- 4 Mart 2012
- 15.979
- 37.191
- 798
- Konu Sahibi Karanfil_kokuyor
- #261
ama onlarin cocuklari cok kiymetli.
Dunya onlarin piremsesleri ve paşalari etrafinda donuyor cunku.

Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
ama onlarin cocuklari cok kiymetli.
Dunya onlarin piremsesleri ve paşalari etrafinda donuyor cunku.
Aynen.aynen çocuklari büyüyünce çevreleriyle iletişim problemi yaşayınca görürüm onları. Kimse onlar gibi bu uyumsuz,bencil,sadece kendini düşünen kıymetlilerine müsamaha göstermeyecektir.
Belki hoşunuza gitmeyecek şeyler yazacağim .Yani bebeğinizin sizi tırmalamasi,size kin gutmesi, asabiyet öfkesi hiç normal değil.Hamileliginiz mi kötü geçti, eşiniz mi sorun yaşattı yoksa siz de mizaç olarak cevrenize karşı tahammülsüz ve öfkelisiniz?Göz seviyesi önemli. Ben inince yüzümü tırmalıyor ama olsun önemli. Yüz dediğin nedir ki tırmalansın deri değiştiririz, yeter ki çocukların psikolojileri bozulmasın.
Bazen sırf oğluma sabrettiğim için cennete gideceğimi düşünüyorum :) züğürt tesellisi de olabilir tabi :)
Ben kızmıyorum öyle diyenlere zaten. Çocuk meydanda neyini savunayım ki :) 36, aydan sonra sakinleşeceğini umud ediyorum :)
Ben çok mutlu oluyorum birileri beni anlayınca. Çünkü annelere göre en zor çocuk kendilerininki. Şikayetlerini duyunca da şaşırıyorum senin gibi. Bir arkadaşım mesela zor yemek yiyor diyor. Ne yapıyor mesela diyorum "sebze yemeği yemiyor çok uğraşıyorum" diyor. Keşke benimki sadece yemek seçse. Benimki yemek yerken sabit duramıyor. Ya hareket etmeli ya bir şeylerle meşgul olmalı. İstediği olmadı mı? Önündeki bardak tabak ne varsa fırlatıyor. Birileri bırak yemesin diyor mesela. Bırakıyorum zaten. Bu sefer de mama mama diye tutturuyor. Yani yemek istiyor ama yemek yerken hareket etmek istiyor. Ağzına girecek lokma boyutu hep aynı olmalı. Bir tık büyük olursa ki kesinlikle yutamayacağı kadar büyük değil, anında tükürüyor halıya. Tam da bu yüzden bir başkası yemek yediremiyor oğluma. Lokma boyutu önemli çünkü :)
Hiç kimse başa çıkamadığı için de ben tek başıma büyütüyorum oğlumu. Kuaförün yolunu unuttum mesela. Gidemiyorum çünkü asla durmuyor bir bıyık aldırma zamanı kadar bile :)
Ben şikayet etmem bakarım oğluma. Ancak "sen beceremiyorsun aslında" diye ahkam kesenler sinirimi zıplatıyor işte.
Aynen.
Buyuyunce okulda arkadas ortaminda kimse onlarin nazini cekmiyor analari gibi.
O zaman basliyor iste yalniz kalmalar, asabilik, hircinlik sorunlu genclik
Belki hoşunuza gitmeyecek şeyler yazacağim .Yani bebeğinizin sizi tırmalamasi,size kin gutmesi, asabiyet öfkesi hiç normal değil.Hamileliginiz mi kötü geçti, eşiniz mi sorun yaşattı yoksa siz de mizaç olarak cevrenize karşı tahammülsüz ve öfkelisiniz?
Yani çocuklar bizim aynamızdır. Çocuğunuz bir şeyleri içselleştirmiş gibi yoksa böylesini ne yaşadım ne şahit oldum.Tam tersi
Evdeki sükunet, huzur, sakinlik çocuğa da yansır buna çok şahit olmuşumdur.
Göz seviyesi önemli. Ben inince yüzümü tırmalıyor ama olsun önemli. Yüz dediğin nedir ki tırmalansın deri değiştiririz, yeter ki çocukların psikolojileri bozulmasın.
