Beni hiç tanımayan eşim

icimdekibosluk

Nirvana
Kayıtlı Üye
5 Ekim 2008
357
219
Merhaba arkadaşlar, forumda 2.başlık açmama rağmen sık sık bakarım, okurum yazdıklarınıza ve üzülürüm herkesin ne çok derdi , hayal kırıklıkları varmış diye... Ben yaklaşık 1 yıllık evliyim ancak eşim işi gereği yurt dışında , ben de işim gereği şu an Türkiye'deyim. Aramızda bitmek bilmeyen bir harp var. Bunun sebebi mesafeler değil çünkü birlikteyken de harbimiz devam ediyor. İki gün iyiysek 3. veya 4. gün muhakkak bir vukuatımız oluyor, sözler kabalaşıyor, ben hep ağlıyorum, o sinirden köpürüyor. Sonrasında çoğunlukla ben yumuşuyorum ya da yumuşamasam da pes ediyorum ve arayı bulmaya çalışıyorum. Tartışma esnasında yediğim hakaretleri, işittiğim kötü sözleri unutuyor muyum? Hayır! Üstünü örtüyorum, içime atıyorum, ancak birikiyor birikiyor birikiyor ve gitgide umudum kalmıyor . Sorun ne? derseniz. Beni olmadığım biri olarak görüyor. Benim bencil, sadece kendime kendi aileme ve kendi arkadaş çevreme önem verdiğimi, onun çevresini asla önemsemediğimi düşünüyor. Varsa yoksa kendim varmışım. Ahh keşke dediği gibi olsa da inceldiği yerden kopsun, bitsin bu evlilik diyebilsem.. Ama diyemiyorum, büyüklerimiz var, her biri ne çok üzülecek. Ben, aramızdaki sorunlar aramızda kalsın, büyüklere anlatmayalım derim. O ise hemen hemen her tartışmayı annelerle, kardeşlerle paylaşır. ( sanki kadın kendisi, normalde kadın anlatır değil mi?) Benim annemi arayıp beni şikayet eder. Bunlar , onun bendeki değerini de düşürüyor ne yazık ki. Hiç olgun değil hiç. Her tartışmamızı boşanma lafıyla noktalıyor. Ben ağzıma almazken onun iki lafından birisi "git, mahkemeye başvur"
Kendisi yurt dışında olduğundan başvuruyu benim yapmamı istiyor. Oysa ilişkimiz çok iyi başlamıştı, çok sevdik çok aşık olduk, bunca olaya rağmen yıpransak da karşılıklı sevgimiz devam ediyor. Benim ailesiyle hiçbir sorunum olmadı ki, hepsiyle aram iyi, şanslıyım kayınvalide görümce elti açısından. Hiçbiri karışmaz, eşelemez bizim iyiliğimizi isterler sadece. Eşime de söylüyorum. "Ailen benden razı, ben onlardan razı." diyorum. Ama kafi gelmiyor ona. Güya onlara karşı bencilmişim, umursamıyormuşum, burnum Kaf Dağındaymış, onların bana olan ilgisi beni şımartmış, kendimi bi halt sanıyormuşum..Duymaktan o kadar bıktım ki.. Hiç hak etmediğim şeyler, insan hak etmediği şeylerle itham edilince sakin olması ne zormuş, ben de çıldırıyorum bunları işittiğimde. Örneğin. geçen hafta kız kardeşi beni aramış ve duymamışım. Sonrasında kız kardeşiyle konuşmuş, konuşuyor musun yengenle deyince kız da az önce aradım da açmadı demiş. Bunun üzerine beni arayan eşim neler saydı neler. Niye açmıyormuşum, niye meşgule veriyormuşum (ki meşgule vermedim) vs vs. İşte böyle pireyi deve yapar kendileri... Şimdi de aramız fena bozuk. Annemle konuştu, yine şikayet etti, bitirmek istiyormuş. Annem de "ben artık yoruldum sizin tartışmalarınızdan" demiş. Eşim babama söylemem konusunda baskı yapıyor, biliyor ki babam öğrenirse her şeyin seyri değişir. Şimdiye kadar adamcağızın hiçbir şeyden haberi olmadı.. Tam bir yol ayrımındayım, ne yapmalıyım, evliliğin ilk 1-2 yılı sancılıdır diyor herkes. Biliyorum , biliyorum da önümü hiç göremiyorum ki.
 
