Bu tür durumların bir çıkar yolu yoktur. Bahsi geçen kişiyle tanışıyorsanız ve size gerçekten sarfettiği öyle bir cümle varsa ortada. Bu zaten, başlıbaşına karşı tarafa olan hisleri köreltmeliydi, ama olmamış anlaşılan.
Bu konularla psikologların kapısını çalan çok oluyor, ailesinin kolundan tutup getirdiği de. Tabi ailesinin kolundan tutup getirdikleri genelde, çocuk/ergenler oluyor. Malumunuz, bu arkadaşlarımızın en büyük aşkı şu sıralar Justin Bieber ve bu karşılığı imkansız olan aşka tutulan, içinden çıkılmaz bir bunalıma sürüklenen çok kişi var. Ağlamalar, sızlanmalar. "Olmaz o benim olacak!"lar...
Bu durumdan kurtulmanızın tek yolu zaman, ne tv'ye bakmamak ne de bilgisayarınızda onu aratmamak çözüm. Aksine, bunu yapmak aklınıza gelip, kendinizi geri çektiğiniz her an daha fazla ihtiras dolar yüreğiniz.
Kişiyi tanıyor oluşunuz, kötü. Ondan elinizden geldiğince fiilen uzak olmaya bakın. Ne kadar çok yakınında yöresinde olursanız durum içinden daha çıkılmaz bir hal alır. Zira, bu bilgisayarda onu aratmak ya da tv'de görüp aşkının pekişmesinden çok farklı bir durum. Bu kişi platonik aşk beslenen herhangi bir tanıdık da olabilirdi.
Onu unutmaya ne kadar çalışırsanız, o kadar içine hapsolursunuz aşkın. Aşk böyle bir şeydir, çıkar tek yolu zamandır. Bu zaman bir yılda olur, 10 günde. Yeter ki, bu karşılıksız aşkı bilinçli yaşayın, yakıp yıkmayın, hayatı kendinize ve çevrenizdekilere zehir etmeyin.
Unutmamalısınız ki, hiçbir aşk sonsuz bir döngüyle yoğrulmamıştır. İlerde bugünlerinizi gülerek anımsayacaksınız.