Bu bir gasp?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi anon
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
Artık onların iznine bakmicaksın bende babamla bir kavgadan sonra kedimide klıp dayımla yaşamaya başlamıştım ben ne okuyordum ne de çalışıyor 2,5 sene kadar sürdü senin iyi anlarım ne haldesin
Babanem var iki kişi yaşıyorlar 3+1 evleri var söze gelince çok seviyorlar ama sorumluluk almaya gelince hiçbir şekilde yanaşmıyorlar. Yani Bibi bana sahip çıkacak bir büyüğüm de yok.
 
O’na sevgi, saygı ve tüm yüce duyguları hissetmek istiyorum ama hissettiğimdeki suçluluk duygusu, kendime yaptığım saygısızlık beni çok mutsuz ediyor.

bunun için zorlamayın ne yaparsanız yapın, dedim ya bu dönemde olmuyor maaalesef..
aynı duygulardan geçtim inanın..
babam evden br yere gidince uçuyordum..
başkalarının aile yaşantılarına özeniyordum..
ergen aklı çocukluk arkadaşıma beni evlatlık alsanız bile demişliğim var..
o kadar güzel bir ailesi vardı.. en çok da babası babaydı yaa. kulakları çınlasın..
ancak dediğim gibi bu duyguları zaman geçip belirli bir yaşa hem babanız hem de siz geldiğinizde anlayabilirsiniz.
babanızda belirli bir yaşa geldiğinde o da üzülecek emin olun sizlere karşı böle davrandığı için..
biz kardeşler başta ben hiç konuşamadım babam bağırdığında evde terör estirdiğinde..
yine kardeşlerim arada konuşurdu ben onu bile yapamazdım.. susardım hep :(((
bugün yokluğu öle zor ki..inan bana kelime yok yazabileceğim :(((
Allah kimsenin başına vermesin.
boğazım düğüm düğüm..
özür dilerim bu kadar meşgul ettiğim için.. keşke yıllar sonra da sizinle görüşebilsek babanızla olan durumu bilebilsem ..
şayet o güne gelirseniz Allah sağlık sıhhat versin anarsınız beni..
tek bir tavsiye mümkün olduğunca sessiz kalın ne kendinizi ne annenizi çünkü hep arada anneler kalıyor. biz de çoğu zaman öleydi. evde huzursuzluk çıkmaması için siz üstünüze düşeni yapın..
inanın hepsi geçecek ve sağlık olsun da ne güzel günleriniz olacak babanızla ailenizle..
kıymetini bilin bu günlerinizin..
ona karşı hissettiğiniz duygularda kendinizi suçlamayın içinizden hangi duygunuz geçiyorsa onu da yaşayın.
 
Evden ayrılana kadar bu sıkıntıları yaşayacaksın. Burası gelişmiş bir avrupa ülkesi değil. Birkaç kuşak öncemiz eğitimsiz taşralı, ne bekliyorsunuz? Özgürlüğünüze, kişisel tercihlerinize saygı mı?

İş yerinden para kazanıyoruz (emek veriyoruz ve karşılığını alıyoruz) ama özel hayatımıza karışamazlar değil mi?
Evden ayrılana kadar bu sıkıntıları yaşayacaksın. Burası gelişmiş bir avrupa ülkesi değil. Birkaç kuşak öncemiz eğitimsiz taşralı, ne bekliyorsunuz? Özgürlüğünüze, kişisel tercihlerinize saygı mı?

İş yerinden para kazanıyoruz (emek veriyoruz ve karşılığını alıyoruz) ama özel hayatımıza karışamazlar değil mi?
Taşrali derken ne demek istediginizi anlayamadim. Biz de köy kökenliyiz. İzmir'in köylerindeniz. Babaanem ilkokul mezunuydu ama asla cahil degildi. Mesela bizim köyde misafir gelince çift geldi diyelim ki kari koca, yer yoksa erkek yere oturtulur, kadin yüksek bir yere oturtulur. Köylü milletin efendisidir. Aslinda Anadolu insani cahil filan değil. Medeniyet Anadolu'dan çıkmıs. Tarihi bir arastirsaniz. Daha sonra Arap kültürü bizi etkisi altina almis ve cahillesmisiz.
 
