Biz evlenirken neyi gozden kaciriyoruz?

Burada okudugum konulardan sonra benim dusuncelerim;
Bazi seylerin evlilik oncesi hafife alinmasi, evlendikten sonra halbuki ne kadar ciddi sorun oldugunun dank edilmesi,
Mantigin fazla rafa kaldirildigi, sadece duygularla hareket edilerek alinmis evlilik kararlari,
Cevreden fazla beklenti, altiniydi, bohcasiydi, filanca bize ev almadi, oburu bilmemkac tane bilezik takmadi,
Es ailesine karsi olan onyargilar,
Insanlarin kendine yetebilen bireyler olamadan evlilik sorumlulugu almalari
vs.

KATILIYORUMMMM.. Üstüne söylenicek bişey yok ne düşündüysem aynen yazmışsın.
 
Doyumsuzuz, bu kadar.
Adam çiçek alsa vay efendim bunu mu almış 3 kuruşluk, ama şuna orkide dağı aldı...
Öbüründe şu kadar altın varmışmış, bize niye alınmamış...
Şunun karısı hiç alışveriş yapmazmış, benimki niye böyleymiş...
Karısı anca eksik söylermiş, dırdır edermiş de başkasının karısı ne dese tamam der, her şeye izin verirmiş...
Evlenmeden önce sarılır öpermiş, şimdi sevildiğini hissetmiyormuş...
Daha nice nice yazılır, roman olur.
Çünkü insanoğlu hep daha fazlasını ister, hiç elindekiyle mutlu olmayı bilmez!
 
Kısa ve öz birşey soyliyim: evlilik bir kumar kimi kazanır kaybeder su devirde evli olmak zaten okadar zorki.insanlar bencil doyumsuz ve hırslı.karı koca birbirine düşman oluyor sanki bir süre sonra erkekler evliyim artık karı benim gidemez nasılsa mantığı taşıyorlar.yani kumar oynuyoruz hayatımıza allah iyi insanlar çıkarsın karşımıza ne denir ki başka...
 
Madde hirsi.
Benim villalarim luks arabam guzel kiyafetlerim varsin olmasin (zaten yok da) bir kucuk kulubem olsun ama icinde sevgi olsun huzur olsun. Bunu diyebilecek yada huzurlu kulubede yasamaya aday kac kisi var acaba?
Aslinda mutluluk, guven, huzur bunlar oyle pahali seylerki kimsenin parasi yetmez satin almaya.
Insanlar doyumsuz, ozenti, gosteris meraklisi. Bu da ayri bir konu olarak tartisilabilir aslinda.
 
Ben evli değilim ama genel olarak gözlemlediğim şeyler üzerinden yorum yapmak istedim.
Bence doyumsuzluk iki tarafıda ypratan en büyük şeylerden. Yani şöyle söyleyeyim hepimiz kadın ya da erkek fark etmez hayata adam akıllı adım atar atmaz sürekli birşeyler için çabalıyoruz. İlk okuldan sonra lise geliyor sonra üniversite telaşı ailelerin beklentileri onun çocuğu şunu yapmış benim çocuğumun ne eksiği var gibi söylemlerin çocuğun üzerine getirdiği baskılar duygusal olarak gelgitlerden sonra üniversiteye başlarız. Daha üniversite 1.sınıftayken aileniz ve çevreniz okulu bitirince neler yapmanız gerektiğinden tutunda evlenmenize ve çocuklarınıza kadar upuzun bir hayaller ve "nasihatler" listesi sunuyorlar size.
Sonra çalışma hayatına başlıyoruz. 2 bin tl ile başladık diyelim süre geçiyor yaptığımız iş aynı olsa da daha fazla maaş diyoruz. Evleniyoruz asıl o sırada birşeyler kaırşmaya başlıyor bence. Çünkü artık iki tarafta yıpranmaya başlamıştır. Sürekli bir döngünün içerisindeyiz ay sonunu getirmeye birşeylere yetişmeye o kadar çok çabalıyoruz ki ruhsal olarak yorulmaya ya da bitmeye başladığımızı fark etmiyoruz. Evlilik zamanı özelikle kız annelerinin ısrarla ve bitmek bilmeyen istekleri. Erkek tarafının bir tanecik oğlum var şu şlöyle bu böyle olmalı cümleleri. İki tarafın ailelerinin isteklerinin çatışmaları. Zaten adam/kadın değil aileler evleniyor. Yok şu takı alınsın yok bu koltuk takımı olsun. Balayına şuraya gitsinler vb vb. Birde eğer kız ve erkek ikisi de çalışıyorlarsa daha evlenir evlenmez bir borç altına giriyorlar aileleri birşey yapmadılarsa. Yeni evliler yeni bir hayata belki de sevdikleri kişi ile birlikte adım atıyorlar ama borçlar, iş hayatı , sürekli stres ve sııntı kendine vakit ayıramama gibi sebepler yüzünden ilişkiler de kişilikler de çatırdamaya başlıyor bence.

