CEM YILMAZ’DAN DEMOKRASİYE

olivia

Kullanıcı üyeliğini pasifleştirmiştir.
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
5.055
5.694
Demokrasinin en tuhaf tarafı oylama sistemidir. Yani her seçmenin bir oy hakkı vardır ama hiçbir işe yaramamaktadır. Çünkü her insanın bir oy hakkı olması adaletsizlik. Adını yazmayı bilmeyenle yazıyı icat edenin eşit oy hakkı olması bütün düzensizliğin kaynağıdır.

Bence sağlam bir bilgisayar ağıyla vatandaşların üretime katkısı, ödediği vergi tutarı, yaptığı hayırlı ve hayırsız iş sayısı öğrenilip belli bir katsayıyla çarpıldıktan sonra kişinin verebileceği oy sayısı hesaplanabilir. Düşünsenize ikiyüz milyar vergi verenin de bir oy hakki var o tutardan fazla vergiyi kaçıranın da. Orman yakanın da bir oy hakkı var ağaç dikenin de…

Seçme durumu bu. Seçilenlerde de durum farklı değil. En fazlasından ilkokul bitirmiş olma şartı aranıyor o kadar. Yani heykel yapan da seçilebiliyor, içine tüküren de! Memlekete katkı ne kadar fazlaysa oy hakkının da o kadar fazla olması gerekir. Varolan durum bence hukuka aykırıdır. Oylamada bu haksızlık yapılırken sonuçları değerlendirmede de yanlış yapılmaktadır. Enflasyon devletin alenen suç işlediğinin kanıtıdır. Çünkü devlet besbelli ki kalpazanlık yapmaktadır. Yani devlet açık açık sahte para basmaktadır ve bunları aslından ayırmak imkansızdır.

Ekonomi neden battı söyleyeyim: Bir kere ekonomi üreticiler arasındaki bir tüketici ilişkisine dönmedikçe refah gelmez. Her üretici aynı zamanda bir tüketicidir ama pek çok tüketici sadece tüketicidir. Hiçbir şey üretmez, hiçbir işe yaramazlar. Hiçbir meslek erbabı değildirler. Hiçbir konuda yetenekleri yoktur. Ya da o böyle olduğuna inanmıştır. Mükemmele yakın okey oynar ama bu spor henüz olimpiyat kapsamına alınmamıştır maalesef. Bir ekonomide bu kadar tüketici olursa batar tabii.

Dünyanın en az icat yapılan ülkesi Türkiye’dir. Zaten “başımıza icat çıkarma şimdi!” diye birdeyimin üretildiği bir ülkede sonuç başka türlü olamazdı. Ama ülkende sağlam bir telif hakları yasası yoksa insanın içinden icat yapası da gelmez herhalde. Yani demem o ki en azından bir vantilatör filan icat edebilirdik. Ya da tost makinesi. Bunlar atla deve değil diye söylüyorum. Yani MR cihazı demiyorum mesela. O zor tamam ama herhalde bir teflon tava yapabilirdik. Ama kendi icatçılarımıza deli muamelesi yapınca uygarlığa katkı sağlanamıyor tabii. Her mahallede vardır kendisi hakkında “Bu mu? Manyağın teki… Mucit o! Kendi kendine acayip şeyler icat eder..” diye bahsedilen biri.

Bir tek uluslararası ismimiz Behçet Bey’dir. Kendisini tanımıyorum ama Behçet Hastalığı dünya tıp literatürüne girmiştir. Tabii gönül isterdi ki; hastalığı değil ilacını bulsaydı ama zamanla o da olacaktır. Yani koca tarihe baktığınızda bula bula bir hastalık bulmuşuz.. O da tam bir icat sayılmaz aslında. Hastalığı Behçet Bey üretmediğine göre. Mesela matbaayı biz bulmadığımız gibi bulanı da ciddiye almamışız.. O yüzden hala büyük harfleri yada küçük harfleri ya da hiçbirini tanımayan insanlar yaşıyor aramızda. Söylememe gerek yok ama onun da sizin gibi bir oy kullanma hakkı var. Tarih boyunca bilime hiç katkıda bulunmamış bir topluma bir çok icattan yararlanma imkanı verdiği için dünyaya şükran borçluyuz. Adamlar telefonu buldu, biz de bari en azından jetonu bulsaydık.

