Benden neden soğudu?

kritanzem

Üye
Kayıtlı Üye
28 Ekim 2017
205
302
Merhaba hanımlar, forumda yeniyim ama zaman zaman girip dertlerinizi okumuşluğum var geçmişte. Biraz içimi dökmek için üye olmaya karar verdim bu gece.

24 yaşındayım, hâlâ öğrenciyim. İki yıllık bir ilişkim var. Bu iki yılın çoğunda erkek arkadaşımla birlikte yaşadım. Ama eylülden beri resmi olarak birlikte yaşıyoruz. Taşınma sürecimiz sancılıydı, 18 yıllık arkadaşımla bağlarımız arkadaşımın arzusuyla koptu bu süreçte, bilahare ona da değinirim artık. Erkek arkadaşımla bugünlere çok zor geldik. İkimizin de gerek çocukluk gerek ergenlikte ağır travmalarımız var, zor insanlarız. Birbirimiz için çok değiştik. Çok kavgamız dövüşümüz oldu. Depresyonlara girildi çıkıldı, intihar kararları verildi cayıldı, ayrılalım dedik olmadı falan filan... Ama şu an kafamdaki soru bunlardan bağımsız.

O ilişkimizin başlarında cinsel açıdan isteksizdi. Anladığım kadarıyla beni incitmemek için nazik davranıyordu, reddetmedi beni hiç. Hatta kendini aseksüel olarak tanımlıyordu. Erkek olmadığını söylüyordu. Çocukken cinsel organı yok olsun istiyormuş, cinsellik hissetmek istemiyormuş. Sadece birliktelik anlamında değil, genel olarak cinsiyetsiz, kimliksiz olmak istiyormuş. Ama zamanla bu tavrı değişti. Çok yoğun bir cinsel açlık duymaya başladı bana karşı. Nasıl desem... Her an sevişmeye hazır biri oldu. Bir dönem ben kullandığım bir ilaçtan ötürü isteksizdim örneğin, o dönemi çok zor geçirecek kadar coştu. Bu taşındığımızdan beri en üst seviyede böyle. Ama O bu konuda çok tutarsız. Mesela sevişmek istiyor, bunu beyan ediyor, zamansız oluyor, itişip kakışıyoruz, şakalaşıyoruz, gülüşüyoruz falan... Sonra tutup ''çok üstüne geliyorum bu konuda. bu duyguyu yenmem lazım.'' falan diye ciddileşiyor, pişmanlıklar yaşıyor. Ben çok tenkit ederim, çok eleştiririm her şeyini ama bu konuda bi kere bi laf etmişliğim yoktu ona, şikayetçi de değildim. Reddedilmiş hissediyordu belki de... Dediğim gibi, çok tutarsız.

Şu bir kaç gündür, çarşambadan beri ben çok hastayım. O evden çalışıyor ama sabit bir işi yok, kafasına göre bilgisayar programı yazıyor. Ben hastalandığımdan beri işine yoğunlaştı deli gibi. Hani bırakın bi yudum su vermeyi, ben kalkıp yemesini içmesini yapıp bir de ayağına götürüyorum günlerdir. Birbirimizin hiçbir şeyinden iğrenmeyiz ama hastalandığım ilk gün yatarken bana sarılıp ''hasta kokuyorsun.'' dedi. Ben uzaklaşmak istedim, bırakmadı. Sonra da ''şu an bi aydınlanma yaşadım.'' dedi. O sevmekle sevişmeyi karıştırıyormuş. Aslında sevişmek istemiyormuş ama beni çok seviyormuş. O kadar sık arzulamasının sebebi de duyguları karıştırmasıymış. Beni sevmek istediği zaman şehvet duyuyor sanıyormuş. Böyle anlayamadığım bir takım laflar etti. İnsan zaten sevdiğiyle sevişmek istemez mi? Her neyse ben üstünde durmadım o an. Sonradan bir kaç kez ''artık sevişmeyecek miyiz?'' diye sorduğumda bana hep sen istersen olur dedi görev icabıymış gibi. Ama o günden beri bana inanılmaz ilgisiz, uzak, soğuk. Hastayım diye mi yanaşmak istemiyor onu da anlamadım. Ya çok deli biri normalde. Sürekli hoplar zıplar, üstüme çıkar, beni kaldırır çevirir... Şimdi işi yoğun diye mi yanıma gelmiyor onu da anlamadım. İki kere ağladım valla pek sallamadı bile. Birbirimize bazen ''beni mi daha çok seviyorsun, mercimek yemeğini mi?'' falan gibi anlamsız sorular sorarız, ben de ''beni mi daha çok seviyorsun, hasta beni mi?'' dedim. ''hasta seni, çünkü daha çok sevgiye ihtiyacın oluyor.'' dedi. Dedi demesine de ben bunu sorarken ona yemek pişiriyordum öksüre aksıra, o bilgisayarda bir şeylere bakıyordu.Bile bile ilgisiz bırakması da kırıyor. Of, yazmaya çok net başlamıştım, dağıttım konuyu iyice kusura bakmayın. Benim kafam çok karıştı.

