Atatürk'ün Soyu

husel

er:)
Kayıtlı Üye
16 Temmuz 2007
1.849
18
46
Ulu Önder Atatürk'ün soyuyla ilgili, elimizdeki en sağlam bilgiler; öncelikle kendisinin,
annesinin, kardeşi Makbule Hanım'ın anlattıkları, ikinci olarak da kendisini ve ailesini
tanıyan Hacı Mehmet Somer gibi Ulu Önder Atatürk'ün kimi çocukluk arkadaşlarının verdiği bilgilerdir.
Ulu Önder Atatürk de dahil aile bireylerinin tümünde güçlü bir "Yörük, Türkmen olma" bilinci vardır:
Makbule Hanım, E.B. Şapolyo'nun sorduğu "Babanız nerelidir?" sorusuna şu yanıtı
vermiştir: "Babam Ali Rıza Bey yerli olarak Selaniklidir. Kendileri Yörük Türk'ü soyundandır.
Annem her zaman Yörük Türk'ü olmakla övünürdü. Bir gün Atatürk'e "Yörük nedir?" diye
sordum. Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi." Yine Şapolyo'nun Ruşen Eşref
Ünaydın'dan aktardığına göre, "Atatürk çok kez benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye
gelmiş Yörük Türkmenlerindendir" derlerdi.
Ulu Önder Atatürk'ün baba soyuyla ilgili önemli bilgileri verenlerden biri de Ulu Önder Atatürk'ün
Selanik'ten mahalle ve okul arkadaşı, eski milletvekillerinden Hacı Mehmet Somer Bey'dir.
Somer'e göre; "Atatürk'ün atalarına ilişkin benim bildiğim şunlar: Atatürk'ün ataları
Anadolu'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık bucağına
yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in yaşlılarından duymuştum. Kocacıkların hepsi öz
Türkçe konuşurlar. İri yapılı adamlardır. Bunların hepsi yörüktür. Hayvancılıkla geçinirler,
sürüleri vardır. Bir kısmı da kerestecilik ederler. Bunların giysileri Anadolu Türklerine
benzer. Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır."
Ulu Önder Atatürk'ün babasını ve büyükbabası "Kızıl Hafız Ahmet"i tanıyan eski Aydın
Milletvekili Tahsin San Bey ve Eski Genel Müfettiş ve Milletvekili Tahsin Uzer'den Kılıç Ali'nin
ve Tahsin San Bey'den E.B. Şapolyo'nun aktardığı bilgiler de Ulu Önder Atatürk'ün baba soyunun
"Anadolu'dan Rumeli'ye geçmiş olan Yörüklerden" olduğunu göstermektedir.
Ulu Önder Atatürk'ün baba soyu, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır ilinin Debre-i Bala
Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşti. Aile sonradan Selanik'e göçtü. Ulu Önder Atatürk'ün büyükbabası
Ahmet ve onun kardeşi Hafız Mehmet'in taşıdığı "kızıl" lakabı ve yerleştikleri nahiyenin adı
olan "Kocacık"ın da gösterdiği üzere; Ulu Önder Atatürk'ün baba tarafından soyu Anadolu'nun
da Türkleşmesinde önemli roller oynayan "Kızıl-Oğuz" öbür adıyla da "Kocacık Yörükleri
Türkmenleri"nden gelmektedir.
Bugün nüfusu yaklaşık 2.100.000 olan Makedonya Cumhuriyeti içerisinde bir
kısmı hâlâ konar-göçer yaşamı sürdüren Yörüklerle birlikte yaklaşık 200.000 dolayında Türk
yaşamaktadır. Makedonya'nın her yanında dağınık olarak yaşayan Türklerin en yoğun
olarak bulundukları yerler, Gostivar ve Üsküp gibi kentleriyle Makedonya'nın batısıdır. Bu
kentlerden başka Kalkandelen, Ohri, Struga ve Debre, Jupa; Makedonya'nın doğusundaysa
Manastır, Pirlepe, İştip, Ustrumca ve Kanatlar önemli Türk yerleşim birimleridir.
Sofya Bilimkenti (üniversitesi) profesörlerinden J. İvanof 1920'de Paris'te
yayımlanan yapıtında, Türklerin Makedonya'ya yerleşimlerine ilişkin şu bilgileri