bu kadar çok "boşanma" lafı eden bir adamla evlilik nasıl yürür bilemedim.
ilk alışma evresi evet belki sıkıntılı olabilir bazen ama herkesin 1-2 senesi "boşanma" lafları ile geçmiyor emin olun.

üstelik aranızda mesafe var.
özlem olmalı.
 
Ben ölüyorum özlemden.. O orada bitirmekten filan bahsederken ben burada alacağımız ev için (kısmetse) eşya bakıyorum, planlar yapıyorum..
 
valla ilk 2 yıl sıkıntılı kavgalı olurmuş derler ama her evlilik için geçerli değil tabi bende 1 yıldır evliyim 3 gün iyiysek 4 gün kötüyüz ama bizim sıkıntılar ailesi kaynaklı çoğu ..... adam seni gerçekten seviyorsa boşanmak istemez birde seni farklı tanımış dedin belkide sen farkında olmadan öyle yansıtıyor olabilir misin kendini ....ama bazen ne kadar seversek sevelim evlilik başka bir dünya herkes evliliğin hakkını veremiyor tam anlamıyla mutlu olamıyor ....sorunun ne olduğunu tam olarak sor değişmemi istediğin şeyler varsa söyle de değiştireyim ama mesafelerde evliliği yıpratır sen farkında olmasanda
 
Ya ben bazi konularda sunu anlayamiyorum. Seviyorsun ayrilmak istemiyorsun tamam anladim da geldiginde o zaman niye kavga icerisine giriyorsun. Biz kadinlar biraz daha sik bogaz ederiz. Olmadik yerde kiskanclik krizine gireriz. Belki sende boylesindir. Alttan almayi dene kavgadan sonra gonlunu alsan ne olacak. Birde oyle dene bakalim.
 
Benden istediği şeyleri sormuştum. Ailesini arayıp sormamı, onlara gittiğimizde daha "münasip" şeyler giyinmemi istediğini söylemişti. Tamam demiştim, bunlar yapılmayacak şeyler değil ki. Ben genel olarak telefonla konuşmayı sevmeyen biriyim, kendi aileme de böyleyim. Ama eşim bunu istediğinde tamam dedim. Eltimi, annesini, babasını aramaya çalışıyorum. Bu konuda aştım kendimi . Hee bende yaltaklanma, yaranmak için söylenen şeyler, yapmacık hareketler yoktur. Yapmacık olarak "canım cicim" diyemem. Sırnaşık olamam. Eşim ise, "olsun yapmacık da olsa sevgini göster aileme" der..Anlaşamıyoruz bu konuda
 
Tartışmalarımızın kaynağı tek bu değil aslında. Önceleri benim giyim kuşamımdı, sonra aileyi arayıp aramama oldu. Ve söylediğimde çoğunuzun şaşkına döneceği bir şeyler daha var: Eşim "kadın , kadın gibi olmalı." der. Ne demekse? Ben haber izlemeyi, tartışma programları seyretmeyi severim. Konu ne olursa olsun (futbol da dahil) insanlar bir konuyu enine boyuna konuşsun ben de izleyeyim, genel olarak budur sevdiğim TV'de. Ama eşim benim haber, yorum izlememi "elinin hamuruyla erkek işine bulaşma" olarak algılar. Erkek gibi hep haberleri izliyorsun, siyasetten konuşuyorsun, hep solcu şair-yazarları okuyorsun diye eleştirir. Onun arkadaşlarının bulunduğu ortamlarda siyasi konular muhakkak açılır, fikrim neyse söylerim. Uyuz olur eşim, ben de onun bu tavrına tabii. Sanki siyasetten konuşmak, fikir beyan etmek erkeğe mahsus bir şey!!!
 