Bu adam neden arzulamıyor beni artık ya?

edit: üç farklı yerde geçen ''eşim''lerden biri mahalle baskısı ile silindi, ikisi O olarak değişti.
 
Son düzenleme:
Daha evlenmeden birini "kocam" ya da "eşim" diye tanıtmak çok irrite edici gelmiştir her zaman bana.
Hele bireylerin kendi aralarında söz yapıp yüzük takmaları yok mu?!?

Velhasıl soruna gelince aranızda tutku yok. Eksik kalmış. Ya da sadece "eşin" de yok.

Bir diğer nokta sana hasta iken bir şeyler hazırlatıp senden bir şeyler bekleyen kişiden "eş" falan olmaz.
 
Daha evlenmeden birini "kocam" ya da "eşim" diye tanıtmak çok irrite edici gelmiştir her zaman bana.
Hele bireylerin kendi aralarında söz yapıp yüzük takmaları yok mu?!?

Velhasıl soruna gelince aranızda tutku yok. Eksik kalmış. Ya da sadece "eşin" de yok.

Bir diğer nokta sana hasta iken bir şeyler hazırlatıp senden bir şeyler bekleyen kişiden "eş" falan olmaz.


Valla ne desem bilemedim. Şimdi isim versem deşifre etmiş olacağım lüzumsuz yere, vermesem hep ''o'', ''o'' yazacağım zamir olarak, anlaşılması güç olacak. Kısa kesip eşim diyeyim geçeyim dedim. Bizim birlikteliğimiz kendi aramızda değil tahmin edersiniz ki. Ailelerimiz tanışıyor. Sizin evliliğinizden tek farkı imza atılmamış olması. Bu da seçim işi. Ben bebek düşünene kadar bunu yapmak istemiyorum. O da istemiyor.

Aslına bakarsanız zorla kalkıp hazırlatmadı tabii ki. Ama pişirmezsem makarna pişirip yiyor. Ben de istemiyorum öyle beslenmesini, bir nevi zorunda kalmış oluyorum.

Teşekkürler yorumuz için.
 
Şimdiden hasta hasta kalkıp adamın ayağına yemek götürüyorsan işin zor, alıştırma istersen. Eşim demişsin ama evlilik böyle bişey değil, eşler birbirlerine destek olurlar zor günlerinde.

Hem böyle hesaplı kitaplı mı sevişiyorsunuz? Artık sevişmeyecek miyiz diye bi soru olmaz çünkü gerçekçi değil.

İyileşince elbet düzelirsiniz bi şekilde
 
Valla ne desem bilemedim. Şimdi isim versem deşifre etmiş olacağım lüzumsuz yere, vermesem hep ''o'', ''o'' yazacağım zamir olarak, anlaşılması güç olacak. Kısa kesip eşim diyeyim geçeyim dedim. Bizim birlikteliğimiz kendi aramızda değil tahmin edersiniz ki. Ailelerimiz tanışıyor. Sizin evliliğinizden tek farkı imza atılmamış olması. Bu da seçim işi. Ben bebek düşünene kadar bunu yapmak istemiyorum. O da istemiyor.

Aslına bakarsanız zorla kalkıp hazırlatmadı tabii ki. Ama pişirmezsem makarna pişirip yiyor. Ben de istemiyorum öyle beslenmesini, bir nevi zorunda kalmış oluyorum.

Teşekkürler yorumuz için.
İki gün makarna yese ölmez sanırım. Bazı durumlarda bencil olmak gerekiyor.
Eşiniz bile olsa bu kişi siz hasta iken bırakın makarna yesin. Senin canından sağlığından daha değerli değildir.
 
