Beyin yikama ve yönlendirme..

Size hayatınıza giren en kötü, ya da korkunç şeyi sorsam cevabınız ne olurdu? İlkokul öğretmeniniz mi? Borç verdiğiniz ama borcunu ödemeyen arkadaşınız mı? Sevmediğiniz halde katlandığınız eşiniz veya kaynananız mı?

Genel olarak düşünelim birde? Toplumun veya toplumların hayatına giren en kötü şey nedir sizce?

Ben biraz kafa yordum bu konuya. Modernizm diye bize sunulan pek çok şeyin hayatımıza giren bir virüs olduğunu gördüm. En basiti naylon çoraplar, elimizden alınan tahta kaşıkların yerine konulan, dişlerimize zarar veren parlak demirler, sabunların yerine şampuanlar, zeytinyağının yerine margarinler…Mektup yerine e-mailler, gerçek gülümsemelerin yerine smile’ler…

Daha kötüsü de girmiş hayatımıza biz farketmeden. Önceleri siyah beyazken, uzun yıllardır hem renkli, hem çoğu kez salon duvarının büyük bölümünü kaplayan renkli kutular. Nasıl olduğu, hangi büyüklükte olduğu da pek önemli değil aslında. Salonumuzun en nadide yerine, baş köşeye oturttuğumuz bu renkli kutucukların içini birileri özenle dolduruyor.

Yıllarca iki adamın bir cılız kadının peşinden koşmasını çizgi film diye izledik hatırlar mısınız?

Dekolteli hanımlara belki de ilk kez taş devri’nde aşina olduk. Arkadaşımızın eşiyle de samimi olunabileceğini gördük.

“Gölgelerin gücü adına!” diyordu He-man, “Güç bende artık!”

“Şirinler aşkına!” diyen sevimli şirinleri de unutmadık tabi.

Yıllarca aşina edildiğimiz, zevkle izlediğimiz, masum kabul ettiğimiz çizgi filmlerin aslında ne kadar tehlikeli olduğunu son zamanlarda daha iyi anlıyoruz.

Subliminal mesaj diye bir şey duydunuz mu? Belki de ilk kez duyacaksınız?

Subliminal mesaj:başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Buna 25. kare özelliği de deniliyor. Gözümüz saniyede 24 kare algılayabiliyor. 25. kare ise beynimize yazılıyor. İşte bu sistemin adıda 25. Kare

Çizgi film, film, dizi, reklam senaristleri 25. kare özelliğini sıklıkla kulanıyorlar. Hızla geçen reklamın görüntülerinde 25. kareye, zihinlere yerleşmesi istenilen slogan veya resim yerleştiriliyor. On yıllardır bu daha çok cinsellik üzerine kuruluyor. Tam 25. karedeki “kola iç”, “başka kanal izleme!”, veya “..ex” yazısını fark etmeden bilinçaltına gönderiyorsunuz.

Bunu öğrendiğimden beri, televizyonu daha bir düşman olarak gördüm ve aslında hayatımıza giren en korkunç ve tehlikeli şeyin Tv ve Pc olduğuna karar verdim.

Masum diye görüp çocuğunuza seyrettirdiğiniz çizgi filmlerde veya dizilerde satanist işaretler, yahudi ve masonlara ait simgeler, ahlaksız yazılar çocuğun kodlarına işleniyor.Birçok Google reklamında, facebookta’ta aynı yöntem uygulanıyor.

Peki 25. kare özelliği, insan beynini bu kadar etkileyebiliyor, yönlendirebiliyorsa, aşikar olarak yapılan pislikleri seyretmek hayatımıza nasıl etkiler yapıyor?

Pek çoğunuzun kaçırmadan seyrettiği dizilerde gayri meşru, ensest ilişkiler, kolayca aldatıp, kolayca boşanmalar. Evlilik dışı hamile kalmalar, yengeyle veya enişteyle aşk yaşamalar, küçücük çocukların sevgili edinmesi, faiz ve kredilerin, rüşvetin,yalan dolanın sıradan bir iş olarak yapılması gibi açık mesajlar sizi nasıl etkiler dersiniz?

Reklamda ki adaya düşen genç kadının, geçen uçaktan “ped” istemesi, genç kızların, genç erkeklere “…ped’in var mı? diye sorması, okul hikayelerinin anlatıldığı diziler gençlerin haya perdelerinin yırtılmasında etkili olmadı mı?

