Bunlar nasıl cocuk?

Cocuklar dayakla terbiye edilmez
Tam tersi sevgi , ilgi , disiplinle egitilir cocuk
Bu devirde hala dayagi savundugunuza inanmiyorum , insallah cocugunuz olmaz ,yazik gunah ya
Bir sonraki mesajımı okuyunuz lütfen
 
Zenginlikle ne alakasi var .Görgüsuzluk parayla fakirlikle olmazki .Arsız heryerde arsızdır .
Balkondan heyy geliyorum ama diyemediniz mi .
 
Zenginlikle ne alakasi var .Görgüsuzluk parayla fakirlikle olmazki .Arsız heryerde arsızdır .
Balkondan heyy geliyorum ama diyemediniz mi .
Ben olayi anlayana kadar binip gittiler bisikletle az once yine geldiler bu sefer dedim ne diyosun be diyo bana da terbiyesiz
 
Çocuğa hocalar tutup, özel okullara yollamakla eğitebileceğini zanneden bir topluluk var. Eğitim ailede başlar lafı o kadar doğru ki..
 
Bir sonraki mesajımı okuyunuz lütfen
Ben bir sonraki mesajınızı da okudum. Hiç terbiye vermemekten iyidir dayakla terbiye etmek demişsiniz. Tam aksini düşünüyorum. Ben de öğretmenim. Dayakla ruhunu örseler, sindirirsiniz çocuğu. Güçlü olanın, kendisine dayak atabilecek olanın yanında pısar çocuk. Sanırsınız ki terbiye verdim. Aksine, güçsüz birini gördüğünde hemen kendisini döveni taklit eder ve o da güçsüzü ezer. Bu bir döngüdür yani. Konu sahibinin kınadığı çocukların durumu tam olarak budur. Aşağılanmış, itilmiş, örselenmiş, sindirilmiş, hayvan terbiye eder gibi terbiye edilmeye çalışılmış çocukların dramatik hâlinin dışavurumu! Sayın öğretmenim, biz öğretmenler başta olmak üzere tüm ebeveynlerin çok iyi bilmesi gereken akran zorbalığının sebebi tam olarak budur. Lütfen okuyunuz, araştırınız! Diğer yandan, eğer bir çocuğu hiç eğitmez, onda toplum içinde yaşama kurallarını içselleştirmezseniz o çocuk sadece eğitilmemiş olur; hiç olmazsa ruhu örselenip yara almaz. Elbette her iki yöntem de yapılmamalıdır ancak “dayakla terbiye” gibi ilkel çağ söylemleri bir modern çağ öğretmenine özellikle yakışmamaktadır. Hele hele “terbiye” sözcüğü insan eğitimi için yakışıksız bir ifadedir.
 
Son düzenleme:
Ben aileden kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü çocuk ailesinde ne öğretilirse onu öğrenir.

Çocukla konuşarak ona model olarak öğretilir bazı şeyler dayakla değil.
 
Ben bir sonraki mesajınızı da okudum. Hiç terbiye vermemekten iyidir dayakla terbiye etmek demişsiniz. Tam aksini düşünüyorum. Ben de öğretmenim. Dayakla ruhunu örseler, sindirirsiniz çocuğu. Güçlü olanın, kendisine dayak atabilecek olanın yanında pısar çocuk. Sanırsınız ki terbiye verdim. Aksine, güçsüz birini gördüğünde hemen kendisini döveni taklit eder ve o da güçsüzü ezer. Bu bir döngüdür yani. Konu sahibinin kınadığı çocukların durumu tam olarak budur. Aşağılanmış, itilmiş, örselenmiş, sindirilmiş, hayvan terbiye eder gibi terbiye edilmeye çalışılmış çocukların dramatik hâlinin dışavurumu! Sayın öğretmenim, biz öğretmenler başta olmak üzere tüm ebeveynlerin çok iyi bilmesi gereken akran zorbalığının sebebi tam olarak budur. Lütfen okuyunuz, araştırınız! Diğer yandan, eğer bir çocuğu hiç eğitmez, onda toplum içinde yaşama kurallarını içselleştirmezseniz o çocuk sadece eğitilmemiş olur; hiç olmazsa ruhu örselenip yara almaz. Elbette her iki yöntem de yapılmamalıdır ancak “dayakla terbiye” gibi ilkel çağ söylemleri bir modern çağ öğretmenine özellikle yakışmamaktadır. Hele hele “terbiye” sözcüğü insan eğitimi için yakışıksız bir ifadedir.
Söylediklerinizin büyük çoğunluğuna katılıyorum .birkac istisna hariç. O çocuk sadece eğitilmemiş olmaz. Cehalet "sadece" gibi bir kelime ile sınırlandırılamaz. Cehalet sınırsız bir kavramdır.

