Cennetteki Meleklerimize Yazdığımız Mektupları Paylaşalım

benim bebeğimi kaybedeli 1,5 yıl oldu ama hala unutamadım.8 aydır tekrar deniyoruz ama hamile kalamıyorum.psikolojim bozulduğu için 4 aydır da adet düzenim bozuldu üzüntüden
 
Arkadaşım başın sağolsun.Rabbim sabır versin.İnşallah yeni yavrunun haberiyle bu acın hafifler.Geçmesi malesef imkansız sakın kendini suçlama Rabbim cennetine layık gördü yavrularımızı.Bende 8 aylıkken ev taşıdım sanki benim anlattın canım.Ama rabbim tekrar kucağımıza nasip eder inşallah.

teşekkür ederim canım ya inşallah galiba sizinde aynı olmuş ben hepsini okuyamadım Allah tüm isteyen arkadaşlara hayırlı bi evlat versin ALLAHtan isterken hayırlısını isteyelim bu çok önemli hayırlı bir evlat ...sağlıklı sıhhatli . bu arada doğumdan sonra adetim düzensiz oluyodu 3-4 gün geçiyodu bazen ama bu ay 10 gün kadar geçti test yapmaya korkuyorum vede gene aynı şeyler olucak diye çok korkuyorum düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim acaba hamilemiyimdir
 
vast arkadaşım ben de melek annesiyim başın sağolsun ama 10 gün adet gecilmesi normal değil büyük ihtimalle gebe olabilirsin en azından bir test yap sonrasında eğer gebeysen bu sefer korkunu at iyi olacak diye odaklan inşallah gebesindir.
 
vast arkadaşım ben de melek annesiyim başın sağolsun ama 10 gün adet gecilmesi normal değil büyük ihtimalle gebe olabilirsin en azından bir test yap sonrasında eğer gebeysen bu sefer korkunu at iyi olacak diye odaklan inşallah gebesindir.

saol canım ama ertesi günü test yaptım güzdüz negatif çıktı akşamıda hasta oldum hayalar hüsran gene yaa hormonlarda b iproblem var sanırım doğumdan sonra çok dengesiz olmaya başladı adetim
 
ALLAH herkese sabır versin bende 4 haftalık hamileyim ve okadar korkuyorum ki allah kimseye böyle acılar göstermesin ve herkese anne olmayı nasip etsin ve şuan yazılanları okuyunca ağlamamak elde değil ama morallerinizi bozmayın melekleriniz cennet te sizleri bekliyodur
 
allah herkese sabır versin bende 4 haftalık hamileyim ve okadar korkuyorum ki allah kimseye böyle acılar göstermesin ve herkese anne olmayı nasip etsin ve şuan yazılanları okuyunca ağlamamak elde değil ama morallerinizi bozmayın melekleriniz cennet te sizleri bekliyodur

allahım bebegını sana bagıslasın uzun omurler nasıp etsın darısı benım gıbı ısteyen tum melek annelerıne nasıp etsın ınsallah
 