Hayatınızdaki olmazsa olmazları düşünün.

Kadınsınız; kariyer yapmalısınız, mutlaka dışarda çalışmak zorundasınız.

İncecik olmalısınız

Az çocuk doğurmalısınız

Eviniz, kıyafetleriniz reklamlardaki, dizilerde ki gibi olmalı

Bunları size kim anlattı? Nereden öğrendiniz? Peygamberinizin eşleri böyle miydi? Sahabe hanımlar için bunlar olmazsa olmaz mıydı? Ya da en yakın nineniz nasıldı hatırlayın.

Açın gözlerinizi lütfen! Birileri bizi fena halde oynatıyor. Ahlaksızlıklar çok çabuk yayılıyor. Biz Deccal çıktı mı?, yecüc mecüc salındı mı? diye konuşurken belki deccalin, şeytanın avaneleri her birimizin evinin baş köşesindedir?



Evlerinizde oturun! Ama TV başında değil. Siz, kumanda sizin veya çocuğunuzun elinde sanırken sizi birileri kumanda ediyor da fark etmiyorsunuz.


Cahide Sultan
 
Size hayatınıza giren en kötü, ya da korkunç şeyi sorsam cevabınız ne olurdu? İlkokul öğretmeniniz mi? Borç verdiğiniz ama borcunu ödemeyen arkadaşınız mı? Sevmediğiniz halde katlandığınız eşiniz veya kaynananız mı?

Genel olarak düşünelim birde? Toplumun veya toplumların hayatına giren en kötü şey nedir sizce?

Ben biraz kafa yordum bu konuya. Modernizm diye bize sunulan pek çok şeyin hayatımıza giren bir virüs olduğunu gördüm. En basiti naylon çoraplar, elimizden alınan tahta kaşıkların yerine konulan, dişlerimize zarar veren parlak demirler, sabunların yerine şampuanlar, zeytinyağının yerine margarinler…Mektup yerine e-mailler, gerçek gülümsemelerin yerine smile’ler…

Daha kötüsü de girmiş hayatımıza biz farketmeden. Önceleri siyah beyazken, uzun yıllardır hem renkli, hem çoğu kez salon duvarının büyük bölümünü kaplayan renkli kutular. Nasıl olduğu, hangi büyüklükte olduğu da pek önemli değil aslında. Salonumuzun en nadide yerine, baş köşeye oturttuğumuz bu renkli kutucukların içini birileri özenle dolduruyor.

Yıllarca iki adamın bir cılız kadının peşinden koşmasını çizgi film diye izledik hatırlar mısınız?

Dekolteli hanımlara belki de ilk kez taş devri’nde aşina olduk. Arkadaşımızın eşiyle de samimi olunabileceğini gördük.

“Gölgelerin gücü adına!” diyordu He-man, “Güç bende artık!”

“Şirinler aşkına!” diyen sevimli şirinleri de unutmadık tabi.

Yıllarca aşina edildiğimiz, zevkle izlediğimiz, masum kabul ettiğimiz çizgi filmlerin aslında ne kadar tehlikeli olduğunu son zamanlarda daha iyi anlıyoruz.

Subliminal mesaj diye bir şey duydunuz mu? Belki de ilk kez duyacaksınız?

Subliminal mesaj:başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Buna 25. kare özelliği de deniliyor. Gözümüz saniyede 24 kare algılayabiliyor. 25. kare ise beynimize yazılıyor. İşte bu sistemin adıda 25. Kare

Çizgi film, film, dizi, reklam senaristleri 25. kare özelliğini sıklıkla kulanıyorlar. Hızla geçen reklamın görüntülerinde 25. kareye, zihinlere yerleşmesi istenilen slogan veya resim yerleştiriliyor. On yıllardır bu daha çok cinsellik üzerine kuruluyor. Tam 25. karedeki “kola iç”, “başka kanal izleme!”, veya “..ex” yazısını fark etmeden bilinçaltına gönderiyorsunuz.

Bunu öğrendiğimden beri, televizyonu daha bir düşman olarak gördüm ve aslında hayatımıza giren en korkunç ve tehlikeli şeyin Tv ve Pc olduğuna karar verdim.

