Bu ülkede maddi kaygı duymadan herhangi bir işe kalkışmak

Asistanlığı ya da kpss-a yı zorla.

Kamuda işe yaramaz yerler kadar kaliteli bürokratların olduğu iyi kurumlar da var.

Wurstria .!.:

Katakulli konusunda haklısın :)
Yok yaa, inovasyon bizim alanda yok yani bişey geliştirilecek bi sektör değil. Yeni bişey icat edilsin vs durumu yok. Bizde bi siyasi gelişme olur dolar fırlar, borsa ayrı tepki verir. Bazen kriz patlar hayatın içine eder. Ama artık bu tepkileri de alamıyoruz. Geçenlerde başbakanla alakalı bi durum oldu, çok önemli bi gelişme aslında ama piyasalar sadece birkaç gün tepki verdi sonra da geçti. Sadece birkaç gün o da üç gün mü ne. Kanıksanmış artık bazı şeyler. Faiz desen zaten indiriyorlar, bankaya para yatırmanın bile anlamı yok. Bizde ekstra bişey yok, borsayla forexle uğraşan adamsan karlıysan kralsın.

Genişletmek için tıkla...

adam istifa etti dolar fırladı bir iki hareket durdu sonra..
bizim ekonominin bizle alakası yok..
yellen bir konuşsun piyasalar 1 hafta kendine gelemez ama..

ben senin yerinde olsam akademik kariyer yapardım.. tabi bunu şimdiki aklımla söylüyorum.. işletme mezunuyum bu arada..

Mihail Zoscenko .!.:

Asistanlığı ya da kpss-a yı zorla.

Kamuda işe yaramaz yerler kadar kaliteli bürokratların olduğu iyi kurumlar da var.

Genişletmek için tıkla...

Kamu düşünmüyorum. Kpss A için sinir sistemimi bozmaya, gençliğimi harcamaya hiç niyetim yok.

nooption .!.:

adam istifa etti dolar fırladı bir iki hareket durdu sonra..
bizim ekonominin bizle alakası yok..
yellen bir konuşsun piyasalar 1 hafta kendine gelemez ama..

ben senin yerinde olsam akademik kariyer yapardım.. tabi bunu şimdiki aklımla söylüyorum.. işletme mezunuyum bu arada..

Genişletmek için tıkla...

Yellen konuşsa 1 hafta kendine gelemez mi? 1 hafta az bence, o kadar çok dışa bağımlıyız ki etkisi daha da uzun sürer. 2013'te o zamanın FED başkanı Bernanke faizi arttıracağını haber verdi, 2015'te arttırıldı ama o vakte kadar bütün dünyada "faiz artacak" açıklaması nedeniyle dengeler değişmişti, tabi en çok etkilenenlerden biri de bizdik.

buna .!.:

Malesef yapamadım, ama inanın yapmayı çok isterdim. Babam emekli olacağı için kestirmeden iş sahibi olacağım bir bölüm yazdım, şimdi pişman mıyım pek sayılmaz ama yine de ideallerimin peşinden koşmak isterdim. Arkadaşlarıma imreniyorum, alakasız bir bölümde yüksek lisans yapacağım ben de. Ama çalışmak akademik kariyere engel değil en azından kamuda bir işe girerseniz, akademik kariyerinize devam edebilirsiniz.

Genişletmek için tıkla...

Kamu olarak KPSS A zaten düşünmüyorum, olma ihtimali o kadar düşük bişey için efor harcamayacağım. Düz memurluğu da bi baltaya sap olamazsam düşünürüm ama üzülürüm de yani düz memur olursam. Allah göstermesin. Kısmet.

Söylediğiniz gibi arkadaşlarım var ama adamlar babadan zengin. Hayatları boyunca para kazanmak gibi dertleri olacağını sanmıyorum. Biri edebiyat ve tarihi okuyor diğeri de sinema televizyon ve siyaseti çift Anadal yapıyor ikisi de.

Standart kişiler için maddiyat on planda bence. Ben maddi kaygılarım olmasa şuan farklı şeyler yapıyor olurdum.

Wurstria .!.:

Kamu düşünmüyorum. Kpss A için sinir sistemimi bozmaya, gençliğimi harcamaya hiç niyetim yok.

Genişletmek için tıkla...