Ben kendi adıma konuşuyorum açıkçası x marka koltuk takımı ya da bilmem kaç metrekare ev zerre kadar umurumda değil. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Ben evin kapısından içeri adım attığımda huzur bulamaycaksam, aldığım her nefeste endişe stres sıkıntı ve boğulmuşluk hissi hissedeceksem ne önemi var alınan eşyanın ? yatılan yatağın ?

Bence evli bile olunsa her iki tarafta kendine vakit ayırabilmeli. Hem beraber birşeyler yapabilmeliler belki yemeğe çıkabilirler sinemaya gidebilirler ya da evde sakin sakin oturtabilirler sohbet ederek. Ara sıra arkadaşlarıyla da gezebilmeli insan. Ve ikide bir adamı arayıp bunaltmanın hiçbir mantığı yok. İki tarafta nefes alırsa ve kusurlar itina ile görmezden gelinerek üstü kapatılmazda herşey yoluna koyulabilinir bence.
Ben evli değilim ama genel olarak gözlemlediğim şeyler üzerinden yorum yapmak istedim.
Bence doyumsuzluk iki tarafıda ypratan en büyük şeylerden. Yani şöyle söyleyeyim hepimiz kadın ya da erkek fark etmez hayata adam akıllı adım atar atmaz sürekli birşeyler için çabalıyoruz. İlk okuldan sonra lise geliyor sonra üniversite telaşı ailelerin beklentileri onun çocuğu şunu yapmış benim çocuğumun ne eksiği var gibi söylemlerin çocuğun üzerine getirdiği baskılar duygusal olarak gelgitlerden sonra üniversiteye başlarız. Daha üniversite 1.sınıftayken aileniz ve çevreniz okulu bitirince neler yapmanız gerektiğinden tutunda evlenmenize ve çocuklarınıza kadar upuzun bir hayaller ve "nasihatler" listesi sunuyorlar size.
Sonra çalışma hayatına başlıyoruz. 2 bin tl ile başladık diyelim süre geçiyor yaptığımız iş aynı olsa da daha fazla maaş diyoruz. Evleniyoruz asıl o sırada birşeyler kaırşmaya başlıyor bence. Çünkü artık iki tarafta yıpranmaya başlamıştır. Sürekli bir döngünün içerisindeyiz ay sonunu getirmeye birşeylere yetişmeye o kadar çok çabalıyoruz ki ruhsal olarak yorulmaya ya da bitmeye başladığımızı fark etmiyoruz. Evlilik zamanı özelikle kız annelerinin ısrarla ve bitmek bilmeyen istekleri. Erkek tarafının bir tanecik oğlum var şu şlöyle bu böyle olmalı cümleleri. İki tarafın ailelerinin isteklerinin çatışmaları. Zaten adam/kadın değil aileler evleniyor. Yok şu takı alınsın yok bu koltuk takımı olsun. Balayına şuraya gitsinler vb vb. Birde eğer kız ve erkek ikisi de çalışıyorlarsa daha evlenir evlenmez bir borç altına giriyorlar aileleri birşey yapmadılarsa. Yeni evliler yeni bir hayata belki de sevdikleri kişi ile birlikte adım atıyorlar ama borçlar, iş hayatı , sürekli stres ve sııntı kendine vakit ayıramama gibi sebepler yüzünden ilişkiler de kişilikler de çatırdamaya başlıyor bence.

Ben kendi adıma konuşuyorum açıkçası x marka koltuk takımı ya da bilmem kaç metrekare ev zerre kadar umurumda değil. Hiçbir zaman olmadı hiçbir zaman da olmayacak. Ben evin kapısından içeri adım attığımda huzur bulamaycaksam, aldığım her nefeste endişe stres sıkıntı ve boğulmuşluk hissi hissedeceksem ne önemi var alınan eşyanın ? yatılan yatağın ?