vermektedir: "Türkler, 14. yüzyıldan itibaren ve Çirmen zaferinin ardından Makedonya'ya
yerleşmeye başladırlar. Üsküp, Pirlepe, Köstendil, Drama gibi kentler bir ara tümüyle
Türklerin yaşadığı kentler olur. Türk ordusunun fethettiği stratejik noktalar çevresinde hızla
Türk kasabaları oluşturulur. Bunlar Anadolu'dan göçen Türklerdir. Göçen Türklerden kurulu
yepyeni kentler oluşur : Yenice, Vardar.
Kentlerdeki Türk nüfusu zamanla karışık bir manzara sergiler. Fethin ardından,
Hıristiyan yerliler islam dinini benimserler. Hemen fetihten sonra göçmüş temiz Türk
topluluğu çevresinde toplanarlar. Kentlerin dışında köyler çevresinde de Türk toplulukları
oluşur. Bunlar Anadolu'dan göçmüş büyük kümelerdir. Onlara Yörük ve Konyar adını
vermelerinin nedeni bu göçmenlerin Konya'dan gelmiş olmalarıdır. Yörükler ve Konyarlar
Türkler gibi giyinip konuşan yerlilere (islam'ı benimseyen Hıristiyanlara) karışmazlar. Bu
Türk göçmen toplulukları üç büyük küme durumundadır :
1. Ege Denizi Kıyı Bölgesi: Rodoplardan denize dek iner. Selanik bölgesi dahil buraları
tümüyle Türk'tür.
2. Sarıgöl Bölgesi: Burada Sarıgöl (Kayalar) Cuma gibi varsıl (zengin) Türk kasabaları
vardır. Bu bölgelerdeki köylerin sayısı 130'dur.
3. Vardar Bölgesi: 240 Türk kasaba ve köyü vardır. Vardar ırmağının genellikle doğu
kıyılarındadır.
Bu üç büyük göç kümesinden başka, daha ufak göç kümeleri de vardır ve bunlarsa
dağınık yerleşmişlerdir : Vardar ırmağının aşağı kesimlerinde, Maya Dağı dolayındakiler, -
Manastır Ovası'nda Kanatlı'da oturanlar, -Debre güneyinde, Kara Drin ırmağı geçitlerini
tutanlar.
işte Ulu Önder Atatürk'ün dedelerinin Anadolu'dan gelerek yerleştikleri Osmanlı Devleti
Döneminde Manastır iline bağlı dört sancaktan biri olan "Debre-i Bala"nın merkezi, bugün
Makedonya'nın batısındaki Debre kentidir. Babası Ali Rıza Bey'in doğduğu "Kocacık" bucağı
şimdi Jupa Bölgesi'nde yine aynı adla anılan bir köydür. Köyde şu anda Jupa Bölgesi Türk
çocuklarının Türkçe eğitim gördükleri Necati Zekeriya Merkez ilkokulu adında bir okul da
bulunmaktadır. Gazeteci Altan Araslı 1933 yılında Kocacık Köyü'ne giderek, burada
Ulu Önder Atatürk'ün büyükbabasının evini bulmuştur. "Ulu Önder Atatürk'ün Büyükbabasının Evini Bulduk.
Atamız Yörük Türkmeni" başlığıyla verilen haberde, Kocacıklılarla yapılan konuşmalar da
göstermektedir ki Ulu Önder Atatürk'ün baba soyuna ilişkin aktarılanlar doğrudur ve bunlar köydeki
yaşlı insanlarca da anlatılmaktadır. Ayrıca, bugün yaşayan Kocacık köylülerinde de "Yörük,
Türkmen ve Oğuz olma bilinci" vardır.
Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü Kocacıklı Numan Kartal anlatıyor: "Ali Rıza Bey,
Manastır ilinin Debre-i Bala Sancağı'na bağlı Kocacık'ta dünyaya geldi. Kocacık'ın nüfusu
tümüyle Türk. Hepsi de Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan geldiler. Bizler, Müslüman
Oğuzların Türkmen boyundayız. Atatürk'ün büyükbabası, iskodyalılar ailesinden,
babaannesi ise Golalar ailesinden gelmektedir. iskodyalılar, iskodya'dan, Kocacık'a gelip
yerleşen akıncı Türklerinin adıdır. Golalar ise "sınır gazileri" anlamını taşımaktadır. Dedesi,
Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nden, babaannesi ise Yukar_ Mahallesi'ndendir. Ayşe Hanım, Taşlı