Gençliğini harcamak mı alt tarafı bir sene ders çalışacaksın. Allah gönlüne göre versin o vakit

Mihail Zoscenko .!.:

Gençliğini harcamak mı alt tarafı bir sene ders çalışacaksın. Allah gönlüne göre versin o vakit

Genişletmek için tıkla...

KPSS A hakkında fazla bilgi sahibi değilsiniz sanırım. Alt tarafı bir sene ders çalışmakla olacak bir iş değil o. Onun asıl sorunu mülakatları. Detaya girmeyeceğim, uzun hikaye.

tantanis .!.:

Söylediğiniz gibi arkadaşlarım var ama adamlar babadan zengin. Hayatları boyunca para kazanmak gibi dertleri olacağını sanmıyorum. Biri edebiyat ve tarihi okuyor diğeri de sinema televizyon ve siyaseti çift Anadal yapıyor ikisi de.

Standart kişiler için maddiyat on planda bence. Ben maddi kaygılarım olmasa şuan farklı şeyler yapıyor olurdum.

Genişletmek için tıkla...

Bu saydığın bölümler BANA GÖRE tamamen hobi olarak okunası şeyler. :) Ciddi anlamda özellikle edebiyat ve tarihte akademik kariyer yapılmayacaksa ülkemizde önü pek açık değil. Benim tarih okuyan bi tanıdığım geçen sene mezun oldu, yüksek lisansa başladı. Gerekçesi de şuydu: Yapabileceğim en iyi şey akademik kariyer. Çünkü biliyor başka bir getiri elde edemeyeceğini. Keşke kimsenin maddi kaygısı olmasa.

Yabancı dilin yoksa işin zor çünkü iş alımını ondan ayıklıyorlar ve öne geçmen için şart

ema1 .!.:

Yabancı dilin yoksa işin zor çünkü iş alımını ondan ayıklıyorlar ve öne geçmen için şart

Genişletmek için tıkla...

Yabancı dil var.

Wurstria .!.:

Bu saydığın bölümler BANA GÖRE tamamen hobi olarak okunası şeyler. :) Ciddi anlamda özellikle edebiyat ve tarihte akademik kariyer yapılmayacaksa ülkemizde önü pek açık değil. Benim tarih okuyan bi tanıdığım geçen sene mezun oldu, yüksek lisansa başladı. Gerekçesi de şuydu: Yapabileceğim en iyi şey akademik kariyer. Çünkü biliyor başka bir getiri elde edemeyeceğini. Keşke kimsenin maddi kaygısı olmasa.

Genişletmek için tıkla...

Ikisi de hobi olarak okuyor zaten. Birinin babası yazar, adamın takıldığı çevre bile farklı. Kıskanmıyor değilim. Keşke.

Teorinde pratiğinde sağlam olacak , e, e demeden akıcı konuşman şart mülakatta yabancı dil konuşturuyorlar , ki iyise iş bulursun

Wurstria .!.:

Yabancı dil var.

Genişletmek için tıkla...

ema1 .!.:

Teorinde pratiğinde sağlam olacak , e, e demeden akıcı konuşman şart mülakatta yabancı dil konuşturuyorlar , ki iyise iş bulursun

Genişletmek için tıkla...

Konuşmasına konuşuruz da, mülakatlar öyle stresli oluyor ki insan bazen Türkçe'de ne diyeceğini şaşırıyor. Kısmet.

Wurstria .!.:

KPSS A hakkında fazla bilgi sahibi değilsiniz sanırım. Alt tarafı bir sene ders çalışmakla olacak bir iş değil o. Onun asıl sorunu mülakatları. Detaya girmeyeceğim, uzun hikaye.

Genişletmek için tıkla...

Neymiş bu Kpss-A anlat bakalım bana belki senin kadar iyi bilmiyorumdur.

O sınavlardan bir kısmı ingilizce olan mülakatlardan ben de geçtim, torpilim falan da yoktu. Gözde müsteşarlıklardan birinde kamudaki çoğu kurumla ve üniversitelerle dirsek temasında çalıştım, o nedenle birçok kurumun çalışan profilini şartlarını bilirim o nedenle tavsiye ettim. Atla deve de değil yani çalıştıktan sonra yapılır, benim sinir sistemim falan bozulmadı. Şimdiden çalışıp iyi bir kuruma girersen akıllılık etmiş olursun. Ha niyetim yok başka alana yöneleceğim dersin o başka.

