Ataerkil düzenin kadını ezmesi

Bu kişisel bir seçimdir. Karşıtı da bir seçimdir. Nötr olmak da bir seçimdir.
Saygı duymak gerekir.

İnsan, salt düşünceleri neye onay veriyorsa,ruhu nasıl mutluysa öyle yaşamalıdır.

İdeolojileri evrensel gerçek olarak kabul etmek doğru değil.
Bu kişinin doğrusu olabilir, evrensel bir gerçek değildir.

Faşizm de bir ideolojidir, fakat bir çok insan antisidir. gibi gibi..

Bir de ideoloji toplumdan topluma farklılık gösterebilir.
Toplumun ideolojiyi sindirememe sebebi asırların getirdiği kültürdür.
Kültürün ayrılmaz ikilisi din.
Bu sebeple çatışmalar olabilir, yargılamamak gerekir.
Çünkü değişim zaman ister. (Bu değişim kafamızdaki doğrular doğrultusunda olacak diye bir kesinat da yoktur, çünkü kafamızdaki doğrular birer gerçek değildir)
 
Kesinlikle katılıyorum ama feminizmi amacından saptıran kişileri feminazi diye tanımlamayı doğru bulmuyorum. Şey gibi geliyo bana, kadın cinayeti ya da tecavüz suçu işleyen erkekleri "canavar" olarak nitelendirip erkek kelimesine leke surdurmemeye çalışmak gibi. Hayır bu insanlar ne yazık ki feminist, en azından beyanları bu şekilde. İslami aşırı radikal yaşayan bı insana müslüman değil diyebilir miyiz? Ben kendi adıma radikal olarak adlandirmayi tercih ediyorum. Ve kendime feminist demekten de hiç kacinmadim, biz feminizmi terkettikce bu iş böyle insanların eline kaliyo çünkü. Şahsi fikrim feminizmi onların sahiplendiğinden daha çok sahiplenmek, bu insanların içimizde olduğunu kabul edip onları ayiklayarak ama otekilestirmeden ilerlemek. Eskiden olduğu gibi bı kişilerin sadece "feminist" değil, radikal ya da marjinal feminist olarak anilmalarini sağlamak.

Feminazi diye bir kavram da var ama sonuçta. Ben bunun radikal feministleri aşağılamak için kullanılan bir argo tabir olduğunu bilmiyordum tabi.

Feminist kelimesinin kadın kelimesinden türetilmiş olması da biraz pozitif ayrıcalık gibi gelmeye başladı bana. Kelimeyi sevmemeye başladım açıkçası ben. Fırsat eşitliğinden, hayatın her yönünde cinsiyet, cinsel yönelim veya cinsel kimlik farketmeksizin herkesin eşit olması gerekliliğini feminizm kelimesi sanki artık karşılamıyor gibi geliyor bana açıkçası. Ben daha çok bireysellik ve bireysel eşitlik olarak tanımlayabiliyorum görüşlerimi.
 
normalde, hatta hukukta; kocası - karısı ölmüş ya da boşanmış insana dul denir.

normalde, hatta hukukta; evli bir çiftin erkek olanına koca, kadın olanına karı denir.

eğitim seviyesinin yüksekliği; kavramların isimlerini değiştirmekle olmaz.

bu ülkede; sözde eğitimlilerdeki eziklik hissi, taşradakilerde yok.

sen dul yerine 'bekar anne' dersen; bu seferde insanların aklına nikahsız çocuk doğurmuş kadın gelir mesela...
Eşi ölene dul denir evet. Ama boşanana dul denmez. Beni alıntılayıp niye polemik yaratmaya çalışıyorsunuz?
 
Feminazi diye bir kavram da var ama sonuçta. Ben bunun radikal feministleri aşağılamak için kullanılan bir argo tabir olduğunu bilmiyordum tabi.

