Berkin'in elindeki ekmek, Yasin'in elindeki kurban eti

okypete

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Mart 2008
84.873
40.715
Bu ülkede çocuklar, gençler, kadınlar öldürülüyor. Bu ülkede insanlar Ermeni diye, Kürt diye, Alevî diye, Sünnî diye öldürülüyor. Bu ülkede insanlar farklı görüşten, farklı kültürden, farklı etnik-dinsel kimlikten, farklı cinsel yönelimden oldukları için öldürülüyor. Ya da linç ediliyor, ötekileştiriliyor, korkutuluyor, sindiriliyor. Şiddet kol geziyor, bu ülkede artık kimse güven ve huzur içinde değil. Herkes herkese düşman, herkes birbirinin kurdu, herkes birbirinin haini. İçine yuvarlandığımız şiddet ortamında bireysel huzursuzluk psikolojik bozukluğa, psikolojik bozukluk toplumsal cinnete dönüşüyor.




Hepimiz hem mağdur hem de ortak sorumluyuz


Sadece tepelere çöreklenenler, sadece iktidardakiler, sadece siyasiler, sadece medya ve medyatikler değil, bu ürkütücü tablodan derece derece hepimiz sorumluyuz. Kuşkusuz karar mercilerindekilerin, muktedirlerin, her kesimden siyasilerin sorumluluğu -hatta suçu- sizden benden kat be kat fazla. Toplumsal çalkantıları körükleyip ülkeyi cinnet ortamına sürüklemekle görevli derin odaklardan, provokatörlerden, karanlık yapıların ajanlarından söz bile etmiyorum, onların “işi” bu zaten. Sözüm kendimize, hepimize: bu ağulu cinnet ortamına ortaklaşa ve tek cepheden “dur!” diyebilme cesareti gösteremeyen; vicdanın, ahlakın ve adaletin gözlüğü yerine: erkin, siyasetin, dinlerin, mezheplerin, ideolojilerin çarpıtan, karartan, gerçeği gizleyen gözlükleriyle bakanlara.

İnsanız; duygularımızın, tutkularımızın, inançlarımızın, kendi mahallelerimizin esiri oluruz çoğunlukla. Olayları, gelişmeleri, kişileri; nerede duruyorsak, nereden bakıyorsak oradan nasıl görünüyorsa öyle görürüz. Karşı tarafta olsaydık nasıl görürdük, bize nasıl görünürdü, düşünmeyiz bile. Kimilerimiz kendi doğrularından, kendi kutsallarından başka doğru, başka değer tanımız, kimilerimiz bir an “belki” diyebilse bile kendi çevresinin, örgütünün, mahallesinin çizgisinden ayrılamaz; ahlakını, aklını, iradesini teslim eder, sürüye katılır.

Bizimkiler hep haklıdır, mağdurdur, kavgayı ötekiler başlatmıştır, suç hatta cinayet işleseler bile haklı nedenleri vardır. Ötekiler hep haksızdır, haindir, hatta düşmandır. Bu yüzden din adına, mezhep adına, örgüt adına, siyaset adına cezalandırılmalıdırlar.

Bırakın başkasının hakkına, değerine, davasına sahip çıkmayı, ötekinin yerinde ben olabilirdim, diye düşünmeyi bile beceremeyiz çoğu zaman. Kendi (tarafımızın) haklılığını savunmak, ispatlamak için gerekçeler bulur, bahaneler icad ederiz. Vicdanımızın sesini böyle bastırmayı deneriz. Sonra o ses de duyulmaz olur, rahatlarız!




Berkin’le Yasin’i aynı acıyla hatırlamazsak…


Son günlerin dehşet veren gelişmelerinden kimlerin, nasıl siyasal rant devşirmeye çalıştıklarını izlerken düşündüm bütün bunları. Bu arada gazete sütunları arasında kaybolmuş küçük bir haber okudum: Diyarbakır’daki ev sahibi, Yasin Börü’nün elinde et yoktu, diyormuş. Birileri de, Berkin Elvan’ın elinde ekmek yoktu, demişlerdi, hâlâ da diyorlar.