4 ocak 2010 sen gittin benim de beni terkettiğim gün
Benim bütün hayatım sen mişsin meğer,aldığım nefes içimdeki yaşam açlığım tokluğum sen olmuşsun meğer.Benim yolculuğum sanaymış ….
Şimdi içim acıyor sensizliği sığdıramıyorum içime,tekmelerine uyanıyorum geceleri,sanki yine hıçkırık tutmuş gibi sıçrıyosun usul usul içimde.sensizlik çok zor olacak yavrum,sensizliğe alışmaya çalışmak ve bunu yapmak çok fena.En güzel yerdesin oysa sonsuza kadar mutlu olacağını bildiğim yerdesin ama benden çok uzakta En sevilenin en sevgilinin yanındasın Rabbimin rahmeti altındasın bu dünyanın kirine çamuruna bulaşmadan Rabbim aldı seni hasretini bıraktı şimdi boğazımda çözülmeyen bir düğüm erimeyen bir taş var içimde ellerim titriyor kendimi Rabbimin sana verdiği cennet müjdesiyle serinletiyor,sana kavuştuğumuz gün ahirette şefaatçi olacağını düşünerek yaşayamadığımız günleri ümit ediyorum.
Bembeyazmış tenin uzunca kaşların uzun kirpiklerin varmış annem anlattı babam söylemiş onada çok güzel bir çocuk muşun bitanem bu dünyaya fazla güzel Rabbimin seçtiği özel çocuklardanmışsın öyle diyor hadisler bazı çocuklar her halleriyle belli ederlermiş bu dünyaya ait olmadıklarını Rabbimin seçtiklerindensin yavrum.Cuma sabahları senin kokunla uyanıyorum Cuma günleri inermiş ahiretteki çocuklar ailesinin yanına yanık süt kokusu gibi kavrulmuş un gibi öyle benzersiz ki kokun odamı sarıyor heryerinde kokunu alıyorum rüyamda sarılıp koklamıştım seni aynı o koku işte odamdaydı ta ilk başından belliymiş sana hasret kalıcam aslında…
Haktanım karnımdayken seni Rabbimin güzel kulu ol peygamberine layık insan ol vatanına hayırlı asker ol annene babana ecdadına hayırlı evlat ol diye severdim seni bu kadar söz mü tutulur a yavrum bu kadar hayırlı mı olunur.
Şimdi dışarıya çıkmaya korkuyorum insanlarla yeniden biraraya gelmeye insan içine karışmaya korkuyorum.Bu sokaklar caddeler korkutuyor beni senden öncesi vardı şimdi herşey korkutuyor beni bitanem hep geçecek diyolar ama öyle alışkanlık yapmışın ki öyle bağlanmışım ki sana sensiz gezeceğim yapacağım şeyler için hazır değilim bu hayat korkutuyo beni sensiz yaşamak korkutuyo Haktanım.Bir daha eskisi gibi olamayacağım senin hayatımda olduğun kadar mutlu olamayacağımı biliyorum ama yaşamak zorundayım bir şekilde tutunmalıyım.Senin hayatımdan geçmiş olman gururlandırıyor beni.Taa en başa döndüğümde sana hamile kalmadan önceki rüyalarım senin ne sevgili bir kul olacağını gösteriyordu aslında..

Sen gideli 1 ay oldu bende beni terkedeli 1 ay oldu yavrum.Ne günlerin bir anlamı var ne gecelerin.Çok zevksiz bir hayat beni bekliyor.Espri yapıyorum herkes gülüyor bende gülüyorum sonra yine sen varsın aklımda dudaklarım titriyor bir elimle diğerini tutuyorum kendim bile görmek istemiyorum titreyen ellerimi sensizlik çığ gibi büyüyor ağlamak istiyorum onuda yapamıyorum birşeyleri kırıp döksem herşey yoluna girecek gibi ama olmuyo yetmiyo ki….
Sabahları sensizliğe uyanıyorum sensiz geçecek seni hatırlayarak geçecek bir güne daha başlıyorum.Gözlerimi kapatıyorum nst makinasında olduğum doktorların başımdaki halim ve senin minik kalbinin atmayışı tekrar takrar geliyo gözümün önüne ve ben hep aynı şeyi yaşıyorum aynı acıyı yeniden yeniden yaşıyorum.Şimdi seninle birlikte olanlar dünyaya geldi senden sonra doğacaklarda dünyaya gelecek ama yine sen olmayacaksın dikişlerimin bile acısı geçti geçmeyecek gibiydi o iki gün o da geçti senin yokluğunu acısı özleyişim geçmeyecek biliyorum hafiflemeyecek mi oğlum…
Karlar yağdı onlar eridi yağmurlar hala yağıyor oğlum üşümüyorsun dimi gerçi ne mümkün benim oğlum melek zaten hurilerle oynuyor melekler onu sarıp kolluyor.Belki oda beni özlüyor ağlıyor benim gibi melekler teselli ediyor bitanemi .En kısa zamanında yanına geleceğim yavrum senin yanına sağlam çıkmak istiyorum güçlü olayım ki senle kavuşana kadar öyle düşün beni.Bu özlem çok başkaymış hiçbir şeye hiçbir acıya benzemiyor.Sensizlik çok fena bunu anlamak daha da fena Haktanım…
 
bende oratada olmayan melegıme gel cagrısında bulunuyorum burdan annecıgım cok ozledım senı lutfen hayırlı zamnda hayırlısıylan gel artık kucagıma 5 ay 5 yıl gbı geldı:(
 
gelincik37_34 bu dünyada en zor şey melek annesi olmak
Ben de üç melek annesiyim. Yavrularıma kavuşacağim vuslat gününü bekliyorum. Beni bir tek bu mutlu eder artık. Bu dünya benim için bitti. Öylesine yaşıyorum:
 
gelincik37_34 bu dünyada en zor şey melek annesi olmak
Ben de üç melek annesiyim. Yavrularıma kavuşacağim vuslat gününü bekliyorum. Beni bir tek bu mutlu eder artık. Bu dünya benim için bitti. Öylesine yaşıyorum:

