hazırlanarak tekrarlanır.

Bir litre suyun içine bir çorba kaşığı sedef çiçeği ve bir tutam dereotu katılıp kaynatıldıktan sonra günde üç öğün bir çay fincanı içilir.

Bir çorba kaşığı üzerlik tohumu dövülerek toz haline getirildikten sonra bir tatlı kaşığı bal ilave edilerek macun kıvamı alana kadar karıştırılır. Günde aralıklarla üç tatlı kaşığı yenilir.

Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı kantaron katılıp kısa bir süre demlenmesinin ardından sabahları aç karnına içilir.

Bir litre suyun içine iki çorba kaşığı adaçayı, iki çorba kaşığı sığır kuyruğu, bir çorba kaşığı anason katılıp kaynatıldıktan sonra süzülerek günde üç öğün aç karnına birer çay fincanı içilir.

Bir adet limon sıkılıp elde edilen suyuna bir çay kaşığı bal karıştırılıp içilir.
 
-Astımı olanlar sigara dumanından, rutubetli yerlerden, soğuk havadan korunmalıdır.

-Alerjiye neden olan faktörler tespit edilmeli ve bunlardan uzak durulmalıdır.

-Astım müzmin bir hastalıktır ve psikolojik problemlere yol açabilir.

-Akciğerlerin görevleri yapılan tedavi sonucunda normale dönebilir.

-Şikâyetlerin nadir görülmesi hastalığın iyileştiği anlamına gelmez.

-Astım büyüdükçe geçebilir fakat daha da kötü olabilir.

-İlaçların düzenli bir şekilde alınması gereklidir.

-Grip, astımlı kişilerde nefes almada probleme yol açabilir. Bu yüzden grip aşısı olmakta fayda vardır.

-Hamamböcekleri de astıma neden olur. Bunun için evde gereken tedbirlerin alınması gerekir.

-Astımlı kişilerin yatak odasında halı bulundurmamalıdır. Bu böcekler halıda barınırlar. Nemli ortamı severler.

Astımlılarda Yapılan Yanlışlar:

Astım ömür boyu devam eden bir hastalıktır ama bu her hastanın hayatı boyunca ilaç kullanacağı manasına gelmez.

Astımlıların en az üçte birinde "ilaç bile kullanmadan" tam kontrol sağlamak mümkündür. Çocukluk çağında başlayan astımın hastaların yarısından fazlasında buluğ çağından sonra kendiliğinden iyileşmektedir.
 
Astım, hastanın normla bir hayat sürebilmesi için tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Yapılan tedaviyle hastalık kontrol altına alınabilir. Eğer çocukluk çağında tedaviye başlanırsa yetişkin haldeyken tamamen önüne geçilebilir. Fakat müzmin bir hastalık olduğundan hastalığı tamamen kaldırmak yerine şikâyetleri en aza indirmek, atağın başlamasını önlemek daha gerçekçidir. Kısa sürede kurtulacak bir sorun değildir. Tedavisi uzun sürer.

Astım tedavisinde rahatlatıcı ve koruyucu olmak üzere iki tip ilaç kullanılır. Rahatlatıcı ilaçlar hastanın şikâyetlerinin arttığı durumlarda kullanılır. Sürekli alınan bir ilaç değildir. Hastanın rahat nefes almasını sağlar. Koruyucu ilaçlar uzun süreli kullanılır. Düzenli kullanılması gerekir. Astımın ve ataklarının ortaya çıkmaması için kullanılır. Hastanın şikâyeti olmasa bile kullanmaya devam etmesi gerekir.

Bu ilaçlardan burun yoluyla çekilenler doğrudan akciğere gittiğinden daha faydalıdır. Doktorlar tarafından da bu tür ilaçlar genelde tavsiye edilir. Çünkü astım akciğeri ilgilendiren bir hastalıktır.

Antibiyotiklerin, öksürük şuruplarının bir faydası yoktur. Atağın başlamasını engellemez.
 