Bizim orta öğretimimizde akılda kalan cümle şudur Yahu bu matematiğin günlük hayatımızda bize ne faydası olacak?….. Hemen herkes matematikten nefret eder ve faydasız bir şey olduğunu düşünürler. Eee! Bir toplum ya dayak yememiş ya da hesap bilmiyor durumundaysa batar tabii. Matematik insanoğlunun bulduğu en yararlı derstir. Matematikten anlamamak bir kusurdur. Ama bununla övünmek eşşekliktir. Çünkü bu başarısız öğrenciler arasında yaygındır. Onlar akılları sıra matematikten anlayanı ve başarılı notlar alanı marjinal yapmak isterler… Yani onlara göre matematikten kalmak değil ondan geçmek tuhaftır. Çalışkan öğrenciye inek derler ama tembel ve sorumsuz öğrenciye takılmış herhangi bir hayvan ismi yoktur. Matematikten hoşlanmayan öğrenciler sonraki hayatlarında genellikle tercihlerini hep yanlış yapan insanlar olurlar. Sanırım ülkemizdeki seçim sonuçları buna kanıt oluşturmaya yeter.

Kendi yerel zenginliklerimizin de farkında değiliz. Sözgelimi Bodrum’daki otellerin neredeyse hiçbirinde Bodrum zeytini yoktur. Köylerinde yüzlerce çeşit peynir yapılan turistik bir beldede oraya üç yüz kilometre uzaktan gelmiş ve otelin satın alma müdürünün zimmetine geçirdiğinden artanla alınmış bir beyaz peynir sunulur. Yani otelin hemen arkasındaki tepenin yamacındaki köyde yapılan muhteşem keçi peynirinden otelde kalan İtalyanın haberi olsa sırf o peynir için seneye bir daha gelecek ama maalesef bu olmamaktadır. Üstelik getirilen peynirin yanına bir parça hıyar, biraz da maydanoz konarak turiste; “bizim yalnızca peynirimiz değil sebzelerimiz de iğrençtir” mesajı verilmektedir.

Ve son olarak;
untitled.png



http://www.yorgoderki.com/2015/08/cem-yilmazdan-demokrasiye/

Arkadaslar bir okuyun bakalim, sonrada görüslerinizi merak ediyorum :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Aysun Kayacı ; "Dağdaki çobanla benim oyum bir mi ? " diyerek Cem Yılmazdan önce davranmış oluyor.
Cem bu laftan mı yola çıkmış acaba ? :KK55:

Düzenleme : Belki de Cem buna cevap vermiştir ? :KK53:
 
yine şaka yaptığını düşünüyorum..
tek katıldığım nokta, 'Yani her seçmenin bir oy hakkı vardır ama hiçbir işe yaramamaktadır. '
 
Daha önce burada yazmıştım, oy vermek bir ön elemeye tabii olmalı diye. Cem Yılmaz'ın söylediği kadar katı ve karmaşık şartların olmasına da gerek yok.

1- Okuma yazma bilmek zorunlu olacak. Bilmeyen oy kullanmayacak.
2- Belli bir yaşın altı nasıl oy kullanamıyorsa belli bir yaşın üstü de kullanmayacak (80 gibi yüksek bir yaş)
3- Seçmenlere çok basit sorular sorulacak; yaşadığınız ülkenin başkenti neresidir, başbakan kimdir, cumhurbaşkanı kimdir, ülkenin yönetim şekli nedir gibi. Bu sorulara cevap veremeyenler de oy kullanmayacak.

Oy kullanmak rastgele yapılacak bir iş değildir. Bir oy bir ülkenin kaderini belirler. Haliyle daha yaşadığı yerin en temel özelliklerini bilmeyen, oyunu neye niye verdiğinden bihaber kişilerin bu eylemi gerçekleştirmesi doğru değildir. Bu ayrımcılık ya da temel haklardan yoksun bırakma değildir. Oy vermek bir nevi jüri üyeliği yapmaktır. Takdir edersiniz ki bir konudan hiç anlamıyorken o konuya dair fikir yürütemezsiniz, jüri olamazsınız.
 
Demokrasinin en tuhaf tarafı oylama sistemidir. Yani her seçmenin bir oy hakkı vardır ama hiçbir işe yaramamaktadır. Çünkü her insanın bir oy hakkı olması adaletsizlik. Adını yazmayı bilmeyenle yazıyı icat edenin eşit oy hakkı olması bütün düzensizliğin kaynağıdır.