Masum diye görüp çocuğunuza seyrettirdiğiniz çizgi filmlerde veya dizilerde satanist işaretler, yahudi ve masonlara ait simgeler, ahlaksız yazılar çocuğun kodlarına işleniyor.Birçok Google reklamında, facebookta’ta aynı yöntem uygulanıyor.

Peki 25. kare özelliği, insan beynini bu kadar etkileyebiliyor, yönlendirebiliyorsa, aşikar olarak yapılan pislikleri seyretmek hayatımıza nasıl etkiler yapıyor?

Pek çoğunuzun kaçırmadan seyrettiği dizilerde gayri meşru, ensest ilişkiler, kolayca aldatıp, kolayca boşanmalar. Evlilik dışı hamile kalmalar, yengeyle veya enişteyle aşk yaşamalar, küçücük çocukların sevgili edinmesi, faiz ve kredilerin, rüşvetin,yalan dolanın sıradan bir iş olarak yapılması gibi açık mesajlar sizi nasıl etkiler dersiniz?

Reklamda ki adaya düşen genç kadının, geçen uçaktan “ped” istemesi, genç kızların, genç erkeklere “…ped’in var mı? diye sorması, okul hikayelerinin anlatıldığı diziler gençlerin haya perdelerinin yırtılmasında etkili olmadı mı?

Hayatınızdaki olmazsa olmazları düşünün.

Kadınsınız; kariyer yapmalısınız, mutlaka dışarda çalışmak zorundasınız.

İncecik olmalısınız

Az çocuk doğurmalısınız

Eviniz, kıyafetleriniz reklamlardaki, dizilerde ki gibi olmalı

Bunları size kim anlattı? Nereden öğrendiniz? Peygamberinizin eşleri böyle miydi? Sahabe hanımlar için bunlar olmazsa olmaz mıydı? Ya da en yakın nineniz nasıldı hatırlayın.

Açın gözlerinizi lütfen! Birileri bizi fena halde oynatıyor. Ahlaksızlıklar çok çabuk yayılıyor. Biz Deccal çıktı mı?, yecüc mecüc salındı mı? diye konuşurken belki deccalin, şeytanın avaneleri her birimizin evinin baş köşesindedir?



Evlerinizde oturun! Ama TV başında değil. Siz, kumanda sizin veya çocuğunuzun elinde sanırken sizi birileri kumanda ediyor da fark etmiyorsunuz.


Cahide Sultan

şu yazıya öyle bir cevap yazardım ama banlanmak istemiyorum. 1-2 yere değinicem sadece..

acaba çizgi filmi (taş devrini) izleyen bir çocuğun mu kalbi daha kötü yoksa bu yazıyı yazan kişinin mi? taş devrini ben de izledim. kıyafetlerini hatırlıyorum. ama çocuktum ve dekolte nedir bilmezdim. hatta adı üstünde taş devri olduğu için kıyafetleri öyledir.

he-manin meşhur sözünde ne gibi bir sakınca bulmuş kestiremedim... mantıklı bir sebepe oturtan varsa, beri gelsin.

temel reise de atıfta bulunulmuş. evet dümdüz, göğüsleri olmayan bir kadındı safinaz. bundan yola çıkacak olursak, şu an tüm kadınların ve erkeklerin dümdüz göğüsü beğenmesi, kendinde olmasını istemesi gerekiyordu. öyle tek bir şeyi cımbızlayıp almak olmaz! neymiş 2 erkek bir kadının peşinden koşuyormuş, e "bir kızı 1000 kişi ister 1 kişi alır" da bizim atasözümüz değil mi? çelişen ne o zaman?

"başka kanal izleme" tespitine de, geç vakit diye sesli gülemedim, nereden baksak 15 yıllık bir tv geçmişim var, ama sabit kanalım yok. o nasıl olacak? kimsenin sabit kaldığı bir kanal yok.

adaya düşen kişinin uçaktan ped istemesi ise, "adaya düştüm ama bundan daha kötü olan tek şey molpedsiz kalmaktır" mesajı vermesidir.

öf sıkıldım ve yavaş yavaş ağır konuşacağım bölümlere geliyorum. bu yüzden devam etmiycem.

yazan kişi sırf yazmak için yazmış, sırf ara ara popüler olan bir konuda "ben de beyanda bulundum" demek için yazmış. fena saçmalamış. subliminal mesaj var evet ama bu bayanın yazdığı gibi basit ve saçma değil, öyle olsaydı zaten bu kadar asırdır devam edemezdi.
 