Berkin’le Yasin on dördünde, on altısında iki çocuk. Biri devletin güvenlik güçleri tarafından, diğeri derinlerde yuvalanmış karanlık odakların provoke ettiği çatışma ortamında öldürüldüler. İkisi de, “devlet dersinde öldürülmüş çocuklar” onlar. Berkin ekmek almaya, Yasin kurban eti dağıtmaya gitmemiş de eyleme gitmiş olsalar ne olur! Biri Alevî, öteki Sünni olsa, biri Gezi’ci, öteki Hüda-Par’lı olsa ne olur! Berkin’in elinde ekmek, Yasin’in elinde et olmasa ne olur, ne fark eder! Onlar çocuk yaşta öldüler, öldürüldüler. Aslında birbirlerinin yerinde olabilirlerdi, kendileri seçmediler bulundukları yeri, başka bir deyişle: mahallelerini.

Peki muktedirler, siyaset bezirgânları ve çığırtkanları ne yaptı? Berkin’in annesini miting meydanlarında yuhalatırken, Berkin’in katillerini saklarken üç beş oy uğruna toplumdaki bölünmeyi, cepheleşmeyi biraz daha derinleştirmekten korkmadılar, kaçınmadılar. Berkin’in şahsında bütün Berkinleri şeytanlaştırmaya çabalarken insani ve ahlâki değerleri iktidar ve siyaset uğruna kurban ediyorlardı. Yasin’e sahip çıkar görünürken de, bir çocuğun vahşi koşullarda öldürülmesi değildi tasaları; tek amaçları bu ölümden siyasî rant devşirmek, siyasî rakiplerini karalamak, iç güvenlik yasası adını verdikleri sıkıyönetim rejimine gerekçe uydurmak, iktidarlarını perçinlemekti.

Ya öteki cephe, öteki mahalle? Orada da çok farklı mıydı işler? Berkin’i sembolleştirirken Yasin’in ölümünü siyaseten kınayanlar, ama’sız, önyargısız mıydılar, yürekleri gerçekten yanıyor muydu çocukların ölümüne?

Bu bölünmüş, yarılmış ülkede Berkin de Yasin de cephe siyasetinin araçları kılındı, onlar üzerinden siyaset yapıldı. Hâlâ da yapılıyor. Aynı tutumun son örneği Adliye’deki kanlı olay oldu. Berkin, bu defa onu sahiplenir görünen bir örgütün neye kime hizmet ettiği belirsiz terör eyleminin bahanesi ve aracı haline getirildi: yine aynı acımasızlıkla, aynı insansızlıkla, aynı vicdansızlıkla…




Yasin’le Berkin’i yüreklerimizde buluşturabildiğimiz zaman…


Yasin ve Berkin iki simge; ama aslında onlar bu toplumun “Bir teneffüs daha yaşasaydı” barış ve kardeşlik dersinden tahtaya kalkacak çocuklarıydı. Yaşatamadık; yaşatamadığımız gibi ikisinin acısını içimizde aynı yoğunlukta duymayı da başaramadık.

Hepimiz sessizce kendimize itiraf edelim. Yasin’in acısını ne ölçüde duyduk yüreğimizde? Kurban eti dağıtmaya gittiğine, siyasal-örgütsel aidiyeti olmadığına tam inandık mı? Birilerimiz için o öteki mahallenin çocuğuydu, bizden olmayandı, düşman cephenin askeriydi. Peki Berkin’in acısı? Lanetleyen, yuhalatan, şeytanlaştıran korkunç iktidar zihniyetini bir yana bırakıyorum; eyyy Müslümanlar, inançlılar, muhafazakârlar, iktidar yandaşları! Berkin’in acısını nasıl yaşadınız, o çocuğun ölümünü nasıl hissettiniz yüreğinizde? Yoksa hiç hissetmediniz mi? Ve sağıyla soluyla, Alevîsi Sünnîsiyle bütün örgütler, siyasal partiler! İki çocuğu, iki ölümü birbirinize karşı kullanmaya, devletin, düzenin, toplumsal cinnetin kurbanı o çocukları suçlarınıza kalkan, iktidar hırsınıza payanda yapmaya utanmadınız mı? İtiraf değil önce sessiz bir vicdan muhasebesi gerekiyor bize.