Bence sağlam bir bilgisayar ağıyla vatandaşların üretime katkısı, ödediği vergi tutarı, yaptığı hayırlı ve hayırsız iş sayısı öğrenilip belli bir katsayıyla çarpıldıktan sonra kişinin verebileceği oy sayısı hesaplanabilir. Düşünsenize ikiyüz milyar vergi verenin de bir oy hakki var o tutardan fazla vergiyi kaçıranın da. Orman yakanın da bir oy hakkı var ağaç dikenin de…

Seçme durumu bu. Seçilenlerde de durum farklı değil. En fazlasından ilkokul bitirmiş olma şartı aranıyor o kadar. Yani heykel yapan da seçilebiliyor, içine tüküren de! Memlekete katkı ne kadar fazlaysa oy hakkının da o kadar fazla olması gerekir. Varolan durum bence hukuka aykırıdır. Oylamada bu haksızlık yapılırken sonuçları değerlendirmede de yanlış yapılmaktadır. Enflasyon devletin alenen suç işlediğinin kanıtıdır. Çünkü devlet besbelli ki kalpazanlık yapmaktadır. Yani devlet açık açık sahte para basmaktadır ve bunları aslından ayırmak imkansızdır.

Ekonomi neden battı söyleyeyim: Bir kere ekonomi üreticiler arasındaki bir tüketici ilişkisine dönmedikçe refah gelmez. Her üretici aynı zamanda bir tüketicidir ama pek çok tüketici sadece tüketicidir. Hiçbir şey üretmez, hiçbir işe yaramazlar. Hiçbir meslek erbabı değildirler. Hiçbir konuda yetenekleri yoktur. Ya da o böyle olduğuna inanmıştır. Mükemmele yakın okey oynar ama bu spor henüz olimpiyat kapsamına alınmamıştır maalesef. Bir ekonomide bu kadar tüketici olursa batar tabii.

Dünyanın en az icat yapılan ülkesi Türkiye’dir. Zaten “başımıza icat çıkarma şimdi!” diye birdeyimin üretildiği bir ülkede sonuç başka türlü olamazdı. Ama ülkende sağlam bir telif hakları yasası yoksa insanın içinden icat yapası da gelmez herhalde. Yani demem o ki en azından bir vantilatör filan icat edebilirdik. Ya da tost makinesi. Bunlar atla deve değil diye söylüyorum. Yani MR cihazı demiyorum mesela. O zor tamam ama herhalde bir teflon tava yapabilirdik. Ama kendi icatçılarımıza deli muamelesi yapınca uygarlığa katkı sağlanamıyor tabii. Her mahallede vardır kendisi hakkında “Bu mu? Manyağın teki… Mucit o! Kendi kendine acayip şeyler icat eder..” diye bahsedilen biri.

Bir tek uluslararası ismimiz Behçet Bey’dir. Kendisini tanımıyorum ama Behçet Hastalığı dünya tıp literatürüne girmiştir. Tabii gönül isterdi ki; hastalığı değil ilacını bulsaydı ama zamanla o da olacaktır. Yani koca tarihe baktığınızda bula bula bir hastalık bulmuşuz.. O da tam bir icat sayılmaz aslında. Hastalığı Behçet Bey üretmediğine göre. Mesela matbaayı biz bulmadığımız gibi bulanı da ciddiye almamışız.. O yüzden hala büyük harfleri yada küçük harfleri ya da hiçbirini tanımayan insanlar yaşıyor aramızda. Söylememe gerek yok ama onun da sizin gibi bir oy kullanma hakkı var. Tarih boyunca bilime hiç katkıda bulunmamış bir topluma bir çok icattan yararlanma imkanı verdiği için dünyaya şükran borçluyuz. Adamlar telefonu buldu, biz de bari en azından jetonu bulsaydık.

Bizim orta öğretimimizde akılda kalan cümle şudur Yahu bu matematiğin günlük hayatımızda bize ne faydası olacak?….. Hemen herkes matematikten nefret eder ve faydasız bir şey olduğunu düşünürler. Eee! Bir toplum ya dayak yememiş ya da hesap bilmiyor durumundaysa batar tabii. Matematik insanoğlunun bulduğu en yararlı derstir. Matematikten anlamamak bir kusurdur. Ama bununla övünmek eşşekliktir. Çünkü bu başarısız öğrenciler arasında yaygındır. Onlar akılları sıra matematikten anlayanı ve başarılı notlar alanı marjinal yapmak isterler… Yani onlara göre matematikten kalmak değil ondan geçmek tuhaftır. Çalışkan öğrenciye inek derler ama tembel ve sorumsuz öğrenciye takılmış herhangi bir hayvan ismi yoktur. Matematikten hoşlanmayan öğrenciler sonraki hayatlarında genellikle tercihlerini hep yanlış yapan insanlar olurlar. Sanırım ülkemizdeki seçim sonuçları buna kanıt oluşturmaya yeter.