Feminist kelimesinin kadın kelimesinden türetilmiş olması da biraz pozitif ayrıcalık gibi gelmeye başladı bana. Kelimeyi sevmemeye başladım açıkçası ben. Fırsat eşitliğinden, hayatın her yönünde cinsiyet, cinsel yönelim veya cinsel kimlik farketmeksizin herkesin eşit olması gerekliliğini feminizm kelimesi sanki artık karşılamıyor gibi geliyor bana açıkçası. Ben daha çok bireysellik ve bireysel eşitlik olarak tanımlayabiliyorum görüşlerimi.

Şuanda öyle gelmesi çok normal. Ama feminizmin batıda ortaya çıktığı dönemde kadınların oy verme,miras alma, çocuğunun velayeti ve eğitim gibi konularda hiçbir hakkı yoktu. Kadına da erkeğe de uygulanan bi baskı vardı elbette ama kadın her zaman erkeğin bı basamak altındaydı. Kadınların baş kaldirisi olarak feminizm kelimesi kulağa yanlış gelmiyo ama artık hedef de büyüdüğü için yetersiz kalıyor evet
 
Boşuna birbirinizi alıntılayıp fikirlerinizi kabul ettirmeye çalışmayın
Oldukça bireysel bir konu açıkçası
Bireysel olarak kendi özgürlüğümüzü kazanabiliriz
Mesela konuyu yazan arkadaş dul adından bahsetmiş...

halbuki kulak ardı edip özgür olunabilirdi
Özgürlük kolay kazanılmıyor yeri gelıyor kavga edıyorsun yeri geliyor amannn diyorsun böyle böyle kazanılıyor

ama kimseye de eyvallahın olmaması gerek

etinden sütünden faydalanmak ne demek ya bu anlayısı da hiç bir zaman anlayamıyorum
Ee evlenıyorsun çocuk doğuruyorsun senın rahmin kullanılıyor kilo alıyorsun

depresyona giriyorsun
Babanın spermi kullanılıyor

hayatta herkesin bir şeysinden faydalanıyor ki
Kaldıki evlilikde karşılıklı yararlanmaya bağlı birbirinden bazı konularda

duygusal olarak bırbırınıze iyi geldıgınız ölçüde birliktesinizdir
Duygusal yararlanmada var

Etimden sütümden faydalanılmasını istemıyorsam ne evlenırım ne çocuk yaparım mesela
 
Doğru bunda polemiğe girecek birşey yok
Çoğrafi olarak nereye yakın isen oranın kültürünede o kadar yakınsın demektir
Sudoku sizin için demiyorum ama burada bile kadın ailesinden dert yandı mı ailemle sıkıntım var dedi mi Kaç yaşındasın niye ayrı eve çıkmıyorsun diye taşlayanlar oluyor ya da Öteki Kadın sevgilimle aynı evde yaşıyoruz dediği zaman bu sefer diğer tarafta taşlamaya başlıyor tüü kaka diyor. Burada bile kimsenin kimseye saygısı yok ki
 
Kuzenlerim arasında kızlardan darbe yedim.
Akrabalar arasında genelde teyze ve hala hala gillerden darbe yedim.

İş ortamına girdim hep kadınlar üstüme geldi kadınlardan yersiz rekabet dolayısıyla haksız hakaret işittim.(seviyesiz insanlardı bunu yapanlar ayrıca onların seviyesine inmedim inmem...)

Evlendim tüm aile severken görümcem sevmedi...
Komşuluk ilişkilerinde yine kadınlar kadınları çekemiyor.
yani kısa ve öz kadınlar kadınların kuyusunu kazıyor ve kadınlar kıymet bilmeyen erkekleri yetiştiriyor.

Kadınlar kadınları sevecek ki ondan sonra erkeklere sıra gelsin biz birbirimizin kuyusunu kazdıkça erkekler çok zor anlar kıymetimizi...
 
Polemik yaratmak istemiyorum ama genel olarak ve gözlemlediğim kadarıyla Doğu ve Ortadoğu bölgesindeki ataerkil düzenin sebebi inançlarla ilgili.