Valla gereksiz bir özgüven var üzerinde şu an ama piyasa şartlarını görünce iner o özgüven nasılsa. Bol şanş sana.

Evde bol,bol pratik yap

Wurstria .!.:

Konuşmasına konuşuruz da, mülakatlar öyle stresli oluyor ki insan bazen Türkçe'de ne diyeceğini şaşırıyor. Kısmet.

Genişletmek için tıkla...

DERGİ - İş mülakatında başarının
sırrı
Maria Atanasov
BBC Capital
30 Mart 2016
Paylaş
Image copyright THINKSTOCK
İş başvuruları internet üzerinden
yapılmaya başlandığından beri,
yüz yüze bir mülakat haberi almak
bile başlı başına bir başarı
sayılıyor. Ama en cesur başvuru
sahipleri bile o gün telaşa
kapılabilir.
İş mülakatı sırasında
uygulanabilecek yararlı teknikler
için farklı meslekten insanların
tecrübelerini paylaşıp tavsiyelerde
bulunduğu anket sitesi Quora’ya
başvurduk. Şu öneriler
paylaşılıyordu:
Elleri ne yapmalı?
Elleriniz sizin hakkınızda olumlu ya
da olumsuz bir izlenim yaratabilir.
Soğuk bir tokalaşmadan daha kötü
bir şey olamaz. Soğuk ve nemli eller
itici, kuru ve sıcak eller güven
vericidir.
REKLAM
Google Reklamları
Reklam sayfayı kaplıyor
Bu reklamı bir daha gösterme
Mülakata erken gidip lavaboda
elleri ısıtmak iyi fikir olabilir.
Psikolojik araştırmalar, elinde sıcak
bir kahve fincanı tutmanın bile
kişiyi konuştuğu insana karşı daha
olumlu duygulara yönelttiğini
göstermiştir.
DERGİ - İş başvurunuzu görünür
kılmanın yolları
DERGİ - İş mülakatında sorulan
en ilginç sorular
Mülakat sırasında ise el
hareketlerini asgaride tutmak
gerekir. Ellerinizi uyku moduna alın.
Kullansanız bile yavaş ve minik
hareketlerle kullanın.
Kollarınızı göğsünüzde
kavuşturmaktan kaçının. Bu
hareket karşı tarafta kendinizi
kapattığınız ve anlamak
istemediğiniz izlenimi yaratır.
Yansıtıcı tavırlar
Mülakatı yapan kişinin güvenini
kazanmak için onun beden
hareketlerini yansıtmaya çalışın. İyi
pazarlamacıların kullandığı bir
tekniktir bu. Onların hareketini,
tonlamasını, jestlerini, nefes alıp
verme hızını kendinize uygulayarak
iletişim kurabilirsiniz.
Ama bunu yaparken belli
etmemeye dikkat etmek gerekir.
Örneğin, onlar çenesini sol elle
kaşıyorsa siz sağ elinizle kaşıyın.
Beden dilini yansıtma konusunda
rahat olduğunuzu hissettiğiniz
anda bu kez konuşma şeklinizi,
tonlamanızı uydurmaya çalışın.
Onlar hızlı konuşuyorsa siz de hızlı
konuşun, ritimlerine uyun.
Sakin olun
Mülakatta zamanı iyi kullanmak
önemlidir; ama bu acele etmenizi
gerektirmez. Kısa ve hızlı nefes alıp
vermek, konuşma sırasında nefessiz
kalmak heyecan belirtisi olarak
görülür ve mülakatı yapan kişiyi de
huzursuz eder. Yavaş ve sakin nefes
alıp vermek ise her tür baskı altında
sakin tavırlı davranacağınız izlenimi
yaratır.
Soru sorulduğunda hemen cevap
vermek zorunda hissetmeyin
kendinizi. Bazen biraz düşünmek
hem zaman kazanmanızı, daha
önce hazırladığınız cevapları
uyarlamanızı sağlar, hem de kendi
değerinizin farkında olduğunuz
izlenimi ve güven verir.
Fakat bunun da kararını iyi
tutturmalı ve düşünme süresini
fazla uzatmamalıdır. Yoksa heyecan
olarak algılanabilir.
Özgüvenli, ama aşırı değil
Mülakat sırasında endişeliyken nasıl
özgüvenli davranılabilir?
Heyecanınızı belli etmemeye çalışın
ve bundan dolayı asla özür
dilemeyin.
Özgüveninizi artırmak için önceden
oturup kalkma, yürüme çalışmaları
yapın.
Gülümseyin ve göz kontağını
koruyun. Huzursuz bir halde
kıpırdayıp durmayın. Bu karşı tarafı
da huzursuz eder.
Tedirgin adaylar kadar aşırı
özgüvenli davrananlar da olumsuz
bir izlenim bırakır. Kibar ve normal
davranmak gerekir.
Dikkatli dinleyin
Sorulan soruları yanıtlamak, o işi
yapacak beceriye sahip olduğunuzu
gösterir. Ama karşıdaki kişinin
sözünü kesmeyin.
Bazen adaylar fazlaca hevesli
davranıp, sorulanı hemen
anladıklarını göstermek ister. Ama
sözünün kesilmesi kimsenin hoşuna
gitmez.
Ayrıca uzun konuşmalardan da
kaçınmak gerekir.
Tepkileri gözleyin
Yüz ifadeleri çok şey anlatır. Ama iki
yönlü işler bu. Mülakatı yapan kişi
(ler) sizi gözlemlediği gibi siz de
onları gözleyin, cevaplarınıza nasıl
tepki verdiklerini anlamaya çalışın.
Önemli olan, sizin söylediklerinize
ilgi gösterip göstermediklerine
bakmaktır. İlgisiz davranıyorlarsa,
konuşmanız bitmemiş olsa bile kısa
kesebilirsiniz. İlgi varsa güvenle
konuşmaya devam edebilir,
kendinizi ve neden sizi işi almaları
gerektiğini anlatabilirsiniz.