Ece Ayhan, nehrin nereye döküldüğü sorusunun doğru cevabının, “Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine” olduğunu söyler şiirinde. Berkin de Yasin de solgun halk çocuklarıydı. Kendilerine sokaklarda vuruşmak, ayaklanmak, dağa çıkmak; veya secdeye varmak, inançları uğruna ölüp öldürmekten, şehitlikten başka seçenek, umut, hayat hakkı bırakılmamış çocuklar…

Onlara yüreklerimizde tam yer ayırıp yan yana yatacakları anıt mezarın başında buluşana kadar bu ülkeye barış ve huzur gelmeyecek. Önce kişi kişi, kendi vicdanımızla, kendimizle hesaplaşarak başlamalıyız arınmaya. Bu hesaplaşma topluma yayıldıkça, muktedirlerin silahları artık işe yaramaz olur ve kimse ölü çocukların cesetlerinin üzerine basarak yükselemez artık.
http://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/berkinin-elindeki-ekmek-yasinin-elindeki-kurban-eti,11633
 
Berkin ekmek almaya, Yasin kurban eti dağıtmaya gitmemiş de eyleme gitmiş olsalar ne olur! Biri Alevî, öteki Sünni olsa, biri Gezi’ci, öteki Hüda-Par’lı olsa ne olur! Berkin’in elinde ekmek, Yasin’in elinde et olmasa ne olur, ne fark eder! Onlar çocuk yaşta öldüler, öldürüldüler. Aslında birbirlerinin yerinde olabilirlerdi, kendileri seçmediler bulundukları yeri, başka bir deyişle: mahallelerini.
 
ama ölmeyi haketmiyor işte. konuda anlatılan o. hiçbir çocuk ölmeyi haketmez. elinde sapan olup polise atsa bile

Ölmesini de iktidara bindiremeyiz yasin hakkinda bişi diyemem . Ama berkinin sorumlusu iktidar diil. onu oraya gönderilmesine sebrb olan aklina yikayan kişilerdir. Kucuk cocugu kandirmasini bilip sonra onun üstünden prim yapmaya çalışan kisilere bence yuklenilmeli .... onlara söylenmeli bunlar ..
 
ama ölmeyi haketmiyor işte. konuda anlatılan o. hiçbir çocuk ölmeyi haketmez. elinde sapan olup polise atsa bile
Çocuk bu ya,nasıl hala ölümünü haklı göstermeye çalışabilirler?
Hangi vicdanla?
14 yaşında bir oğlum var,şu ülkedeki pekçoğundan daha düzgün yetiştirdiğimi,kontrol altında tuttuğumu,vicdanlı,merhametli bir çocuk yetiştirdiğimi,eğriyi doğruyu anlattığımı biliyorum.Ama bir gün arkadaşlarından etkilenipte sokağa çıkıp eline sapan almayacağını yüzde yüz garanti edemem.Çünkü o daha çocuk,tam ergenlik döneminde,ailesinden çok arkadaşlarını önemsediği,kendini ıspatlama çabasında olduğu bir dönemde.
''Ama elinde sapan vardı'' diye bir iddiayla bir çocuğun ölümünü meşrulaştıran insanların çocuklarıda bir gün 14 yaşına gelecek,Rabbim hiçbirinin çocuğunu kötülerle karşılaştırmasın umarım.Yoksa bu ülkede kimse ''ama o çocuktu'' diyemiyor.
 
Çocuk bu ya,nasıl hala ölümünü haklı göstermeye çalışabilirler?
Hangi vicdanla?
14 yaşında bir oğlum var,şu ülkedeki pekçoğundan daha düzgün yetiştirdiğimi,kontrol altında tuttuğumu,vicdanlı,merhametli bir çocuk yetiştirdiğimi,eğriyi doğruyu anlattığımı biliyorum.Ama bir gün arkadaşlarından etkilenipte sokağa çıkıp eline sapan almayacağını yüzde yüz garanti edemem.Çünkü o daha çocuk,tam ergenlik döneminde,ailesinden çok arkadaşlarını önemsediği,kendini ıspatlama çabasında olduğu bir dönemde.
''Ama elinde sapan vardı'' diye bir iddiayla bir çocuğun ölümünü meşrulaştıran insanların çocuklarıda bir gün 14 yaşına gelecek,Rabbim hiçbirinin çocuğunu kötülerle karşılaştırmasın umarım.Yoksa bu ülkede kimse ''ama o çocuktu'' diyemiyor.
canım günlerdir bu bölümde haklı gösterme çabasındalar. oh olsun diyen diyene ve diyenide beğenenlerle dolu konular
 
canım günlerdir bu bölümde haklı gösterme çabasındalar. oh olsun diyen diyene ve diyenide beğenenlerle dolu konular
Rabbim onlara Berkin in annesinin yaşadığı acıyı göstermez inşallah.
Benim vicdanım ne bir annenin evlat acısı çekmesini,nede bir çocuğun ölmesini kaldıramıyor.
Beni rahatsız eden tinerci bir çocuğa bile kıyamıyorum ben,hepsini çekip çıkartmak istiyorum o ortamlardan,hepsini...
 