Katılıyorum burada bile erkeğin bilmem kaç nefsi var ama kadının 1 nefsi var benzeri yorumlar görüyorum.
Erkek dediğin hizmet bekler, cinsellikte yatakta nirvana yaşatmanı bekler, yoksa aldatır seni diyen zihniyetler bol...
 
siz avrupada kadın olmayı iyi bir şey zannediyorsunuz galiba... yada amerikada...

batıda kadın, ya etinden ya sütünden faydalanıldığı kadar kıymetlidir. fayda bittimi kıymet biter.

batıda kimse sana sırf kadın olduğun için kıymet vermez. hatta insan olduğun için bile kıymet vermez.

bizim çoğrafyamızda ise aile kadının zırhıdır. (genel bakış budur. istisnalar kaideyi bozmaz.)

ama siz; bu zırh beni sıkıyor, içinde rahat hareket edemiyorum deyip zırhı çıkartırsanız, işte o zaman tüm darbelere açık hale getirirsiniz kendinizi.

zırhın bir ağırlığı ve sıkıcılığı var evet. ama şunu bilin ki o zırhı tamamen çıkarabilenler, çıkaramayanlardan çok daha fazla darbelere ve yaralanmalara maruz kalıyorlar bu hayatta. ama sırf kuyruğu dik tutmak adına bunu artık itiraf edemiyorlar. o da ayrı bir mesele...


Aynen çok haklısınız (!)
O yüzden en az 1915 kadın cinayete gitti ve bunların çoğu kocası ya da ailesinden en yakınlarıydı.

"... Çıkaramayanlardan çok daha fazla darbelere ve yaralanmalara maruz kalıyor bu hayatta." Bunun tek bir sebebi var o da cahillik yoksa "kuyruğunu dik tutmak"la hiçbir alakası yok. Boyun eğmek hiçbir şeyi değiştirmez farkında mısınız? Lütfen ama.
 
Katılıyorum burada bile erkeğin bilmem kaç nefsi var ama kadının 1 nefsi var benzeri yorumlar görüyorum.
Erkek dediğin hizmet bekler, cinsellikte yatakta nirvana yaşatmanı bekler, yoksa aldatır seni diyen zihniyetler bol...

Evet, doğduğumuzdan itibaren erkekler için programlanıyoruz.

Mesela seks hayatımızın durumu, varlığı bile belirsiz bir adama (kocamıza yani) bağlıdır.
"Evlenmeden sakın sevişme" derler mesela. Sonuçta erkek adam, bakire olmayan bir kızı alacak değil ya (!)
Çocuk olmuyorsa ilk suçlu kesinlikle kadındır. Ya da adam aldattı mı? Kadın memnun edemiyordur. Ama kimse aldatan bir kadını korumaz. Kimse ona "kocan seni memnun ediyor muydu?" demez. Çünkü o yoldan çıkmıştır ama eğer aldatan kişi erkekse, yalnızca kafası karışmıştır.

O kadar özgürüz ki öldürülmek, taciz edilmek, dayak yemek bile bizim tercihimizdir. (!)

"E sende adamın suyuna gitseydin..."

"Gece orada ne işi varmış?"

"O kadar açık giyinmeseymiş..."

"Kesin adamı sinirlendirmiştir, kimse durduk yere cinnet geçirmez..."

Boşanırsın eşinden, örneğin. Televizyonda seks sahnesi çıkınca RTÜK diye bağıranlar bu sefer üstü kapalı bir şekilde senin cinsel hayatını sorgular. Tekrar evlenip evlenmeyeceğini sorgular. Anneliğini sorgular.

Aslında sorun bizde değil sevgili kadınlar. Sorun, soyu tükenmek bilmeyen beyinsizlerde.
 
Cogu kadin erkekten daha akilli ve daha pratik zekaya sahip aslinda. Ama "sen anlamazsin" "evin reisi erkektir" diye diye kadinlari mutfaga hapsediyorlar. Kadinlar neler basarabilecegini bile bilmiyor
Soylediginin bir kismi dogru. Kadini mutfaga istese kimse hapsedemez. Buna biraz da biz izin veriyoruz. Aslinda bunun suclusu bizleriz. Sen anlamazsin denildiginde o kisiyi hayatimizdan cikaramiyoruz. Taviz veren hep kadin. Yapmak istemedigimiz birsuru seyi yapiyoruz, yapmaya da razi oluyoruz. Sorun burada aslinda.
 