Mihail Zoscenko .!.:

Neymiş bu Kpss-A anlat bakalım bana belki senin kadar iyi bilmiyorumdur.

O sınavlardan bir kısmı ingilizce olan mülakatlardan ben de geçtim, torpilim falan da yoktu. Gözde müsteşarlıklardan birinde kamudaki çoğu kurumla ve üniversitelerle dirsek temasında çalıştım, o nedenle birçok kurumun çalışan profilini şartlarını bilirim o nedenle tavsiye ettim. Atla deve de değil yani çalıştıktan sonra yapılır, benim sinir sistemim falan bozulmadı. Şimdiden çalışıp iyi bir kuruma girersen akıllılık etmiş olursun. Ha niyetim yok başka alana yöneleceğim dersin o başka.

Valla gereksiz bir özgüven var üzerinde şu an ama piyasa şartlarını görünce iner o özgüven nasılsa. Bol şanş sana.

Genişletmek için tıkla...

Tamam, tavsiye için teşekkür ederim. Ama ne bu ısrar ben anlamadım. Anlat bakalım neymişden girip gereksiz özgüvenden çıkmışsınız resmen. Siz beni tanımazsınız, ben sizi tanımam. Bir cevap verdiysem bir bildiğim vardır öyle değil mi? Kendimce bazı şeyler uygun değil demek ki öyle söylemişim. Piyasa şartlarını gayet iyi biliyorum, herkeste ne kadar özgüven varsa bende de o kadar var. Yapabileceklerim belli, yapamayacaklarım da, uğraşırsam yapacaklarım ve hiç uğraşmayacaklarım da. Ben kendimi çok iyi biliyorum, laf sokarak nasihat vermeniz de bana göre gerekli değil. Tavsiyenizi verirsiniz, bu kadar, biter yani. Bu üslup da sizin tercihiniz, başka bir yorum yazmayacağım size.