Bazen sırf oğluma sabrettiğim için cennete gideceğimi düşünüyorum :) züğürt tesellisi de olabilir tabi :)
Ben kızmıyorum öyle diyenlere zaten. Çocuk meydanda neyini savunayım ki :) 36, aydan sonra sakinleşeceğini umud ediyorum :)
Ben çok mutlu oluyorum birileri beni anlayınca. Çünkü annelere göre en zor çocuk kendilerininki. Şikayetlerini duyunca da şaşırıyorum senin gibi. Bir arkadaşım mesela zor yemek yiyor diyor. Ne yapıyor mesela diyorum "sebze yemeği yemiyor çok uğraşıyorum" diyor. Keşke benimki sadece yemek seçse. Benimki yemek yerken sabit duramıyor. Ya hareket etmeli ya bir şeylerle meşgul olmalı. İstediği olmadı mı? Önündeki bardak tabak ne varsa fırlatıyor. Birileri bırak yemesin diyor mesela. Bırakıyorum zaten. Bu sefer de mama mama diye tutturuyor. Yani yemek istiyor ama yemek yerken hareket etmek istiyor. Ağzına girecek lokma boyutu hep aynı olmalı. Bir tık büyük olursa ki kesinlikle yutamayacağı kadar büyük değil, anında tükürüyor halıya. Tam da bu yüzden bir başkası yemek yediremiyor oğluma. Lokma boyutu önemli çünkü :)
Hiç kimse başa çıkamadığı için de ben tek başıma büyütüyorum oğlumu. Kuaförün yolunu unuttum mesela. Gidemiyorum çünkü asla durmuyor bir bıyık aldırma zamanı kadar bile :)
Ben şikayet etmem bakarım oğluma. Ancak "sen beceremiyorsun aslında" diye ahkam kesenler sinirimi zıplatıyor işte.
Hastane gibi bir ortamda bagirmadan oradan oraya kosturan bir cocuk zaten rahatsiz edici....hele ki annesi olarak sizin tavraniz daha da rahatsiz edici
Cocuktur anlamaz yerine, sakin şekilde yanınıza çagırmayı, hastanefr oldugunuzu biraz daha sessiz durması gerektiğni de söylemek gerekiyor bence...
Toplumsal kurallara uymamız gerekiyor.. Tabi ki küçük cocuk hareket edecek bagıracak, ama biz de gereken uyarıyı yapmlıyız diye düşünüyorum..
Çocuklar ve rahat anneleri![]()
ama onlarin cocuklari cok kiymetli.
Dunya onlarin piremsesleri ve paşalari etrafinda donuyor cunku.
aynen çocuklari büyüyünce çevreleriyle iletişim problemi yaşayınca görürüm onları. Kimse onlar gibi bu uyumsuz,bencil,sadece kendini düşünen kıymetlilerine müsamaha göstermeyecektir.
Biraz daha baktım da konuya, yorumlara... Hakikaten çok keskin konuşulmuş "Laftan anlamayan çocuk yok ve güzelce anlatıldığında her çocuk anlar-uyar" diye. Annemi direkt canlı yayına alıp buraya bağlayasım geldi beni anlatması için![]()
Hikaye gibi anlatayım çocukluğumun özetini sizeArada benim oğlana hayıflanacak olsam "Senin oğlun, ne bekliyordun" der güler ve "Yine iyi şükret" der. Ki çok da dua ettimdi "Bana benzemesin, babasına çeksin huyları" diye. :))
Annemlerin 8 sene çocuğu olmamış ve kadın bu sekiz sene boyunca çocuk ile ilgili eline geçen her kitabı yalamış yutmuş, ablasının çocuklara da bakmada yardımcı olmuş. Belki bu çağda yeni fark edilen şeylere, kendi kuşağında hakim bir kadınmış. Annemi sevmeyen de çocuk yokmuş diyebilirim, arkadaşlarım da bayılırlardı zaten kendisine "X teyze" diye diye. Sarelleye kadar evinde yapan bir kadındı, beslenmeden yetiştirmeye, psikolojiden ilk yardıma kadar çocuk için gerekli her şeyi bilen bir kadın. Şaka gibi ha? :)
Ve çocuğu da ben.
Tutturduğu an geri dönmeyen, maymun gibi orada burada sallanan, vitrinlerin üzerinden topladığı, salt meraktan koltuğu yakmaya çalışan, evin içini yolda bulduğu kedi-köpekler ile dolduran, nasıl iz bıraktığını görmek için bilerek çamurda gezip evdeki halılara doğru koşan, 4 yaşında annesini eve kilitleyip parka kaçan, belki 3, hadi bilemediniz 4 olsun bir düğün evi ziyaretinde çaktırmadan kaçıp kaybolan ve 3-4 saat annesine babasına cehennem azabı yaşatan, babasının evrak çantasını saklayıp onu baya bi zora sokan...
