- 24 Şubat 2014
- 12.534
- 23.228
- 348
Konuyu açıp açmamakta uzun tereddütler yaşadım , eski konularımı kes kopyala yapacak olanlar , en son ihtiyacım olan şey bu şu anda , lütfen yapmayın diyerek konuya giriyorum..
Bugün eşimle tanışmamızın 4. yılı. Ve biz dargın kırgın ve kötü durumdayız. Ayaklarım yerden kesilmişti 4 sene önce tam da bugün , bundan bikaç saat sonra. Bir insan nasıl bu kadar mükemmel olabilir demiştim... şimdi ise o mükemmelliğin aslında hic olmadığını , hepsinin beynimin oyunu olduğunu anlıyorum.. her sessizliğine anlam kattığımı , nasıl görmek istiyorsam öyle gördüğümü...
Eşim bir kaç haftadır şehir dışında ve 2 ay daha devam edecek bu durum. Yalnız kalmak iyi gelecek diyordum ama hiç öyle olmadı. Hiç iyi gelmedi evliliğimize.. sanki daha uzaktan bakabiliyorum şimdi ve hep boşa kürek çekmişim en başından beri bunu görüyorum..
Herkes aynı şekilde sevmez , aşık olmaz.. herkes duygusunu farklı yaşar diye eşimin aslında beni sevdiğini ama gösteremediğini düşünüyordum. Deli divane aşık olmadığının zaten farkındaydım. Ama şimdi o yokken o kadar anlamsız geliyor ki bu evliliği devam ettirmek... kaybetme korkusu kalmamış belki de hiç olmamış bir adam karşımdaki... ve bikaç gün önce nereye gittiğini açıklayamadığı bir miktar para için başlayan kırgınlığım iyice derinleşti.. sana hesap mı vericem demesi aklımdan çıkmıyor. Bana güvenmiyorsun bıktım artık ayrılalım demesi... (son zamanlarda bu ayrılık kelimesi zaten sakız oldu ağzına)
Ayrılmak istiyorsan yolun açık olsun , bir kere bile dur diyecek değilim dedim. Hiçbişey olmamış gibi ertesi gün yazdı , ama artık ben bu saçmalıkları görmezden gelmekten yoruldum.. cevap vermedim. Bugün de mutlu musun diye sormuş... benim tercihimdi bu sanki...
Kızlar blöf değil amacım ama ayrılmayı da içime sine sine istemiyorum. Eğer yolun sonu boşanmaya giderse üzüleceğim ama hazırım. Bu adamın değişeceğini de düşünmüyorum.. onsuz mu daha mutluyum onla mı , buna karar veremiyorum.. evlendiğimizden beri küçücük ve hiçbir sosyalliği olmayan bir şehirdeyiz. Ayrıca çocuk mevzusu da var bizi yıpratan. Şimdi bikaç ay sonra tam büyük şehire gidecekken o kadar yıl sabretmişken birkaç ay daha saçmalıklarını görmezden mi gelsem , yoksa dananın kuyruğu kopuyorsa kopsun deyip tamamen akışına mı bıraksam bilmiyorum...
Ki karşı taraftan da bir özür gelmedi gerçi
affedeyim diyeceğim bir bahanem bile yok bu defa...
Bugün eşimle tanışmamızın 4. yılı. Ve biz dargın kırgın ve kötü durumdayız. Ayaklarım yerden kesilmişti 4 sene önce tam da bugün , bundan bikaç saat sonra. Bir insan nasıl bu kadar mükemmel olabilir demiştim... şimdi ise o mükemmelliğin aslında hic olmadığını , hepsinin beynimin oyunu olduğunu anlıyorum.. her sessizliğine anlam kattığımı , nasıl görmek istiyorsam öyle gördüğümü...
Eşim bir kaç haftadır şehir dışında ve 2 ay daha devam edecek bu durum. Yalnız kalmak iyi gelecek diyordum ama hiç öyle olmadı. Hiç iyi gelmedi evliliğimize.. sanki daha uzaktan bakabiliyorum şimdi ve hep boşa kürek çekmişim en başından beri bunu görüyorum..
Herkes aynı şekilde sevmez , aşık olmaz.. herkes duygusunu farklı yaşar diye eşimin aslında beni sevdiğini ama gösteremediğini düşünüyordum. Deli divane aşık olmadığının zaten farkındaydım. Ama şimdi o yokken o kadar anlamsız geliyor ki bu evliliği devam ettirmek... kaybetme korkusu kalmamış belki de hiç olmamış bir adam karşımdaki... ve bikaç gün önce nereye gittiğini açıklayamadığı bir miktar para için başlayan kırgınlığım iyice derinleşti.. sana hesap mı vericem demesi aklımdan çıkmıyor. Bana güvenmiyorsun bıktım artık ayrılalım demesi... (son zamanlarda bu ayrılık kelimesi zaten sakız oldu ağzına)
Ayrılmak istiyorsan yolun açık olsun , bir kere bile dur diyecek değilim dedim. Hiçbişey olmamış gibi ertesi gün yazdı , ama artık ben bu saçmalıkları görmezden gelmekten yoruldum.. cevap vermedim. Bugün de mutlu musun diye sormuş... benim tercihimdi bu sanki...
Kızlar blöf değil amacım ama ayrılmayı da içime sine sine istemiyorum. Eğer yolun sonu boşanmaya giderse üzüleceğim ama hazırım. Bu adamın değişeceğini de düşünmüyorum.. onsuz mu daha mutluyum onla mı , buna karar veremiyorum.. evlendiğimizden beri küçücük ve hiçbir sosyalliği olmayan bir şehirdeyiz. Ayrıca çocuk mevzusu da var bizi yıpratan. Şimdi bikaç ay sonra tam büyük şehire gidecekken o kadar yıl sabretmişken birkaç ay daha saçmalıklarını görmezden mi gelsem , yoksa dananın kuyruğu kopuyorsa kopsun deyip tamamen akışına mı bıraksam bilmiyorum...
Ki karşı taraftan da bir özür gelmedi gerçi
konuşmalarına arada bakıyorum. Başka kadın yok , sadece sevmediğim ve hatta nefret ettiğim bir arkadaşı var , kazandığı bir sınav için hediye istiyordu eşimden. Tahminim ona harcadığı ve ben çocuktan nefret ettiğim için bana söyleyemediği yönünde...