Öğretmenlerin %80ini gördüğümde içimden geçenleri yazmışsınız. Ben yazsam linç yerim ama siz meslekten biri olarak objektif yorum yapmışsınız. Artık çoğu insan öğretmenliğe bir yükseköğrenim gözüyle bakmıyor. Kontenjanlar yüksek, kazanmak kolay ve hocası bile olmayan üniversitelerden bir şekilde mezun olup kpss ile atama gerçekleşiyor. Bu süreçte öğretmenin dünya görüşünü geliştirecek, atama sürecinde bunu öleçecek bir mekanizma yok. Üç tane klasik roman okumamış öğretmenler var alanı edebiyat falan değilse.
Aslında her meslekte kalitesizleşme var. Ama öğretmenlik, özellikle kadınlar/toplum tarafından yarı zamanlı iş kalan zamanda da ev hanımlığına devam şeklinde görüldüğü ve çoğunlukla bu sebepten tercih edildiği için bu alandaki kalitesizleşme iyice göze batıyor.
Konu sahibi sizin de iş çevreniz, üniversite arkadaşlarınız vs öğretmenlerden oluşuyordur büyük oranda. Siz yaşadığınızın anormalliğinin farkındasınız ama çevreniz sizi manipüle ediyordur. Kendini geliştirmiş, dünyaya farklı pencereden bakan/bakmaya çalışan öğretmenler de çevreleri tarafından aşağı çekiliyor. Var böyle arkadaşlarım. Saçma sapan bir mahalle baskısına maruz kalıyorlar.
Eğer aranızda şiddet olmasaydı, ilgisizlik/iletisimsizlik var deseydiniz terapi alın diyebilirdim iki çocuğunuzun hattına. Fakat eşiniz eşiği aşmış ve pişman gibi de görünmüyor. Daha öncesinde de terapiye yanaşmamış zaten. İki çocukla boşanmak kolay değil evet. Ama şu an boşanmaya kalksaniz birkaç yıl sonra düzeniniz kurulmuş, psikolojiniz kurtulmuş, düze çıkmış olursunuz. Ama devam ederseniz birkaç yıl sonra daha büyük sorunlar yaşamış ve vakit kaybetmiş olursunuz. Bunları düşünerek adım atın.
Allak kolaylık versin.