Üniversiteye kayıt için babamla gitmiştik. Amfiye grup grup alıyorlardı öğrencileri. sıram gelince kapıya yöneldim, görüşürüz baba dedim. Ben de geliyorum dedi. Çok utanmıştım. Bi tek benim ebeveynim içeri girmek istemişti. Kapıdaki görevli babamı durdurdu, amca siz burada bekleyin dedi. Olur mu ben onun babasıyım dedi. Evet ama o artık kendi işini kendi halledecek öğrenci olan o dedi görevli. Babam hala arkamdan ama o reşit değil yapamaz diye söyleniyordu. Okula hocalarımla konuşmaya geldiğini düşünemiyorum çok utanırdım. Üniversitede görevli biri olarak da ana babası gelip hocayla ders/not konuşanları da çok yadırgıyorum. Kazık kadar öğrenci kendi işini halledemiyor diye geçiriyorum içimden.

Keşke şehir dışı üniversite kazanıp gitseydin
 
Milana kendimi bunlara rağmen geliştirdim ama yaşamayı her sevdiğimde önüme duvar gibi çıkmalarından nefret ediyorum. Yaşama isteğimi alıp götürüyorlar.
Biliyorum ama kisa bir sure sonra , mezun olduktan sonra hayatini kendi istedigin dogrultuda idare edebilirsin ,az biraz sabir
 
İnsanlar birbirlerini özellikle ailelerini, mutlu etmek adına uğraşırken; bana sahip olduğunu (evet ailem) sanan insanlar, kurduğum ufak dünyadaki tüm huzuru silip atıyorlar. O kadar saçma geliyor ki düşünce tarzları ve yapmak istedikleri, küçük hesaplarla uğraştıklarını görünce onlardan o kadar uzaklaşıyor ve soğuyorum ki.

22 yaşıma basacağım bir buçuk hafta kadar sonra. Şu güne kadar birçok şeye burunlarını soktular, okuduğum kitabın türüne kadar karışmaktan bahsediyorum burada öyle alelade bir durum değil. Öyle bilinçli bir karışmak, oturup konuşmak da değil. Tehditler, şantajlarla yıldırdılar desem daha doğru olur. Karabasan gibi üzerimdeler. Ne kadar hayır öyle değil ben özgürüm burası bir Cumhuriyet devleti kimse kimsenin yaşam hakkını gasp edemez desem de benim en yakınlarım yaşama hakkımı gasp ediyor. (En yakınlarım demek bile istemiyorum, içim irkiliyor)

Bu noktaya getiren olay ise; dün duş alırken babam gelmiş ‘bu ne her gün her gün duş alınır mı’ diye başlamış bunu lanet olası cimriliği yüzünden de yapıyor. Her neyse çıktım annem odaya geldi ‘naptın sen bir şey mi yaptın delirmiş baban’ falan diyor. Neyse o da geldi odanın kapısına ‘okulunu, bölümünü yaz gidip hocalarla konuşacağım’ diyor. ‘Ben çocuk muyum dedim orası ilkokul lise mi?Gidip ne diyeceksin beni rezil edeceksin’ falan dedim. Ya düşünsenize böyle bir şey olduğunu herkes bana ilginç bir canlıymışım gibi bakacak. Herkes acaba ne sorunlu bir kız ki buraya kadar geldi ebeveyni diye düşünecek. Hocaların gözündeki konumum yerle bir olacak. Ayrıca kimse ne kadar ilgili velisi var hocalar daha çok ilgi gösterir falan diye duyar kasmasın. Ne düşüneceklerini çok iyi biliyorum. Ya reşit bir insanın böyle bu durumda olması o kadar acı ki. Her zamanki gibi ben ben susmayıp kafa tutunca ‘S***** G** (Defol)’ dedi. Ondan o kadar nefret ediyorum ki(babamdan) anlık da olsa ona karşı güzel şeyler hissettiğimde kendimden de nefret ediyorum. İstediğim hayatı yaşayamıyorum. Çalışmaya başla öyle yaşa diyenler falan olacak. Bu hayatımın en güzel anları. Öğrenciyim, gencim ama lanet olası şeyler yüzünden bunaltılıyorum, daralıyorum.