Mahallesi'ne gelin gelmiştir. Kızıl Hafız Mehmet Bey, Çınarlı Mahallesi'nde ilkokul
öğretmenliği yapmış, Kocacık'ın Taşlı Mahallesi'nin üst yanında bir yokuş vardır. Önünde
küçük bir derecik akar. Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir. işte Ata'nın
büyükbabasının evi oradaydı. Kocacık'tan temelli göçtükleri zaman, evlerini Etem Malik'lere
satmışlar. Malik'in oğlu Hayrettin izmit'te oturmaktaydı."
Yine Üsküp'te yaşayan Kocacıklılardan Murat Ağa, Altan Araslı'ya şu bilgileri
vermiştir: "Atatürk'ün büyükbabasının adı Kızıl Hafız Ahmet Bey'dir. Lakapları böyle. Ama,
asıl hafız olan kardeşi Mehmet Bey'dir. Babaannesinin adı da Ayşe Hanım'dır. Daha
sonralar_ Ahmet Bey'e 'firari' denmeye başlamış. Firari, Rumeli'de 'gurbetçi', 'gurbete çıkan'
anlamına gelmektedir. Yalnız, Selanik'te olan bir olayla da bağlantılıdır. Kocacık'ın toprağı
verimli değildir. Olanakları da kısıtlıdır. Bu nedenle, Ahmet Bey, Yukar_ Mahalle'den
Feyzullah Pehlivan ve Taşlı Mahallesi'nden Fazlı Ağa ile birlikte Selanik'e çalışmaya
gitmişler.
Araslı'nın Üsküp'te görüştüğü bir başkası da Kocacık'ın Yukarı Mahallesinden,
Dolaklar Ailesinden, Behlül ve Hatice kızı Maksude Yıldız'dır. Maksude Yıldız anlatıyor:
"Harekat Ordusu'nun istanbul'a yürüyüşü bütün Balkanlar'da heyecan yaratmıştı. Harekat
Ordusu en güncel konuydu. Mensupları da ünlü olmuştu. Şevket Paşa'nın yaverinin
Kocacıklı olduğunu öğrendik. Kimdir, neyin nesidir derken, Kızıl Hafız Ahmet Bey'in torunu,
Ali Rıza'nın oğlu Mustafa Kemal olduğunu söylediler."
Gazeteci Altan Araslı, Üsküp'teki Kocacıklılar'dan bu bilgileri aldıktan sonra, Birlik
Gazetesi (Üsküp'teki Türklerin yayınladıkları gazete) 'nden Remzi Canova'yla birlikte
Rumeli'nin ünlü Kaz Dağları'nı, Maya Dağları'nı tırmana tırmana sarp bir dağ köyü olan
Kocacık'a dört saatlik bir araba yolculuğundan sonra ulaşıyorlar. Burada kendilerine
köylülerden İsmail Yahya, Ulu Önder Atatürk'ün büyükbabasının evini gösteriyor. Onlar geçmişi
konuşurlarken gelen yaşlı bir nine söze giriyor ve "Evladım doğrudur, onların eviydi."
diyerek İsmail Yahya'nın sözlerini onaylıyor!
Ulu Önder Atatürk'ün baba soyu Konya/Karaman'dan göçürülerek Makedonya'ya
getirilmiştir. Manastır iline bağlı Debre-i Bala Sancağı'nın Kocacık bucağına yerleşen aile
köyden ilk ayrılanlardan olmuş ve 1830'larda Selanik'e göçmüştür. Ulu Önder Atatürk'ün babası Ali
Rıza Bey burada 1839'da dünyaya gelmiştir. Ali Rıza Bey'in babası Kızıl Hafız Ahmet Bey'dir.
Kızıl Hafız Ahmet Bey'in Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey ve Nimeti Hanım adında iki kardeşi
vardır. Ulu Önder Atatürk'ün baba soyu, büyük amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Bey tarafından
sürerek günümüze dek ulaşmıştır.
Hafız Mehmet Emin Bey'in oğlu Salih Bey ile Salih Bey'in ikinci eşi Müberra
Hanım'dan süren aile, torunlarla yedinci kuşağa ulaşmış bulunuyor. Belgelerden Ulu Önder Atatürk'ün
Müberra Hanım'a "Yenge" dediğini biliyoruz. Bunların beş çocuğundan biri olan Necati
Erbatur, 28 Eylül 1927'de Dolmabahçe Sarayı'nda nişanlanmış; öbür çocukları Vüsat
Erbatur'un kızı Nesrin hanım ile Feridun Söğütlügil'in nikahları 2 Ekim 1937'de Park Otel'de
yapılmış ve Ulu Önder Atatürk bu nikah törenine katılmıştır.
 
