Baba...

Annen nasıl hala babanla görüş der ki
Kocam kızıma kalkıp bir fiske vursa onu boşarım, kaldı ki dövecek kaburgasını kıracak... boşanamıyorsam kaçarım, kaçamıyorsam o adamı öldürürüm.
Annen hiçbir şey yapamamış tamam ama bari jala görüş demesin yuh artık
 
28 yıldır varlığı da yokluğu da belli olmayan, her konuştuğumda beni azarlayan, 18 yaşıma kadar sürekli dayak yediğim, sırtımda sopalar kıran, üniversiteye gittim diye sen okumaz o*** olursun diyen, bir kız çocuğuna ağza alınmayacak küfürler eden, benden 5 yaş büyük biriyle annemi aldatan, boşanacaksın diye annemin boğazına sarılan, yüzünü gözünü morartan, her gün vücudumda yeni morluklar oluşturan, ağlıyorum diye beni karanlık banyoya kilitleyen, boşandıktan sonra hemen o kadınla evlenen, ben kızlarıma en iyi hayatı sundum ama onlar benim karımı istemediler diyen, karısının etrafta annem hakkında kızlar küçükken ölmüş, kızlar da beni istemedi biz de görüşmüyoruz demesine göz yuman, oğlu olduğu için mutluluktan gözü dönen, bize kol kanat germeyen ama parasıyla caka satan insan müsveddesi...

O kadar zor ki kendimle ve baba şahsının yaptıklarıyla yüzleşmek, içimde bir şey var her gün daha da büyüyor, her gün daha da acıtıyor. Ağlasam ağlayamıyorum, sussam gerçekten çıldıracak gibi oluyorum.

Baba doğmamı hiç istememiş benim, küçücüktüm daha belki 4 belki 5 yaşındaydım döverdi, döverken keşke doğduğun an geberseydin derdi... Erken doğmuşum ben, doğurma demiş anneme ilk öğrendiğinde. Ben mi istedim ilk geceden annemin hamile kalmasını? Ben mi istedim dayak yemeyi? Ben mi istedim böyle olmayı? Sen yaptın. Sensin suçlusu.

Doğmuşum, ilk 2 senem iyi geçmiş şu hayatta, ailenin en küçük çocuğunun ilk çocuğuymuşum, yıllar sonra gelen kız bebek, ailenin göz bebeği, şımartılanı, en çok sevileni. Her akrabamda yüzlerce fotoğrafım var, her akrabam hala el üstünde tutar beni. Baba hariç. Sonra babaanne felç olmuş, 8 yıl, 8 uzun, acımasız, koskoca yıl. Babaanneye annem bakmış, küçük gelin olmanın getirisi sanırım ne bileyim. Babaanne yalanlar söylermiş herkese, baba annemi dövmeye başlamış.

Evden ilk kovulduğumuzda 3 yaşındaydım, kar kış, akşam saatleri her yer karanlık, anneannemle dedem uzakta, dayımlar gelemedi almaya haberleri yok. Yürüdük annemle, annem 22 yaşında, gencecik, güzeller güzeli bir kadın, elinde bir bavul, kahverengi ve sanırım deri. Elimde bir bebek kıvırcık saçlı, amcam almış. Hava buz, pembe atkım kalın ama üşüyorum, korkuyorum çok karanlık etraf. Saat kaç bilmiyorum. Anne dedem gelsin diyorum annem ağlıyor. Halama gitsek eniştem alır geri getirir. Baba döver. Amcamı gördük yolda, yakın oturuyoruz. Amcam kızıyor anneme kızım niye bize gelmedin diye. Alıyor eve götürüyor bizi. Yengem kek veriyor bana. Ablamla oynuyoruz. Ablamın saçlarını çok seviyorum. Annem amcamla konuşuyor, babam geliyor sonra. Abimler ve amcamlar da geliyor. Nasıl toplanıyorlar hemen anlamıyorum. Babamı dövüyorlar, eziyet etmeyeceksin diyorlar. Ağlıyorum babamı bırakın diye. Babam en sevdiğim. Eve gönderiyorlar bizi, annemin kolu kanadı kırılmış. Kapıyı kapatıyor baba ve annemi dövüyor. Annem ağlıyor.

