• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

çiçeğin peşinden..............

eylul07

bigün bende anne olacağım
Kayıtlı Üye
Katılım
18 Haziran 2007
Mesajlar
609
Emoji Skoru
3
Puanlar
96
Yaş
52
Yer
Antalya
> > Kocam bir mühendisti. Onunla
> > sâkin tabiatını sevdiğim için
> > evlenmiştim. Bu sâkin adamın göğsüne başımı
> > koymak içimi nasıl da
> > ısıtırdı…
> >
> > Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl
> > evlilikten sonra bu sâkinlik
> > beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar çok
> > sevdiğim- bu
> > özelliği artık beni huzursuz ediyordu.
> >
> > İş ilişkiye gelince oldukça içli, hattâ aşırı
> > hassas bir kadınım.
> > Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere
> > düşkünlüğü gibi can
> > atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle
> > vurdum duymazlığı,
> > evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış,
> > uzaklaştırmıştı.
> >
> >
> >
> > Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak
> > istiyordum.
> > Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye?' diye
> > sordu.
> > 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim,
> > 'sadece yoruldum.'
> > Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu.
> > Bu hâli ise hayal
> > kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe
> > yaramıyordu: işte,
> > sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla
> > evliydim. Ondan ne
> > bekleyebilirdim ki!
> >
> >
> >
> > Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne
> > yapabilirim?'
> > Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla
> > değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da
> > kaybolmuştu.
> > 'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun
> > cevabını kendin bulup kalbimi
> > ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim.'
> > 'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir
> > çiçek var. O çiçeği
> > benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün
> > kemiklerinin kırılmasına,
> > hattâ ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar
> > mısın?'
> > Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını
> > yarın vereceğim' dedi.
> > Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu.
> >
> >
> > Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt
> > şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da
> > bir not bırakmıştı.
> > 'Sevgilim' diye başlıyordu,
> > 'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim
> > yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim.
> >
> > 'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın
> > altını üstüne getirip
> > çökerttikten sonra monitörün önünde
> > ağladığında, onu tekrar
> > düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.'
> >
> > 'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden,
> > senden önce eve
> > varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma
> > ihtiyacım var.'
> >
> > 'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep
> > yolu
> > kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime
> > ihtiyacım var.'
> > '<Sâdık arkadaşın>ın her ayki ziyaretinde
> > sebep olduğu, karnındaki
> > krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım
> > var.'
> >
> > 'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını
> > dağıtmak, can sıkıntını
> > hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler
> > anlatabilmem için
> > ağzıma ihtiyacım var.'
> >
> > 'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan
> > gözlerinin bozulması
> > kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda
> > tırnaklarını kesebilmem,
> > saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri
> > ayıklayabilme merdivenlerden aşağı inerken elini
> > tutabilmem, çiçeklerin renginin -
> > gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu
> > söyleyebilmem için
> > gözlerime ihtiyacım var.'
> >
> > 'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o
> > uçuruma gidip, o
> > çiçeği senin için koparırım bir tanem..'
> >
> >
> > Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer
> > dağılıyordu.
> > Göz yaşlarım mektuba düşüyordu.
> > 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lüften
> > kapıyı aç canım. Çok
> > sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda
> > bekliyorum.' Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir
> > yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu
> > susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi.
> > Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse
> > sevemezdi. O
> > çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim.
> >
> >
> >
> > Bu gerçek aşktı.
> >
> > İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye
> > alıştığımız aşkın, seneler
> > sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve
> > durgunluk içinde de
> > hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz.
> >
> >
> >
> > Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki
> > artık romantik
> > değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki
> > yüzsüz... Ama hep oralarda
> > bir yerdedir.
> >
> > Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması
> > için elbette
> > gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek
> > aşkın sütunu ebedi
> > kalır.
> >
> >
> >
> > Hayat tam da böyle bir şeydir
 
Back