Öyle ki bu evden çıkıp gitmekten başka çarem kalmadığını hissediyorum çoğu zaman. Bunun için maddi imkanım da gidecek yerim de yok. Oldu da gittim, onları kesinlikle kaybetmiş olacağım buna da cesaretim yok. Her yönden kaybetmiş hissediyorum. Ailesiyle iyi anlaşan insanlara bakıp bakıp iç geçirmekten bıktım.

Ps; okuldan gelince her gün duş aldığım için cinsellikle ilgili şeyler ima ediliyor bu kadar bağnaz ve gericiler.


Benim babam yoktu annemle lise dönemimde boşandılar maddi yardımı asla olmadı annem büyütü okuttu liseden itibaren yazları ve okul zamanları part time çalıştım tezgahtarlık yaptım garsonluk yaptım okudum tamam aile sorunlu olabilir de sen de çabalayabilirsin yani onlar yapmıyorsa sen yap sınavım var da bahane değil ne sınavlar gördük uykusuz yorgun
 
Daha 1.sınıftasınız yani 3 yıl daha var okulun bitmesine.
Ben okurken hafta sonları standlarda çalışıyordum ve günlük iyi para alıyordum ayda 2 3 kez çalışsam harcligim çıkıyordu mesela.
Siz de böyle işler yapabilirisiniz.
Babanız çok cimriymis su faturasına her ay 20 tl aha da bu benim payım deyip verirsiniz mesela böylece dus almanıza bir şey diyemez.

Evet yaptıkları yanlış asla savunmuyorum ama malesef maddi olarak bağımlı olduğunuz ve o evde yaşadığınız sürece onların borusu ötecek.
O yüzden bi an önce çalışıp para kazanmaya bakın derim.
 
Desmond kendi konumdan geldim buraya :) senin ailen daha da abartmis dediğin gibi , duşa karışmak nedir o şekilde ?

universite konusunda merkezi yerleştirme puanı ile geçiş var , notların iyi olmasa bile puanının yettiği bir uniye geçebiliyorsun sonradan. Ben bunu yapmıştım, kavgalarına , sorunlara artık dayanamayıp değiştirmiştim okulumu. Ki ilk okulum alanındaki en iyilerdendi.

Psikolojik olarak depresyonda olduğunu hissediyorsan öncelikle psikolog/psikiyatriste git , ben keşke o zamanlar gitseymisim diyorum -aslinda gitmiştim de annem ilaçları bulup çöpe atmıştı-. Çünkü böyle donemlerle inatlaşma ve hüzünle yanlış kararlar verilebiliyor.

Onun dışında biraz sert ol. Ben sert olduktan sonra daha da sınırda durmaya başladı ailem. Şimdi de hala bana evlenene kadar yok öyle rahatlık tarzı konuşuyorlar, konumda okumussundur , ben de öyle bir düşünceyi kabul etmiyorum diyorum, içimde binbir korku ama dıştan cesur gözükerek. Sessizlesiyorlar.

Yapabilecegin en iyi şey okulunu bitirip güzel bir işe girmek. Ayrılabilir oradan ayril, olmuyorsa derslere odaklan. Üç maymunu oyna bir süre.
 
O üyeyi benim konuma da bekliyorum. Ateşler püskürebilirim. Oldu sürekli kendimizden ödün verelim. Kendimizi harcayalım onlar mutlu olsun diye. Onlar hiçbir şey yapmasın ama biz eksilmiyoruz çünkü.