öle deme caım ısyan etmıs olursun allha.:(:(:(:(bızler neyınhayırlı neyın hayırsız ldugunu bılemeyız
 
gelincik37_34 bu dünyada en zor şey melek annesi olmak
Ben de üç melek annesiyim. Yavrularıma kavuşacağim vuslat gününü bekliyorum. Beni bir tek bu mutlu eder artık. Bu dünya benim için bitti. Öylesine yaşıyorum:

Canım deme öyle hepimiz çok acılıyız acından diyosun ama Rabbimizin gücüne gider.Nolur yapma arkadaşım bir gün kavuşcaz yavrularımıza ama o zamana kadar ömrümüzü layınca yaşayalım.Sonra yavrularımız bize bu sorgulamalarımız ve acımızdan ettiğimiz sitemler yüzünden sırt çevirmesin Bizler rabbimin özenle seçtiği yavruların anneleriyiz herkese nasip olmaz ve herkes buna dayanamaz bende bugün iyiysem ertesi gün berbat haldeyim ama sonuç bu yapacak bişey yok ve mükafatından düşmeyelim yavrularımızla kavuşcaz ve hayalini kurduğumuz herşeyi Rabbim yaşatacak bize inşallah...
 
Evladın ölümüne sabır
Sual: Küçük çocuğumuz öldü. Ana-baba olarak çok ağladık. Bize günah oldu mu?
CEVAP
Ağlamak merhametten ileri gelir. Ağlamak günah olmaz. Bağırıp çağırıp isyan etmek günahtır. Çocuğun ölmesi, malın elden çıkması, gözün kör, kulağın sağır olması, bir uzvun telef olması gibi, insanın isteği ile ilgisi olmayan musibetlere sabretmekten daha faziletli sabır yoktur. Sabredenlere verilen sevabın miktarını Allahü teâlâdan başkası bilmez.

Musibetlere sabır, sıddıkların derecesidir. Bunun için Peygamber efendimiz şöyle dua ederdi:
(Ya Rabbi, bana öyle yakîn ver ki, musibetler bana kolay gelsin!) [Tirmizi]

Oğlu ıbrahim ölünce de, (Ya ıbrahim, ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz ağlıyor, kalbimiz sızlıyor. Fakat, Rabbimizi gücendirecek bir şey söylemeyiz) buyurmuştu.

(Bir çocuk ölünce, Allahü teâlâ, bildiği halde, meleklerine sorar:
- Kulumun çocuğunu aldınız, kalbinin meyvesini kopardınız. Peki kulum buna ne dedi?
- Ya Rabbi, hamd edip teslimiyet gösterdi.
- O kuluma Cennette bir ev yapıp, adını da, “Hamd evi” koyun!) [Tirmizi]

Bunları Cennete götürün
Kıyamette Allahü teâlâ, müminlerin çocukları için, (Bunları Cennete götürün) buyurur. Melekler, çocukların Cennete girmesini söylerler. Çocuklar, (Ana-babamız hani?) derler. Melekler, (Onlar sizin gibi günahsız değildir. Görülecek hesapları var) derler. Çocuklar ağlaşır, (Ana-babamızı almadan girmeyiz) derler. Cenab-ı Hak, çocuklara buyurur ki:
(Ey yavrular, haydi gidin, ana-babanızı da alıp Cennete girin!) [Nesai]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Küçükken ölen çocuklar, ana-babaları ile karşılaşınca, ellerinden tutup, ana-babaları Cennete girinceye kadar, onlardan ayrılmazlar.) [Müslim]

(Hiçbir Müslüman yoktur ki, büluğa ermemiş bir çocuğu ölsün de, Allahü teâlâ, bol rahmeti sebebiyle, onu Cennete koymasın.) [Buhari, Nesai]

(Üç evladı ölmüş olan bir Müslüman ateşe girmez.) [Buhari, Müslim]

(Kimin bâlig olmamış üç evladı ölmüşse, bu çocuklar, onu ateşten koruyan bir kale olur, ölen evlat iki, hatta bir olsa da...) [Tirmizi]

