- 15 Aralık 2010
- 3.490
- 125
- 113
- Konu Sahibi Dumadumadum
- #181
Bende evliliğim ilk zamanları, ramazandı, ve dersaneye başlamıştım, sınava 2 ay kaldı, birde ev işlerinde tecrübesizsin, 10dk da bitecek işle yarım saat uğraşıyorsun, bende annemleri az aramışım ihmal etmişim. Annemde o günlerde ben gelin gittim gurbete hergün ağlıyor annem, ve artık hep beni o aradıgı için utanmamaya aramamaya başlamış, ben zaten aramıyorum, çok üzülmüş, kardeşime şikayet etmiş. Kardeşimde bana iletti, bende fazla duygusal ben kafamı kaşıyacak vakit bulamıyorum ki dedim.
Sonraki günlerde birgün kapı çaldı, sabah 7 olmamıştı daha, eşiminde benimde uykum hafiftir, uyandık hemen. Eşim kapıyı açmaya gitti benim dizlerim tutmadı yataktan kalkmak için. Nerden aklıma geldiyse o 3 saniyede anneme yada babama birşey olduğunu, telefonda söylenmediği, beni alıp cenazeye götürecekleri geldi, o kadar korktum ki. Sonra eşim baktı ki, okula giden bir çocuk evde birşeyini unutmuş, annesinden istemek için aşağıda zile basmış, oda bizimkiymiş yanlışlıkla. O sabah o kadar şükrettim ki annemin babamın yaşadığına, şimdi 2-3 günde bir konuşuyoruz ve çok huzurluyum.
insan kötüde olsa anne babasını sağ iken bağrına basmalı,istemesede...
ben o rüyadan sonra annemle mümkün olduğunca hep ilgilendim.
ölümün ne zaman geleceği,kimi önce alacağı bilinmez.
arkamda bana kırgın biri bırakmak istemiyorum,ya da bana kırgın giden...
değmez.
hayat kısa,çok kısa.
sevdiğimiz,sevildiğimiz,bize emeği geçen ya da emeğimizin geçtiği kişileri üzmeye değmeyecek kadar kısa.
ben haftanın hemen hemen her günü okuldayım,
haftanın 4 günüde akşamlar 3 er saat dersanem var.
ve evliyim.bunca yoğunluk arasında her gün en az 40 dk konuşuyoruz.
bazen yoğunluktan dolayı aramak istemediğim çok oldu ama biliyorum ki annemin ihtiyacı var benimle konuşmaya,
tek kızıyım ve benim onu dinlemem,fikir vermem hoşuna gidiyor.
yeter ki mutlu olsun,gönlü kırılmasın....