Astımda bronşlar daraldığından en önemli bulgu nefes almada güçlük çekmedir. Hasta hem nefes alırken hem de verirken zorlanır. Nefes verirken hava dışarı zorlanarak çıkar ve hırıltılı soluk alıp verme görülür. Hastada hışırtı tarzında ses oluşur. Astımda sık karşılaşılan bir durumdur fakat başka solunum yolu rahatsızlıklarında da bu hırıltı duyulabilir. Sadece astıma özgü bir belirti değildir.

En çok görülen belirtilerden biri de öksürüktür. Özellikle gece ya da sabaha karşı ortaya çıkar. Kuru ve inatçı bir öksürüktür ve uykudan uyandırır. Sebebi balgam ya da bronşun etrafındaki kasların kasılmasıdır. Hasta doktora balgamı çıkardıktan sonra rahatladığını söyler. Astım hastaları sık nefes alıp verir. Çünkü aldığı nefesin yetmediğini düşünür ve zorlanır.



Astım çok ağırlaştığında hastada morarma görülebilir. Ayrıca göğüs bölgesindeki deri özellikle kaburgaların arasındaki içe çöker ve kanurgalar belirginleşir. Mutlaka doktora görünmek gerekir. Bu belirtiler sadece astımda görülmediğinden diğer hastalıklardan ayırt etmek gerekir. Astımın belirtileri özellikle sabah doğru görülür.

Astım Tanısı Nasıl Konur?

Hastalığın tanısını koymak zor değildir. Bunun için uzman bir doktora başvurmak yeterlidir. Hastanın şikâyetlerinin yanında hastalığın kesin tanısı için bazı testler ve tetkikler yapılır. Zor ve acı verici bir yöntem yoktur. Solunum testi yapılır. Akciğerlerin ne kadar hava alıp verebildiğine bakılır. Akciğer filmi çekilir. Eğer alerjiye bağlı bir astım olduğu düşünülüyorsa bunun için kan testleri ve deri testleri yapılır.

Ayırt edilemediği durumlarda gerekirse balgam ve ter testi, akciğerin görüntülenmesi yapılabilir.
 
Çevresel faktörler ve aileden gelen kalıtsal faktörler astım oluşumunda rol oynarlar. Bu faktörler hastalığın ya da astım nöbetinin oluşmasına neden olur. Ailede astım hastası olanlar bu hastalığa daha yatkındır. Hem annesinde hem babasında astım hastalığı olanlarda risk daha fazladır.

Astımın nedeninin büyük kısmını alerjik faktörler oluşturur. Bazı kişiler bazı maddelere karşı daha duyarlıdır. Çiçek ve ev tozları, kedi tüyü, evde yaşayan bazı böcekler… Bu böcekler nemli yerlerde yaşarlar ve astıma neden olan önemli bir faktördür.

Nem de astımı tetikleyen bir faktördür. Mevsim değişiklikleri özellikle soğuk hava astım atağının başlamasına yol açabilir. Solunum yolunu tahriş eden bazı kimyasal maddeler vardır. Daha doğrusu bazı maddeler vücutta kimyasal reaksiyona yol açar. Kömür ve tebeşir tozu, sigara dumanı, kirli hava, parfüm-sprey gibi kokular astımı tetikler. Özellikle sigaradan ve dumanından uzak durmak gerekir.

Bunların dışında egzersiz yapmak zaten zor olan solunumu daha da güçleştirir. Astımı başlatabilir. Bazı hastalar egzersizden önce astım ilacı alarak astım atağının başlamasını önleyebilir.

Astımın başlamasına neden olacak bazı meslekler de vardır. Bunlar kuaför, mobilyacı, fırında çalışanlar gibi… Özellikle kışın görülen soğuk algınlıkları astıma neden olmaktan çok astımlı kişilerde atağın başlamasına neden olur.
 
X