Peygamber efendimiz, (Üç çocuğu ölen, Cennete girer) buyurdu. Oradakiler, (ıki çocuğu ölen de mi?) diye sual edince, (ıki çocuğu ölen de Cennete girer) buyurdu. (Ya bir çocuğu ölen?) diye tekrar sual edilince, buyurdu ki: (Allah’a yemin ederim ki, bir çocuk doğup hemen ölse, annesi sabredip sevabını Allahü teâlâdan beklerse, annesini Cennete götürür.) [Taberani]

Yine buyurdu ki:
(Alan da, veren de Allahü teâlâdır. Çocuğu ölen o kadına taziyede bulunun. Sabretsin, ecrini görecektir.) [Müslim]

Musibete uğrayanı teselli etmelidir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Çocuğu ölen kimseyi teselli edene Cennet hırkası verilir. Musibete uğrayanı teselli eden, onun sevabı kadar sevap kazanır.) [Tirmizi]

Resulullahın taziyesi
Resulullah efendimizin taziye mektubu şöyledir:
Allahü teâlâ sana selamet versin! Ona hamd ederim. Herkese iyilik ve zarar, yalnız Ondan gelir. Allahü teâlâ, sana çok sevap versin. Sabretmeni nasip eylesin! Onun nimetlerine şükretmenizi ihsan eylesin! ıyi bilmeliyiz ki, kendi varlığımız, mal, servet, kadın ve çocuklarımız, Allahü teâlânın, sayısız nimetlerinden, tatlı ve faydalı ihsanlarındandır.

Bu nimetleri, bizde sonsuz kalmak için değil, emanet olarak kullanmak, sonra geri almak için vermiştir. Bunlardan, belli bir zamanda faydalanırız. Vakti gelince, hepsini geri alacaktır.

Allahü teâlâ, nimetlerini bize vererek sevindirdiği zaman, şükretmemizi, vakti gelip geri alınca da, sabretmemizi emreyledi.

Senin bu oğlun, Allahü teâlânın tatlı, faydalı nimetlerinden idi. Geri almak için sana emanet bırakmış idi. Şimdi, geri alırken de, sana çok sevap, iyilik verecek, acıyarak, doğru yolda ilerlemeni, yükselmeni ihsan edecektir.

Bu ihsana kavuşabilmek için sabretmeli, Onun yaptığını hoş görmelisin! Kızar, bağırır, çağırırsan, sevaba kavuşamazsın ve sonunda pişman olursun.

ıyi bil ki, ağlamak, sızlamak, belayı geri çevirmez, üzüntüyü dağıtmaz. Kaderde olanlar başa gelecektir. Sabretmek, olmuş bitmiş şeye kızmamak gerekir. Allahü teâlâ, hepinize selamet versin!

Sual: Çocuğum yok veya öldü diye fazla üzülmek uygun mu?
CEVAP
Hayır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ sevdiği kulu kendisine bağlar. Çoluk çocuğu ile meşgul etmez.) [Deylemi]

Belanın geliş sebepleri
Sual: Bazı hadis-i şeriflerde, Peygamberi sevenin, çeşitli musibetlere maruz kalacağı ve Ona düşmanlık edenin ise, mal ve evladının çok olacağı bildiriliyor. Bunların açıklaması nasıldır?
CEVAP
ınsanlara dert, bela, musibet birkaç bakımdan gelir:
1- Bunlardan birisi işlediğimiz günahlar sebebiyledir. ımam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Belaların gelmesine sebep günah işlemektir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Size gelen musibet, işlediğiniz [günahlar] yüzündendir.) [Şura 30]

(Sana gelen kötülük, kendindendir, [günahların yüzündendir.]) [Nisa 79]

(Bir millet, kendini bozmadıkça, Allah onların hallerini değiştirmez.) [Rad 11]

2- Bela, hastalık ve musibetler, günahların kefareti [affolması] için gelir. Dünyada musibetlere maruz kalıp da güzelce sabreden kimse, ahirete günahsız gider.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Her musibet, affedilecek bir günah için gelir.) [Ebu Nuaym]

(Mümine gelen her sıkıntı, günahlarına kefaret olur.) [Buhari]

(Müminin günahları affoluncaya kadar bela ve hastalık gelir.) [Hakim]