teşekkürler :) bende bu bilgileri ilave edeyim istedima.s.


Atatürk'ün Baba Soyunun Köyü: Kocacık
Makedonya'nın batı kesiminde yer alan ve günümüzde Kocacık diye adlandırılan köy, Osmanlı'nın Avrupa'ya doğru ilerlediği yıllarda, geçit yolu üzerinde, sarp ve kayalık, savunulması kolay, önemli bir kilit arazi kesimiydi.

Hemen kuzeybatısında da bugün Kocacık Kalesi olarak anılan, o zamanlar Svetigrad Kalesi denilen kale bulunuyordu.

XIV ncü yüzyılın ikinci yarısında, Doğu Roma(Bizans) etkisinden kurtulan Katolik Arnavut prensliklerinin birbirleriyle çekişmelerinden yararlanan Osmanlılar, Arnavutluk topraklarına girmişler ve prenslikleri vergiye bağlamaya başlamışlardı.

1443'te, Osmanlılar'ın İskender Bey adını verdikleri, ulusal kahraman Gjergji Kastrioti (1404- 1468), Arnavutlar'ı bir araya toplayarak Osmanlılar'a savaşa tutuştu.

Svetigrad (Kocacık) ve Kruje ( Akçahisar ) kalelerini alan ve son derece sarp bir arazi yapısına sahip yöreyi üs olarak seçen İskender Bey, 1444-1446 arasında, Osmanlılar’ın Arnavutluk üzerine düzenlediği akınları başarıyla püskürttü.

Sultanı 2 nci Murat döneminde, Osmanlı birlikleri, 1448’de Svetigrad Kalesi’ni ele geçirdi.
Osmanlı birlikleriyle İskender Bey’in adamları arasındaki muharebe, Svetigrad Kalesi’nin yakınındaki düzlükte oldu.

Bu muharebede, Anadolu’nun Konya/Karaman ile Aydın/Söke yörelerinden gelen atlılar, “Konyarlar” (Konyalılar/Hudut Akıncıları) adıyla ve İsa Bey komutasında, Osmanlı saflarında çarpıştılar. Çok çetin geçen bu muharebeye “ Kocacenk” adı verildi. İskender Bey yenildi ama, Konyarlar da 3 000 civarında şehit verdiler.

Günümüzde, “ Erenler” ya da “ Büyük Şehitlik” denilen yer ve görülen mezar taşları, o günün hatıralarını yaşatmaktadır. Araştırmacı- Yazar Numan Kartal, mezar taşlarında “ Konyarlardan, …oğlu” gibi isimlerin yazılı olduğunu gördüğünü, ifade etmektedir.

Muharebenin kazanılmasından sonra 2 nci Murat, bu akıncı Türkler’in sağ kalanlarına muharebe yöresini tımar olarak verdi. Onlarda buraya yerleşerek, Kocacık adını verdikleri Türk yerleşim bölgesini meydana getirdi.

İlk zamanlar, Kocacıklılar’ın içinde bir bölüm, “ Koca Hamza” isimli bir beye bağlıydı ve bunlara “ Koca Hamza Yörükleri” deniyordu.

Bugün, Kocacık Köyü’nün bir mahallesinin adı “ Hamzaoğlu Mahallesi”dir.

Kocacıklılar’ın anlatımına göre, halen bu mahallede yaşayanlar, mahallenin kurucusu Hamza Bey ve yakınlarının günümüze uzantılarıdır.