Ya ben bazi konularda sunu anlayamiyorum. Seviyorsun ayrilmak istemiyorsun tamam anladim da geldiginde o zaman niye kavga icerisine giriyorsun. Biz kadinlar biraz daha sik bogaz ederiz. Olmadik yerde kiskanclik krizine gireriz. Belki sende boylesindir. Alttan almayi dene kavgadan sonra gonlunu alsan ne olacak. Birde oyle dene bakalim.
Ben sık boğaz etmem, bizim evlilikte kadın rolü eşimde. Kıskançlık da yapmam, o da pek yapmaz. Çünkü öyle bir ortam yaratmayız. Kavga sonlarında çoğunlukla ben unutmuş gibi yapıp yanına giderim ya da uzaktaysa mesaj atarım, gönlünü alırım. Aslında tavır koymak, hiç cvp vermemek gelir içimde, kararlar alırım bu kez ben geri adım atmayacağım diye. Ama ya kendime engel olamam ya da ben uzattığımda kabak yine benim başıma patlar. Uzattığımda da inatçı olurum, erkek gibi olurum, burnunun dikine dikine giden olurum, bekar gibi takılan olurum, eeee o zaman neden mahkemeye gitmesi gereken olurum.
 
hı eşin bayanın erkeğin bir adım arkasından gelen bayanlardan hoşlanıyor benim eşimde öyle arkadaş ortamında asla yorum yapmamalıymışım benim düşüncem bana kalmalıymış hatta onunla hele zıt düşündüysem oooo canım sende susacan yorum yapmayacan ailesini haftada 1 arayacan onun istediği gibi giyinecen pasta börek yapacan temizlikte yemekte bir numara olacankadın gibi kadın kısacası onun istediği kadın modeli olacan zor ama inan çoğu erkek böyle
 
hı eşin bayanın erkeğin bir adım arkasından gelen bayanlardan hoşlanıyor benim eşimde öyle arkadaş ortamında asla yorum yapmamalıymışım benim düşüncem bana kalmalıymış hatta onunla hele zıt düşündüysem oooo canım sende susacan yorum yapmayacan ailesini haftada 1 arayacan onun istediği gibi giyinecen pasta börek yapacan temizlikte yemekte bir numara olacankadın gibi kadın kısacası onun istediği kadın modeli olacan zor ama inan çoğu erkek böyle
Valla aynı benim eşimi anlattın. Evet onun fikrine zıt bir fikrim varsa bunu kalabalık ortamlarda beyan etmemeliymişi. Bundan ötürü kaç defa kavga ettik. Benim eşim ünv. mezunu ben de öyle. Ama bunun eğitimle hiç mi hiç ilgisi yok. Aynen dediğin gibi onun önüne geçmemi kaldıramıyor
 
hı eşin bayanın erkeğin bir adım arkasından gelen bayanlardan hoşlanıyor benim eşimde öyle arkadaş ortamında asla yorum yapmamalıymışım benim düşüncem bana kalmalıymış hatta onunla hele zıt düşündüysem oooo canım sende susacan yorum yapmayacan ailesini haftada 1 arayacan onun istediği gibi giyinecen pasta börek yapacan temizlikte yemekte bir numara olacankadın gibi kadın kısacası onun istediği kadın modeli olacan zor ama inan çoğu erkek böyle
Peki sen nasıl aşıyorsun bu sorunu? Ben hazmedemiyorum. Bana bir fikrim sorulduğunda ben gerçek düşünmcemi söylüyorum, orda eşim acaba ne düşünür, insanlar ne düşünür diye hesap yapmam. Sonuçta koskoca okumuş etmiş bir kadınım. Fikrim neyse söylerim
 