Yeni eğitim ögretim tekniklerinden haberdarım. Isimde tecrübeliyim . Ve her ay en az 3 kitap okurum.

Dayak eğitimde araç değildir . Bunu bilmem kaçıncı kez tekrar ettim.

Eğitimli velilerin sınır tanimayan cocukları ile "egitimsiz" denilen velilerin yetistirdikleri cocukların farkı bin km öteden göze carpiyor.

Sinifta kural belirlerken(8.sınıf) cep telefonu ders içinde masanın üstünde olmamali diyorum. Sizin "eğitimli" dediğiniz velinin çocuğu benimki elimde hatta karistiracagim diyor. Sonra vay efendim cocuguma kızdın özgüveni bilmem ne oldu.

Ben özgüvenden geçtim . Yeni neslin cochklarından ruh sağlığımı korumaya çalışıyorum.

Allah kimseye sözde egitimli terbiyeli ailenin çocuğunu ögrenci diye vermesin.
 
Söylediklerinizin büyük çoğunluğuna katılıyorum .birkac istisna hariç. O çocuk sadece eğitilmemiş olmaz. Cehalet "sadece" gibi bir kelime ile sınırlandırılamaz. Cehalet sınırsız bir kavramdır.

Yeni eğitim ögretim tekniklerinden haberdarım. Isimde tecrübeliyim . Ve her ay en az 3 kitap okurum.

Dayak eğitimde araç değildir . Bunu bilmem kaçıncı kez tekrar ettim.

Eğitimli velilerin sınır tanimayan cocukları ile "egitimsiz" denilen velilerin yetistirdikleri cocukların farkı bin km öteden göze carpiyor.

Sinifta kural belirlerken(8.sınıf) cep telefonu ders içinde masanın üstünde olmamali diyorum. Sizin "eğitimli" dediğiniz velinin çocuğu benimki elimde hatta karistiracagim diyor. Sonra vay efendim cocuguma kızdın özgüveni bilmem ne oldu.

Ben özgüvenden geçtim . Yeni neslin cochklarından ruh sağlığımı korumaya çalışıyorum.

Allah kimseye sözde egitimli terbiyeli ailenin çocuğunu ögrenci diye vermesin.
Ben “eğitimli” veli iddiasında değilim. O çocuğun cep telefonunu uluorta karıştırıyor olması okulunuzda yeterli kuralların olmamasından ve sınıf içi yönetimin eksikliğinden kaynaklanır, üzgünüm. Okul idaresi okula gelen çocukların telefonunu sabah toplayıp akşam çıkışta teslim etse hiç sorun olmaz. Ankara’daki okulların (özel okullar dahil) çoğu böyledir. Çalıştığım okulun iyi olması ve bulunduğu bölge sebebiyle velilerimiz gerçekten eğitimlidir. Çoğu, önemli kurumlarda üst düzey bürokrattır ve doğrusu bu öğrencilerden bugüne kadar (münferit örnekler hariç) herhangi bir saygısızlık görmedik. Çünkü okula ilk kaydolunduğunda okul açılmadan önce idaremiz velilerle toplantı yapar ve herkesin hemfikir olduğu, okul yılları boyunca uygulayıp çocuğuna uygulatacağı bir anlaşma imzalanır. Bu kurallara azami dikkat edilir (asla katı kurallar değildir elbette), dolayısıyla çalıştığım bu devlet okulunda her iş tıkır tıkır yürür, öğrenciler ve öğretmenler arasında saygı sevgi ilişkisi vardır. Bu ilişkiyi sağlaması gereken öncelikle idare, daha sonra öğretmen ve velilerdir.
 
Bugunku cocuklar zaten bi tuhaf.
Gecen sene yolda yuruyorum, temiz bir muhit, yasayanlarin gelir seviyesi yuksek.
Balkonda cocuklar vardi sanirim, sesler geliyor, hava nasil sicak.
Hizla ilerliyorum bende.
Yolda benden baska kimse yok bu arada, sicaktan sanirim.
Balkondaki cocuklardan biri kariya bak kariya diye bagirdi.
Ustume alinmadim.
Etrafa baktim bi kadin ben varim.
Ilerledim devam ettim yoluma.
Ayni seyi tekrar duydum.
Ben bir bagirirsin.
Dedim seni gelirsem parcalarim, cagir anneni cabuk buraya,utanmiyor musun bacak kadar boyunla boyle konusmaya"
Tiris tiris bi eve girisi vardi sipanin.
Ben diyim 7 siz diyin 8 yasinda.. belki daha kucuk.
 
