Biz mi istedik yoksa hak mı ettik ?

acxix_hatxixralar

19.09.2014
Kayıtlı Üye
24 Şubat 2008
654
0
296
Diğer
Benim çocukluğumda annelerimiz çalışmazdı.
Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.
Hatta babamın bile anahtarı yoktu. Annem evimizin bir parçası gibiydi,hep evdeydi.
Heryere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki.
En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.
Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.
Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.
Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.
Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.
Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.
Annelerimiz bu durumu bildiklerinden,
kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.
Mahallemizdeki teyzeler annemiz gibiydi. Susayınca girer evlerine su içerdik.
Ya da pencereden bir sürahi bir bardak uzatır, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.
Kısacacı evine girip gelen (ki sadece çişi gelen giderdi evine) elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.
Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.
Bu bazen bir kurabiye bazen bir meyve olurdu.
Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.
Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.
Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştılırdık. Polisler gelmezdi
kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.
Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,
onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi,
en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık.
Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.
Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.
Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki..
Komşumu tanımıyorum ama evinin camında temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ; bilmem kaç kuruş
hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var içinde yaşayan yok.
Parklarımız var içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..
Tahta iskemlelerimiz de oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kapılarında '' vale '' lerin, '' bady '' lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.
İyi de neden böyle olduk ?
Biz mi istemiştik? Yoksa hak mı ettik?



ALINTI
 
okurken geçmişe çocukluğuma geri döndüm.ne şanslı çocuklarmışız oysa şimdi markete ekmek almaya bile gönderemiyoruz çocuklarımızı.komşuluk diye bir kavram zaten yok.çocuklarımız internet kafelerde sanal oyunlarla vakit geçiriyor.ekmek arasının yerini fast food,lar aldı.bakkalların yerini süper marketler.sebze meyvelerin yerini hormonlu şişirilmiş gıdacıklar.herşey yapay oldu.herşey yalan.
 
okurken gözlerim doldu inan
biz çok şanslı, çok mutlu çocukluklar yaşadık
herşey daha basit ama daha güzeldi
bilgisayarlarımız yoktu saatlerce hiptonize olmuş gibi karşısında oturduğumuz
arkadaşlarımız vardı sokakta oynadığımız
çocuklara kötü niyetle bakan sapık insanlar yoktu
komşular vardı, herkes birbirini tanırdı
şimdi ben komşum kim onu bile bilmiyorum malesef

keşke bizim çocuklarımızda bizim gibi çocuk olabilseler
 
İstedik mi bilemiyorum ama bizler çağdaşlaşacağız derken bu hale getirdik.

Çocukluğumda deniz sevdası ile babaannemin peşine gittiğim yerde hatırlıyorumda herkesin kapısı açık olurdu tüm tezgahlar öyle üstüne bi muşamba serilip bırakılırdı kimse malım çalınacak hırsız girecek diye düşünmezdi en son geçen sene gittiğimde oraya farkettim ki çok şey değişmiş artık güvenlik hat safhada herşeyde kilit üstüne kilit.
 
tabi ki biz istedik.. bu bahsedilenler ancak mecbur kalındığında katlanılacak şeyler. insan rahata çabuk alışıyor.. maşa varken elimi niye ateşe uzatayım misali.. teknoloji eskiden yeterli olanı geçersiz hale getirdi..her gün daha yenisi daha gelişmişi.. yaşadığmız zaman kaçınılmaz olan kimbilir bizden sonrakilerin hayatı nasıl olacak..muhtemelen onlarada bizleri gıpta ile hatırlayacaklar. annelerimizin korkuları o kadar sınırlıydı ki bugünleri hayal dahi edemiyorlardı..şimdi öyle mi..eş biraz eve geç gelse beni aldatıyor mu paranoyaları..akabinde kendini garantiye alma çabası..çalışma ve para kazanma isteği..kendine güvenin artışıyla beraber..ben o na mecbur değilim ayakları.. evet kendimiz istedik ve istemey devam ediyoruz
 
cok guzel bir payalasimdi aladim bende okurken ;cok hak verdim .Okuldan gelir sokaklarda oynardik ;simdi cocuklar evde surekli evdeler bakaiyorum hayatimiz sanki robotlasmis ;her sey yapay olmus ;biz istesekde istemekde yasaniyor iste
 