Peki sen nasıl aşıyorsun bu sorunu? Ben hazmedemiyorum. Bana bir fikrim sorulduğunda ben gerçek düşünmcemi söylüyorum, orda eşim acaba ne düşünür, insanlar ne düşünür diye hesap yapmam. Sonuçta koskoca okumuş etmiş bir kadınım. Fikrim neyse söylerim
içimden geçeni söyleyince sorun çıkyor sonrasında yada içimden geldiği gibi davrandığımda tamam diyorum artık susacam yada tepki vermeyecem diyorum ama kendimi tutamıyorum yapımız bu biz değişemeyiz ama zamanla oturuyor belki bazı şeyler klasik bir türk kadını oluvermişiz bir gün bakarsın
 
yalnis anlama sonucta sevmissin ve evlenmissin ama Esin seni hak etmiyor.
Bencil olsan bile sana boyle kaba bir sekilde saydiramaz, seni kirmaktan korkmayan insan nekadar sevebilir?
Dahasida seninle bosanmayi git mahkemeye deyen insan seni seven insan midir?

Senin yerinde olsam gider ve o mahkemeye basvururum, kaybedecegim birsey olmaz tam tersine huzur kazanirim
Saka gibi
 
Merhaba arkadaşlar, forumda 2.başlık açmama rağmen sık sık bakarım, okurum yazdıklarınıza ve üzülürüm herkesin ne çok derdi , hayal kırıklıkları varmış diye... Ben yaklaşık 1 yıllık evliyim ancak eşim işi gereği yurt dışında , ben de işim gereği şu an Türkiye'deyim. Aramızda bitmek bilmeyen bir harp var. Bunun sebebi mesafeler değil çünkü birlikteyken de harbimiz devam ediyor. İki gün iyiysek 3. veya 4. gün muhakkak bir vukuatımız oluyor, sözler kabalaşıyor, ben hep ağlıyorum, o sinirden köpürüyor. Sonrasında çoğunlukla ben yumuşuyorum ya da yumuşamasam da pes ediyorum ve arayı bulmaya çalışıyorum. Tartışma esnasında yediğim hakaretleri, işittiğim kötü sözleri unutuyor muyum? Hayır! Üstünü örtüyorum, içime atıyorum, ancak birikiyor birikiyor birikiyor ve gitgide umudum kalmıyor . Sorun ne? derseniz. Beni olmadığım biri olarak görüyor. Benim bencil, sadece kendime kendi aileme ve kendi arkadaş çevreme önem verdiğimi, onun çevresini asla önemsemediğimi düşünüyor. Varsa yoksa kendim varmışım. Ahh keşke dediği gibi olsa da inceldiği yerden kopsun, bitsin bu evlilik diyebilsem.. Ama diyemiyorum, büyüklerimiz var, her biri ne çok üzülecek. Ben, aramızdaki sorunlar aramızda kalsın, büyüklere anlatmayalım derim. O ise hemen hemen her tartışmayı annelerle, kardeşlerle paylaşır. ( sanki kadın kendisi, normalde kadın anlatır değil mi?) Benim annemi arayıp beni şikayet eder. Bunlar , onun bendeki değerini de düşürüyor ne yazık ki. Hiç olgun değil hiç. Her tartışmamızı boşanma lafıyla noktalıyor. Ben ağzıma almazken onun iki lafından birisi "git, mahkemeye başvur"