DERGİ - Yeni mezunlar neden iş
bulamıyor?
Ronald Alsop
BBC Capital
19 Kasım 2015
Paylaş
Image copyright THINKSTOCK
Üniversiteden yeni mezun oldunuz.
İş başvuruları yapıyor ama işe
giremiyorsunuz. İşverenlerin
beklentileri mi fazla, yoksa
mezunlar gerçek dünyaya iyi bir
donanımla çıkmıyor mu?
Catherine Nguyen-Cat için iş bulma
mücadelesi daha çok bir “özgüven
sorunu” olmuştu.
Wetminster Üniversitesi mezunu
Cat, İngiltere’de 100’den fazla iş
başvurusu yapmış, bazıları grup
sunumu şeklinde 16 mülakata
çağrılmış, ama sonuç alamamıştı.
Ona göre, kendisi diğerlerinden
biraz daha çekingen olduğu için
etkili bir izlenim bırakamamıştı.
REKLAM
Google Reklamları
Reklam sayfayı kaplıyor
Bu reklamı bir daha gösterme
En son reklamcılık alanında yaptığı
bir başvuruda, “ekip çalışması
alanında iyi olduğu, ama grup
değerlendirmesi sırasında sunulan
fikirler konusunda ne kadar hevesli
olduğunu gösterecek kadar
konuşmadığını” söylediler ona.
23 yaşındaki Cat animasyon
okumuş üniversitede. İş
başvurularını tasarım ve ilüstrasyon
alanını kapsayacak şekilde
genişletmiş sonradan. “Bu işlerin
hepsini yapabileceğimi
düşünüyorum, ama iş dünyasına
yeni girecek olmanıza rağmen
işverenler profesyonel deneyim ve
beceri bekliyor sizden” diyor. İş
ararken bir kırtasiyecide satış
elemanı olarak çalışan Cat, teknik
bilgisi şirketin ihtiyaçlarıyla
örtüşmüş olmalı sonunda küçük bir
valiz ve çanta tasarımcısında iş
buluyor.
TIKLAYIN - Kağıt üzerinde daha iyi
görünmek için…
TIKLAYIN -İş görüşmesinde vücut
dilinin önemi
Beceri eksikliği
Şirket onun internet becerilerini,
Illustrator adlı tasarım programını
kullanıyor olmasını ve yakında
Vietnam’da fabrika açma planları ile
örtüştüğü için Vietnam dilini
konuşuyor olmasını önemli bulmuş.
Bu iş arama hikayesi çok sık
rastlanır türden. Birçok işveren
bugünkü mezunların istenen
seviyede olmadığından yakınıyor.
Yapılan araştırmalar yeni
mezunların yazılı ve sözlü iletişim,
eleştirel düşünme ve analitik
muhakeme gibi temel işyeri
becerileri konusunda yetersiz
olduğunu ortaya koyuyor.
İş piyasası yavaş yavaş güçlenirken
işletmeler ilk günden katkı sunacak
kavrayışlı yeni mezunları yeterince
bulamadıklarından yakınıyor.
İnternet üzerinden iş bulma sitesi
CareerBuilder’in İngiltere ve
Hindistan’da yaptığı araştırmalar,
yeni mezunlarda eksik olan
becerileri şöyle sıralıyor: Sorun
çözme (Hindistan %60, İngiltere %
40), yaratıcı düşünme (Hindistan %
56, İngiltere %59), kişiler arası
iletişim (Hindistan %50, İngiltere %
49).
CareerBuilder, mezunların
özgeçmişlerinde en az bir staj
deneyiminin olduğunu, ancak
burada ne kadar deneyim
edindiklerinin önemli olduğunu, bu
dönemi projeler üzerinde çalışarak
mı yoksa herkese çay, kahve
götürme şeklinde mi geçirdiklerini
işverenlerin ortaya çıkarması
gerektiğini belirtiyor.
Bardağın yarısı dolu mu, boş mu?
Bazı araştırmalar sözlü iletişim,
matematik ve istatistik bilgisini
uygulama, ekip çalışması, bilgi ve
becerilerin gerçek dünyaya
uygulanması, karmaşık sorunları
analiz edip çözme gibi konulardaki
yeterlilik bakımından işveren ile
öğrencinin bakış açısı arasında
büyük fark olduğunu gösteriyor.
Öğrencilerin yeterli gördüğünü
işveren az buluyor.
TIKLAYIN -İş başvurunuzu görünür
kılmanın yolları
TIKLAYIN -Mülakattan nasıl sağ
çıkılır?
Peki burada sorun işverenlerin
gerçekçi olmayan beklentileri mi,
yoksa öğrencilerin önemli becerileri
geliştirme konusundaki
yetersizlikleri mi? Birçok uzman her
ikisinin de payı olduğu görüşünde.
Georgetown Üniverstitesi Eğitim ve