Kendi yerel zenginliklerimizin de farkında değiliz. Sözgelimi Bodrum’daki otellerin neredeyse hiçbirinde Bodrum zeytini yoktur. Köylerinde yüzlerce çeşit peynir yapılan turistik bir beldede oraya üç yüz kilometre uzaktan gelmiş ve otelin satın alma müdürünün zimmetine geçirdiğinden artanla alınmış bir beyaz peynir sunulur. Yani otelin hemen arkasındaki tepenin yamacındaki köyde yapılan muhteşem keçi peynirinden otelde kalan İtalyanın haberi olsa sırf o peynir için seneye bir daha gelecek ama maalesef bu olmamaktadır. Üstelik getirilen peynirin yanına bir parça hıyar, biraz da maydanoz konarak turiste; “bizim yalnızca peynirimiz değil sebzelerimiz de iğrençtir” mesajı verilmektedir.

Ve son olarak;
Eki Görüntüle 1598718


http://www.yorgoderki.com/2015/08/cem-yilmazdan-demokrasiye/

Arkadaslar bir okuyun bakalim, sonrada görüslerinizi merak ediyorum :)
Ahh siz ünlüler şu söylemlerinizle yaşadıklarınız bi birbirini tutsaaa.. anlayacam senide cemm yılmazz bi o yaşadığın hayata bak bee anacımm..
 
Ahh siz ünlüler şu söylemlerinizle yaşadıklarınız bi birbirini tutsaaa.. anlayacam senide cemm yılmazz bi o yaşadığın hayata bak bee anacımm..

kendi iki b..k konuşma filimlerinden başka ne yaptı gerçekten ya bilen varsa anlatsın. yatlarda yatan kalkanlara sorun bakalım ülke hakkında bir soru da cevaplasınlar.
o dağdaki çobana kurban olsunlar. onlar o kadar ilgililer ki evet. eşit olmasın yatlarda kiler elit kesim oy kullanmasın.
 
kendi iki b..k konuşma filimlerinden başka ne yaptı gerçekten ya bilen varsa anlatsın. yatlarda yatan kalkanlara sorun bakalım ülke hakkında bir soru da cevaplasınlar.
o dağdaki çobana kurban olsunlar. onlar o kadar ilgililer ki evet. eşit olmasın yatlarda kiler elit kesim oy kullanmasın.
ünlülerr onları ne kadar dikkate aldığım önmlidir benim için.. ve şu ana kadar tek tük ünlüleri dikkate almışımdır.. geri kalanlar sadece yaptıkları filimlerle şovlarla beni eğlendirirler ancak çünkü parasını verir iş stresini atmak biraz keyiflenmek için izlemeye giderim gülerim ona stresim dağılır.. onlar o tarlalardaki kadınlarımıza kurban olsunlar .nereye oy attığını bilmiyorlarmışş.. bak bak senn bir yaşamlarına bakmazlar teee ALLAHIM neler yazacağımda olmuyor .. ne kadar terbiyesiz yaşam varsa bunlarda ..
 
ünlülerr onları ne kadar dikkate aldığım önmlidir benim için.. ve şu ana kadar tek tük ünlüleri dikkate almışımdır.. geri kalanlar sadece yaptıkları filimlerle şovlarla beni eğlendirirler ancak çünkü parasını verir iş stresini atmak biraz keyiflenmek için izlemeye giderim gülerim ona stresim dağılır.. onlar o tarlalardaki kadınlarımıza kurban olsunlar .nereye oy attığını bilmiyorlarmışş.. bak bak senn bir yaşamlarına bakmazlar teee ALLAHIM neler yazacağımda olmuyor .. ne kadar terbiyesiz yaşam varsa bunlarda ..

kendi fikirleri de yok ha. biri diyor ki hdp ye oy verelim hepsi veriyor. artısı eksisi nedir yok. peşinden gidenler de cabası. bunlar mı ilgili ya devlet meseleleriyle. birde hırsızlık demiş en son. ağzımı bozcam ecevit hükümetinde 20 banka battı paralar nereye gitti, hortumlamalar , adamın biri bir kitapçık attı hop ekonomi yerlerde .ekonomi sıfırladı. intihar edenler . hiç kimse onlara hırsız demedi. ekmeklerine yağ sürdüler tabi derler mi
 
kendi fikirleri de yok ha. biri diyor ki hdp ye oy verelim hepsi veriyor. artısı eksisi nedir yok. peşinden gidenler de cabası. bunlar mı ilgili ya devlet meseleleriyle. birde hırsızlık demiş en son. ağzımı bozcam ecevit hükümetinde 20 banka battı paralar nereye gitti, hortumlamalar , adamın biri bir kitapçık attı hop ekonomi yerlerde .ekonomi sıfırladı. intihar edenler . hiç kimse onlara hırsız demedi. ekmeklerine yağ sürdüler tabi derler mi
kimin ne olduğunu biliyorum şükür hele bu ünlüler konuştukları zaman teee midem bulanıyor.. ve neye şaşırıyorum biliyormusun üniversite mezunuda var bunların arasında .. ama okumuş lar cahillikleri baki kalmışş..
 