Kendisi yurt dışında olduğundan başvuruyu benim yapmamı istiyor. Oysa ilişkimiz çok iyi başlamıştı, çok sevdik çok aşık olduk, bunca olaya rağmen yıpransak da karşılıklı sevgimiz devam ediyor. Benim ailesiyle hiçbir sorunum olmadı ki, hepsiyle aram iyi, şanslıyım kayınvalide görümce elti açısından. Hiçbiri karışmaz, eşelemez bizim iyiliğimizi isterler sadece. Eşime de söylüyorum. "Ailen benden razı, ben onlardan razı." diyorum. Ama kafi gelmiyor ona. Güya onlara karşı bencilmişim, umursamıyormuşum, burnum Kaf Dağındaymış, onların bana olan ilgisi beni şımartmış, kendimi bi halt sanıyormuşum..Duymaktan o kadar bıktım ki.. Hiç hak etmediğim şeyler, insan hak etmediği şeylerle itham edilince sakin olması ne zormuş, ben de çıldırıyorum bunları işittiğimde. Örneğin. geçen hafta kız kardeşi beni aramış ve duymamışım. Sonrasında kız kardeşiyle konuşmuş, konuşuyor musun yengenle deyince kız da az önce aradım da açmadı demiş. Bunun üzerine beni arayan eşim neler saydı neler. Niye açmıyormuşum, niye meşgule veriyormuşum (ki meşgule vermedim) vs vs. İşte böyle pireyi deve yapar kendileri... Şimdi de aramız fena bozuk. Annemle konuştu, yine şikayet etti, bitirmek istiyormuş. Annem de "ben artık yoruldum sizin tartışmalarınızdan" demiş. Eşim babama söylemem konusunda baskı yapıyor, biliyor ki babam öğrenirse her şeyin seyri değişir. Şimdiye kadar adamcağızın hiçbir şeyden haberi olmadı.. Tam bir yol ayrımındayım, ne yapmalıyım, evliliğin ilk 1-2 yılı sancılıdır diyor herkes. Biliyorum , biliyorum da önümü hiç göremiyorum ki.
Evliliğin ilk iki yılı sancılı ne demektir yahu? Biz de niye olmuyor? Bence sorun eşinde. Boşanma lafını o kadar çok ağzına aldıysa dinen nikahınızın pek de bir hükmü kalmamıştır zaten. Erkeğin bunu asla dile getirmemesi gerekir.Eşiniz göründüğü kadarıyla olgun biri değil. Bunca sene olgunlaşmamış adamın bundan sonra olgunlaşıp düzeleceğini de düşünmüyorum ben. Bu adamın yaptığını kadınlar bile yapmaz yahu. Kadınlar derken küçümseme falan zannetmeyin. Biz kadınlar daha çok konuşur ve daha çok anlatırız. Yapımızda var bu. İstisnalar hariç tabi. Ama eşiniz susup her şeyi saklaması gerekirken millete sizi kötüleyip duruyor. Eşinizle bir ömür geçmez arkadaşım. Ne diyeyim Allah yardımcınız olsun. Ama alttan almayın hiç bir şekilde. İnsanların fıtratları aynı, en iyisi bile sürekli alttan aldıkça tepene çıkıyor.
 