Ve biliyor musunuz, annem "Benim çocuğum olsa, onu çok güzel yetiştiririm ve kesinlikle şöyle şöyle davranmaz" demiş biriymiş :))) Sanırım ben de tükürdüğünü yalamak için gönderilmiş tatlı belası olabilirim ^_^ Sen bana çok şey öğrettin der... Ve biz daha bu sene adam akıllı barışabildik.
Neler yapmadı ki bakıyorum, anlattı- izah da etti, kendi doğrularını öğretmek için en kibar yolu denedi ve manipüle ettiğini bile fark etmedi belki bu kibarlıkla öyle etkiliydi, korumak için bazen alanıma da girdi, yeri geldi yasakladı, bazen sert davrandı ceza da verdi, bazen destekti seni de anlıyorum dedi vs vs... Kadını şekilden şekle sokmuşum bakıyorum da bazen hak veriyorum anneme. Daha ne yapsınmış kadın acaba? 9 sene ikinci çocuğu düşünememiş "İkinci de böyle olursa" diye
Ama kardeşimi gelin görün, bir tane bir tek falsosu olsun ya; yaptığı tek yaramazca(!) hareket, uyarıldığı halde bilerek merak edip sobaya ellemesi ve elini yakması. Sadece bu. Bu kadar.
Ben neler yaptım canımı yakma konusunda derseniz, oradan buradan düşüp (Bilerek atlayıp diyelim, bir Hezarfen Ahmet Çelebi edasıyla) sıyırmadık derimi koymadım. Dudağım kaç kere patladı bilmiyorum, sol ayak parmağımda halı yanığı izi hala durur, bit kadar odanın içinde nasıl hız alıp koştumsa ve o hale geldiyse o deri artık. Ölümden dönmelerimi de anlatayım, benim oğlan üzerine konuşup da benim çocukluğumdan konu açılsa ve o anları anlatsa gözü hep aynı yeri anlatırken dolar; yatakodası panjurundan yakalamış, ayaklarımı aşağı sallayıp eğilerek manzara izliyormuşum (6. kat) kendisi sadece 2 dakika mutfaktaki yemeğin altını kapamaya gidip geldiğinde. "Gangsta" desem bana dönerken aşağı düşebilirdin, yanına varana kadar sessizce attığım o adımlar, kalbimin kulağımdaki sesi, seni yakalayışım der gözü dolar kadının. Evin tüm pencereleri kapalı, yaz günü, sadece orası açık ve ben salondan oraya ışık hızında nasıl vardım belli değil.
Ve daha çok şey...
Anlamıyor her çocuk, ben inadına yaparmışım, hiperaktivite desen değil, akıl zaylığı desen değil, algım öyle, merak, hiçbir açıklama kabul etmeyen ve sadece deneyimlemek isteyen bir merak. Bu da yapı arkadaşlar, hala daha öyleyim, kendimi bildim bileli, değişmedi, sadece evcilleşti. :)
Hani kötü niyetle yazıldığını düşünmüyorum yorumların zaten ama inanın büyük konuşmaya gelmiyor.
İnanın buradaki yorumların bir kısmını anneme okutsam, dudağının altından güler :)
Neyse, umarım anlatabilmişimdir.
Canım da sıkılıyordu ne iyi oldu yazdığım![]()
![]()
Ay allaha emanet yaşmıssınız resmenAnnenizde sabır vermiş. Ama daha sakin olsaydınız daha çok sevmezdi yada yaramaz olduğunuz için daha az sevmedi.
Siz anlatınca benimkiler aklıma geldi, çocuklarıma hayıflanmaktan vazgeçtim.Kadın ergenliğimle beraber delirdi zaten bizim orada kopuşlar geldi. O zamana kadar bıkmadan anlattı, sert çıkması gereken yerde bağırmadan ve fakat ses tonunu değiştirerek konuşurdu. Hatırlarım. Elbette sevgisinde bir değişim olmaz da işte tüm ayarları ile oynadığımı da anlayabiliyorum.