Filtrekahve boşver sinirlenme herkes beyninin düşünebileceği kısım kadar yorum yapabilir:))) Millet her konuyu dine paygemberlere ve onların eşlerine bağlamaya bayılıyor! Mesela ped reklamına dikkat çekmiş ya o zaman ped kullanmasın kendini bezlesin sonrada kaynatıp tekrar kullansın:))) Gülüp geçmek lazım
 
Konuyu açan ve katkı yapan arkadaşlara kendi adımada teşekkürler.. Sayfaları okumadım yorumlarıda.. Başlığı görüp geldim çünkü birkaç ay önce dünya çapında bir yapılanma olan .... ile ilgili araştırma yaparken subliminal mesaj konusu çıktı karşıma.. ilgimi çekti ve baya araştırdım.. Kendi adıma ciddi bilgi birikimimde var bu konuda..

Önerim bana ne olucakki? amannn görmediğim şey bana ne etki edermi? amann ben etkilenmem vb. cümleler kurmadan önce oturup birkaç saat bu konuda araştırma yapmanız. Araştırma yaparsanız eğer durumun önemini anlayacağınızdan eminim.. ( bilmeyenler için söylüyorum tabiki)

Ülkemizde ve dünya çapında birçok ülkede yasak.. Fakat ülkemizde malesef denetimi yapılamıyormuş.. Ayıla bayıla izlediğimiz diziler,filmler, çocuklarımıza izlettiğimiz çizgifilmler! .. yiyip içtiğimiz hemen herşeyin reklamında.. Büyük giyim firmaları reklamları hatta magaza ve stantlarında.. Dinlediğimiz şarkılarda,videolarda,kliplerde. saymakla bitmeyecek kadar fazla. Neredeyse aklınıza gelebilicek herşeyde kullanılıyor malesef bu msajlar..

Etkinliği konusunda şüphesi olanlar ünlü bir video paylaşım sitesinde bu konuda cok ciddi 3-5 video var. İlk başarılı deneme .. vb birçok sorunun cevabı ve detay internette mevcut. Söylediğim gibi en güzeli herkesin kendi araştırması ve bilinçlenmesi..

Unutmadan bundan korunabilirmiyiz? Azda olsa evet bununla ilgili egzersizler var ve en önemli korumada bence FARKINDALIK..

. Bu konuda söylenecek söz ve verilicek örnekler bitmez tükenmez
Söylediğim gibi hangi bilgiler verildi vs okumadım bilmedim.. Ama başlık cok faydalı bir başlık amacına ulaşırsa ne ala.
 
Filtrekahve boşver sinirlenme herkes beyninin düşünebileceği kısım kadar yorum yapabilir:))) Millet her konuyu dine paygemberlere ve onların eşlerine bağlamaya bayılıyor! Mesela ped reklamına dikkat çekmiş ya o zaman ped kullanmasın kendini bezlesin sonrada kaynatıp tekrar kullansın:))) Gülüp geçmek lazım

:1: :1: :1: :1: doğru ama bazen gülüp geçemiyor insan, "hadi canım, aynı havayı mı soluyoruz biz şimdi?" diye soruyor kendine. şimdi 1-2 şey söylerdim ama hadlerinde olmadan hatta bilmeden dinsiz ilan edenler olurdu beni. dinde mantık aramayacaksın denir çünkü bir noktadan sonra beynimiz yetmez cevap bulmaya, tıkanır kalırız. e bunu her alanda yapsak o zaman? sözüm ona peygamber ve eşleri ile damardan girmeye çalışmış ama sormak lazım o zaman, peygamber eşleri örnek alınacaksa duruma göre mi örnek alınır? her koşulda örnek alınacaksa, kaç kişi kocasını yatağında görmek için haftanın belli gününü beklemeye razıdır?

her konuyu dine bağlayanlara sinir oluyorum ama en çok da işine geldi mi "peygamberimiz zamanında da böyleydi, islam bunu gerektirir" deyip, işine gelmedi mi "ama o zamanki şartlar ile şimdiki bir mi" diyenlere sinir oluyorum.
 
kizlar uzatmayin zaten arkadasinki alinti, begenmezsiniz ya da "yazan kisi kendini yanlis ifade etmis" der nedenini açiklarsiniz boylece alinti yapan arkadasa yardimci olmus olursunuz..