ınsan kendisine gelen beladan hoşlanmaz. Halbuki günahları affolacak ve güzel sabrederse ahirette büyük nimetlere kavuşacaktır. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.) [Bekara 216]

3- Cennette yüksek derecelere kavuşması için mümine musibet gelir. Bunun için Peygamberlere çok bela gelmiştir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Nimete kavuşması için insana musibet gelir.) [Buhari]

(Musibet, kavuşulacak bir derece için gelir.) [Ebu Nuaym]

(Allahü teâlânın hayrını murad ettiği kul, belaya maruz kalır.) [Taberani]

(Kişi, hep sıhhat ve selamette olsa idi, bu ikisi onun helakı için kâfi gelirdi.) [ı.Asakir]

(Mümin, keler deliğine saklansa, ona, eza edecek biri musallat olur.) [Beyheki]

(Dünya, [Cennetteki nimetlerin yanında] mümine zindandır.) [Müslim]
(Allah’ı ve Resulünü seven, belaya [hazırlıklı olsun] zırh giysin!) [Beyheki]

(En şiddetli bela, Peygamberlere, velilere ve benzerlerine gelir.) [Tirmizi]

Demek ki belanın en şiddetlisi, Allahü teâlânın çok sevdiği kimselere geliyor. Belalara sabır, sıddıkların derecesidir. Peygamber efendimiz, kendisine gelecek musibetlere karşı dayanma gücü vermesi için Allahü teâlâya dua ederdi.

4- Bela, imtihan için de gelir. Bakalım kul, Allahü teâlânın gönderdiği belaya razı olacak mı, olmayacak mı? Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Şüphe edilen altın, ateşle muayene edildiği gibi, insan da bela ile imtihan olur.) [Taberani]

(Ya Rabbi, beni sevene, hayırlı mal ver! Bana düşmanlık edene de çok mal, çok evlat ver!) [ıbni Asakir]

Mal ve evlat fitne mi?
Mal ve evlat kötü mü de böyle buyuruluyor? Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Mallarınız ve çocuklarınız sizin için elbette bir fitnedir.) [Tegabün 15]
Fitne imtihan demektir. Anarşi, bozgunculuk, günah, şirk, bela, düşman ve daha başka manalara da gelir. Mal ve çocuklar hayırlı olmazsa bela olur, fitne olur.

ınsan, genel olarak malını iyi yolda kullanmaz. Bu bakımdan malı kendisi için düşman olmuş olur. Aslında mal, kılıç gibi bir nimettir. ıyi kullanılmazsa sahibini keser. Evlat da, bir nimet iken, iyi terbiye edilmezse, ana-babaları ile birlikte Cehenneme gider. Nimet, düşman olmuş olur. Çoğunluk bu imtihanı kazanmadığı için, mala ve evlada fitne denilmiştir. Mesela, ıskoçyalılar, genelde cimri oldukları için, her ıskoçyalıya cimri gözü ile bakılır. Belki de içlerinde çok cömert olanları da vardır. Kayserililer, gözü açık olarak bilinir. (Okur-yazar değilim ama Kayseriliyim) denir. Kayseri’de gözü açık olmayan da vardır. Hüküm ekseriyete göre verilir. Peygamber efendimiz, (Zenginlerin ve kadınların çoğunu Cehennemde gördüm) buyurdu. Halbuki Cennete gidecek zenginler ve kadınlar da çoktur. (Ramuz)

(Sizin çokluğunuzla, diğer ümmetlere karşı iftihar ederim) ve (Velud [doğurgan] kadınla evlenin) hadis-i şerifleri, evlenmeyi teşvik etmektedir. Gerekli ıslami terbiye verilemediğinden gençler, namaz kılmamakta, dinden uzaklaşmakta, hatta bir kısmı dinsiz ve anarşist olmaktadır. Peygamber efendimiz elbette, böyle gençlikle övünmez. ıbni Asakir’in bildirdiği (ıki yüz yılından sonra en iyiniz, hanımı ve çocuğu olmayandır) hadis-i şerifi, ortam müsait olmayınca, çoluk çocuk sahibi olmamanın daha iyi olduğunu göstermektedir.

Sual: Küçük çocuklar da ölürken sıkıntı çeker mi?
CEVAP
Bir Müslümanın çocuğu, ölüm döşeğinde iken, 360 melek gelir, o masumun karşısında durup, (Ya masum, müjdeler olsun sana, bugün, ölmüş olan, âbâ ve ecdadını ve bütün komşularını, Hak teâlâdan dile) derler.