Bugunku cocuklar zaten bi tuhaf.
Gecen sene yolda yuruyorum, temiz bir muhit, yasayanlarin gelir seviyesi yuksek.
Balkonda cocuklar vardi sanirim, sesler geliyor, hava nasil sicak.
Hizla ilerliyorum bende.
Yolda benden baska kimse yok bu arada, sicaktan sanirim.
Balkondaki cocuklardan biri kariya bak kariya diye bagirdi.
Ustume alinmadim.
Etrafa baktim bi kadin ben varim.
Ilerledim devam ettim yoluma.
Ayni seyi tekrar duydum.
Ben bir bagirirsin.
Dedim seni gelirsem parcalarim, cagir anneni cabuk buraya,utanmiyor musun bacak kadar boyunla boyle konusmaya"
Tiris tiris bi eve girisi vardi sipanin.
Ben diyim 7 siz diyin 8 yasinda.. belki daha kucuk.
Iste bu yastaki cocuk bunu nerden biliyo demek ki ailesi de boyle kim bilir babasindan mi duydu amcasindan mi abisinden mi
 
Ben “eğitimli” veli iddiasında değilim. O çocuğun cep telefonunu uluorta karıştırıyor olması okulunuzda yeterli kuralların olmamasından ve sınıf içi yönetimin eksikliğinden kaynaklanır, üzgünüm. Okul idaresi okula gelen çocukların telefonunu sabah toplayıp akşam çıkışta teslim etse hiç sorun olmaz. Ankara’daki okulların (özel okullar dahil) çoğu böyledir. Çalıştığım okulun iyi olması ve bulunduğu bölge sebebiyle velilerimiz gerçekten eğitimlidir. Çoğu, önemli kurumlarda üst düzey bürokrattır ve doğrusu bu öğrencilerden bugüne kadar (münferit örnekler hariç) herhangi bir saygısızlık görmedik. Çünkü okula ilk kaydolunduğunda okul açılmadan önce idaremiz velilerle toplantı yapar ve herkesin hemfikir olduğu, okul yılları boyunca uygulayıp çocuğuna uygulatacağı bir anlaşma imzalanır. Bu kurallara azami dikkat edilir (asla katı kurallar değildir elbette), dolayısıyla çalıştığım bu devlet okulunda her iş tıkır tıkır yürür, öğrenciler ve öğretmenler arasında saygı sevgi ilişkisi vardır. Bu ilişkiyi sağlaması gereken öncelikle idare, daha sonra öğretmen ve velilerdir.
Hanimefendi sınıf ici kural ilk derste konulur. Bahsettiğim vaka ilk derste tanışma esnasında olan bi sey.

Biraz daha yürürseniz meb in kurallarından bahsedeceksiniz . Zorlamanın anlamı yok.

Teori pratiğe maalesef her zaman uymuyor. Kitaplar güzel anlatıyor da uygulama esnasında her şey sevgi ilgi ile olamıyor.
Sizin iddianızda siz haklı olabilirsiniz. Amenna.

Ama bu benim düşüncem. Çalıştığım kurumun müdürünü idarecisini bilmem nesini de ben tayin etmedim.
Eksiklerden sorumlu değilim . O yüzden kurumun kalitesini tartışmayacağım.
Saygilar. Iyi geceler.
 
Hanimefendi sınıf ici kural ilk derste konulur. Bahsettiğim vaka ilk derste tanışma esnasında olan bi sey.

Biraz daha yürürseniz meb in kurallarından bahsedeceksiniz . Zorlamanın anlamı yok.

Teori pratiğe maalesef her zaman uymuyor. Kitaplar güzel anlatıyor da uygulama esnasında her şey sevgi ilgi ile olamıyor.
Sizin iddianızda siz haklı olabilirsiniz. Amenna.

Ama bu benim düşüncem. Çalıştığım kurumun müdürünü idarecisini bilmem nesini de ben tayin etmedim.
Eksiklerden sorumlu değilim . O yüzden kurumun kalitesini tartışmayacağım.
Saygilar. Iyi geceler.
O zaman konunun eğitimli eğitimsiz aile, terbiye edilmemiş ya da şımartılmış çocuk olmadığının farkındasınızdır umarım. Zira sorun idarenizden kaynaklanıyor, okul kurallarını yeterince uygulayamıyor olmalarından!
Saygılar, iyi geceler.
 
Terbiye verilmemiş ki.gelecekte bunlar aile kuracak coluk cocuk sahibi olacak.cok uzucu
 
Back
X