Arabaların önüne koşarmışım, hatta birini çok net hatırlıyorum, çok sıkardı elimi kadın korkardı artık. Elim avucunun içinde terlemiş ve ben aniden çekince boşa çıktım direkt koşuyorum ama annem çığrınıyor. Kırmızı bir araba önümde frene bastı hani bildiğin acı fren sesi. Adam biraz daha geç fark etse beni, Gangsta mefta
Sonra bir bahçeden erik toplama hikayemiz var (Yeni dünya da olabilir emin olamadım), poşet gibi bi bez kese mi denir onlardan almaya gidiyorum komşuya, yaşım olsun olsun 5 olsun 6 olsun. Düz yoldan geçmek varken, üzeri muşamba ve tahtalarla örtülü yerin üzerinden geçiyorum zıplaya zıplaya, tahtada zıplıyorum. Kadın gördü zaten çığlığı koydu. Noluyo demeye kalmadı zaten havada kaptılar. Altı lağım çukuru, Gangsta muşambaya bassa mefta
Geziye gidiyorlar babamın iş arkadaşları ile, otobüs kiralanmış full aileler. Bursadayız ve süs havuzuna karpuz koymuşlar. Eski zaman süs havuzlarından ama hani derin, nilüferli filan olur ya bildiğin havuz. Annemler tuvalete girecek, 5 dk babama emanet ediyor, "Ya bakamazsınız" "Bakarız" filan. Babam ve arkadaşları arasından bir boşlukta çıkıyor ve gidip o karpuzların üzerine basıyorum. Net hatırlarım, çizgifilmde timsahların üzerinden yürüyüp nehir geçiyordu bir çocuk. Ben de güya karpuzlara basacağım. Cup buz gibi havuz. Çocuk ararlar dışarıda, ben boğulurum öbür tarafta. Aile çay bahçesindeki garson fark edip çıkarıyor eskaza. Görmese, Gangsta mefta :))
Düşününce tasma yani tek çözüm, düşünüyorum, hani hakket tasma çünkü bu olaylar hep 5 dakikanın altında şeyler. :)
Ölmedik şükür, belki başka bir anne-babada olsam, ölürdüm, öyle bir saat boş bıraksın filan ne mümkünmüş. Garip anam, çilekeş anam![]()
Siz anlatınca benimkiler aklıma geldi, çocuklarıma hayıflanmaktan vazgeçtim.
2 yaşında annemi uyutup zemin katın balkomuma tabure dayayıp evden kaçmışım.
Evde hiç erzak kalmazmış kaşla göz arasında hepsini ortaya döküp heder edermişim.
Yine o civarlar evden kaçtığım bir gün ayağım sokaktaki su ızgaralarına sıkışmış orada bayılıp kalmışım adamın teki araba üzerimden geçmeden zor kurtarmış.
Herkes kaydırakta kayarken ben kaymak için tepeye çıkıp oradan kuma atlar kendimi sakatlardım.
Evde zaten vitrin koltuk ve tv tepesi en sevdiğim ve daima bir şeyler kırdığım yerlerdi.
Annem oda cezası verdiğinde camı açıp ‘yetişin imdat annem beni dayaktan öldürecek’ deyip mahalleyi eve toplardım.
Evde ne kadar kıymetli eşya varsa toplayıp gider sokakta çöpe atardım.
Ablam okula gidemesin diye kapıyı kitleyip camdan anahtarı atardım.
Evi arayanlara annemmiş gibi konuşup küfür ederdim.
Babamın iş telefonunu gizler kıyamet kopana kadar geri vermezdim.
İstediğim yapılmadığı an her ortamda yerlere yatıp bayılana kadar tepinerek ağlardım.
Bana kızdıkları an dışarı gider saatlerce dönmeyerek kaybolmuş süsü verirdim kendime sırf telaşlansınlar diye.
Ya da çiçeklere işer evi kokuturdum.
Ablama neler ettim ya ben, o kızın gençliği helak oldu benle uğraşmaktan.
Sevgilisine gidip seni aldatıyor derdim, babama gidip kızın erkeklerle geziyor diye anlatırdım.
Büyüdükçe bunlar yerine başka şeyler geldi tabi.
Bu arada ailem normal üstü seviyede iyi davrandılar bana, hani kötülük ilgisizlik dayak falan görüp de yaptım değil, sadece psikopatlık benimki.
Hayatımda en büyük korkum bedduamın tutup bana benim gibi çocuk verilmesiydi.
Sanırım o da oldu...