Bu kadını ezen, yetiştiren yine kadınlar
Çoğu erkeği yetiştirmesini bilmiyor,
Ondandır çoğu kadın bunun zulmünü yine kadın çekiyor çünkü erkeğin vakti yok erkek çocuk ile ilgilenmeye özel sektörde çalışan zaten köle, ne zaman çocuğu ile dığru düzgün ilgilenecek bütün bu yetiştirme görevi kadına düşüyor sonuçta toplumun büyük çoğunluğu
Memur şartlarında çalışmıyor
 
Bir gün bir ortamda feministim dediğimde, 'ee neden evlendin o zaman' sorusuna maruz kalmıştım. Bunu soran erkek şahıs okumuş biri bu arada. Feminizm lezbiyenlik, erkekleri ezmek yada evlenerek kendini ezdirmek olarak algılanıyor ülkemizde.
He bide aynı ortamda bir kadın, kocası tarafından aldatılan başka bir kadın için 'elinde tutsaymış, kendine baksaymış.' dediği anda 'ben bu aptalın haklarını da savunuyorum, ne yazık.' diye düşünmüştüm.

Şuna kesinlikle karşıyım, bir kadın sevdiği bir işte kendisini ve ailesini geçindirecek parayı erkekten çok kazanıyorsa erkek yine de çalışmak zorundadır. Neden? Tamam belki hobisi yoktur adamın, hayattan bir beklentisi yoktur çalışmayı seviyordur, okey. Ama aksi taktirde çalışması gerekmez. Mesela bir çocuk var ortada, kadın kariyerinde iyi noktadaysa ve ikisinden biri işinden ayrılmak zorundaysan bence bu erkek olmalı. Bunu erkeklere söylediğimde yediremiyorlar 'ama ben sizi ezmiyorum, sizin de haklarınızı savunuyorum aslında' dediğimde inanılmaz bir tepki geliyor.

Bakın Türkiye demiyorum, dünyaca bu konuda aşırı derecede geriyiz. Belki Türk milleti olarak eski inanışlarımızda geleneklerimizde kalsaydık eğer eşitlik konusunda inanılmaz sıçrama yapardık ama maalesef kalmadık.

Birde bu işin kadının kadına yaptığı pislik boyutu var. Kayınvalide genelde oğlundan iyi bir yere geldiğiniz zaman sizi çekemez. (Yaşadım) Ama kadının annesi damadının kızından iyi veya kötü bir konuma gelmesini umursamaz. Bunun dışında tercih edilmiş olan 3. şahıs egosu var kadınların bazılarında. 'Onu benimle aldatıyor, demekki ben çok iyiyim' düşüncesi.

Kadın erkekten iyidir, erkek kadından iyidir saçmalıklarına inanmıyorum. Herkes aynı seviyededir. Kendini geliştirmek önemli. Güç gerektiren bir işi kadın da kendini ve vücudunu geliştirerek çok iyi yapabilir. Bu konuda en hasta olduğum mevzulardan biri şu, bir iş yerine veya iş türüne alt kademeye erkek işçi alınırken kadının yüksek kademeye alınma sınırı.

Askeriye vs gibi kurumlarda da aynı konumda olmalarına rağmen kadını genelde kurumda tutacak görevler veriliyor, sahadaki erkek sayısı daha fazla.

Valla bu konu çok yönlü bir konu, umarım en azından bizim çocuklarımız eşitliği görür, biz göremeyeceğiz o kesin.
 
