18 yaşında bir kızım var, öz be öz evladım olduğu halde bazen katlanamaz hale geliyorum. Kıyamayıp açık bıraktığım her kapıdan süzülmeye çalışır. Çünkü hem fırsatlarını değerlendirme konusunda çok zekiler hemde yaşlarından dolayı önünü arkasını düşünemezler. Ben iki çemkiririm, çok zorladığında istediği bir şeyden mahrum bırakırım yada harçlığından keserim önünü alırım biraz ama siz yapamazsınız. Yaparsanız ilişkinizi onarılmaz hasar verirsiniz.
Sizin evde ki kuzunun yaşadıkları benim kızımın yanından bile geçmez. Düşünsenize küçücük yaşta annesiz kalmış, yaşadığı ilkleri anlatacağı soracağı hemcinsi yok. Eminim çok çok özlemiştir annesini, onu düşünmediği bir günü bile yoktur. Çevresinde annesi ile yaşayan yaşıtlarını gördükçe özeniyordur bu yüzden de hayata karşı isyan halinde. Empati yapın inanın onun yerinde olmayı istemezdiniz.
Eşimin bir arkadaşı karısını kaybetti, iki çocukla kaldı adam. Kızı ergenliğe girdiği dönemleri babasıyla yaşadı. Eşimle dertleşmişler yakın zamanda "kız çocuğu özel anları oluyor, söylemeye çekiniyor. İlk adet olduğunda ağlarken ne yapacağımı şaşırdım. Ped nasıl kullanılır bilmem ki nasıl yardımcı olacağımı şaşırdım" diye anlatmış.
Normal bir evde ailesi ile yaşayan bir ergen bile hayatından hep şikayetçi iken, o nasıl normal davransın ki. Ona bu konularda hak vererek bakarsan olaylar daha az gözüne batar ve daha doğru çözümler bulmaya çalışırsın. Evet otorite gerekli ama neyi nasıl söylediğin asıl önemli olan. Çünkü oda algıladığı şekliyle cevap verecek sana.
Misal kızıma "sofrayı topla makineye yerleştir" dediğimde aldığım yanıtla "annecim bugün çok yoruldum sofrayı kaldırıp, makineye yerleştirir misin. Bende kahve yapayım iki muhabbet edelim, sıkıldım biraz" dediğimde aldığım yanıt aynı değil. Odası içinde ki özgürlüğüne hiç karışmayın mesela. Bırakın o rahatsız olsun ki yapmak istesin. Bir gün laf arasında "odanın düzeni ile ilgili fikir ve yardım ister misin" dersiniz. Yargılamayın, suçlamayın hep ona hak vererek söyleyin taleplerinizi.
Sofra da yaşadığınız olayla ilgili alın karşınıza konuşun mesela.
"X ben senin bu yaşına kadar zor şeyler yaşadığının farkındayım. Ama ne kadar güçlü bir kız olduğunun da farkındayım. Keşke annen hep yanında olsaymış ama bazen hayat bize istemediğimiz şeyler yaşatabiliyor. Bu yaşadıklarımıza rağmen ne kadar güçlü olduğumuz, hayata kendimizi nasıl hazırladığımızdır önemli olan. O çok sevdiğin annen seni eminim bir yerlerden izliyor, ona layık güçlü, ayakları üzerinde duran bir kadın olmak için çabala. Oku, yüksel, gez hayatın tadını çıkar ki oda övünsün seninle.
Ben sana anne olmaya yada onun yerini almaya gelmedim. Senin annen zaten var. Ama sana çok iyi bir abla olabilirim, çünkü seni seviyorum. Sohbet ederiz, gezeriz, dertleşiriz bildiğim kadarıyla her konuda desteğin olabilirim. Ama bana kapılarını aç biraz, önyargılarını kır. Bana seni sevdiğimi göstermeme izin ver. Belki çok seveceksin beni, belki anne olduğunda en büyük destekçin olacağım. Belki babanla konuşamadığın şeyleri anlatabileceksin, buna ihtiyacın olduğundan eminim. Çünkü bende genç bir kız oldum. Ben henüz hiç anne olmadım, hiç çocuk bakmadım. Elbette hatalı davranışlarım olacaktır. Kırılırsan gel anlat bana, saygı çerçevesinde eleştiriye açığım. Öğrenmenin yaşı yok eminim sende bana çok güzel şeyler öğreteceksin." tarzı bir konuşma yapın.
Günde bir kez kahve yapıp sohbete çağırın, çok sevdiği filmi açıp mısır patlatın birlikte izlemeyi teklif edin. Açtığı müzikte sizde iki dans edin, sonra "komşulara çok ses gitmiştir hadi biraz kısalım sesini, başımız ağrımasın" deyip bir öpücük kondurup çıkın odasından. Biraz safa yatıp bilmiyormuş gibi bir konuda yardımını isteyin ve sonrasında teşekkür edin. Ne kadar becerikli ve akıllı bir kız olduğunu söyleyin. Yaptığı resimleri övün, yaptığı yemeği ilk kez bu kadar lezzetli bir şey yemiş gibi beğenin. Abla kardeş günleri yapın, sahilde yürüyüş teklif edin. Siz bunları yapar sevginizi gösterir her şeye rağmen sabrınızı korursanız güzel bir geri dönüş alacağınıza yemin edebiirim.
"Bunu niye yaptın" demekle "bu sana hiç yakışmadı bebeğim, şöyle mi yapsaydın" demek arasında dağlar kadar fark var. Birinde suçluyorsun kılıçları çektiriyorsun, diğerinde mahçup ediyorsun.
Eşinin de çocuk gelişiminden çok anlamadığı aşikar. Kızıyla ilgili iletişiminde araya sokma bence onu. Öz babası olmasına rağmen ben bile kızımla her konuda yüz yüze getirmiyorum eşimi. Bazen fikir almam gereken konularda "böyle bir durum var ama şu an kontrolümde sen bilmiyormuş gibi davran" diyorum. Anneler baba kız ilişkisinde köprüdür ve bu kuzunun o köprüsü yok. Nasıl sağlıklı yol alsın.