Melekler, başına bir şefaat tacı ile gayret ve kuvvet gömleğini giydirip, gözünün perdesini kaldırırlar. Perdeler kalkınca, tâ Hazret-i Âdem aleyhisselamdan beri, geçmiş ecdatlarını görür. Onların bazısı için hazırlanan azabı görünce, haykırıp titrer. Bunu bilmeyenler can çekişiyor zanneder.

Can alıcı melekler gelirler, (Ya masum, âlemlerin yaratıcısı sana selam söyleyip, “Ben onu yarattım, yine bana gelsin. O ruh emanetini ben verdim, yine bana versin. Onun karşılığında ona Cennet ve didar vereyim” buyurdu. Haydi yüzünü çevir, bak) dediklerinde, o masum da, bakar, melekleri görür. Sevinçten coşup titrer ve döşeğinde can vermeye atılır.

Yine o azap içindeki ecdatları gözüne erişince, yine canını vermek istemeyip, (Ey melekler! Allahü teâlâ, akraba ve ecdadımı bana bağışlasın) der. Allahü teâlâ da, (ızzim hakkı için bağışladım) buyurur.

Melekler, (Ya masum, sana müjdeler olsun, Hak teâlâ, imanı olanların günahlarını bağışladı ve bütün dileklerini kabul eyledi) dediklerinde, masum sevinçli iken, masumun anası ve babası suretinde iki huri gelip, kollarını açarak, (Ey evladımız, bizimle gel, biz Cennette sensiz olamayız) derler.

Masumun eline bir Cennet meyvesi verirler. Masum, meyveyi koklarken Azrail aleyhisselam, kendi gibi, bir güzel masum olup, habersizce canını alır ve Cennete götürür.

Orada, yeşil bir sahra vardır. Masum, (Beni buraya niçin getirdiniz) diye sorar.

Melekler şöyle cevap verirler:
Kıyamet yeri vardır. Çok sıcaktır. Bu sahrada, 70 bin rahmet pınarı vardır. Resul-i ekremin havzının başında durup, nurdan bardakları görürsün.

Anan, baban kıyamet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsin ve onları bırakma ki, Cehennem yoluna gitmesinler. Çünkü, senin duan, Hak katında makbuldür. Cuma geceleri, yeryüzüne inersin. O vakit Allahü teâlânın selamını, Müslümanlara ulaştırırsın.

Ne mutlu, çocuğu ölüp de, sabreden ana-babaya...
 
BENıM ÇOCUĞUM ÇOK ÖZELDı BU KADAR KÖTÜ ıNSAN VARKEN
NEDEN BENıM ÇOCUĞUM ÖLDÜ,ÇOCUKLAR CENNETTE BÜYÜR MÜ?

"Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır ve bütün anneler ona sahiptir."
Onlar seçilmiş, çok özel çocuklardır. Sanki her biri bu dünya için yaratılmadıklarını her halleri ile belli ederlerler Amerika'dan bir heyet gelip Türkiye'den birkaç çocuğu Beyaz Saray'da ağırlamak için seçtiler. Bunlardan biride sizin çocuğunuz. Diğer aileler keşke bizim çocuğumuz seçilseydi demezler miydi?
Allah sizin çocuğunuzu seçti. Bazılarına nasip olan bu seçim sonucu cennetine aldı. Artık çocuğunuzu orada ağırlıyor. Bu dünyanın karmaşasına bırakmadı. Sıkıntılar çekmesini istemedi.

Çocukların Allah makamındaki yeri cennettir.

Cennette her türlü zevk vardır. Onlar büyümek isterse Allah onları büyütebilir. Cennette herkesin istediği yerine gelecektir. Canların çektiği her şey orada vardır.Kadının biri her yıl doğum yapıyordu, fakat çocuk yaşını doldurmadan üç aylık, dört aylık, dokuz aylıkken ölüp giderdi.

Böyle, böyle derken kadın tam dokuz çocuğunu kaybetmişti. Bir gece çok ağlayıp dua etti, o gece rüyasında cenneti ve oradaki sayısız nimetleri, köşkleri gördü. Köşklerden birinin üzerinde kendi adı yazılıydı, oradan içeriye girince bütün çocuklarının orada meleklerin refakatinde çok mutlu olduklarını görünce, Allah'a şükretti.
Dünyada rahat yoktur, dünyayı esas maksat yaparsak ve her yönüyle burada rahat içinde yaşayalım diye düşünürsek o zaman hayatı anlamamışız demektir.

