Nemrut, Hz. İbrahim ve Çiğ Köfte
İsmini Yunanca'da genler topluluğu demek olan "komagene" sözcüğünden aldığı söylenen Komagen, İ.Ö. 1.yy.’da Adıyaman ili çevresindeki imparatorluk, Kral Komagene’nin ismini almıştır. Komagene, Nemrut Dağı’nın tepesine doğuya ve batıya bakan iki tapınak yaptırmıştır. Nemrut'a çıkanlar güneşin ayaklarının altından doğduğu hissine kapılırlar. Kral Komagene kendini tanrı gibi hissederek heybetli heykelleri ve tapınakları Nemrut'a dikmiştir.
Nemrut Dağı’na işi gücü bırakıp o eşek gibi heykelleri yaptıran adam, malzemeden mi çaldı ne yaptıysa, heykellerin hepsinin kafasının yerde olmasına hep şaşarım.
Binlerce yıllık geçmişi olan çiğ köftenin ortaya çıkışı ile ilgili bir çok rivayet vardır. Bunlardan en bilineni şu şekildedir :
Bilindiği üzere Hz.İbrahim Urfa toprakları civarında doğmuş ve yaşamıştır. Nemrut tarafından ateşe atılmış, Allah’ın emri ile ateş bir anda su olmuş ve Hz.İbrahim’i yakmamıştır.
(Şu anda Hz.İbrahim’in doğduğu mağara ve ateşe atıldığı yerde oluşan Balıklı göl binlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.)
Hz.İbrahim peygamberliği döneminde, devrin zalim kralı Nemrut’un putlarını kırarak, insanları Allah’ın varlığına inanmaya davet eder. Nemrut buna çok sinirlenir ve Hz.İbrahim’in ateşe atılmasını emreder.
Büyükçe bir ateş yakılacaktır. Bunun için yöredeki bütün odunlar toplanır. Halkın elindeki tüm odunlar alınır ve evlerde ateş yakmak yasaklanır.
Halk yeme-içme ihtiyaçlarını ateş olmadan gidermek zorunda kalır. İşte bu günlerde bir avcı, avladığı ceylanı eve getirerek eşinden yemek yapmasını ister.
Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için eşinden bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine eşi, ceylanın budundan yağsız et çıkartıp güzelce döverek ezmeye başlar. Daha sonra ezilmiş eti bulgur, baharat, biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o eşsiz lezzetli çiğ köfte meydana gelir.
Kaynak: mynet-çiğköftemis