- 7 Aralık 2018
- 7.058
- 18.206
- 248
- 28
- Konu Sahibi Cileklivanilinn
- #21
Erkeklere güven olmuyor maalesefEvet bırakmayayım diye ağlayan eski sevgilim 2 hafta sonra beni terk etmişti![]()
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
Erkeklere güven olmuyor maalesefEvet bırakmayayım diye ağlayan eski sevgilim 2 hafta sonra beni terk etmişti![]()
Güven olmuyor değil de alıntıladığım üyenin dediği gibi ağlamayı sevgi göstergesi olarak almamamız lazım. İyi ki o çocuk öyle dengesiz davranıp beni terk etmiş de sevgilimle görüşmeye başlamışımErkeklere güven olmuyor maalesef
Ben 11 saat uyuyorum zatenOn saatte biraz fazla değil mi yaw. Ne bileyim çok geldi bana da kaldı kim mıç mıç bir insanda değilimdir ama bilemedim
Bahane değil. Çok azmettiğimi düşünüyorum ama artık değersiz hissediyor. Boş vakit doldurma aracı gibi hissediyorum kendimi.Az önce 1 paragraf boş bahane okudum. Ayrılcaksan ayrıl, bu kadar bahane uydurmana gerek yok ki![]()
Geç kalmıştınız bu karar için. Neyse ki zararın neresinden dönerseniz kârdırSelam hanımlar. Sevgilimden ayrılmaya karar verdim çünkü yanımdayken mutluyum ama o yokken varlığını hissedemiyorum. Üstelik arkadaşlarını görünce beni unuttuğunu düşünüyorum. Mesajlaşmalarda dalga geçer gibi bir tavrı var. Beni sevdiğini biliyorum çünkü bir kere ayrılacağımızda resmen ağladı. Bana değer verdiğini hareketlerinden de anlıyorum fakat yapılar uymuyor bir türlü. Arkadaş çevresinden de haz almıyorum çok entrikacı insanlar. İyi yönleri kibar,beni seviyor ben de onu, iyi kalpli duygusal. Kötü yönleri de birinin yanındayken beni unutuyor ve sıkılgan biri bazen çok dengesiz oluyor ruh hali neyse ona göre hareket ediyor. Bazı arkadaşları çok çocuksu bir türlü anlaşamadık ve utanmasalar tuvalete bile birlikte gidecekler. Yüksek lisans yapan insanlarız liseli değiliz ki bu sebeplerden dolayı güvenemiyorum ona bazen 10 saat yazmadığı oluyor sizce bu sebepler bitirmeye değer mi?
Sizinki yılda 4-6 falanmış öyle olsa gözüme bile batmaz ama benimki hep böyle. İşin ilginç yani alkol ot gibi alışkanlıkları da yoktur hatta sevmez. Bazen kendimi boşluk doldurma aracı gibi hissediyorum. Demek ki öncelikleri farklı ve o önceliklerde ben yokum. Sorsalar çok seviyor, ayrılsak komaya girecek bir hali var. Yapısı böyle diye alttan aldım ama çok değersiz hissettiriyor. Sürekli liseli gibi yazışmayı ben de sevmem o yazmadığı 10 saatte bir “şuraya gideceğim yazamayabilirim” ya da nasılsın falan dese hiç sorun etmem ama ses soluk çıkmıyor. Hevesimi soldurdu resmenBenimkinin de arkadaşlarının yanına gidince bir kaybolma huyu var bu arada. Genelde alkol tüketiyorlar. Bir dönem de ot içiyorlardı. Yeni görüşmeye başladığımızda depresif bir hâldeydi. Tek korkum sınırını bilmeyip alkol komasına girecek şekilde içmesiydi (ki 6 bira+ 4 ekstra içtiği falan olurdu, normaldi o zamanlar onun için). Alkol toleransı çok yükseldiği için deli gibi içerdi. "Bir şey olacak" diye diken üstünde olur, darlardım. O dönem sevgiliden çok anne olmuşum şimdi bakıncaama gerçekten psikolojik olarak iyi bir durumda değildi. Aramazdım ama mesajlar atardım.
Arkadaşlarıyla yılda toplasam 6 kere buluşurdu. Bir de mesela hep bir şeyleri yaptıktan sonra yazardı "dışarıdaydık, şuraya geldik" vs. Ben istiyordum ki "biz dışarı çıkacağız, geç saatlere kadar yazamam", tamam derdim böyle yapsaydı. Ortadan kayboluyor kaybolduktan sonra ben telefon başında bekliyorum, o müsait olduğunda yazıyorSadece arkadaşlarıyla değil ailesiyle de böyle mesela. "Ne yapıyorsun bebeğim" yazarım 4 saat sonra cevap gelir "annemle marketteydik" E markete gitmeden önce yaz? Yok... Ben alıştım artık, bu da böyle dedim, kabullendim. Geriye bakınca da her gün her gün olmayan hatta dediğim gibi yılda anca 4-6 kere olan bu durum için onu darladığıma pişmanım. Ama küçüktük o zaman büyüdük olgunlaştık
Artık (artık dediğim 2 yıldan fazla bir süre galiba) arkadaşlarının yanına geçtiğinde hadi benimle konuşma arkadaşlarınla ilgilen ayıp olmasın derim. Kendim de bir şeyler yaparım. Ondan haber beklemeden kendi halimde takılırım. O da dışarıda buluştuysa "şuraya geldik" ya da "eve geldik şimdi" der azıcık sohbet ederiz, "size iyi takılmalar" derim. Sonra da uyuyacağım zaman mesaj atarım. Sızdıysa ertesi gün yazar. Evde onu bekliyorsam da geleceğini söylediği saate yakın bir yoklarım, biraz daha oturacağını söylerse bir iki saat kadar sonra yazarım.
Benimki o kafada değil ama arkadaşları benimle konuşmasını yazışmasını "hanımcılık" olarak görebilecek sığlıkta insanlar. Ona bağlıyorum ben de yukarıdaki üye gibi.
Edit: Benimki de alıştı bu arada biraz biraz bir şeyleri yapmadan bir yerlere gitmeden bana haber vermeye. Zamanla oturuyor bu tarz şeyler. Birbirinin yetişme şekline, aileden gördüğüne, normal karşıladığına alışıyorsun, uyum sağlıyorsun.
Sürekli olsa ben de sizin gibi düşünürdüm. Ben nadir olanı bile sorun etmiştim dediğim gibi. Ne sıklıkta görüşüyordunuz peki? O şekilde telafi ediyor muydu?Sizinki yılda 4-6 falanmış öyle olsa gözüme bile batmaz ama benimki hep böyle. İşin ilginç yani alkol ot gibi alışkanlıkları da yoktur hatta sevmez. Bazen kendimi boşluk doldurma aracı gibi hissediyorum. Demek ki öncelikleri farklı ve o önceliklerde ben yokum. Sorsalar çok seviyor, ayrılsak komaya girecek bir hali var. Yapısı böyle diye alttan aldım ama çok değersiz hissettiriyor. Sürekli liseli gibi yazışmayı ben de sevmem o yazmadığı 10 saatte bir “şuraya gideceğim yazamayabilirim” ya da nasılsın falan dese hiç sorun etmem ama ses soluk çıkmıyor. Hevesimi soldurdu resmen