Dine odaklanmak yanlis bi kere çunku arkadasin alintisi din agirlikli degil iki cumle arasinda geçmis..
"beyninin dusunebilecegi kisim kadar" ne demek? resmen provokasyon bu, bu sitenin kurallari var unutmayin..
 
kizlar uzatmayin zaten arkadasinki alinti, begenmezsiniz ya da "yazan kisi kendini yanlis ifade etmis" der nedenini açiklarsiniz boylece alinti yapan arkadasa yardimci olmus olursunuz..

Dine odaklanmak yanlis bi kere çunku arkadasin alintisi din agirlikli degil iki cumle arasinda geçmis..
"beyninin dusunebilecegi kisim kadar" ne demek? resmen provokasyon bu, bu sitenin kurallari var unutmayin..

Uzattılan birşey yok yorum yapıldı ve bitti. Provokasyon mu??? Kimi neye karşı kışkırtmaya çalışmışım Allah aşkına. Alıntı yapan arkadaşa bir şey söylenilmiş değil benim yorumum yazının sahibi Cahide Sultan'a.
 
çok güzel bir konu olmuş ama konu neden burada anlayamadım. taşınmış galiba ama bence yanlış bir karar olmuş.

sadece çocuklara yapılmıyor ki 'beyin yıkama' çalışmaları...
çocukları korumamız lazım elbette ama düşünmeyi bilmeyen, kendine gösterilmek istenenin arkasındakini gör(e)meyen yetişkinler ile onları ne kadar koruyabiliriz ki?
iyi ve doğru bir çocuk eğitimi için ebeveynin de eğitimi önemlidir.

günümüzde, hayatın neredeyse her alanında bu çalışmalar var. tv' de reklamlar dışında, birçok programda da örneklerini görüyorum.
bu çalışmaların etkisini azaltmak için eleştirel düşünebilen ve sorgulayan bir nesil yetiştirmek önemli.

tüm mesajları uygun bir zamanda okumak isterim. bahsettiğiniz kitabı araştırayım. faydalı ve ilgimi çeken bir konu oldu bu...
teşekkürler.
 
bu konuya eklenen fotoların hepsi orjinal mi? oynanmış olma ihtimali de var çünkü... tv de denk geldiğimde daha dikkat edeceğim artık.

toki evlerinin üstündeki görüntüler beni rahatsız etmedi, haç işareti geometrik bir şekil aynı zamanda. mühendislik ve fizik kuralları açısından öyle olmasının bir anlamı olma ihtimali yüksek bence.

bir mesaj vermek isteselerdi TOKİ yerine toki yazarak, t harfiyle oynayarak baş harfte daha büyük bir bilinçaltı mesajı çıkartabilirlerdi. kaç kişi binaların tepesini görebiliyor ki? TOKİ yi her yere yazıyorlar üstelik...
TOKi yi savunduğumdan değil ama, biraz da mantık arayalım bence...

özellikle yurt dışında, cinsellikle ilgili çok fazla özendirme var. gençlikte büyük bir potansiyel var, her ülke bunun farkında aslında. düşünmeyen ve enerjisini başka yönlere kaydıran gençlerden ve dolayısıyla geleceğin yetişkinlerinden oluşan bir toplumu yönetmek çok daha kolaydır.
toplumu yönetmeye aday belirledikleri gençleri titizlikle yetiştirmeye devam ediyorlar bir yandan...

ben yabancı dizileri çok izlerim. neredeyse tüm dizilerdeki bazı bölümlerde, ABD nin Irak' a vahşi saldırısında o ABD askerlerini halk gözünde kahraman yapma çabası yok mu, onlar beni delirtiyordu izlerken. sanki o ülkelerde yer altı zenginlikleri olmasaydı ABD nin umrundaydı oradaki halkın hali... en az 10-15 farklı dizide buna denk gelmişimdir. halkın tepkisini almamak için, kendilerinde haklı sebepleri insanlara dayatıyorlardı göz göre göre. o ülkelerde de o zaman savaş karşıtı eylemler yapılıyordu ama ekranlarda pek yayınlanmıyordu.

bizim ülkemizde bazı kanallarda da kendi askerini gayet komik bir biçimde karalayan diziler de yayınlanıyor. yarın bir gün yardımsever ABD askerleri bizi de kurtarır(!!!) artık...:37:
sadece çocuklar değil, yetişkinlere de bu tür mesajlar çok veriliyor. biraz bilinçli biriyseniz, izlerken size ne vermeye çalıştıklarını az çok anlıyorsunuz ama, çocukların ve gençlerin, birçok yetişkinin de neyi ne kadar anladıkları da malûm.
 