Valla ne desem bilemedim. Şimdi isim versem deşifre etmiş olacağım lüzumsuz yere, vermesem hep ''o'', ''o'' yazacağım zamir olarak, anlaşılması güç olacak. Kısa kesip eşim diyeyim geçeyim dedim. Bizim birlikteliğimiz kendi aramızda değil tahmin edersiniz ki. Ailelerimiz tanışıyor. Sizin evliliğinizden tek farkı imza atılmamış olması. Bu da seçim işi. Ben bebek düşünene kadar bunu yapmak istemiyorum. O da istemiyor.

Aslına bakarsanız zorla kalkıp hazırlatmadı tabii ki. Ama pişirmezsem makarna pişirip yiyor. Ben de istemiyorum öyle beslenmesini, bir nevi zorunda kalmış oluyorum.

Teşekkürler yorumuz için.
Evlilikle evlenmemek arasındaki fark zaten bi imzadır. Ha evlenmeden beraber yaşamak da saygıdeğer bi seçimdir ama anladığım kadarıyla siz bundan utangaç bi şekilde suçluluk duyup sevgilinize eşim diyorsunuz. Ya suçluluk duyacağınız şeyi yapmayın ya da yaptığınız şeyi savunun.
Konunuza gelecek olursam bence bu ilişki yürümez. Uzun ilişkiler belirli bi miktar kişisel alan vr çokça saygı ister. Siz sizin yaşınızdaki çoğu insan gibi yüz göz olmuşsunuz. Yanlış anlamayın ben de o yaşlarda böyle yaşadım ilişkilerimi. Geçmiş hayatların travmalarını konuşmalar drama Queenlikler hastalıklar cinsel hayatta gel gitler filan. Ve bu tip hiçbir ilişkinin gelecek vaat ettiğini görmedim. Kurtarıcam diye paralamayın kendinizi
 
Daha evlenmeden birini "kocam" ya da "eşim" diye tanıtmak çok irrite edici gelmiştir her zaman bana.
Hele bireylerin kendi aralarında söz yapıp yüzük takmaları yok mu?!?

Velhasıl soruna gelince aranızda tutku yok. Eksik kalmış. Ya da sadece "eşin" de yok.

Bir diğer nokta sana hasta iken bir şeyler hazırlatıp senden bir şeyler bekleyen kişiden "eş" falan olmaz.
"eşim" kismina o kadar takildim ve ayni sekilde irrite oldum ki, konuya tam odaklanamadim bile.. :KK51:
 
Evlilikle evlenmemek arasındaki fark zaten bi imzadır. Ha evlenmeden beraber yaşamak da saygıdeğer bi seçimdir ama anladığım kadarıyla siz bundan utangaç bi şekilde suçluluk duyup sevgilinize eşim diyorsunuz. Ya suçluluk duyacağınız şeyi yapmayın ya da yaptığınız şeyi savunun.
Konunuza gelecek olursam bence bu ilişki yürümez. Uzun ilişkiler belirli bi miktar kişisel alan vr çokça saygı ister. Siz sizin yaşınızdaki çoğu insan gibi yüz göz olmuşsunuz. Yanlış anlamayın ben de o yaşlarda böyle yaşadım ilişkilerimi. Geçmiş hayatların travmalarını konuşmalar drama Queenlikler hastalıklar cinsel hayatta gel gitler filan. Ve bu tip hiçbir ilişkinin gelecek vaat ettiğini görmedim. Kurtarıcam diye paralamayın kendinizi

Bilemedim, bence biraz sığ oldu yaklaşımız. Sizi eşinizle eş yapan bunu devlete bildirmeniz miydi? Suçluluk ya da utanç hissetmiyorum özel hayatımla ilgili, dediğim gibi ''o'' diye hitap etmek istemedim. Kayınvalidenin kv diye kısaltılması gibi ea diye mi kısaltsaydım acep? Bir sonraki derdim de bir de öyle deneyeyim bakalım.

Kişisel alan ihlali konusunda çok haklısınız. Fazla içiçeyiz ilk günden beri. Zaman zaman biraz aralamak istesem de ayar tutmadı hiç. Birbirimizden bağımsız bir hayatımız yok. Umarım dediğiniz gibi kötüye gitmez, birlikte çok hayalimiz var.
 
