Çocuk sesi hiç de kuş ve su sesine benzemiyor valla. Yıllarca öğretmenlik yaptım, öalakası bile yok ahshjs. Gayet de beyin eriten, zaman zaman sinir yıpratan sesler. Çocukları çok severim mesleğim çocuklarla ilgili ve de anneyim.
Hayatımın ilk iki senesi kutu gibi bir evde bir tane bile tanıdık olmayan semtte, oğlumla baş başa geçti. Camın ardında, karşı apartmandaki beyaz tülbentli teyzeyi izleyerek sosyalleşirdim. Sonraki sene taşındım ama yine pek bir şey değişmedi. Ne oğluma tahammül edip bakacak bir kişi vardı hayatımda, ne de sosyalleşecek imkan. Üç yıl boyunca sadece oğlumla ilgilendim. Bunun için de şikayetçi olmadım. Çok bunaldım, çok yoruldum ama bu benim tercihimdi. Anne olmak yani.
Altı aydır oğlum yarım gün kreşe gidiyor ve ben yeni yeni yaşadığımı hissetmeye başladım. Alışverişe gidecek, spora başlayacak vaktim oldu vs.
Sizin öyle bir tavrınız var ki, sanki doğurduğunuz için "evet sosyalleşmek ve eğitim almak onun hakkı. El birliği ile destek olalım ona" demek zorunda herkes. Hayır efendim. Gayet de çocuk sesi duymak istemiyorum diyebilir insanlar. Eğitim alırken dikkati dağılsın istemiyorlar ve bunu istemek en doğal hakları. Empati bekliyorsunuz lakin sizde empati eksik. Evet kadın kendini kapatmasın, evet doğurdu diye hayattan kopmasın. Ancak özgürleşme çabası diğerlerinin özgürlüğünü engelleyecek ölçüde ise, başka yollar düşünmeli. Gerekirse beklemeli.
Sizin yapmanız gereken, tanımadığınız insanların çocuğunuza tahammül etmesini beklemek değil. Tanıdığınız kişilerden destek istemek. Bu mümkün değilse de gitmeyeceksiniz kursa, yapacak bir şey yok.
Son olarak ilçedeyim çok kurs yok vs demişsiniz. İstanbul'un göbeğinde her yanım kurs, etkinlik doluyken oğlum için gidemedim ben hiçbirine. İmkanlar el vermiyorsa, biraz beklemek ve sabretmek gerekiyor.