İşgücü Merkezi yöneticisi Anthony
Carnevale, akademi dünyasının
fildişi kulesinde yaşadığı düşüncesi
çoğu zaman doğru olduğunu,
okulların kariyer ve işverenlerin
talepleri konusuna ağırlık vermesi
gerektiğini belirtiyor. “İşverenler
öğrencilerin kitabi bilgiye sahip
olabileceği, ama bu bilgiyi eleştirel
düşünme, yaratıcı olma, karmaşık
sorunları çözme ve ekip içinde
çalışma alanına uygulayamadıkları
kanısında” diyor.
Carnevale’ye göre, üniversiteler bu
beceriler üzerinde yoğunlaşsa bile,
“eleştirel düşünme ve kişiler arası
iletişim bakımından iş en iyi
öğretmendir”.
Müfredatı düzenlemek
Amerikan Üniversiteleri Derneği
AACU bu sorunu ciddi buluyor ve
öğrencilerin iş alanındaki
becerilerini geliştirmek amacıyla
müfredatın yeniden düzenlenmesi
için eğitim kurumlarıyla ortak bir
çalışma yürütüyor.
İngiltere’deki gençlere özgü yardım
kuruluşu YouthNet ise geliştirdiği
bir programla (Define Me) gençlerin
o güne kadar edindikleri becerileri
tanımlayıp kağıda dökmelerine
yardımcı oluyor.
Bu kuruluşun yaptığı bir
araştırmaya göre, işverenler genç
adayların başvurularının üçte ikisini
becerilerini uygun bir dille
anlatamadıkları için reddediyor.
Oysa uzmanlar, gençler herhangi
bir ofiste staj yapmamış olsa bile
hayatın başka alanlarında yaptıkları
işlerde edindikleri becerilerin diğer
işlere transfer edilebileceğini ve
bunu uygun bir dille ifade etmek
gerektiğini söylüyor.
Yardımcı programlar
Finansal hizmetler şirketi UBS,
gençlerin kendilerini daha iyi ifade
etmesini sağlamak amacıyla Define
Me gibi programlar için finansman
sağlıyor. Gençlerin bu programla
kendileri hakkında düşünmelerinin
sağlanacağı, özellikle özgüven
eksikliği çekenlere kendilerini nasıl
takdim edebilecekleri konusunda
tavsiyeler verilebileceği belirtiliyor.
İşsiz gençlerin kullanabileceği bir
başka site de Jobipedia (http://
www.jobipedia.org). Gençler, iş
başvuruları ve işyeri sorunları
konusunda sormak istedikleri
sorulara 30 büyük şirketin insan
kaynakları müdürlerinden yanıt
alabiliyorlar.
Buradaki uzmanlar, işverenlerin
şikayet konusu olarak şunu dile
getiriyor: 1980’lerde ve 90’larda
doğmuş kuşağın, düşüncelerini
anlaşılır ve saygılı bir şekilde ifade
etmelerini sağlayacak bir iletişim
tarzını öğrenmeleri gerekiyor. Bu
kuşağın ayrıca genel profesyonellik
ve iş ahlakı gibi diğer alanlarda da
eksikleri bulunuyor.
Bazı üniversiteler erkenden işyerine
hazırlık çalışmaları başlatıyor. Şirket
temsilcileri, ziyaret ettikleri bu
okullarda mülakat teknikleri,
özgeçmiş yazma gibi konularda
tavsiyeler veriyor. Bazı durumlarda
şirketler müfredat için önerilerde
de bulunuyor.

Wurstria .!.:

Tamam, tavsiye için teşekkür ederim. Ama ne bu ısrar ben anlamadım. Anlat bakalım neymişden girip gereksiz özgüvenden çıkmışsınız resmen. Siz beni tanımazsınız, ben sizi tanımam. Bir cevap verdiysem bir bildiğim vardır öyle değil mi? Kendimce bazı şeyler uygun değil demek ki öyle söylemişim. Piyasa şartlarını gayet iyi biliyorum, herkeste ne kadar özgüven varsa bende de o kadar var. Yapabileceklerim belli, yapamayacaklarım da, uğraşırsam yapacaklarım ve hiç uğraşmayacaklarım da. Ben kendimi çok iyi biliyorum, laf sokarak nasihat vermeniz de bana göre gerekli değil. Tavsiyenizi verirsiniz, bu kadar, biter yani. Bu üslup da sizin tercihiniz, başka bir yorum yazmayacağım size.

Genişletmek için tıkla...

E bilmiş bilmiş konuşup başka türlü cevap beklemeyeceksin. Israr diyor yahu tamamen yanlış anlamış olayı. Neyse hadi selametle bayan özgüven.