Başımıza gelen her hadise, hastalıklar, musibetler, felaketler, bu hayat imtihanın bir parçasıdır. Rabbimiz bizi deniyor bizim sabrımızı ölçüyor. Asıl hayat ölümden sonra başlayacaktır, ölüm her şeyin sonu değil, her şeyin başlangıcıdır, daha güzel bir dünyaya göçmektir. Her insan Allah'ın takdir ettiği kadar yaşar bu dünyada ömrü uzamaz veya kısalmaz, hastalıklar veya musibetler hayatı ne uzatır ne de kısaltır.

Kimse ecelinden önce ölmez takdir edilen süre dolunca insan bu dünyadan göçer. Hepimiz göçeceğiz ahiret hepimizin gideceği yerdir, ölüm bitiş değildir, hayatın daha başka şartlar altında devam etmesidir.

Kaybettiğimiz sevdiklerimiz bizlerden uzak olsa da gittikleri yerde mutludur, vereni bildikten sonra alanı da biliriz, sürekli şöyle olmasaydı, böyle olmasaydı gibi sözler bizlere karamsarlık dışında bir şey vermez.
Hasta olmasaydı, kaza olmasaydı gibi sözler yerine takdire boyun eğip sabır göstermek zorundayız.
Takdir edilen süre dolunca mutlaka bir sebep olacaktır.
Şu an önümde gazeteden kestiğim birkaç çocuk ölümü haberlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Aynı gün bir oğlu oldu, diğeri öldü". Kahramanmaraş'lı bir ailenin beş yaşındaki oğulları evin önünde bir arabanın çarpması sonucu vefat etmiş, aynı gün eşi doğum yapmış.
Erzurum da ise altı yaşındaki bir kız çocuğu başına düşen bir buz sarkığı sonucu, yine altı yaşındaki bir kız çocuğu elindeki meyve bıçağının üstüne düşmüş iki kaşının arasından giren bıçak beynini parçalamış.

Sarıyer katliamında öldürülen üç yaşındaki Eren, misafir olarak gitmiş o gün o eve ve vefatından bir hafta önce "baba beni vururlarsa ağlar mısın", annesine "ben ölürsem üzülür müsün" diyen Eren üç gün sonraki doğum gününü heyecanla bekliyormuş.

Arkadaşlar uzun oldu ama ben her bunaldığımda kötü olduğumda bu yazıyı okuyorm.Sizlerle de paylaşmak istedim...
 
BENİM ÇOCUĞUM ÇOK ÖZELDİ BU KADAR KÖTÜ İNSAN VARKEN
NEDEN BENİM ÇOCUĞUM ÖLDÜ,ÇOCUKLAR CENNETTE BÜYÜR MÜ?

"Bütün dünyada bir tek güzel çocuk vardır ve bütün anneler ona sahiptir."
Onlar seçilmiş, çok özel çocuklardır. Sanki her biri bu dünya için yaratılmadıklarını her halleri ile belli ederlerler Amerika'dan bir heyet gelip Türkiye'den birkaç çocuğu Beyaz Saray'da ağırlamak için seçtiler. Bunlardan biride sizin çocuğunuz. Diğer aileler keşke bizim çocuğumuz seçilseydi demezler miydi?
Allah sizin çocuğunuzu seçti. Bazılarına nasip olan bu seçim sonucu cennetine aldı. Artık çocuğunuzu orada ağırlıyor. Bu dünyanın karmaşasına bırakmadı. Sıkıntılar çekmesini istemedi.

Çocukların Allah makamındaki yeri cennettir.

Cennette her türlü zevk vardır. Onlar büyümek isterse Allah onları büyütebilir. Cennette herkesin istediği yerine gelecektir. Canların çektiği her şey orada vardır.Kadının biri her yıl doğum yapıyordu, fakat çocuk yaşını doldurmadan üç aylık, dört aylık, dokuz aylıkken ölüp giderdi.

Böyle, böyle derken kadın tam dokuz çocuğunu kaybetmişti. Bir gece çok ağlayıp dua etti, o gece rüyasında cenneti ve oradaki sayısız nimetleri, köşkleri gördü. Köşklerden birinin üzerinde kendi adı yazılıydı, oradan içeriye girince bütün çocuklarının orada meleklerin refakatinde çok mutlu olduklarını görünce, Allah'a şükretti.
Dünyada rahat yoktur, dünyayı esas maksat yaparsak ve her yönüyle burada rahat içinde yaşayalım diye düşünürsek o zaman hayatı anlamamışız demektir.