Bence evli bile olunsa her iki tarafta kendine vakit ayırabilmeli. Hem beraber birşeyler yapabilmeliler belki yemeğe çıkabilirler sinemaya gidebilirler ya da evde sakin sakin oturtabilirler sohbet ederek. Ara sıra arkadaşlarıyla da gezebilmeli insan. Ve ikide bir adamı arayıp bunaltmanın hiçbir mantığı yok. İki tarafta nefes alırsa ve kusurlar itina ile görmezden gelinerek üstü kapatılmazda herşey yoluna koyulabilinir bence.

Sizin gibi genç kızların artması dileği ile
 
Ben aslinda hic birseyi gozden kacirmadim, herseyin farkindaydim ama yinede evlendim.. kadermi kismetmi bilemiyorum.. camura batacagimi bile bile evlendim.. risk almayi severim, maceraciyim birazda .. belkide yaniliyorum dedim, belkide onlar kotu degillerdir dedim .. evlendigimin ertesi gunu bosanmak istedim resmen .. maddi manevi somurduler beni, bazi yonlerini gordum nisanliyken, ama en igrenc yonlerinide evlendikten sonra gordum.. ve sonunda ne oldu bosandim.. halen dosyalarla ugrasiyorum .. ne nafakam odeniyo, nede tazminatim..
Macera ariyorsun sadece flort etmelisin. Evlilik ciddi bir muessese. Mazallah icinden cikamayacagin bir evliligin icine dusersen bu sefer cikis yolunu nasil bulurum diye donersin durursun. Bence adimlarini olcerek at.
 
Macera ariyorsun sadece flort etmelisin. Evlilik ciddi bir muessese. Mazallah icinden cikamayacagin bir evliligin icine dusersen bu sefer cikis yolunu nasil bulurum diye donersin durursun. Bence adimlarini olcerek at.
Maceraciyim derken sizin soylediklerinizi kastetmedim ... Tabiki kararlimi olcerek bicerek karar veriyorum.. bazen insan ne olduklarini bile bile evleniyo .. bunada kadermi desek kendi kararimizmi desek bilemedim..
 
Şahsen "evlenmeden bir insanın ne olduğu belli olmaz" "evlilik bir kumar,şansına ne çıkarsa" gibi laflara hiç inanmıyorum.

Bir insan karakterini uzun süre gizleyemez, insanlar ya aşktan gözü kör olduğu için ya da mutlaka evlenme isteğiyle sorunları bilinçaltına ittiği için evlenmeden önce harekete geçemiyor kolay kolay. "Ya evlenmeden önce böyle değildi" laflarına inanmayın. Bizzat bir arkadaşımı gözlemledim. Evlenmeden önce çocuğun karakteri ortadaydı, gizlemek gibi bir çabası da yoktu, ama kız evlendikten sonra bilmeyen herkese "ya evlendikten sonra anladım hiç böyle biri değildi" vs diyordu sürekli:)

Evlilik şans, ne çıkarsa bahtına anlayışı genelde kapalı yetişmiş orta yaşlı kesimin lafıdır. Cafede karşılıklı oturarak bir insanı tanımaya çalışırsan tabi ki kumar. Bu şekilde flörtün de görücü usulünden farkı pek yok zaten. Şahsen ben birlikte tatile gitmediğim bir adamla evlenmem mesela. Ee bir insanı da tatilde tanımazsan daha nerde tanıyacaksın:)

Evliliklerin %80'i de cinsel sorunlardan bitiyor. Cinsellik yaşamadığım bir adamla evlenme riskini asla almam ben. Ne çıkarsa bahtına resmen.
mantıklı güzel bir yorum.Evlenince insan bunun doğruluğunu daha iyi anlıyor.
 
