Bir Yürek Kaç Hikaye Taşır...

turkmengelini

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
22 Mayıs 2010
3.046
33
1.

Sen...
En toy yanım...
Daha koro çalışması için sınıfa girdiğin ilk an aşık oldum. Elinde bağlaman, yanıma oturdun. Beni görmeden...Sesim güzel olmasaydı asla görmeyecektin de. O sene son senen olmasaydı, seni sevdiğimi bilmeyecektin de... "O iş olmaz "cevabını vermeseydin, ben yıllarca her bağlama sesinde yanmayacaktım da...

Hani konserde benden hemen önce sen "acem kızı"nı söyleyecektin. Yalvardım "her şeyi" bilen hocama. "Ben dakikalarca kendime gelemiyorum. ondan hemen sonra sahneye çıkamam" dedim. Sen benden hemen önce "Acem kızı"nı çalıp söylemeseydin, ben usumu yitirmeyecektim. adımı anons ettiklerinde kendimi bilmeden sahneye çıkıp çalan müziğe boş boş bakıp parçaya girmem gerektiğini unutmayacaktım da...

Lise hayatım boyunca, 4 sene bekledim seni. Güya aramızı yapmak isteyen o arkadaşın, seninle aynı üniversitede olan arkadaşın, "bir kızla çıkıyor çok mutlu" dediğinde bile... Ama keşke okula beni görmeye geleceğine söz verip beni 1 hafta her tenefüs kapıya dizmeseydin. O yüzden elinde bağlama bizim siteye gelip acem kızını söylediğinde dışarı çıkmadım.

Bilmiyordum. o malum arkadaşına " okula gelemem, hafta sonu siteye geleyim acem kızını duyunca çıksın" dediğini. Yıllar sonra öğrendim. malum arkadaşının beni sevdiğini.

Üniversite 2 deydim. Bir bayram sabahı elimde sana yazdığım şiirler, seni hayatımdan çıkarmak için taa köyüne kadar gelip kapını çaldığımda "beni tanıdın mı" dedim. "evet" dedin. "bunlar senin. artık bende kalmasına gerek yok" dedim. bana el gibi gelmiştin.ç anladım ki ben seni değil, kafamda büyüttüğüm sevdayı sevdim.

Ama yine de, üniversite 3te kardeşimden evlendiğini öğrendiğimde ölmek istedim...

Şimdi geçti. Sen , sadece ilk aşk olarak, dudaklarımda buruk bir tebessüm şimdi...


2.

sen
benim en aptal yanım...
bir psikoloji forumunda arkadaş olduk. hep de arkadaş kaldık. birbirimizi 2 kere Ankara otogarda görük. aynı yaşta öğrenciydik.
senden insan olmayı öğrendim.
her gün yarım saat kadar telefonda konuşurduk. msn de sadece şiir paylaşırdık karşılıklı. tüm hayatımızı telefonda anlatırdık. kedin garibi, arkadaşın güneyi... hala hatırlıyorum. aylar sürdü. üniversite 2den 3e geçmiştim. adını koymamıştık. ankara üzerinden memlekete giderdim. bir gün sadece bir gün biletimi bir kaç saat erteledim. seninle kahvaltı yaptık. konuştuk. nasıl mutluydum. nasıl rahattım...
eskişehir treninde gizlice şarap içerken mideni bozduğunu, bir daha şaraba elini sürmediğini anlatmıştın. "keşke birada da başına gelse de içmesen" dedim. şok oldun "ben kimseye beddua etmedim şimdiye kadar. niye öyle dedin ki" dedin. neyime gerekse, içmeni istemiyordum. değiş istedim. benim çevremde gezip tozmaya iyi bakmazlar. adı olsun istedim.yetmedi bana insanlığın, dostluğun, her gece masal anlatarak uyutuşun...

ikazlarıma rağmen o gece içtiğini duyunca telefonda, "bitti" dedim. "artık seninle görüşmek istemiyorum" "biz şimdi neydik" dedin. "bilmiyorum" dedim. kapatmadan önce "biliyor musun, arkadaşlar sana yenge diyordu" dedin.

o gece o kadar ağladım ki, sonunda seni aradım. o gece de masal anlattın bana. "üzülme, kararına saygı duyacağım seni rahatsız etmem" dedin. keşke etseydin be arke... sana yazdığım, doğum gününde gönderdiğim bir defter vardı. yıllar sonra seni arayıp sorduğumda, defteri sakladığını ama sıkıntı olmasın diye ismimin olduğu yerleri karaladığını söyledin.

hay aklıma tüküreyim...
inşallah oğlum sana benzer...
3.

Sen
Sen benim en Gururlu yanım...

Seni üniversite 1 de hocanın odasında gördüğümde, bana yaşatacaklarından bihaberdim. Sen de şiir yazıyordun. Hoca benim şiirlerimi incele istemişti. Hemşeriydik. O kadar... 2 yıl koridorda karşılaştık sadece. kendi kendine türkü söylerdin hep... "erzurum dağları güzel dağlarında ceylan gezer..." hafif alaycı, hayta bir halin vardı. Oğlan çocuğu gibi gülerdin.