Bilemedim, bence biraz sığ oldu yaklaşımız. Sizi eşinizle eş yapan bunu devlete bildirmeniz miydi? Suçluluk ya da utanç hissetmiyorum özel hayatımla ilgili, dediğim gibi ''o'' diye hitap etmek istemedim. Kayınvalidenin kv diye kısaltılması gibi ea diye mi kısaltsaydım acep? Bir sonraki derdim de bir de öyle deneyeyim bakalım.

Kişisel alan ihlali konusunda çok haklısınız. Fazla içiçeyiz ilk günden beri. Zaman zaman biraz aralamak istesem de ayar tutmadı hiç. Birbirimizden bağımsız bir hayatımız yok. Umarım dediğiniz gibi kötüye gitmez, birlikte çok hayalimiz var.
Bizi eşimle eş yapan tabii ki devlete bildirmemiz. Öbür türlü birbirini seven ve beraber yaşayan iki insan olurduk. Devlete bildirip imza attığımız için yasalar karşısında bizi birbirimize bağlayan hak ve sorumluluklar altına girdik. Bu kadar manevi bi olay değil yani eş olmak. O demenize de gerek yok sevgilim dersiniz niye kaçıyorsunuz bu kelimeden
 
bizim de sevgilimle aktif cinsel hayatımız var ve o da bir erkeğe göre çok fazla istekli. her istediğinde aynı şekilde cevap vermiyorum. bazen oluyor,bazen "pff baydın heee" diyorum. ama alınmayacağını biliyorum. ben istemezsem sarılır yatarız yani triplere girmek,sevişmek istememek falan asla olmaz. çünkü bana ne canım istemiyorsa istemiyor. siz anladığım kadarıyla hep onun bu isteğine karşılık vermeye çalışmışsınız,keşke yapmasaydınız. kafalar jüpiter olmuş. bence sevgiliniz sağlıklı değil.

şahsen ben yanımda bana sarılırken bi anda "aydınlanma yaşadım" diyip beni sevmek,sevmemekle ilgili konuşan adama "ne diyon la değişik" derim. aşırı iticilik var yani nasıl söylesem normal hayatta da her şeyi dramatize eden insanları sevmem. ne varsa düzgünce konuş ne kendi kendine laf çeviriyosun yani?

bence sevgilinize direkt söyleyin. ne söylemek istiyosa açık olsun. ayrıca siz hastayken bilgisayarla uğraşmasının da sizi üzdüğünü söyleyin. adam sağlıklı değil bence.
 
Bizi eşimle eş yapan tabii ki devlete bildirmemiz. Öbür türlü birbirini seven ve beraber yaşayan iki insan olurduk. Devlete bildirip imza attığımız için yasalar karşısında bizi birbirimize bağlayan hak ve sorumluluklar altına girdik. Bu kadar manevi bi olay değil yani eş olmak. O demenize de gerek yok sevgilim dersiniz niye kaçıyorsunuz bu kelimeden

Bu konuya birlikte olduğum kişiye istediğim şekilde hitap edebileceğimi söyleyip nokta koyabilirim sanırım. Umarım sizi de eşinizle eş yapan birlikte geçirdiğiniz vakit, paylaştıklarınız, bazen paylaşamadıklarınız ve bahsettiğiniz maneviyat olur birgün.
 
bizim de sevgilimle aktif cinsel hayatımız var ve o da bir erkeğe göre çok fazla istekli. her istediğinde aynı şekilde cevap vermiyorum. bazen oluyor,bazen "pff baydın heee" diyorum. ama alınmayacağını biliyorum. ben istemezsem sarılır yatarız yani triplere girmek,sevişmek istememek falan asla olmaz. çünkü bana ne canım istemiyorsa istemiyor. siz anladığım kadarıyla hep onun bu isteğine karşılık vermeye çalışmışsınız,keşke yapmasaydınız. kafalar jüpiter olmuş. bence sevgiliniz sağlıklı değil.

şahsen ben yanımda bana sarılırken bi anda "aydınlanma yaşadım" diyip beni sevmek,sevmemekle ilgili konuşan adama "ne diyon la değişik" derim. aşırı iticilik var yani nasıl söylesem normal hayatta da her şeyi dramatize eden insanları sevmem. ne varsa düzgünce konuş ne kendi kendine laf çeviriyosun yani?

bence sevgilinize direkt söyleyin. ne söylemek istiyosa açık olsun. ayrıca siz hastayken bilgisayarla uğraşmasının da sizi üzdüğünü söyleyin. adam sağlıklı değil bence.