çok duygulandım inan.şimdi benim 9 aylık bir kızım var ve ben bu dünyada meleğimi nasıl yetiştireceğim diye gece gündüz düşünür oldum.eskiden annemler bi yere giderken komşuya bırakırlardı anahtarı.şimdi komşu da kalmadı,bırakılacak anahtar da.evlerde artık eski huzur da yok.eskiden sokakta oynarken annem baban gelirse kızar diye eve zorla sokardı.şimdikileri duyuyorum.hava karardı seni kaçırırlar diye bağırıyo anneler.ben kızımı kime ,nereye emanet ederek büyüteceğim?okula göndersem okullar artık okulluktan çıktı.öğretmen küçük bişi söylese öğrenci bi ton adam çağırtıp çıkışta öğretmeni dövdürüyo.anlamadım.artık yaşanacak yerlikten çıktı dünyamız.Allah her şeyin hayırlısını versin.hastalık çoğaldı,keneler çıktı,domuz gripleri vs vs vs içim bunaldı arkadaşlar.
 
Ne gusel siralamissin inci gibi, hepsini de yasadim geri goturdun beni cocukluguma cok cok tesekkur ederim, guzel duygu idi...:sinifsinif:
Gozlerim doldu ya( bu siralar dokunsalar aglayacak gibiyim ya neyse):gitme:
Neden boyle oldu ya gelince bilsem :delphin
:
 
evet bende okurken bir an çocukluğuma gittim ve burda yazılanları okuyunca beni ve oturduğum mahalleyi tarif ediyorsun sandım gerçekten şimdi nerdeeeee böyle şeyler bizler çook şanslıydık dostluğu arkadaşlığı riyakar olmamayı namusluluğu belki bu sokaklarda oyun oynarken öğrendik ama benim çocuklarım benim kadar şanslı olmasalar bile buna yakın bir şekilde yaşıyorlar demek ki hala o dönemlerden bir parça kalan mahalleler var
 
Çok ama çok özel bir yazı....Malesef kaybettiklerimizi anlatıyor...Çok etkilendim teşekkürler canım..
 
çok güzel bi yazı okurken biseyler koptu içimde azda olsa bu gecmıstekı dostulugu ben tattım ama cocuklarımız bu kadar sanslı degıl.....tesekkurler canım
 
yüzümde tuhaf bir tebessümle okudum yazılanları ve ne kadar acı geldi. hayır biz istemedik hakta etmedik.bize bu hayat daha doğrusu çocuklarımıza bu hayat resmen dayatıldı kabahatimiz akışa bırakma oldu
 
ben hep boynumdaki anahtarla girdim eve annem çalışırdı
bazen anahtarımı unutur sokakta kalırdım
işte o zaman dediğin gibi çalardım bir komşunun kapısını
annemi orda beklerdim
yer içer ödevimi yapardım
güzeldi o günler
 
Çocukluğuma geri döndüm okurken. Kısmen çocuklarım yaşıyor bu duyguları, bunun için şanslıyım. Kızımla arkadaşlarına yiyecek gönderme işini bende yapıyorum, paylaşım ve sevgi çok güzel hele çocuklarla..Onlar öyle küçücük şeylerle mutlu olup, öyle içten seviyorlarki.
 
Bende çok şanlıydım ki böyl bir çocukluk geçirdim
Belki anadoluda hala böyle şaslı çocukluk geçirilbiliniyor
Ama ben kendi doğacak çocuğum için üzülüyorum
İstiyorum ki oda böyle bir çocukluk geçirebilsin
:çok üzgünüm::çok üzgünüm::çok üzgünüm:
mafoldumbenmafoldumbenmafoldumben
:sinifsinif::sinifsinif::sinifsinif:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…