Türk Ocağına şiir dersine gelmiştim. içeri sen girdin. masanın benim tarafımda ama uzak bir ucuna oturdun. herkesi şaşırtacak kadar bana bakmaya başladın. defalarca, dönüp dönüp. hatta sonunda sandalyeni geriye çekip bana dönerek. sen de ocağa gelip gitmeye başladın. her fırsatta bana takıldın. kıskandın, kızdın, sevdin... çıkmıyorduk. ama tatlı tatlı çekişiyorduk. hep " sen çok iyi bir kısmetsin. seni kaçırırsam salağım demektir" derdin. Biliyor musun, o zamanlar umrumda bile değildin.

Sonra bir gün, tam da sen benim umrumda olmaya başlamışken, ben bir şey öğrendim.

Zuhal...

Bana ikizim kadar benzeyen, senin çocukluk, gençlik aşkın. tek aşkın. Sen itiraf ettin. Onu ailesi vermiyordu ama görüşüyordunuz. Ne ondan ne benden vazgeçebiliyordun. Türk filminden fırlamış tvırların, kapıları kilitleyip "beni sevdiğini söylemeden bırakmam" deyişin..." seç" dedim. "yapamam " dedin.Hakaret ettim. "maillerine baktın mı " dedin. "hayır" dedim. "nasip değilmiş o zaman " dedin.

Bakmamıştım. bana 3 tane mail attığını, 3ünde de beni seçtiğini anlatan yazılarını...

Aylar geçti. senden kaçarak. senden nefret ederek. sonra bir gün tam ikna olacakken, arkadaşımdan zuhali istemeye gideceğinizi öğrendim. akşamına binip istanbula gittim. kaçtım. internette dolaşırken, face de hayranı olduğum şairi arattım. buldum. hani aynı okuldan mezun olan. hani hocalara evlenmek istediğini söyleyen hani hocaların beni tavsiye ettiği. o gece bana evlenme teklifi etti. o gece kabul ettim. geri döndüm. 1 hafta şairle telefonda konuştuk. senin gözünün önünde. 1 hafta sonra, senin doğum gününde yanıma geldi. parmaklarımızda alyanslarımız, tesadüfen kampüste karşılaştık. "tanıştırayım, nişanlım ....bey, ocaktan arkadaş ...abi" dedim.

o yaz ben aile arasında da nişanlıyken, sen mezun olmuş gitmişken, aradın. sarhoş muydun bilmiyorum. "evlenmeyeceksin, evlenemzsin" dedin. "ne o? zuhali evde bırakıp beni düğünden kaçırmaya mı geleceksin" dedim. "yalan, arkadaşın bizi ayırmak için yalan söylemiş. başaırılı da olmuş" dedin. "bari bana son kez bir türkü söyle " dedin...

öğrendim ki, sen çapkının tekiymişsin. benim hikayemi yaşarken bile bir sürü başka kıza kur yapmışsın. arkadaşım yalan söylememiş. şahitleri bile vardı. İyi ki yüzünü önceden görmüşüm.

4.

sen

benim en "ben" yanım...

içim dışım sen olmuşken, seni bu kadarcık anlatmak niye?

linkleri vereyim, oradan öğrensinler.

bana,
bir varmış, bir yokmuş demeden
adı dilimin ucunda,
gönlümün bucağında bir masaldan geldin
eşim,
evdeşim,
hoş geldin

http://www.kadinlarkulubu.com/esi-esinin-ailesi/533230-sazan-gelinin-oykusu.html
 
o linklerin üzerinden de zaman geçti...

şimdi ufacık bile köy lojmanında, tek göz odamdayım.

eşimle hala tartışmalarımız oluyor.

ama yanımda melekler gibi yavrum uyuyor, ve her akşam eve, gözü başkasını görmeyen, deli dolu sinirli ama ışıklar sönünce "beni sevmekten sakın vazgeçme" diyen aşık olduğum adam geliyor.

tüm hikayeme rağmen, ben otobüsten indiği ilk anda aşık oldum eşime.. her şey silindi. Bir o kaldı geriye
 
Hikayeni evvelden yazdığın kadarın ile biliyorum türmengelini,cim.

Şimdide de 1.bölümünü okudum.

Ara ara gelip kaldığım yerden okuyacağım ..
 
sanırım türkülere şiirlere bulaşmış olmanın verdıgı guzel yuregınızle neguzel anlatmıssınız
artık ınsanlar hayatlarından cıkana hakaret etmeyı iyi bişey sayıyorlar.
oysa karsımıdakılerde bızım gıbı ınsan
ıyılik ve kotulüklerıyle beraber

yada gecmısı yok saymak oysa hayatımızdakı ınsanlarla beraber bızde buyuyoruz onlarda bızım hayatımızın parcaları


gemişe takılı kalmadan yolunuza bakmanın ödülü olarak guzel bır evlilik ve evlat sahıbıolmususnuz
mutluluklar dılerım
 
Sana katılıyorum arkadaşım. insanlar niyeyse bir geçmişi örtbas etmenin peşindeler...

ben o yürek yangınlarımla gurur duyuyorum. hepsi bana çok şey kattı. Yüz kızartacak bir yanlışın olmadıktan sonra, kendi kendine geçmişi temize çekmenin ne anlamı var?
 
X