Bakın ilk anım bu benim. Mutlu değil. Hiç mutlu anım da yok zaten. Sonra dayaklar arttı, babaanne bastonuyla beni döverdi. Amcamlar, abimler korumamaya başladı.

Dedem geldi bir gün, yaşım 10 dayaktan her yerim mosmor. Dede bizi götür öldürecek dedim. Kardeşim 2 yaşında ama onu dövmedi hiç baba. Hep beni dövdü. Dedem anneme dedi ki gelinlikle çıktığın eve kefenle döneceksin.

Dayımı aradım dayı gel al bizi diye, dedem göndermedi...

Baba ben büyüdükçe şiddetin dozunu da arttırdı. Ben baş kaldırdıkça boynumu kırmaya çalıştı.

Bir akşam dayanamadım, kurtardım annemi elinden dikildim karşısına git ya da seni öldürürüm dedim. Git ya da öl. O gece gitti. Yaşım 18.

24 yaşındayken 2 kaburgamı kırdı, tekme attı bana. Sebebi de beni neden sevmedin demem. Babasın sen sevsene, başımı okşasana. Ne darp raporu ne uzaklaştırma. Kızsın sen sus.

Baba etrafa hep iyi insan rolü oynadı, kimse bilmedi acımızı...

28 yaşındayım şimdi. 8 aylık evliyim. Borçlarımız var, işten çıktım, evden çalışıyorum. Ev almak için para biriktiriyoruz eşimle, o kadar çabalıyoruz ki, yorgunluktan bitap düşmüş haldeyiz. Ama huzurlu olalım bize yeter.

Baba aradı 2 gün önce, ev almak istiyoruz tanıdığın var mı dedim... 500 bin lira ver sana yeni aldığım evi vereyim dedi gülerek. Babanın 5 tane evi var. Birini bile istemedim, istemem, eşimle yaparız biz her şeyi...

Zoruma gitti... Çok ağladım.

Baba... Sonun ne olacak bilmiyorum. Doğmasını hiç istemediğin kızına dilenci muamelesi yapmanı unutamıyorum.

Ben dimdik ayakta dururum, ben güçlü olurum ama sen bana muhtaç olma.
Yaşattığını yaşama. Bana muhtaç olma...


Kaburga kırılması olayı hariç, modamod aynı kişilikte "baba" müsveddesine sahibiz seninle. Ben ona "baba" demeyi babalara hakaret sayıyorum. Yaşımız da aynı. İnsanın yalniz olmadığını bilmesi içini bi nebze rahatlatır bazen hani.. Tamamen aynı kaderi yaşıyoruz. Hayatımda hiç olmamışcasına silmek üzereyim ben, ramak kaldı.. Ama şuramda bir yumru...
 
Allaha büyük konuşmayım imtihan olmadığım yerden konuşmak istemiyorum Ama böyle bir adamı ev için asla aramazdim ömür boyu kirada oturur genede o baba müsveddesi ile muhatap olmazdım.
 
Babam hayatta olmasına rağmen babasız büyüyorum çünkü bir çocuk babasına sarılırken ben arkamı dönüp usulca uzaklaşıyorum. Daha doğrusu "Baba" kavramını öğretmediler öğretemediler. Annenizi köşe bucak döverken siz o an çocuksunuz ve korkarak o kalabalıkta adımlarınız sizi geride bırakıyor annenizin saçını yoluyor siz belki o an 7 yaşınızdasınız annenize siper oluyorsunuz kıyafetleriniz paramparça.. gece 12 de soğukta bakkala gönderir emirlerini sıralar. Düşünür isteğini emreder ama bir kere "evlat" kavramını düşünmez. Herkes babasına sarılırken siz uzaktan özlemle yad edersiniz belki bir gün bende bu duyguyu öğrenebilirim umuduyla... Ancak umutlar 1 kelebek ömrü... içi güzellikle dolu ama ömrü 1 güne sığmaz...
 
3 yaşında evden ilk kovuldugunuzda o kadar detayı hatırlıyor olusunuz açıkçası çok ilginç .
Neyse.
Absurd geldi bana ama eğer gercekse de aramayın, sormayın.
 
X