eğitimliler(!) prof. larda yanlış yerlere oy verebiliyor Cem, takunyalı üniversite lafı boşuna çıkmadı, hadi diğer yazdıklarına bi derece katılabilirimde, öğretim seviyesi görüşüne katılamadım:KK53::KK53:
artık herkesin internete erişimi var, cehalet diye bişey yok, insanlar çevresinden etkilenip oy kullanıyor bence, bi kısmıda nemalanıkları yere göre, ya da nufuslu kişilere yaranmak için, çıkarları için yani.. sosyolojik etmenlerde baskın tabii, din, milliyetçilik, bunları kullanan partiler vs.. vs.. objektif değerlendirebilen çok az, bu da normal, insan dediğin yaratık zaten etkilere açık, manipüle edilmeye açık...
insanların bir kısmının oy kullandığı bi kısmının kullanmadığı bi demokrasi sistemi hangi gelişmiş ülkede var merak ettim doğrusu..
 
eğitimliler(!) prof. larda yanlış yerlere oy verebiliyor Cem, takunyalı üniversite lafı boşuna çıkmadı, hadi diğer yazdıklarına bi derece katılabilirimde, öğretim seviyesi görüşüne katılamadım:KK53::KK53:
artık herkesin internete erişimi var, cehalet diye bişey yok, insanlar çevresinden etkilenip oy kullanıyor bence, bi kısmıda nemalanıkları yere göre, ya da nufuslu kişilere yaranmak için, çıkarları için yani.. sosyolojik etmenlerde baskın tabii, din, milliyetçilik, bunları kullanan partiler vs.. vs.. objektif değerlendirebilen çok az, bu da normal, insan dediğin yaratık zaten etkilere açık, manipüle edilmeye açık...
insanların bir kısmının oy kullandığı bi kısmının kullanmadığı bi demokrasi sistemi hangi gelişmiş ülkede var merak ettim doğrusu..
duygularıma tercüman oldun.
üniversite mezunu bir tanıdığım yıllar önce bana israilliler hangi dinden dediği an ,başlarım üniversite mezunuyetine demiştim içimden:)
ve bir ek,bana arkadaşımın tanıdığı bir marangoz geldi. o anlatırdı adam kendini öyle bir geliştirmişki diye,,siyaset konuş adamla seni 3le çarpar 10 a katlar. okuduğu kitabın haddi hesabı yok. bende şahit oldum sonra buna. o yüzden bunlar göreceli
 
duygularıma tercüman oldun.
üniversite mezunu bir tanıdığım yıllar önce bana israilliler hangi dinden dediği an ,başlarım üniversite mezunuyetine demiştim içimden:)
ve bir ek,bana arkadaşımın tanıdığı bir marangoz geldi. o anlatırdı adam kendini öyle bir geliştirmişki diye,,siyaset konuş adamla seni 3le çarpar 10 a katlar. okuduğu kitabın haddi hesabı yok. bende şahit oldum sonra buna. o yüzden bunlar göreceli


mesela çevremde üni. mezunu bi çok kadın var ki, kocası hangi partiyi isterse ona oy atıyor, kendisinin bi düşüncesi fikri yok, beyi ne derse o, yani bu örnekleri kolayca çoğalmak mümkün
cem yılmaz çoban lafı etmemiş ama, bazı çobanlar bu üni mezunlarından daha fikir sahibi ve zeki bence.. aralarında hiç dershaneye gitmeden, kendi çabasıyla hatrı sayılır üniverstilere girenler bile var...
 
mesela çevremde üni. mezunu bi çok kadın var ki, kocası hangi partiyi isterse ona oy atıyor, kendisinin bi düşüncesi fikri yok, beyi ne derse o, yani bu örnekleri kolayca çoğalmak mümkün
cem yılmaz çoban lafı etmemiş ama, bazı çobanlar bu üni mezunlarından daha fikir sahibi ve zeki bence.. aralarında hiç dershaneye gitmeden, kendi çabasıyla hatrı sayılır üniverstilere girenler bile var...
aynen. ben böyle genellemelere çok kızıyorum.
elitist bakış açısının bir yansıması bu.
 
X