Bir gün bir ortamda feministim dediğimde, 'ee neden evlendin o zaman' sorusuna maruz kalmıştım. Bunu soran erkek şahıs okumuş biri bu arada. Feminizm lezbiyenlik, erkekleri ezmek yada evlenerek kendini ezdirmek olarak algılanıyor ülkemizde.
He bide aynı ortamda bir kadın, kocası tarafından aldatılan başka bir kadın için 'elinde tutsaymış, kendine baksaymış.' dediği anda 'ben bu aptalın haklarını da savunuyorum, ne yazık.' diye düşünmüştüm.

Şuna kesinlikle karşıyım, bir kadın sevdiği bir işte kendisini ve ailesini geçindirecek parayı erkekten çok kazanıyorsa erkek yine de çalışmak zorundadır. Neden? Tamam belki hobisi yoktur adamın, hayattan bir beklentisi yoktur çalışmayı seviyordur, okey. Ama aksi taktirde çalışması gerekmez. Mesela bir çocuk var ortada, kadın kariyerinde iyi noktadaysa ve ikisinden biri işinden ayrılmak zorundaysan bence bu erkek olmalı. Bunu erkeklere söylediğimde yediremiyorlar 'ama ben sizi ezmiyorum, sizin de haklarınızı savunuyorum aslında' dediğimde inanılmaz bir tepki geliyor.

Bakın Türkiye demiyorum, dünyaca bu konuda aşırı derecede geriyiz. Belki Türk milleti olarak eski inanışlarımızda geleneklerimizde kalsaydık eğer eşitlik konusunda inanılmaz sıçrama yapardık ama maalesef kalmadık.

Birde bu işin kadının kadına yaptığı pislik boyutu var. Kayınvalide genelde oğlundan iyi bir yere geldiğiniz zaman sizi çekemez. (Yaşadım) Ama kadının annesi damadının kızından iyi veya kötü bir konuma gelmesini umursamaz. Bunun dışında tercih edilmiş olan 3. şahıs egosu var kadınların bazılarında. 'Onu benimle aldatıyor, demekki ben çok iyiyim' düşüncesi.

Kadın erkekten iyidir, erkek kadından iyidir saçmalıklarına inanmıyorum. Herkes aynı seviyededir. Kendini geliştirmek önemli. Güç gerektiren bir işi kadın da kendini ve vücudunu geliştirerek çok iyi yapabilir. Bu konuda en hasta olduğum mevzulardan biri şu, bir iş yerine veya iş türüne alt kademeye erkek işçi alınırken kadının yüksek kademeye alınma sınırı.

Askeriye vs gibi kurumlarda da aynı konumda olmalarına rağmen kadını genelde kurumda tutacak görevler veriliyor, sahadaki erkek sayısı daha fazla.

Valla bu konu çok yönlü bir konu, umarım en azından bizim çocuklarımız eşitliği görür, biz göremeyeceğiz o kesin.
Şunu düşünüyorum ben de ataerkil düzenle gelen erkek egemenliğinden rahatsız olduğunu düşünen buradaki kadınların çoğu az öte yanda da yine ataerkil düzence erkeğe yüklenmiş görevlerde eksiklik görünce yine bu erkekten dert yanıyorlar. (Cümlemin neresine hangi noktalama isaretini koyacağımı bilemedim.) Yani erkek eve baksın, evlilik teklifi etsin, duygularını önce o açıklasın, cinsel ilişkiyi o başlatsın, hesabı ödesin, romantik ortamı o hazırlasın, o sürpriz yapsın, o hediye alsın (mümkünse yükte hafif pahada ağır) vs. vs...
Erkeğe yüklediğimiz vazifeleri öncelikle düzenlemek daha doğru/daha hızlı olur gibi geliyo bana.
 
kadın ne çekerse başka bir kadının etkisinden dolayı çekiyor. Kadın cinayetleri bile ağam paşam yetişen, hayırı bir cevap olarak yediremeyen adam müsveddesi yetiştiren anneler yüzünden oluyor.
 