Merhaba arkadaşlar, forumda 2.başlık açmama rağmen sık sık bakarım, okurum yazdıklarınıza ve üzülürüm herkesin ne çok derdi , hayal kırıklıkları varmış diye... Ben yaklaşık 1 yıllık evliyim ancak eşim işi gereği yurt dışında , ben de işim gereği şu an Türkiye'deyim. Aramızda bitmek bilmeyen bir harp var. Bunun sebebi mesafeler değil çünkü birlikteyken de harbimiz devam ediyor. İki gün iyiysek 3. veya 4. gün muhakkak bir vukuatımız oluyor, sözler kabalaşıyor, ben hep ağlıyorum, o sinirden köpürüyor. Sonrasında çoğunlukla ben yumuşuyorum ya da yumuşamasam da pes ediyorum ve arayı bulmaya çalışıyorum. Tartışma esnasında yediğim hakaretleri, işittiğim kötü sözleri unutuyor muyum? Hayır! Üstünü örtüyorum, içime atıyorum, ancak birikiyor birikiyor birikiyor ve gitgide umudum kalmıyor . Sorun ne? derseniz. Beni olmadığım biri olarak görüyor. Benim bencil, sadece kendime kendi aileme ve kendi arkadaş çevreme önem verdiğimi, onun çevresini asla önemsemediğimi düşünüyor. Varsa yoksa kendim varmışım. Ahh keşke dediği gibi olsa da inceldiği yerden kopsun, bitsin bu evlilik diyebilsem.. Ama diyemiyorum, büyüklerimiz var, her biri ne çok üzülecek. Ben, aramızdaki sorunlar aramızda kalsın, büyüklere anlatmayalım derim. O ise hemen hemen her tartışmayı annelerle, kardeşlerle paylaşır. ( sanki kadın kendisi, normalde kadın anlatır değil mi?) Benim annemi arayıp beni şikayet eder. Bunlar , onun bendeki değerini de düşürüyor ne yazık ki. Hiç olgun değil hiç. Her tartışmamızı boşanma lafıyla noktalıyor. Ben ağzıma almazken onun iki lafından birisi "git, mahkemeye başvur"
Kendisi yurt dışında olduğundan başvuruyu benim yapmamı istiyor. Oysa ilişkimiz çok iyi başlamıştı, çok sevdik çok aşık olduk, bunca olaya rağmen yıpransak da karşılıklı sevgimiz devam ediyor. Benim ailesiyle hiçbir sorunum olmadı ki, hepsiyle aram iyi, şanslıyım kayınvalide görümce elti açısından. Hiçbiri karışmaz, eşelemez bizim iyiliğimizi isterler sadece. Eşime de söylüyorum. "Ailen benden razı, ben onlardan razı." diyorum. Ama kafi gelmiyor ona. Güya onlara karşı bencilmişim, umursamıyormuşum, burnum Kaf Dağındaymış, onların bana olan ilgisi beni şımartmış, kendimi bi halt sanıyormuşum..Duymaktan o kadar bıktım ki.. Hiç hak etmediğim şeyler, insan hak etmediği şeylerle itham edilince sakin olması ne zormuş, ben de çıldırıyorum bunları işittiğimde. Örneğin. geçen hafta kız kardeşi beni aramış ve duymamışım. Sonrasında kız kardeşiyle konuşmuş, konuşuyor musun yengenle deyince kız da az önce aradım da açmadı demiş. Bunun üzerine beni arayan eşim neler saydı neler. Niye açmıyormuşum, niye meşgule veriyormuşum (ki meşgule vermedim) vs vs. İşte böyle pireyi deve yapar kendileri... Şimdi de aramız fena bozuk. Annemle konuştu, yine şikayet etti, bitirmek istiyormuş. Annem de "ben artık yoruldum sizin tartışmalarınızdan" demiş. Eşim babama söylemem konusunda baskı yapıyor, biliyor ki babam öğrenirse her şeyin seyri değişir. Şimdiye kadar adamcağızın hiçbir şeyden haberi olmadı.. Tam bir yol ayrımındayım, ne yapmalıyım, evliliğin ilk 1-2 yılı sancılıdır diyor herkes. Biliyorum , biliyorum da önümü hiç göremiyorum ki.
görücü usulü mü evlendiniz?
 
Bu arada bugün aradı beni eşim,söylediği kötü sözlerden dolayı pişman olduğunu belirtti,boşanma lafını bir anlık sinirle söylediğini ifade etti. Kızdım ona,her defasında boşanma,ayrılma,mahkeme diyorsun dedim;inancım kalmadı beni haksız yere suçluyorsun dedim. Hani bilsem ki bu son olacak hemen unuturum,affederim. Çok da sevdiğini,kalbinden söküp atamadığını söyledi. Çok yeni evliyiz,kıyamıyorum bu evliliği bitirmeye.üstelik iki aydır farklı ülkelerdeyiz , tek bildiğim şey ne yapacağımı bilmediğim. Hemen yüz vermeyeyim,biraz soğuk davranayım diyorum.
 