Halkin ekmek almaya gidiyordu diye berkin ustunden acitasyon yapmaya ve masumlastirmaya calismasini ben de anlamiyorum. Zaten öldürülen her cocuk masumdur!? Kürttü, aleviydi, eylemciydi. Zavalli korunmasiz polislerimize sapan kaldirdi. Eee ölümü mesrulasti mi simdi? Berkinin anasini meydanlarda yuhalatanlarla, berkinin sapanli fotografini gosterip "aha ekmek almaya gitmiyodu elinde sapan var bu da size kapaaaaakkkk" tarzinda dusunceye sahip insanlar ayni beyin ve vicdan hacmine sahiptir. Bu cocuk gunbegun eriyerek, aci cekerek can verdi ya. Ekmek almaya gitse ne olur gitmese ne olur.
 
Halkin ekmek almaya gidiyordu diye berkin ustunden acitasyon yapmaya ve masumlastirmaya calismasini ben de anlamiyorum. Zaten öldürülen her cocuk masumdur!? Kürttü, aleviydi, eylemciydi. Zavalli korunmasiz polislerimize sapan kaldirdi. Eee ölümü mesrulasti mi simdi? Berkinin anasini meydanlarda yuhalatanlarla, berkinin sapanli fotografini gosterip "aha ekmek almaya gitmiyodu elinde sapan var bu da size kapaaaaakkkk" tarzinda dusunceye sahip insanlar ayni beyin ve vicdan hacmine sahiptir. Bu cocuk gunbegun eriyerek, aci cekerek can verdi ya. Ekmek almaya gitse ne olur gitmese ne olur.
deminden beri bunu anlatıyoruz. ama anlayana artık
 
berkin ekmek almaya mı gitti elinde sapan ya da başka birşey mi vardı bilmiyorum.ekmek almaya gittiyse o kaosun içine çocuğu sürükleyen aile de hata ararım ben öldürülen çocukta değil.yine elinde taş-sopa varsa aynısını düşünürüm.14 yaş daha mantığın tam oturmadığı,bir çocuğu nereye çekersen oraya gidebileceği,ergenliğin tam ortasında kanın deli deli aktığı bir yaştır.ölen çocukta hata aramak,onu suçlamak,kötü ilan etmek kadar saçma bir durum olamaz.

ayrıca gezi olaylarında sadece berkin öldrülmedi,mesela döve döve hastanelik edilen hastanede birşeyi yok diye bırakılan ve bir kaç saat sonra beyin kanaması geçirip hayata veda eden bir ali ismailimiz var..yine ethem var,mehmet var,abdullah var..görevini yaparken köprüden düşüp hayatını kaybeden polis memurumuz var..hepsi gencecikti ve suçları yoktu.

ben her iki taraflı olarak sürekli berkin elvan adının kullanılmasından ve çocuğun ölüsünün bile bir şeylere alet edilmesinden yıldım.mezarda bari rahat bıraksınlar artık.
 
Hala ama hala bir taraf ölen insanlar diğer taraf Kabataş Vakası üzerinden siyaset yapıyor ya, pes diyor şaşkınlıklar içinde seyrediyorum.


Bir hayretimde yaşananların üzerinden onca zaman geçmesine rağmen, ölenlerin anne babalarının hali, üzüntüsü hiçe sayılarak ( zira onların acısı hep taze kalacak)siyaset yapanların gazına gelip kutuplaşılıyor ya, daha da şaşkına dönüyorum.

Siyaset yapacak kanallar mı tıkandı acep? Bundan sebep midir hala ölenlerin isminin kullanılması, Kabataş meselesi.

Ayrıca şu çocuktu değildi mevzunda samimi değilsiniz, aynı yaşta iki kişiden bahsedilirken birine yazık çocuktur, diğerine tü kaka derseniz olmaz.
Bırakın ölen çocuklar mezarında rahat etsin, çocuk diyorum sizler kabul etmesenizde yasalar karşısında onlar 18 yaşın altında olduğundan çocuk kabul ediliyor, öyle olmasaydı 14'ünde evlenmiş bir kıza çocuk gelin denmezdi.

18 yaşın altı sizin için çocuk mu değil mi ona karar verin önce, eğer çocuk değil diyorsanız 12'sinde regl gören bir çocuğu evlendirdiler haberine isyan etmeyin, demek ki size göre çocuk gelinler diye birşey yok, 14'ünde çocuk sayılmıyorlar çünkü, o zaman evlenebilirler, Doğu'da polise taş atan çocuklara ayakkabı, muz vb dağıtan polislere ama onlar çocuk değil size taş atıyorlar, onlara sevgiyle yaklaşıp topluma kazandırma çabanızı kınıyorum deyip tepki gösterin.

