annemle babam boşanıncaya kadar yani 17 yaşına kadar yaşadım bu yalnızlığı içimde belki de. ama karar alırken, 11 yaşındayken gideceğim okulu seçerken de, 7 yaşında giyeceğim çorabı seçerken de hep kendi kararımda inat ettim. sonuçlarından pişman olmadım, çünkü istediğimi yapmıştım. okulum uzaktaydı, ama benim seçimimdi örneğin.
kendimi evde o kadar kişi varken yalnız hissederdim. günlüklerim vardı paylaştığım, konuştuğum...
sonra annemle baş başa kaldık. 11 senedir dert ortağım, sırdaşım, her şeyim. evlenip-boşandığım o hızlı yıllarda da en büyük desteğim oldu. ben de ona.
tek başıma yaşasaydım eminim aynı cümleleri ben kurardım. 3 yıldır annemin dışında erkek arkadaşım oldu aldığım kararları, düşüncelerimi paylaştığım... ama onun da yöntemi aynı oldu annem gibi; kararları bana bırakmak, sonucu kötü olma ihtimali olsa da istediğim kararı vermemdi asıl olan, ya da sonunda ölüm olmamasıydı. fikir danıştığımda, illa bunu yap, başak türlü olmaz vb. davranan insanlar olsalardı ben hala 17 yaşına kadar olduğum gibi yalnız hissedecektim kendimi belki de kalabalıklar arasında.