Şunu düşünüyorum ben de ataerkil düzenle gelen erkek egemenliğinden rahatsız olduğunu düşünen buradaki kadınların çoğu az öte yanda da yine ataerkil düzence erkeğe yüklenmiş görevlerde eksiklik görünce yine bu erkekten dert yanıyorlar. (Cümlemin neresine hangi noktalama isaretini koyacağımı bilemedim.) Yani erkek eve baksın, evlilik teklifi etsin, duygularını önce o açıklasın, cinsel ilişkiyi o başlatsın, hesabı ödesin, romantik ortamı o hazırlasın, o sürpriz yapsın, o hediye alsın (mümkünse yükte hafif pahada ağır) vs. vs...
Erkeğe yüklediğimiz vazifeleri öncelikle düzenlemek daha doğru/daha hızlı olur gibi geliyo bana.

Burada bir konuda “kadın isterse çalışır, kocası bakmak zorunda, çalışsa da parasını eve vermeyebilir” diyenlere “erkeğin neden böyle bir hakkı yok” diye sorduğumda ellerine geçirseler etlerimi yolacak kıvama gelmişti bir çoğu.
 
Şunu düşünüyorum ben de ataerkil düzenle gelen erkek egemenliğinden rahatsız olduğunu düşünen buradaki kadınların çoğu az öte yanda da yine ataerkil düzence erkeğe yüklenmiş görevlerde eksiklik görünce yine bu erkekten dert yanıyorlar. (Cümlemin neresine hangi noktalama isaretini koyacağımı bilemedim.) Yani erkek eve baksın, evlilik teklifi etsin, duygularını önce o açıklasın, cinsel ilişkiyi o başlatsın, hesabı ödesin, romantik ortamı o hazırlasın, o sürpriz yapsın, o hediye alsın (mümkünse yükte hafif pahada ağır) vs. vs...
Erkeğe yüklediğimiz vazifeleri öncelikle düzenlemek daha doğru/daha hızlı olur gibi geliyo bana.
Özellikle bir de katılmakla birlikte çalışmayan erkek için kadın parası yemekle suçlanıyor
Ama kadın için aynı şey geçerli değil
Kadın ev işi yapıyor
Erkek de ev işi yapıp çalışmayabilir

ama bu pek kabul görmez mesela
 
Şunu düşünüyorum ben de ataerkil düzenle gelen erkek egemenliğinden rahatsız olduğunu düşünen buradaki kadınların çoğu az öte yanda da yine ataerkil düzence erkeğe yüklenmiş görevlerde eksiklik görünce yine bu erkekten dert yanıyorlar. (Cümlemin
Şunu düşünüyorum ben de ataerkil düzenle gelen erkek egemenliğinden rahatsız olduğunu düşünen buradaki kadınların çoğu az öte yanda da yine ataerkil düzence erkeğe yüklenmiş görevlerde eksiklik görünce yine bu erkekten dert yanıyorlar. (Cümlemin neresine hangi noktalama isaretini koyacağımı bilemedim.) Yani erkek eve baksın, evlilik teklifi etsin, duygularını önce o açıklasın, cinsel ilişkiyi o başlatsın, hesabı ödesin, romantik ortamı o hazırlasın, o sürpriz yapsın, o hediye alsın (mümkünse yükte hafif pahada ağır) vs. vs...
Erkeğe yüklediğimiz vazifeleri öncelikle düzenlemek daha doğru/daha hızlı olur gibi geliyo bana.

Bence bunun kaynağı kadının çekingen, edilgen durmak istemesi. Ve orda burda erkeklerle aynı seviyedeyiz deyip bunu yapan her kadın net cahildir. Kadınlığı yüz karasıdır. Böyle insanlara tahammül edemiyorum, öğrenciyken ev arkadaşım sevgilisi çalışmaya başladığında telefon isteyeceğim demişti, kullanacaksın yani adamı demiştim. Baya içerlemişti, ama durum aynen böyleydi. Ben eşimden bile böyle birşey gerekmedikçe istemezken bazı insanların rahatlığı beni öldürecek.... Ve biz bu kadınların haklarını da savunuyoruz haliyle🤷🏻‍♀️
 
Back
X