Son düzenleme:
ben de bir zamanlar bu konuya ilgi duymuş ve Gizli Telkinle Kur'an Terapisi adında bir kitap okumuştum. yazar gizli telkini güzel şeylerde kullanmayı denemiş. tabi öncesinde nerelerde nasıl kullanıldığını da anlatmış. ben açıkçası çok korkuyorum bu mesajlardan. arada film izliyorum ama evimize tv almadık, almama sebeplerimizin başında birbirimize vakit ayırma, daha güzel şeylere vakit ayırma ve subliminal mesajlardan korunabildiğimiz kadar korunmak.
 
ve bız gene hedefteyız
nedenmı
bu tarz yonlendırme 25. kare teknıgı veya masonlar tarafından destelenen grupların muzıklerın ıcınde olmasını
asırı dındar kıısılerın normal duzeyde yasayan kısılere karsı kafa karıstırmakta bırebır oldugunu dusunuyorum
sey-ren arkadasın yazısından sonra..................
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Abartılmaya veya saptırılmaya çok müsait bir konu ancak binaların yukarıdan görüntüsünü günümüzde int. kullanan herkes görür. mesela ben ve çevremdeki çoğu kişi uydu haritalarını çokça kullanır. özellikle kiliselerin haç planlı inşa edildiği de bilinir..tokiyi bilemem ama...

Çeşitli yöntemlerle zihin kontrolü, konusunda bir yazı okumuştum, satanizmin bunun sonucu olduğunu yazmışlardı..Bir çeşit deneyin başarısı gibi..
Düşününce, evet yani kim şeytana tapmak ister ki :37: ama öyle yöntemler var ki hayatımıza öyle müdahaleler var ki kişi kendi isteğiyle(!) bunu tercih ediyor.insanların asi yanları pekiştirilerek,saldırganlık ve cinsellik dürtüleri üzerinden yönlendiriyorlar. sonunda insanları şeytana tapar hale getirmeyi başarmışlar.. başına bir lider,bir de yüzyıllara dayanan bir tarih uydurdunuz mu tamamdır işte..insanlar için normalleşebiliyor.. :ssz:

Ne kadar ileri gidilebileceğinin ispatı gibi.... :ssz:

kobay olarak kullanılıyoruz ya çok sinir bozucu.. :41: :31:

 
Bu konu çok güzel başlamıştı da, gittikçe kulaktan dolma saçma sapan bilgilerle dolmaya başlamış.

Rica ediyorum, uzaktan yakından akıl sır erdirilemeyen şeylerle ilgili pat diye 'zaten masonlarda şeytana tapıyor yaaa, onlar var arkasında' demeyin. bilip bilmeden önemli konular hakkında kötü iddialarda bulunmak hoş değil, hele de internet ortamında.

Ve zaten hemen peygamber zamanına, peygamberin eşlerine ve islam'a bağlama çabaları.. 2013 yılında olduğumuzun farkında olan kaç kişi kaldık acaba?

Çok saçma şeyler eleştirilmiş, dizilerdeki yengeye aşık olmalar, veya kadın programlarındaki cinayetlerden ve çocuklara etkisinden bahsedilmiş..
Kusura bakmayın da, bir anne çocuğunu müge anlı esra erol tarzı programların başına oturtuyorsa, akşamları çekirdek çıtlatarak o çocuk aşkı memnu veya intikam izliyorsa (devamlı bahsettiğiniz gibi beyin yıkamaya eğilimli küçük çocuktan bahsediyorum), o çocuk zaten kötü şeylere alışır.

Televizyon programları eleştirilmiş, kaç sayfadır bir kişi de dememiş 'kitap okuma alışkanlığı edindirin çocuklara' diye.. Çocuklar için bu denli endişe varsa, çözümü basit : eğitim ve kaliteli alışkanlıklar.