İlk gelenleri, Anadolu’dan göçler takip etti. Konyarlar, kafileler halinde gelerek yöreye yerleşti.

Şecaattin Zenginoğlu, Bilgi Çağındaki Türk Gençliğinin Yükselen Sesi-1999 isimli eserinde, “ Fetihnâmelerde, buralardaki Konya Türkleri’ne hudut gazileri unvanı verildiği yazılıdır” demektedir.

Atatürk’ün baba soyunun Konya/Karaman civarından gelerek yerleştikleri Kocacık, Osmanlı döneminde Manastır (Bitola, Bitolj) Vilâyeti’nin dört sancağından biri olan Debre-i Bâlâ’ya bağlıydı.

1912 yılına kadar varlığını nahiye merkezi olarak sürdüren Kocacık, günümüzde Yukarı Jupa Belediyesi’ne bağlıdır.

Kocacık'ın kuzeyinde Debre, güneyinde Struga ile Ohri, doğusunda Kırçova, batısında ise Arnavutluk yer alır. Debre’ye 18 km, Arnavutluk sınırına 8 km. mesafededir. Debre'nin güneydoğusunda yer alan Kocacık, denizden 1080 m. yüksekliktedir. Stogova Dağı’nın "Kocacık Yaylası" adı verilen bölümünün batı eteklerinde kurulmuştur. Yedi mahalle ve on dört köyden oluşmaktadır.

Kocacık, kendisine bağlı köylerin dışında,merkez yerleşim bölgesi olarak; Bireştani, Koçişta ve Novak köyleri arasında, kuzey ve kuzeybatı doğrultusunda uzanır. Kocacık merkezinin sınırları kuzeyde Koçişta köyü, güneyde Ela (Eğla, Evla) köyü, güneydoğuda Novak köyü, batıda ise Osolnisa köyü toprakları ile çevrilidir. Kuzeybatısında ise Bireştani köyü yer almaktadır

Kocacık’a bağlı Novak Köyü’nde, Mustafa Kemal Atatürk Sağlık Ocağı ile Necati Zekeriya İlkokulu hemen dikkati çeken yapılardır.

Kocacık ve ona bağlı köylerde yaşayanlar, Anadolu’dan gelirken yanlarında taşıdıkları Türk örf ve adetlerini aynen muhafaza etmektedirler. Gelenekler içinde ise Hıdrellez ve Nevruz gelenekleri önemli bir yer tutar.


Kocacıklılar, “ Evlâd-ı fâtihan” dır. Kendi deyişleriyle; “ Anadolu Türklüğünün Rumeli’deki seçkin ve onurlu temsilcileridir.”


Türklüğe ve Atatürk’e bağlılıklarıyla tanınan Kocacıklılar, her sene, ölüm yıldönümlerinde, Atatürk’ü saygı ve rahmetle anmaktadırlar.

Kocacık’lı tarihçi Numan Kartal’ın, “ Atatürk ve Kocacık Türkleri” isimli çok kapsamlı bir ürk'ün Baba Soyunun Köyü: Kocacık
çalışması vardır. Bu kitap, Kocacık Türkleri’nin maddi kültür unsurlarını derleyen çok önemli bir etnografik araştırmadır.

alıntı devam >>>>
 
devamı...



Numan Kartal :


“…Ali Rıza Efendi, Manastır Vilâyeti’nin Debre-i Bâlâ Sancağı’na bağlı Kocacık’ta dünyaya geldi. Kocacık’ın nüfusu tamamen Türk’tür. Hepsi de Yörük Türkmeni’dir. Anadolu’dan geldiler.
Atatürk’ün dedesi Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nden, babaannesi ise Yukarı Mahalle’dendir. Ayşe Hanım, Taşlı Mahallesi’ne gelin gelmiştir.


Kocacık’ın Taşlı Mahallesi’nin üst tarafında bir yokuş vardır. Önünde küçük bir derecik akar. Bu nedenle oraya Dere Mahallesi de denir. İşte Atatürk’ün büyükbabasının evi oradadır. Kocacık’tan temelli göç ettikleri zaman, evlerini Etem Malik’lere satmışlar.Malik’in oğlu Hayrettin İzmit’te oturmaktadır.“

Bazı değerli araştırmacılar, Atatürk’ün baba topraklarında, geçmişe ait izler aradılar.