Başımıza gelen her hadise, hastalıklar, musibetler, felaketler, bu hayat imtihanın bir parçasıdır. Rabbimiz bizi deniyor bizim sabrımızı ölçüyor. Asıl hayat ölümden sonra başlayacaktır, ölüm her şeyin sonu değil, her şeyin başlangıcıdır, daha güzel bir dünyaya göçmektir. Her insan Allah'ın takdir ettiği kadar yaşar bu dünyada ömrü uzamaz veya kısalmaz, hastalıklar veya musibetler hayatı ne uzatır ne de kısaltır.

Kimse ecelinden önce ölmez takdir edilen süre dolunca insan bu dünyadan göçer. Hepimiz göçeceğiz ahiret hepimizin gideceği yerdir, ölüm bitiş değildir, hayatın daha başka şartlar altında devam etmesidir.

Kaybettiğimiz sevdiklerimiz bizlerden uzak olsa da gittikleri yerde mutludur, vereni bildikten sonra alanı da biliriz, sürekli şöyle olmasaydı, böyle olmasaydı gibi sözler bizlere karamsarlık dışında bir şey vermez.
Hasta olmasaydı, kaza olmasaydı gibi sözler yerine takdire boyun eğip sabır göstermek zorundayız.
Takdir edilen süre dolunca mutlaka bir sebep olacaktır.
Şu an önümde gazeteden kestiğim birkaç çocuk ölümü haberlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Aynı gün bir oğlu oldu, diğeri öldü". Kahramanmaraş'lı bir ailenin beş yaşındaki oğulları evin önünde bir arabanın çarpması sonucu vefat etmiş, aynı gün eşi doğum yapmış.
Erzurum da ise altı yaşındaki bir kız çocuğu başına düşen bir buz sarkığı sonucu, yine altı yaşındaki bir kız çocuğu elindeki meyve bıçağının üstüne düşmüş iki kaşının arasından giren bıçak beynini parçalamış.

Sarıyer katliamında öldürülen üç yaşındaki Eren, misafir olarak gitmiş o gün o eve ve vefatından bir hafta önce "baba beni vururlarsa ağlar mısın", annesine "ben ölürsem üzülür müsün" diyen Eren üç gün sonraki doğum gününü heyecanla bekliyormuş.

Arkadaşlar uzun oldu ama ben her bunaldığımda kötü olduğumda bu yazıyı okuyorm.Sizlerle de paylaşmak istedim...

ELINE KOLUNA YUREGINDEN GECEN ALLAH SEVGISINE BINLERCE ALLAH RAZI OLSUN ISYAN EDEN ARKADASLARIMIZ ICIN BIREBIR OLMUS BU PAYLASIM CANIM SUAN MELEKLERIMIZ AYNI YERDE HEPSI HURILERLE BIRLIKTE BIZI BEKLIYORLAR AMA HAYAT DEVAM EDIYOR RABBIM BIRAN ONCE MELEKLERIMIZIN KARDESLERINI GONDERIRa.s.
 
ELINE KOLUNA YUREGINDEN GECEN ALLAH SEVGISINE BINLERCE ALLAH RAZI OLSUN ISYAN EDEN ARKADASLARIMIZ ICIN BIREBIR OLMUS BU PAYLASIM CANIM SUAN MELEKLERIMIZ AYNI YERDE HEPSI HURILERLE BIRLIKTE BIZI BEKLIYORLAR AMA HAYAT DEVAM EDIYOR RABBIM BIRAN ONCE MELEKLERIMIZIN KARDESLERINI GONDERIRa.s.

Aminn inşallah.Verende o alanda o bu acıyı bize verende Rabbim ancak o bizim gönlümüzün ferahlığını verir.Güzel günlerin umuduyla beklicez arkadaşlar.
 
Gelincik. Canım yüreğine sağlık. Mektubunda çok güzel. O kadar güzel anlatmışsın ki duygularını. Rabbim biz melek annelerine sonsuz sabırlar versin. Kalbini ferahlatsın. Ahirette meleklerimizle buluşmak ümidiyle.
 
Back
X