Şu mesajını okuyunca ne kadar da benziyoruz dedim . Aynı fikirdeyiz
 
3 ogrenci kizin yanına 4. Olarak girebilirsin. Büyük şehirde değilsen böylece çok ekonomik olur, masrafları 4e bölmek.
Tüm marketler, Koton'lar, LCW'ler ve tüm organizasyon firmaları part time öğrenci çalıştırıyorlar.
Bu evde yaşasan bile çalışmak senin için daha iyi bir seçenek. Çünkü haftanın 3 günü çalışsin, 5 günü çalışıyorum dersin, kalan günler rahatça gezer eve geç gelebilirsin. Ya da dışarıda eglendigin zamanlar, arkadaşlarınla takildigin zamanlar arayıp 'depo sayımı bitmeden gelemeyecegim. Bugün fazla mesai var' dersin. Evdekileri yatmadan yatmaya gördüğün için daha az denk gelir daha az kavga edersin. Ve kendi paranı kazandığın için seni asalak gözüyle görmezler.
Çalışmak bence tüm öğrencilerin yapması gereken birşey...
Ayrıca ekonomi ne kadar kötü olsa da kendini tutan, masraflardan kisan bir öğrenci olursan kalabalık bir evde kendini idare edebilirsin.
Ben mesela kucuk bir şehirde ogrenciydim. Ailem ben istemeden para gönderirdi(ki bir gün olsun para isteyemem), bursum kredim falan da vardı.
Şehirdeki en ekonomik evlerden birini tuttum( 300 liraydı, pazArlikla 270 yapmıştık kirayı. İki kişi olduğumuzdan 135 oderdim aylık). Kaloriferi, sohbeni olmadığı için ucuzdu. Para gitmesin-zaten soğuk şehir diye buzdolabı almadım, çamaşır makinası TV falan zAten yoktu :) minimalist bir ev, laptopum internet bağlantım bile yoktu. Böylece tüm paramiz faturalara gitmemiş oldu^^ Devlet kredisiyle kirayı ve faturaları ödüyordum (200 liraydı o sene kredi). Bir yerden bulduğum 100 liralık bursla da ev alışverişi falan yapardık. Ailemin gönderdiği 100-150 lirayla cep harcligiyla da okuldaki yemek icmek-otobus parasi,sosyal ihtiyaçlari falan karşılardim.
Krallar gibi de yaşardim yani o dörtyüz lirayla:)
Ama kendime okul bitmeden 20 şehir gorme hedefi koymuştum :) bu yüzden de paraya ihtiyacım vardı. Her yerden kısarak yaşadığım için daha kısacak bir yerim kalmamıştı :) ben de palyacoluk yapmaya başlamıştım. Bazen palyacoluk, bazen yüz boyama,bazen hosteslik, bazen düğünlerde yer gösterici , ve bunun gibi bir ton saçma iş :) böylece bir şekilde kendimi döndürüp ailemden para almadan rahat rahat gezebilmiştim.
Bence sen de yapabilirsin.
Tabii ki, bugün herşey daha pahalli. Ama o sene asgari ücret 700 liraydı, şimdi 2000. Yani çalıştığın işten sana daha çok para verirler. Ayrıca o zaman 200'dü devlet kredisi, şimdi 500
Ucuz ev dersen İstanbul'un Bagcilarinda öğrenci arkadaşlarım 600 liraya kalıyordu geçen sene (3 kişi oturuyorlardı) yani arayan gerçekten bulabilir ekonomik ev.
Bence herşey böyle bir aileyle yaşamaktan daha iyidir. Ben yapamam, edemem falan diye çok düşünme. Çalışmak senin şimdi de ilerleyen yıllarda da tek kurtuluşun olacak.
Ailemizi seçemiyoruz maalesef. Senin payına da bunlar düşmüş.
Ağla, sızla, üzül... Hiçbir etkisi olmaz.
O yüzden hayatı bir yerden tutup değiştirmeye çalış bence. Kolay gelsin simdiden
 
Back
X