Tartışmalarımızın kaynağı tek bu değil aslında. Önceleri benim giyim kuşamımdı, sonra aileyi arayıp aramama oldu. Ve söylediğimde çoğunuzun şaşkına döneceği bir şeyler daha var: Eşim "kadın , kadın gibi olmalı." der. Ne demekse? Ben haber izlemeyi, tartışma programları seyretmeyi severim. Konu ne olursa olsun (futbol da dahil) insanlar bir konuyu enine boyuna konuşsun ben de izleyeyim, genel olarak budur sevdiğim TV'de. Ama eşim benim haber, yorum izlememi "elinin hamuruyla erkek işine bulaşma" olarak algılar. Erkek gibi hep haberleri izliyorsun, siyasetten konuşuyorsun, hep solcu şair-yazarları okuyorsun diye eleştirir. Onun arkadaşlarının bulunduğu ortamlarda siyasi konular muhakkak açılır, fikrim neyse söylerim. Uyuz olur eşim, ben de onun bu tavrına tabii. Sanki siyasetten konuşmak, fikir beyan etmek erkeğe mahsus bir şey!!!

Sorun eşinizin sizi tanımaması değil değer vermemesi :KK43:
Evliliğin bir iki yılının sorunlu tartışmalı geçmesi benim için de boş bir şehir efsanesi. İki yıl sonunda onun istediği gibi susmayı öğrenirseniz pek ala geçinebilirsiniz. Biri için susmayı kabul etmeye sevgi diyorsanız, o kısmını bilemem.
 
Sorun eşinizin sizi tanımaması değil değer vermemesi :KK43:
Evliliğin bir iki yılının sorunlu tartışmalı geçmesi benim için de boş bir şehir efsanesi. İki yıl sonunda onun istediği gibi susmayı öğrenirseniz pek ala geçinebilirsiniz. Biri için susmayı kabul etmeye sevgi diyorsanız, o kısmını bilemem.
Beni sindirmeye,istediği kişi yapmaya çalışıyor.olur muyum bilemem, ki ben değişmedim ki evlenmeden önce ne isem evlendikten sonra da oyum. Bazen çok değer veriyor,çok üstüme düşüyor,en ufak bi rahatsızlığımda bebek gibi bakıyor.ama işte istediği kişi olmadığımda da canavarlaşıyor adeta!!!
 
Beni sindirmeye,istediği kişi yapmaya çalışıyor.olur muyum bilemem, ki ben değişmedim ki evlenmeden önce ne isem evlendikten sonra da oyum. Bazen çok değer veriyor,çok üstüme düşüyor,en ufak bi rahatsızlığımda bebek gibi bakıyor.ama işte istediği kişi olmadığımda da canavarlaşıyor adeta!!!

Rahatsızlandığımda benim eşim yine bir şeyler yapmışsındır, terli su mu içtin falan der ama ama düşünsel bir şey açıldığında sen daha iyi biliyorsun bu mevzuları, seninle tartışamam da der. Bana göre ilkinin pek bir önemi yok, ne için hasta olduğumu ben de biliyorum, bir şekilde iyileşirim zaten.

İkincisi olmasaydı ama ilişkimiz yürümezdi birbirimizin yerine göre üstün olduğu yerleri kabullenmediğimiz insanlarla sadece evlilik değil, hiç bir ilişki doğru düzgün yürümüyor. Hele ki karşıdakinin aklına gelen tek sebep değiştiremeyeceğimiz cinsiyet ise. Ne diyim, büyükleriniz evliliğinizi sırf devam ettirmenizi değil, mutlu devam ettirmenizi isterler. Kalbinden söküp atmaya hali hazırda çalıştığını dert edin demiyorum ama bunun son olmayacağı kesin.
 
X