Böyle sistem mi olur?

Haklısın tabii ki...
Bu konuda net ol tavrının doğru olmadığını söyle
Teyzem kardeşim eğitimci benim çocuğum yok ama karşılasın da mantıklı konuşan bir veli görünce bu saçma yönteme son verecektir suçlamadan yanlış olduğunu söyle bence
Pazartesi gidip konuşacağım. Önce nasıl uyguluyor onu bi öğreneyim. Ufak tefek ittirmelere göz mü yumuyor yoksa şikayete gelene sen de git ona vur mu diyor. Ona göre konuşmamız şekillenir. Gerekirse hiç istemesem de diğer öğretmenin sınıfına geçmeye çalışırız. Çok kırmak da istemiyorum ama bu çocuklar da deney faresi değil öyle üzerlerinde hadi bi de bu yöntemi deneyelim diyemezler.
 
Kendini korumak deyince sadece karşınızdakine vurmak mı anlaşılmalı?
Ben diyorum ki ilk önce çocuk korunup kollanarak,pamuklara sarılarak değil özgüvenli ve ayakları yere sağlam basacak şekilde yetiştirilmeli.
Kendini ve duygularını ifade edebilmeli, karşısındakiyle de empati kurabilmeli.
Bu tip çocukları zaten kolay kolay itip kakamaz diğer çocuklar.
arkadaşları tarafından şiddete veya zorbalığa maruz kalan çocuklar genelde içedönük, pasif, kendini ifade edemeyen,özgüveni düşük çocuklardır, bu tablo pek değişmez.


Bence savunma sporları da yerinde ve etik kullanıldığında gayet mantıklı bir fikir ama orda ince bir çizgi var,o iyi benimsetilmeli çocuğa.

Çocuğa da hırpalanma ve itilmeye itiraz etmesi, arkadaşının elini tutması, öğretmeninden yardım istemesi, arkadaşı vurmakta ısrar ederse onu ittirmesi söylenebilir, ortamdan uzaklaşması tavsiye edilebilir.Sana vuran arkadaşınla oynamak zorunda değilsin denebilir.

Siz ne yapıyorsunuz sorunuza cevabım aslında önceki sayfalarda var,tekrar yazmayayım.
Bununla birlikte pdr veya psikolojik danışmanın çalışma prensibi sadece veliyle konuşmak ve çoçuğu sadece tembihlemek değildir belki sizin şahit olduğunuz durumlarda böyle bir çapsızlık yaşandığı için bu şekilde düşünüyorsunuz.
Ya da alanda çalışan bizler, doğru çalışma prensibini ve etkili sorun çözme yöntemlerini sergileyemiyoruz ki sizlerin zihninde böyle bir tablo oluşmuş,İğneyi kendimize Çuvaldızı velilere batıralım,burada bizde de hata var.
Oysa bu tip durumlarda uygulanacak pek çok psikolojik ve pedagojik yöntem var.
Oyun terapisi bunlardan biri mesela.

İdareci olarak benim tarzım şudur:
Okul psikolojik danışmanı ile birlikte oturur hem bireysel hem de sınıfta, hep birlikte yapılacak bazı çalışmalar planlar ve uygularız.
Yine de ilerleme kaydedemiyor muyuz?
Veliyi çağırırız,çoçuğunuzda şu şu sorunlar var,biz de bunları bunları yaptık ama yeterli gelmedi,lütfen uzman yardımı alın,
bizi aşıyor, biz tedavi merkezi değiliz derim,
Bu sıkıntılı ve gergin konuşmayı hep ben yaparım,kötü polis benim yani,elbette bunda özel kurumda görev yapmamın rahatlığı da var,
bunu inkar edemem.


Belli bir ilerleme sağlanana kadar çoçuğun okula devam ettiği gün ve saati kısıtlamak zorunda olduğumuzu,ilerleme gösterirse eski duruma dönebileceklerini,stabil kalırsa kısıtlı devam edileceğini,tedaviyi keserler ve durum kötüye giderse kaydı iptal edeceğimi söylüyorum.
Sizin çocuğunuzu elbette önemsiyorum bununla birlikte sınıftaki 15-16 çoçuğu da düşünmek zorundayız diye ekliyorum.

Benim bu konudaki prensibim; aile olayın vehametini anlayıp harekete geçmiyor ve çocuğu için yardım almıyorsa, ben onlardan daha fazla çabalamak zorunda değilim.