Çocuk kavramı ideolojilerinize, siyasi görüşünüze göre şekilleniyor demek, çocuğa çocuk deyip öyle kabullenmeniz o çocuğun hangi taraftan olduğuna bağlı manası çıkıyor bundan.

Oysa çocuk çocuktur...

Şimdi istediğiniz gibi polemiklerinize alet edin ölen çocukları.


 
Rabbim onlara Berkin in annesinin yaşadığı acıyı göstermez inşallah.
Benim vicdanım ne bir annenin evlat acısı çekmesini,nede bir çocuğun ölmesini kaldıramıyor.
Beni rahatsız eden tinerci bir çocuğa bile kıyamıyorum ben,hepsini çekip çıkartmak istiyorum o ortamlardan,hepsini...
hele canı yanmış bir kadını dönemin başbakanın bir takım densizlere yuhalatması,bu yuhalamadan dönemin başbakanının keyiflenmesi affedilir bir şey değil.ben de burak erdoğanı yuhalatmak istiyorum,birkadını öldürmesinden dolayı:KK62:
 
hele canı yanmış bir kadını dönemin başbakanın bir takım densizlere yuhalatması,bu yuhalamadan dönemin başbakanının keyiflenmesi affedilir bir şey değil.ben de burak erdoğanı yuhalatmak istiyorum,birkadını öldürmesinden dolayı:KK62:

abla zaten hepimizde ki bu linç psikolojisinin temellerini atan o değil mi? insanları ayrıştıran,şuncu-buncu diye ayıran,bana oy verenler ve vermeyenler diye gruplaştıran,gezi olaylarının fitilini çeken kim? sen-ben değiliz herhalde?
 
abla zaten hepimizde ki bu linç psikolojisinin temellerini atan o değil mi? insanları ayrıştıran,şuncu-buncu diye ayıran,bana oy verenler ve vermeyenler diye gruplaştıran ,ezi olaylarını fitilini çeken kim? sen-ben değiliz herhalde?
aynen canım,resmen bizleri böldü benim yüzde bilmem kaçım diye:KK43:
 
Hala ama hala bir taraf ölen insanlar diğer taraf Kabataş Vakası üzerinden siyaset yapıyor ya, pes diyor şaşkınlıklar içinde seyrediyorum.


Bir hayretimde yaşananların üzerinden onca zaman geçmesine rağmen, ölenlerin anne babalarının hali, üzüntüsü hiçe sayılarak ( zira onların acısı hep taze kalacak)siyaset yapanların gazına gelip kutuplaşılıyor ya, daha da şaşkına dönüyorum.

Siyaset yapacak kanallar mı tıkandı acep? Bundan sebep midir hala ölenlerin isminin kullanılması, Kabataş meselesi.

Ayrıca şu çocuktu değildi mevzunda samimi değilsiniz, aynı yaşta iki kişiden bahsedilirken birine yazık çocuktur, diğerine tü kaka derseniz olmaz.
Bırakın ölen çocuklar mezarında rahat etsin, çocuk diyorum sizler kabul etmesenizde yasalar karşısında onlar 18 yaşın altında olduğundan çocuk kabul ediliyor, öyle olmasaydı 14'ünde evlenmiş bir kıza çocuk gelin denmezdi.

18 yaşın altı sizin için çocuk mu değil mi ona karar verin önce, eğer çocuk değil diyorsanız 12'sinde regl gören bir çocuğu evlendirdiler haberine isyan etmeyin, demek ki size göre çocuk gelinler diye birşey yok, 14'ünde çocuk sayılmıyorlar çünkü, o zaman evlenebilirler, Doğu'da polise taş atan çocuklara ayakkabı, muz vb dağıtan polislere ama onlar çocuk değil size taş atıyorlar, onlara sevgiyle yaklaşıp topluma kazandırma çabanızı kınıyorum deyip tepki gösterin.

Çocuk kavramı ideolojilerinize, siyasi görüşünüze göre şekilleniyor demek, çocuğa çocuk deyip öyle kabullenmeniz o çocuğun hangi taraftan olduğuna bağlı manası çıkıyor bundan.

Oysa çocuk çocuktur...

Şimdi istediğiniz gibi polemiklerinize alet edin ölen çocukları.


:KK9::KK9::KK9:
 
X