Hay ağzınızı öpeyim sassy hanım. Her şeyimiz dram, her şeyimiz trajedi. Sevişmek için her atağında olumlu dönüşüm olmadı ama ne yalan söyleyeyim, zamanında onun da yaptığı gibi kırılmasın, kötü hissetmesin diye olaya dahil olduğum da çok oldu. Ama kendi içinde o aradaki ''gel tavla atalım onun yerine.''leri de sorun etmiş sanırım. Hatta bir ara zaman kaybı olarak görüyordu kendindeki libidoyu.

Benle ilgilenmemesine kırıldığımı söylediğimde ''işim var bebeğim, para kazanmaya çalışıyorum, ödevim var.'' gibi cevaplar alıyorum. Gerçekten de işi oluyor. Ama istediğim gelip ağzıma mama yedirmesi değil zaten, kapıdan napıyosun deyip gitse de olurdu. Ya ilgilidir normalde, ne oldu da böyle döndü hiç anlayamıyorum. Bir de kadınlar için anlaşılması zor diyorlar.
 
Erkek arkadaşın, kocan, eşin, senin adam psikoloğa gitmeli, normal değil.
Yarın birgün bir aydınlanma daha yaşayıp "ben neden seninle yaşıyorum ya" veya "seni sevmem seninle sevişeceğim anlamına gelmez" gibi cümleler kurarsa hiç şaşırma.
Ona güzel yemekler yapmak yerine onu psikoloğa götür.
 
Sabah sabah kaç kez okudum.Sevgilinizin davranışlarından hiçbirşey anlamadım.Çok tutarsız,çok tuhaf biri gibi anlattıklarınıza bakılırsa.Açıkçası ikinizle alakalı saglıklı bir gelecek göremedim.Biraz sorumluluk duygusundan uzak hem iş yönünden hem de sizinle ilişkisi yönünden.Bunları yaşıyor olmanız gayet dogal.İşte böyle kararsızlığa düşmemek adına bir imza çok şeyi degiştiriyor.
 
Erkek arkadaşın, kocan, eşin, senin adam psikoloğa gitmeli, normal değil.
Yarın birgün bir aydınlanma daha yaşayıp "ben neden seninle yaşıyorum ya" veya "seni sevmem seninle sevişeceğim anlamına gelmez" gibi cümleler kurarsa hiç şaşırma.
Ona güzel yemekler yapmak yerine onu psikoloğa götür.

Sabah sabah kaç kez okudum.Sevgilinizin davranışlarından hiçbirşey anlamadım.Çok tutarsız,çok tuhaf biri gibi anlattıklarınıza bakılırsa.Açıkçası ikinizle alakalı saglıklı bir gelecek göremedim.Biraz sorumluluk duygusundan uzak hem iş yönünden hem de sizinle ilişkisi yönünden.Bunları yaşıyor olmanız gayet dogal.İşte böyle kararsızlığa düşmemek adına bir imza çok şeyi degiştiriyor.

Bipolar teşhisi konmuş 6 sene evvel. Bir süre ilaç kullanmış. Hâlâ mutsuzken kırk takla atsam düzelmez, morali iyiyse bıçak çeksem bana mısın demez. Ama ilaç kullanmak istemiyor. O dönem kliniğe almak istemişler ablası falan araya girmiş yırtmış. Şu an klinik vaka olduğunu düşünmüyorum ama yine etkileri gözleniyor zaman zaman. Geçen sene yalvar yakar götürmüştüm psikoloğa fakat devam etmedi. :KK43:

Ben de anlayamıyorum. Aslında ilişkinin sorumsuz tarafı benimdir özellikle akademik açıdan. Ama o da gündelik hayatımızda sorumsuz sanırım. Vaktini çok önemsiyor. Herhalde vakit kaybettirdim ona iki senedir. Bunları konuşamıyoruz da, alınıyor.
 
Ben isteksizliğin seni incitmemekle ilgisi olduğunu düşünmüyorum.Geçmişte ne yaşadı bilemem travmalardan bahsetmişsin.Bu gelgitlerin onların yansıması olduğu açık.Yani demem o ki,klasik olacak ama,sorun sende değil onda.İçsel olarak çözmesi gereken önemli sorunlar var.Üstelik bunlar cinselliğin ötesinde benliğiyle ilgili.Bunları çözmezse ne derece sağlıklı ilerlersiniz onu kestirmek güç.
 
X