Geçmiş yıllarda bu şekilde tedbir aldığımız, gününü ve saatini kısıtladığımız öğrencilerimiz hatta velisinin bize kızıp, kırılarak tamamen kaydı iptal etme yoluna gittiği durumlar da oldu. Yani %100 başarı sağladığını iddia etmiyorum, buna rağmen ben yine de bu ve benzeri konularda pedagojik ve psikolojik yöntemlere,okul-aile işbirliğine ve çabaya inanırım.
Aksine inanıp, uygulamam zaten aldığım eğitimin ve mesleki tecrübemin hakkını vermek olurdu, öyle değil mi?
Sizinle karşılıklı yazışıp, tartışmaktan da keyif aldığımı eklemek isterim.
Çünkü benim için farklı her bakış açısı, ayrı bir zenginlik ve mesleki katkı sağlıyor.
Sağlıcakla kalın.


öncelikle çok teşekkür ederim, bu forumda sevdiğim üyelerden birisiniz kesinlikle :)

Ben kendini korumak dedim hocam, pata-küte girişsin demedim ki, ama bunun yanında dayak da yemesin.. eğer dayak yiyorsa da alıp yere vurabilir mesela durdurmak için :) aslında özgüveni yüksek çocuklar daha kolay hedeftir.. çünkü kendi çetesine saygınlık kazandırmak için zeka, çalışkanlık, farkındalık durumu yüksek olan çocuklar seçilir.. mesela "inek" tabiri genellikle zeki çocuklar için kullanılan bir tacizdir.. kaldı ki içe dönük ya da pasif olmak karakteristik bir özelliktir hocam.. bizim millet genelde içe dönüklüğün aşılabilinecek bir şey olduğuna inanır ama bu bir karakterdir..


"Benim bu konudaki prensibim; aile olayın vehametini anlayıp harekete geçmiyor ve çocuğu için yardım almıyorsa, ben onlardan daha fazla çabalamak zorunda değilim."

işte bütün mesele bu, geçmiyorlar.. harekete geçenlerin çocukları zorba değil hocam "haylaz, yaramaz" ama zorbalık farklı bir şey.. berbat denebilecek bir lisede okudum, astım krizi tutan arkadaşımın elindeki ventolini alıp camdan atan tiplerle aynı yerdeydim ben.. ailesini çağırın, hatta yatılı çağırın, kızla oynamayın ya da dışlayın- dışlamayın bir önemi yok.. anasınıfından liseye gelen "piremş, piremşeş sendromlu" çocuklar için yapılabilinecek pek de bir şey yok.. işte sizin dediğiniz "zorunda değilim" kısmından sonra benim dediğim "kendini savun" kısmı devreye giriyor.. yoksa çocuğunu ben ve benim gibi yetiştiren anneler yan bakana giriş allah ne verdiyse demiyoruz :27: ama zorba diye tabir edilen çocuklarda aile, ahlak, etik, empati, sevgi diye bir şey yok.. robot gibiler verdikleri zararları tanımlayabilecek bir algıya da sahip değiller.. siz kaydını iptal ettiğinizde sorunu başka bir okula göndermiş oluyorsunuz sadece hocam, o sorun Ayşe'den çıkıp Ahmet'e geçiyor sadece.. hele hele bizim ülke gibi sosyolojik olarak kalitesi sıfırın altında bir topluluk için iletişim kurmaya çalışmak büyük olasılıkla sonuçsuz kalıyor.. evet öğretmen vur diyemez, çünkü öğretmen vurmanın zararlarını öğretmesi gereken kişi.. ha yine çok etik olmayacak ama bireysel olarak bir köşeye çekip bir iki minik taktik verebilir belki, hani belki o da :)
 
Konu sahibi, öğretmenin çözüm yolu tabi ki yol değil.
Gerekirse velilerle genel bir toplantı falan talep edin, işin peşini de bırakmayın. Dövüş klubü mü olacak sınıf, öyle şey mi olur.
Ben de benzer bir sorun yaşıyorum bu günlerde ama veliler beni haberdar edeceğine,bana trip atma yoluna gitmişler. İletişim gerçekten çok önemli. Umarın siz sağlıklı bir iletişimle en sağlıklı çözümü bulursunuz.
 
Back
X