Çevremdekiler neden böyle

Kendi hayatında sözü geçmeyen insanlar başkalarının hayatlarında sözüm geçsin isterler ve biz de onlara fırsat kapılarını sonuna kadar açarız çizgi çizmediğimizden. Çocukluk arkadaşınızı tanımıyorum kötü zan da bulunmak istemem ancak bu konuyu dert ettiğinizi biliyor ve ona rağmen böyle diyorsa sadece çocukluk kalmış arkadaşlık kısmını pek göremedim. Üzülmeyin ve hayatınıza bakın üstelik kedileriniz ölürse de istediğiniz kadar evinize kedi alın (umarım çok uzun süre yaşarlar). Hayat sizin iş sizin ev sizin. Sınırlarınızı çizin.
 
Tersleyip kırmakta istemiyorum ama hadlerini bilmiyorlar
Kırmadan terslemeden ama istikrarlı ve net bir şekilde de sınırınızı çizebilirsiniz. Ama her seferinde. Bu şekilde sınır çizdiğinizde bile alınan veya bozulan vs olursa ondan kaynaklı bir sorundur, sınırlara alerjisi olan sorunlu bi tiptir. “Teşekkürler ama akıl danışmadım/tavsiye istemedim sadece paylaştım” “fikir için sağol ama ben kendi yöntemimle halletmeyi tercih ediyorum” “iyi niyetle soruyor olabilirsin ama bu konu beni bunaltıyor” falan diyebilirsiniz mesela. Ben olsam “sen o kadar akıllısın uğura niye kredi çektin?!” Veya “o kadar aklın varsa kendine de kullan” falan derim ama tavsiye etmiyorum slsllslslsls

 
Tersleyip kırmakta istemiyorum ama hadlerini bilmiyorlar
benim kendi arkadaş çevrem böyle değil

ama kendi kurduğum çevremin dışında maruz kaldıklarım
akraba komşu aile dostu, o veya bu sebeple görüşülen insanlar da var tabii ki
ve o kişiler arasında böyle seviyesiz hadsiz konuşmalar olabiliyor

1- mümkün mertebe maruz kaldığımız kişileri azaltmak bir seçim
ha böyle olunc da etrafınızda az sayıda kişi kalıyor öyle her an sürekli görüşlecek kişi olmuyor, mesela.
benim kendi arkdaşları hep çok yopun maalesef -ben de tam zamanlı çalıştığım dönemlerde aşırı yoğunum. çalışmıyorlarsa da dünya turunda filan oluyorlar ya da başka sorumlulukları oluyor.
genelde "kaliteli" (mesele TSE standartları değil de işte, kafa dengi diyelim) bir çevre edinmenin de böyle sonuçları var, bulana kadar uğraşıyorsun (tabi çok şanşlı bir çeveye doğmadıysan) ve o ilişkilerde herkes hep müsait olmuyor.

2. olarak "had bildirirken" (yukarıda da bahsi geçmiş) sinirli, biraz ne biliyim zavallı, kızgın "ben de istemiyorum böyle ama oluyor ne yapayım" gibi bir dille/mimikle/tonla değil
"sana ne yapraam, sana fikrini soran oldu mu?" enerjisini verebilmek çok önemli, bunu ben de geç idrak ettim.

benim annem aşırı sessiz, aşırı edilgen, pek ses çıkaramayan
en çok da böyle aman kırmayayım dökmeyeyim, yeri değil, şimdi ayıp olur filan kafasında bir kadın
onun da çevresinin derdi beni bekar olmam hep eleştirilirim ve konudur yani

geçen bi konu açılmış yine
o da sakin ve emin şekilde (muhtemelen ömründe ilk kez!) demiş ki "migren hayatından mutlu, keyfince yaşıyor onun gibi yaşayan mı var" (o çevrede yok hakketen, yoksa elbette vardır milyon tane)

kadının bir tanesi "valla demiş, o kadar haklısın ki, boşveeer evlenip n'apacak" sonra hepsi susmuş (benim bildiğim neredeyse hepsinin evlenmiş, boşanmış ve mesleksiz, çocuğuyla baba evinde sığıntı halde kızı ya da kök söktüren, kavga-gürültü yaşayan gelini var)

şimdiye kadar kemküm edene kadar şu iradeyi ortaya koysaydı keşke...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…