yaklaşık 5 ay önce yazmıştım sizlere..sebepsiz terkedilişimin acısından bana destek olmuştunuz..aradan 4 aydan fazla bir zaman geçtii...bugün ise onun doğumgünüydü..ve ben kendimi tutamadım doğumgünün kutlu olsun diye,faceden msj yazdım..amacım onun bana yaptığı tüm haksızlığa tüm yalnışlara,verdiği tüm acıya rağmen onun bu özel gününü unutmayacak kadar na değer verdiğimi göstermekti..tabii bunun hiç bir anlamı yok..belkide kendimce bir bahane..şimdi ise,tşk ederim diye faceden yazdığım msja cvbı geldi..ne kadar acı ne kadar yalan..geçen yıl bu zamanlar beraber kutladığımız,gözlerine bakarak,iyiki doğdun dediğim insanla yabancı olmak..belki bazılarınız bana kızacak sitem edecek.unut,boşver diyeceksiniz..belkide msj yazdığım için,hatta,buraya bile halen onunla alakalı konu açtığım için kızacaksınız eleştireceksiniz..biliyorum..kabul ediyorum..sebepsiz terkedildim haketmediğim ayrılık yaşadım..bir açıklama bile duyamadım..ama elimde değil arkadaşlar..unutamıyorum..içimin acısı,kalbimin acısı geçmiyor..kalbim ağlıyor susmak bilmiyor..onu unutamıyorum..ZAMAN.....daha ne kadar kalbim ağlıyacak,onsuzluğun verdiği mutsuzlukla daha ne kadar savaşacağım..depresyon tedavisi gördüğümden bahsetmiştim daha önceki yazılarımda..tam biraz olsun iiyileştim diyorum,iyi olucam diyorum,tüm bu mutsuzluğumun sebebi insan yine beni karanlığa mutsuzluğa itiyor..yine depresyonun başındaki gibi sürekli ağlamalarım başladı..
bu daha ne kadar böyle devam edecek...[/QUOTE]
Acılarımız davetsiz misafir, biz çağırmadan giriyor hayatımıza...
Siz hayatınıza dahil olmasından rahatsız olmadığınız gibi "baş köşeye oturtmuş, izzet ikramda bulunuyorsunuz"... Önceki konunuzda da yorumlamıştık, daha evvel benzer mevzular oldu hepsinde aynı şeyi söylüyoruz, bizler değil, işin uzmanları...
Her şey "bizim gördüğümüz kadar"... Hava kararınca kimi "Güneş battı, diyor" kimiyse "Mehtap ne güzel!" Kış gelince bazılarımız "Yine kar, yağmur, çamur!" diyor bazılarımızsa kardan adam yapıyor neşe içinde... Milyonlarca örneği var bu durumun lakin her örnekte siz "karanlık bakan" taraftasınız... Aksini iddia etmeyin zira "güzel bakan, güzel gören biri" kendine sizin kadar eziyet edemez...
Yine de aklıma şu geliyor, durumunuz çok da kötü değil aslında, düşünsenize Hayatınızın merkezine sevdiğinizi koymuşsunuz hele ki ölmemiş adam! O vakit peşinden hayatınıza son verirdiniz, anısını yaşatacağım diye olmadık şeyler yapar, siz yaşamaya çalışsanız da türlü hastalıklarla boğuşup "ebediyete intikal ederdiniz"... Oysa "o" giderek en azından sevginizin "köreltmediği" en ufak mantık zerrenize hitap etmiş ve veda etmiş size... "Sen beni bu denli sahiplendin ama ben senin değilim ve hiçbir zaman olmadım. Hayatım sensiz devam edecek" diyerek yürüyüp gitmiş. O kadar ki "herhangi biri"ne edercesine "teşekkür etmiş" mesajınıza... Görmezden geleceği biri bile değilsiniz, medeni çerçevede "günaydın, teşekkür ederim" diyeceği yüzlerce insandan biri olmuşsunuz. Bu,odaklandığınız için "can alıcı, acıtıcı" bir gerçek oysa hepimiz onlarcasına yol verdik ya da yol aldık, öylesine doğal ki... 
Can Yücel ne güzel söylemiş,
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin o’nu sevdiğinden.
Cok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini…
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın
Bir daha bu kadar çok sevmeyin, çok sahiplenmeyin olur mu, kırılmayın bu kadar... Bu şiirler, bu sözler boşuna yazılmıyor, hepsi yaşanmışlıklarla dolu... Sizin "ateşin yaktığını anlamak için közü tutma" tecrübeniz olmuş, yaşanmışlığınıza, tecrübenize saygı duyun, boşa harcamayın, biraz daha sağlam yürüyün ve "o közü" bırakın artık, yoksa "eliniz, kolunuz neticede tüm ruhunuz ve bedeniniz" yanacak...
Son sorunuzun cevabı:
"Daha ne kadar devam edecek?"
Ben "zaman" demeyeceğim, Siz izin verdiğiniz sürece artarak devam edecek hüznünüz zira hiçbir acı, dert, biz istemedikçe tesir gösteremez... İnsanlar migreni bile placebo (etkisi olmayan ilaç) ile yenebiliyor, o dayanılmaz, feci nöbetler işe yaramaz haplarla geçiyor, tabii biz "geçeceğine inanırsak."
Geçmiş olsun... a.s