Burada okudugum konulardan sonra benim dusuncelerim;
Bazi seylerin evlilik oncesi hafife alinmasi, evlendikten sonra halbuki ne kadar ciddi sorun oldugunun dank edilmesi,
Mantigin fazla rafa kaldirildigi, sadece duygularla hareket edilerek alinmis evlilik kararlari,
Cevreden fazla beklenti, altiniydi, bohcasiydi, filanca bize ev almadi, oburu bilmemkac tane bilezik takmadi,
Es ailesine karsi olan onyargilar,
Insanlarin kendine yetebilen bireyler olamadan evlilik sorumlulugu almalari
vs.
çok güzel yorum.tamamen duygusal kararlarla başlayan evllilik pek sağlıklı olmuyor bencede
 
Sadece aşık olduğumuz adamla değil. Onun ailesiyle de evlenecek olduğumuzu algılayamıyoruz. Fizana bile giderim diyebiliyorsunuz. Gözünüz köreliyor..En sevdiklerinizi bile arkanızda bırakıyorsunuz,sadece 1 tek adam için ... Kültür farklılığı,kişisel farklılıklar .. bunlar hiç umurunuzda dahi olmuyor. O kadar basit ve aşılacak konular gelıyor ki sizin için vs vs..
Klavyemde bazı harfler bozuk olduğu için zor yazıyorum kızlar. Kısaca söylıyeyım. yukarıda yazdıklarımın harıcınde başka şeyler de var tabi. Aslında gözyaşım hiç dinmiyor. Hep ağlıyoırum. Her gece gökyüzüne yıldızlara bakıyorum balkonumdn '' Nasıl,ne cesaretle annemi,kardeşimi bırakıp hhuyunu,suyunu bilmediğim bir yere gelebildim ALLAH'm diyorum '' Çok şaşırıyorum kendime... Ama öyle olduğu halde,PİŞMAN olamıyorum. O söylediklerim Şaşkımlığım,şıkayetim olmuyor.. pişman olursam,şikayetçi olursm sanki ALLAHa karşı ve eşime karşı nankörlük yapacakmısım gibi gelıyor... ne olursa olsun ALLAHıma hamd ,Eşime de binlerce Teşekkürler olsun . O'nu ve Onu ÇOOO..K Seviyorumm..:KK200: :KK1: :( :'(:'((
 
Bir arkadaşım derdi ki erkekleri tanimak istiyorsaniz onları maç yaparken izleyin bencil mi paylaşımcımı çözersiniz, valla mantıklı geliyor :KK48:
 
Ülkede cinsellik de hala tabu, paketten ne çıkarsa misali,

Onun ailesini de önemsemek istemiyoruz hiç aklımıza gelmiyor göz ucuyla bakıp tamam tamam iyiler diyoruz, adamla evleniyoruz diyoruz ama aslında aileler evleniyor.

Sonra evlenirken alınanlar kime daha çok yükleniliyor harcanan paralar kızttarafı neler istiyor ne kadarı gerçekleşiyor bunlar ilerdede hep yara açıyor.

Bir de geçim durumu yoksa başlıyor tartışmalar ..

Herkesin yaşadığı farklı da evlenmeden önce kimle çıkarsan çık öğrendiklerin ile şekilleniyor hayatın, ona gore yön ciziyorsun kendine, çok zor evlilikte eşi bilmekyine de birlikte yaşamak gerek bir de birlikte bile yaşasan aileler karışmaz flort diye evlenince başlarlar hemen, hicbir şey olmasa diyorum ya ülkede geçim bir ayrı dert ondan dolayı bile durduk yere kavga cikabiliyor.

Yani yürütmek ayrı zor seçmek ayrı zor.
 
mastrbsyon yapmk gunahmı anlamadım ben bunun ıcın neden oruç tutmam gerekıyor :s kuranda ben bununla ılglı brsey okumadım ,benmı kaçrdm acaba yoksa bunlar hocaların dedıklerımı sadece
 
Hayat zor , iş hayatımız stresli , erkekler bencil , insanlara tahammülsüzlük artık çok fazla nasıl mutlu olalım ki ?
 
Malesef evlilik neyi ne ksdar konussanda acilmamis karpuz derler maddi sikintilar cinsel sorunlar ve aileler derken bir bakmissin sevgi saygi ask hepsi bitmis zoraki bir birliktelik yerini almis veya aliskanlik da denebilir nedense tiplumda suclamalarin cogu kadina addedilir kadin olamadin kimse adam olamadi demez pek fazla
 
Evlenirken fazla gözümüz boyanıyor bence çiçekler böcekler hediyeler güzel cümleler ilgi alaka on numara ama evlendikten sonra erkekler bu nasılsa artık benim duygusuyla salıveriyorlar kadını, kadında eski ilgi alakanın devam etmesini istiyor ve sorunu kendinde arıyor erkekle daha fazla ilgilenmeye ve onları şımartmaya başlıyoruz bu sefer daha bi salıveriyolar ve bu kısır bi döngü haline geliyor
 
Back
X