Gazeteci Altan Araslı, Manastır’ın Kocacık Köyü’ne giderek yaşayanlarla görüştü; gözlem ve tespitlerini “ Ata’nın Soy Kütüğü” isimli bir yazıyla 10 Kasım 1993’te Milliyet Gazetesi’nde yayınladı.


5 Eylül 1999 tarihli Star Gazetesi’nde de, Ali Öz’ün “ Ata’nın Köyü” başlıklı yazısında, halen Manastır’ın Kocacık Köyü’nde yaşayan Türkler ve onların Atatürk’e duydukları sevgi dile getirildi.


2000 yılında da, Sayın Namık Kemal Zeybek’in başkanlığında Yeni Avrasya Dergisi Ekibi, Kocacık’ı ziyaret etti. Ekibin gözlemlerinden bir kısmı şu şekildedir:

“…Atatürk’ün yakın akrabalarının yaşadıkları yeri merak ettik ve Makedonya’nın batısındaki bir dağ köyü olan Kocacık’a gittik.


Bir zamanlar Osmanlı Devleti’nin sınırları içindeki Manastır Vilayeti’ne bağlı olan Kocacık Nahiyesi, günümüzde Makedonya’nın Debre Şehri yakınlarında, Jupa Belediyesi’ne bağlı, şirin bir dağ köyü…


…Arka arkaya hepsi de Yörüklerin yaşadığı dört köyün içinden geçiyoruz. Pala bıyıklı erkekler, başörtülü kadınlar el sallıyor. Türkçe selâm veriyorlar. Nihayet Kocacık Kalesi de denilen doruk seçilmeye başladı. Bayır yukarı çıkarken büyük bir mezarlıktan geçiyoruz. Hâlâ heybetli gözüken bu mezar taşları, büyük bir Türk şehitliğinde olduğumuzu anlatıyor.


…Nihayet yeşillikler içinde saf ve temiz bir Türk köyü bulduk. İçi dışı güzel, güler yüzlü insanlar.Hepsi de ‘biz Atatürk’ün torunlarıyız’ diyorlar.


…Öğretmen Selim Maksut, bizi evine davet etti. Geleneksel Türk konukseverliği ile ikramlarda bulunduğu tertemiz evine…Bize kısa bir tanıtım yapmayı da ihmal etmedi: Kocacık halkının Konya’dan geldiğini, çok eski tarihlerde köyün adının ‘Kocacenk’ olduğunu, hatta bir ara köye ‘Konyacık’ dendiğini dahi anlattı. Civarda yaşayan insanlar da burada yaşayanları ‘Konyarlar’ olarak tanıyormuş. Köy yakınlarındaki büyük çarpışmadan dolayı köyün adının bir ara Kocacenk, daha sonra da Kocacık olarak anıldığını anlattı.Makedonya resmi adı da aynı imiş. Türkçe yazıldığı gibi, Kocacık.“




Namık Kemal Zeybek :

…Atatürk, Cumhuriyet’in ilk Konya Milletvekili Naim Hazım Onat’a, ‘Konya benim dedelerimin öz vatanıdır. Onlar, Rumeli’ye Konya’dan göçmüşlerdi’ demişti.


Makedonyalı araştırmacı İlhami Emin ve tarihçi Numan Kartal, Ata’nın dedesi Kırmızı Hafız Ahmet Efendi’nin annesinin Gulalar, babasının Pınarlar adlı ailelerden geldiğini söylüyorlar.


Aile, 1850 yıllarında önce Manastır’a, sonra Selânik’e yerleşmiş.


