- Konu Sahibi yercekimlikaranfil
- #1
Merhaba herkese,
Bu bölümde yüzlerce kezi yüzlerce konuya yorum yapıp yardımcı olmaya çalışan ben şimdi sizden yardım bekliyorum.
Eşimle sınıra geldik. Masal gibi bir aşk, masal gibi bir evlilik tıkandı kaldı.
Ben sorunu kısaca özetlemeye çalışayım, baştan anlatırsam çok uzun olur; zaten beni tanıyanlar bilir, pek kısa yazamam. Siz sordukça daha da anlatırım.
4,5 yıllık evliyim. Eşimle çok sevdik birbirimizi. Ailesi ile hiçbir sorunumuz yok, aksine eşimle yaşadığım sorunlarda bile benim yanımda olurlar, oğullarının kulağını bükerler. İlk evlilik yılımızda eşimin bekarlıktan kalma borçları olduğunu ve bunlar için altınlarımızı sattığını bir şokla öğrenmiştim. Ailesini de haberar etmiştim. Onların da manevi desteği ile bunu geride bırakmayı başardık. Bir bebeğimiz oldu. Herşey harikaydı. Borçların eşimin eski bir sağlık sorunu için yapılan harcamalardan kaynaklandığını bilmem de onu affetmemde bir etkendi. Bundan 6 ay kadar önce bu borçların devamı olduğunu, hastalığı döneminde psikolojik yıkımın etkisiyle başını alıp yaşadığı yerdne uzaklaştığında kendine iş kurmak isterken yanlış kişilere bulaştığını ve onlara olan bu borcundan kalan son parçaları ödemek için önemli sayılmayacka miktarda benden gizli kredi çektiğini öğrendim. Ama gene yolumuza devam etmeye karar verdik. Beni ikna eden sözü şu oldu: "Ben yalancı bir insan değilim, sana söylediğim yalanların hepsi bir tek nedenden kaynaklanıyordu, ben sana bir tek yalan söyledim, gerisi hep bunu kapatmak içindi. Bu konuyu san söyleyemezdim, seni bu işlerden uzak tutmak istedim. Herşey bitti, artık hiç yalan yok, hiç huzursuzluk yok." İnandım, hala da inanıyorum.
Gelelim son olaya. Geçen gece" banka hesabını aç da hesap yapalım, ödemelerimize filan bakalım." dedim. Telefonunun şarjı bitmiş, şarj aletini bulamadı, şifre gelmediği için bakamadık. Bir süredir hep aksilik oldu, internet şubesi çalışmıyordu filan. Bunlar yalan değil, gözümle gördüm. Ama nedense bende yaşadığım travmaların etkisi ile "Ya birşey saklıyorsa" düşüncesi gelip yapışıyor. Aşamıyorum. Öyle olunca kavga çıktı. Bebeğimize bakmal için kayınvalidemler bizde kalıyor. Dolayısıyla ancak yatmak için odamıza girince konuşabiliyoruz. Karanlıkta fısıltı ile konuşmanın ve uykusuzluğun verdiği etki ile daha yorucu ve büyük kavgalar ediyoruz. İş büyüdü, kavga büyüdü. O yorulduğunu, benim güvenimi asla geri kazanamayacağını ve bu yüzden artık dayanamadığını söylüyor. Ben de hemen pat diye ona güvenmekte zorlandığımı, hesaplarımızın şeffaf olması, istediğimde bazı şeylerden emin olmak için hesaplarını görmem halinde bunu daha kolay aşacağımı söylüyorum. Ama kavga o kladar büyüdü ki. İki gece üst üste kavga ettik. Söylenmeyecek şeyler söylendi, olmayacka şeyler oldu. Yüzüğünü çıkardı. Takmıyor. Dün konuşmaya çalıştım, "üstüme gelme, çok kızgınım, sinirim kolay geçmiyor." diyor. Öylece kalakaldım.
Bu bölümde yüzlerce kezi yüzlerce konuya yorum yapıp yardımcı olmaya çalışan ben şimdi sizden yardım bekliyorum.
Eşimle sınıra geldik. Masal gibi bir aşk, masal gibi bir evlilik tıkandı kaldı.
Ben sorunu kısaca özetlemeye çalışayım, baştan anlatırsam çok uzun olur; zaten beni tanıyanlar bilir, pek kısa yazamam. Siz sordukça daha da anlatırım.
4,5 yıllık evliyim. Eşimle çok sevdik birbirimizi. Ailesi ile hiçbir sorunumuz yok, aksine eşimle yaşadığım sorunlarda bile benim yanımda olurlar, oğullarının kulağını bükerler. İlk evlilik yılımızda eşimin bekarlıktan kalma borçları olduğunu ve bunlar için altınlarımızı sattığını bir şokla öğrenmiştim. Ailesini de haberar etmiştim. Onların da manevi desteği ile bunu geride bırakmayı başardık. Bir bebeğimiz oldu. Herşey harikaydı. Borçların eşimin eski bir sağlık sorunu için yapılan harcamalardan kaynaklandığını bilmem de onu affetmemde bir etkendi. Bundan 6 ay kadar önce bu borçların devamı olduğunu, hastalığı döneminde psikolojik yıkımın etkisiyle başını alıp yaşadığı yerdne uzaklaştığında kendine iş kurmak isterken yanlış kişilere bulaştığını ve onlara olan bu borcundan kalan son parçaları ödemek için önemli sayılmayacka miktarda benden gizli kredi çektiğini öğrendim. Ama gene yolumuza devam etmeye karar verdik. Beni ikna eden sözü şu oldu: "Ben yalancı bir insan değilim, sana söylediğim yalanların hepsi bir tek nedenden kaynaklanıyordu, ben sana bir tek yalan söyledim, gerisi hep bunu kapatmak içindi. Bu konuyu san söyleyemezdim, seni bu işlerden uzak tutmak istedim. Herşey bitti, artık hiç yalan yok, hiç huzursuzluk yok." İnandım, hala da inanıyorum.
Gelelim son olaya. Geçen gece" banka hesabını aç da hesap yapalım, ödemelerimize filan bakalım." dedim. Telefonunun şarjı bitmiş, şarj aletini bulamadı, şifre gelmediği için bakamadık. Bir süredir hep aksilik oldu, internet şubesi çalışmıyordu filan. Bunlar yalan değil, gözümle gördüm. Ama nedense bende yaşadığım travmaların etkisi ile "Ya birşey saklıyorsa" düşüncesi gelip yapışıyor. Aşamıyorum. Öyle olunca kavga çıktı. Bebeğimize bakmal için kayınvalidemler bizde kalıyor. Dolayısıyla ancak yatmak için odamıza girince konuşabiliyoruz. Karanlıkta fısıltı ile konuşmanın ve uykusuzluğun verdiği etki ile daha yorucu ve büyük kavgalar ediyoruz. İş büyüdü, kavga büyüdü. O yorulduğunu, benim güvenimi asla geri kazanamayacağını ve bu yüzden artık dayanamadığını söylüyor. Ben de hemen pat diye ona güvenmekte zorlandığımı, hesaplarımızın şeffaf olması, istediğimde bazı şeylerden emin olmak için hesaplarını görmem halinde bunu daha kolay aşacağımı söylüyorum. Ama kavga o kladar büyüdü ki. İki gece üst üste kavga ettik. Söylenmeyecek şeyler söylendi, olmayacka şeyler oldu. Yüzüğünü çıkardı. Takmıyor. Dün konuşmaya çalıştım, "üstüme gelme, çok kızgınım, sinirim kolay geçmiyor." diyor. Öylece kalakaldım.