Küçük çocuklar televizyona bakmak istiyorsa, cnbce açın, otursun izlesin bakınsın önünde. anlamasa bile ingilizce dinler. kulak dolgunluğu yabancı dil öğrenmek için her şeyin başı.

Bu konu gerçekten çocukların hassasiyeti üzerine açıldıysa, çocuk gelişimi altında incelenmeli ve onlar üzerinden konuşulmalı. yine masonlara sataşma yapılmamalı kulaktan dolma şeylerle.

Bir 10 sayfa sonra 'amerikanın oyunu bunlar yaaaee' olayına dönecek gibi duruyor.
 
Okul dönemlerinde 25. kara tekniğini ilk türkçe öğretmenimiz anlatmıştı. Tabi o zamanlar okullarda tepegözler bile lükstü, bize görsel olarak ispatlayamamıştı.
Ama varlıklarını biliyordum. Sadece satış amaçlı politika güdüldüğünü düşünüyordum.
Telkin amaçlı sesler dinlemiştim ama sonrasında onlardan da ne içerdiklerini bilmediğim için korktum ve bırakmıştım.

Konunun 25. sayfasından sonra koptum artık. sabahtan beri konuyu okuyorum. Şuan baktığım saatte seks içerikli bir mesaj arıyorum, içtiğim su şişesinin dalgalı kıvrımlarında bir şeyler arıyor duruma geldim.
Tabi bu durumda aklıma <acaba amaç sadece seks içeriğini empoze etmek değil de paranoyaklaştırmak> olamaz mı sorusu gelmiyor değil.

Eğer cinsel iç güdüsü içerikli mesajlar veriliyorsa ben niye isteksizim :44: Mesajları tam olarak algılamamışmıyım?
Tv ile haşır neşir olmayan ben Atiyenin şarkısını dinlemiştim ama klibini sayenizde izledim. Belki daha önce hiç görmediğim reklamları da bu şekilde görmüş oldum :9:
Tarkanın öp öp şarkısını tersten alt yazılar kapalı dinledim, hiç bir şey anlamadım. alt yazıları okudum sesler ile onu bağdaştıramadım.

Çocukken Miki maus izlerdim, büyüdüğümde miki dendiğinde aklıma gelen şey erkek cinsel organı olması dışında etkilendiğimi düşünmüyorum. Belki de seslerin verdiği bir çağrışım olduğu için.

Aslında varlığına inandığım 'subliminal mesaj' konusu bana önceden zararlıymış gibi geliyordu ama tabiri caizse öküz altında buzak aramaya çevirdikleri için itici gelmeye başladı.

Belki de daha önce izlemediğim ama bugün izlediğim klipler yüzünden beynim mi yıkandı da tehlikeli olmadıklarını düşünmeye başladım :44:

Kafam karmakarışık oldu :37:
Sanırım paranoyaklaştım :44::44::44:
 
Bu konu çok güzel başlamıştı da, gittikçe kulaktan dolma saçma sapan bilgilerle dolmaya başlamış.

Rica ediyorum, uzaktan yakından akıl sır erdirilemeyen şeylerle ilgili pat diye 'zaten masonlarda şeytana tapıyor yaaa, onlar var arkasında' demeyin. bilip bilmeden önemli konular hakkında kötü iddialarda bulunmak hoş değil, hele de internet ortamında.

Ve zaten hemen peygamber zamanına, peygamberin eşlerine ve islam'a bağlama çabaları.. 2013 yılında olduğumuzun farkında olan kaç kişi kaldık acaba?

Çok saçma şeyler eleştirilmiş, dizilerdeki yengeye aşık olmalar, veya kadın programlarındaki cinayetlerden ve çocuklara etkisinden bahsedilmiş..
Kusura bakmayın da, bir anne çocuğunu müge anlı esra erol tarzı programların başına oturtuyorsa, akşamları çekirdek çıtlatarak o çocuk aşkı memnu veya intikam izliyorsa (devamlı bahsettiğiniz gibi beyin yıkamaya eğilimli küçük çocuktan bahsediyorum), o çocuk zaten kötü şeylere alışır.