2000 yılında, Makedonya’nın Ohri ilinin, Debre ilçesinden Kocacık’a gitmiştim. Yolda kime sorsak, Atatürk’ün köyüne mi? diyordu. 16 yörük köyünün ortasında Kocacık’a ulaştığımızda sokakta oynayan küçük Atatürk’leri görüyorum, duygusuna kapıldım. Sarı saçlı, mavi gözlü…Ya da Ata’nın yüz hatlarına sahip yeşil gözlü kumral çocuklar. Kara gözlü kara saçlılar da var. Ata’nın dedesinin evi artık sadece enkaz. Yeri belli…Yerinde yenilenmesi gerekiyor. “



Osmanlı döneminde Türkler, Balkanlar’a yerleşmişler, yüzyıllar boyu buralarda kalmışlardı.
Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecinde, Balkanlar’ın çeşitli yerlerinde yaşayan Türkler’in bir kısmı bulundukları yerlerde kalırken, bir kısmı da Anadolu’ya göç etti.





Şaban Kocacenk:


“ Benim soyadım Kocacenk, Kocacık’tan gelir. Büyüklerimden duyduğuma göre, bizim atalarımız Konya/Karaman bölgesinden Manastır civarındaki Kocacık’a göç etmişler. O zamanlar Osmanlı Devleti, Balkanlar’ı Türkleştirmek için Karaman bölgesindeki Türkmenleri zorunlu göçe tabi tutmuş. Atalarım da bu şekilde göç etmişler.


İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki günler içinde, büyükbabamlar ve bazı Kocacıklılar, parça parça Anadolu’ya gelmişler.


Gelenler, özellikle İzmit(Kocaeli), Adapazarı, Bursa, İnegöl ve Manisa gibi şehirlere yerleşmişler. Biz de, Yalova’ya yerleşmişiz.


Ben, bu bilgileri rahmetli babam Süleyman Kocacenk’ten duymuştum.
Bizde, hemen hemen herkes, sarışın ve mavi gözlüdür. Hatta babamın yüz hatları ve gözleri de, Atatürk’e çok benzer.”





İlyas Kocacenk :


“ Büyükbabam Hasan, Manastır’da Kocacık Köyü’nde doğmuş. Askerliği sırasında Resne’de kalmış ve askerliği bitince bir daha köyüne dönmemiş, burada evlenmiş. Babam Hacı, Resne’de doğmuş ve o da Resne’de evlenmiş. Ben de, 1927 yılında, Resne’de doğmuşum.


Rahmetli Hasan dedem, bizleri etrafına toplar ve atalarının Konya bölgesinden gelerek Kocacık’a yerleşen Yörükler olduğunu anlatırdı.


Biz, tamamen Türk örf ve adetlerine göre büyüdük. Çok iyi hatırlıyorum: ramazan ve kurban bayramları çok büyük heyecanla kutlanırdı. Kadınlar arasında kına geceleri tertiplenirdi. Çocukların sünnet törenleri, ramazan geceleri çalan davulcular, hatırladıklarım arasında güzel bir yer işgal eder.


Bizim zamanımızda minarelerde ezan okunması yasaktı ama, cami içindeki ibadete karışmıyorlardı. Camilerin onarılması da yasaktı. Meselâ, bir caminin minaresi yıkıldığında, yenisini yapamıyorduk.


Amcam Abdi’nin yani Şaban Kocacenk’in dedesi’nin Türkiye’ye gitmesinden sonra, 1956 yılında biz de Türkiye’ye gitmeye karar verdik. Gereken tüm işleri tamamladıktan sonra Resne’den trenle Selânik’e, oradan da yine trenle Sirkeci’ye geldik. Amcam Abdi, Yalova’ya yerleşmişti. Biz de, Yalova’ya gelerek yerleştik.


Soyadımızı, atalarımızın köyü Kocacık’tan esinlenerek Kocacenk koyduk.


Bugün, akrabalarımızdan Kocacık ve Resne’de yaşayanlar var.”



Halen, Balkanlar’da kalanlar Anadolu’dan taşıdıkları Türk örf ve adetlerini aynen korurken, Balkanlar’dan Anadolu’ya göçenler de, Balkanlar’daki anıları tüm canlılığıyla muhafaza etmektedirler.


Atatürk’ün anne ve baba soyu, Konya/Karaman yöresinden Balkanlar’a göç eden Türk milli kültür değerleriyle yoğrulmuş Türk Yörük ailelerdendir.


Ailenin çeşitli dalları günümüze ulaşmıştır.


Atatürk’ün hem kendisinde, hem de ailesinde muazzam bir Türklük bilinci vardır.