Televizyon programları eleştirilmiş, kaç sayfadır bir kişi de dememiş 'kitap okuma alışkanlığı edindirin çocuklara' diye.. Çocuklar için bu denli endişe varsa, çözümü basit : eğitim ve kaliteli alışkanlıklar.

Küçük çocuklar televizyona bakmak istiyorsa, cnbce açın, otursun izlesin bakınsın önünde. anlamasa bile ingilizce dinler. kulak dolgunluğu yabancı dil öğrenmek için her şeyin başı.

Bu konu gerçekten çocukların hassasiyeti üzerine açıldıysa, çocuk gelişimi altında incelenmeli ve onlar üzerinden konuşulmalı. yine masonlara sataşma yapılmamalı kulaktan dolma şeylerle.

Bir 10 sayfa sonra 'amerikanın oyunu bunlar yaaaee' olayına dönecek gibi duruyor.

bu konu once "bir derdim var" bolumundeydi ordan "hiçbir basliga uymayan" en son buraya tasindi, çocuk egitimi ile alakali agirlikli olmama sebebi bu..

sana bir kaç soru sormak istiyorum :

sence subliminal mesajlarin (tuketim amaçli olanlar degil) temelinde kim var?

neden çizgi filmlerde seytanin onunde egilen karakterler var?

baska bir çizgi filmi arka planinda bir camiye iseyen karakter koymanin amaci ne?

ayrica tvdan uzak tutma ve kitaplardan bahsetmissin ya bunu ben ilk sayfada yazmistim zaten ve baska arkadaslar da yazmis, iyi okumamissin anlasilan...

sorularima cevap verirsen sevinirim belki beni ve benim gibi yanlis dusunen bir çok kisiyi aydinlatirsin...
 
Son düzenleme:
bu konu once "bir derdim var" bolumundeydi ordan "hiçbir basliga uymayan" en son buraya tasindi, çocuk egitimi ile alakali agirlikli olmama sebebi bu..

sana bir kaç soru sormak istiyorum :

sence subliminal mesajlarin (tuketim amaçli olanlar degil) temelinde kim var?

neden çizgi filmlerde seytanin onunde egilen karakterler var?

baska bir çizgi filmi arka planinda bir camiye iseyen karakter koymanin amaci ne?

ayrica tvdan uzak tutma ve kitaplardan bahsetmissin ya bunu ben ilk sayfada yazmistim zaten ve baska arkadaslar da yazmis, iyi okumamissin anlasilan...

sorularima cevap verirsen sevinirim belki beni ve benim gibi yanlis dusunen bir çok kisiyi aydinlatirsin...

pazarlama ve reklamcılıkta bilinen en önemli faktör tabi ki : sex sells. bu her zaman geçerlidir maalesef, aksi ispat edilemez. bu tarz sez sözcükleri veya cinsel gizli temalarla insanların bilinçaltındaki karşı koyamadıkları hislere ulaşarak, ürünü sattırmaya / izletmeye çalışma taktiği.. iyi bir şey mi? bence asla değil, ama değişmez bir kural.

ben bu mesajları savunmuyorum, ama sadece insanları sekse ahlaksızlığa itmek için yapıldığına inanmıyorum.

bence en iyi subliminal örneği; Amerika, Irak’ı işgal etmeden önce bir yıl boyunca ırak radyolarında Kuran yayınının altından, çok düşük bir titreşimde, kulakla duyulmayan, ancak beyinin bir yeriyle algılanarak Iraklıların şuur altına gönderilen: “Direnmeniz faydasız” gibi mesajlar verilmiş ve bir ülke işte bu şekilde şuuraltı mesajlar ile işgâle hazır edilmiş. bu işte ideolojik boyutu. ama burada paylaştığımız resimler veya çizgi filmdeki 2 saniyelik şeyler değil bence kötü olan.
 
$tumblr_md7znyPTjz1qddw8fo1_500.webp eğlencesi olsun :1: konu güzel bende bir ara boş vaktimde sarmıştım bu konuya sonra derinlere inince ayinlere falan gece korkudan uyuyamamaya başlamıştım bıraktm öyle. ama isterseniz takip ettiğim bir blog var çocuk güzel yazıyor ilgilenen olursa michaelsikkofield yazarsanız çıkar ama sübliminal mesajdan öteye geçmeyin derim kafayı sıyırmakla kalıyorsunuz :6:
 
Back
X