Atatürk, Türk olmaktan, Türk Milleti’nin bir bireyi olmaktan daima gurur duymuştur.


(Ahmet Akyol, Yalova, 19 Mayıs 2006 )


alıntı
 
atasecere0mwdddrp7tt1.th.jpg


üzerine tıklayınız..... daha da büyütmek için bir kez daha tıklayınız.​
 
Son düzenleme:
YÖRÜK - TÜRKMENLERİN SOY KÜTÜĞÜ
.................................................................
OĞUZLAR (TÜRKMENLER , YÖRÜKLER)


1 - BOZOKLAR
2 - ÜÇOKLAR
BOZOKLAR
1 - ALITIHALABLU
2 - TRABZON ŞAM TÜRKMENLERİ
3 - KIZIK
4 - ALKAEVLİ
5 - KARAEVLİ (Karaevliler)
6 - YAZIR (Yazar)
7 - DÖĞER (Töker)
8 - DUDURGA
9 - YAPARLI (Çarıklı)
10 - BEĞDİLİ (Beydili-Bağdıllı)
11 - KARKIN
12 - KAYI
A ) Saçıkara (Saçıkaralı)
B ) Atçekenler
C ) Kurtlu
D ) Sarıkeçili
E ) Kızılkeçili
F ) Haculu
G ) Karakeçili
g - a ) Osmanlı Padişahları
g - b ) Yeni Osmanlı

13 - BAYAT
A ) Dulkadır (Zulkadır)
B ) Kaçar
C ) Şambayat
D ) Kerkük Türkmenleri
E ) Inallı (Ulu Yörükleri-Kocacık Yörükleri)

14 - AVŞARLAR
A ) Deller (Karamanlı)
B ) Caper (Cafer)
C ) Kadirli
D ) Cerit
E ) İmamlı
F ) Torun (Toran)
G ) Burhanlı
H ) Havarizm (Horzum)
I ) Balabanlı
J ) Haliller (Haliloğlular)
K ) Kızılışık
l ) Çatak (Çıtak)
M ) Solaklar
N ) Hacınallu
O ) Karahacılı
P ) Farsak (Varsak)
R ) Honanamlı (Honamlı)
S ) Cingöz
T ) Türkmenaliler (Aliler)
U ) Çakıl (Çakal-Çakalanlar)
Y ) Meller (Milliler)

ÜÇOKLAR
1 - BÜGDÜZ
2 - CAVINDIR (Çavuldur)
3 - BAYINDIR
4 - IĞDIR
5 - YÜREĞİR (Üreğir-Yüreğir-Yüreil)
6 - YİVA (Yuva)
7 - EMÜR (Emir-Emre)
8 - ALAYÖNDLÜ (Alayöntlü)
9 - BİÇNE (Beçenek-Peçenek)
10 - SALUR
A ) Usta
B ) Yomut
C ) Hızır
D ) Karaman (Karamanlı)
E ) Akkoyunlu (Akçakoyunlu)
F ) Sarıklı (Aksarıklı)
G ) Karakoyunlu (Karacakoyunlu)
H ) Teke
H - 1 ) Burgaz
H - 2 ) Akseki
H - 3 ) Bahşı (Bahşiş)
H - 4 ) Karaca
H - 5 ) Karatekeli
H - 6 ) Alseki
H - 7 ) Aziz (Aziziye Kınalı Yörükleri)
H - 8 ) Daş (Taş)
H - 9 ) Tongüç (Tonguç)
H - 10 ) Ayak (Kızılayak)
H - 11 ) Ötemiş (Ödemiş)
H - 12 ) Mırış
H - 13 ) Tutamış
H - 14 ) Karaahmet
H - 15 ) Toktamış
H - 16 ) Tufaz
H - 17 ) Gökçe
H - 18 ) Saçmaz (Şıçmaz)
11 - KINIK (KANIK - KONUK)
A ) Atalar (Atabeyler)
B ) Selçuklu Padişahları
12 - CEPNİ
A ) Ruğuş
B ) Yakupoğulları
C ) Ganetler (Canıklar)
D ) Oturak
d - A ) Bayramoğulları
E ) Demirler
e - A ) Kuşdemir
e - B ) Kandemir
 
X