çocuklarınızla evde etkılı zaman geçirin..işte küçük onerıler...

çıtır bu bulutlarla ilgili etkinlik kaç yaş grubuna uyar
kızım 3.5 yaşında ama sanırım küçük değilmi

3,5 yaş için uygun bir oyun değil.4 -4,5 yaştan sonra rhatlıkla oynanabiliri bu oyun.okadar ilginç yaratıcı fikirler çıkıyor ki bu oyunda.örneğin büyük-ıslak sıfatları çıktı. "havuza girmiş fil" :)
 



herkesin evine vardır kağıt tabaklardan..resimdeki gibi kesip kesilen parçayı kuyruk olarak çocuğunuz yapıştırsın.süslemesi size kalmış artık.ister boyayın ister başka şekilde süsleyin.bu anı zamanda güzel bir oyuncak.evdekı herkes yapsın bu balıktan.evin içinde balıklarınızı yüzdürün..cup cup cup cup :)
 
paylaşımın için çok teşekkür ederim canım.benim oglumda yuvaya gidiyo.hiç akıla gelmicek şeylerden çok güzel şeyler yapıyorlar.tuvalet kagıdının içindeki kagıdı aliminyum folyoyla kaplayıp üzerine kagıttan çiçek yapmışlar ve karton üstüne oturtmuşlar.kalemlik yada vazo olarak kullanıyo.
bide kibrit kutusunun iç kutusuna iki kürdan geçirip kürdanın kenarına kibrit kutusunun dışından kestigi 4 yuvarlak kartonuda tekerlek yapmışlar.istedigi gibi boyamış çok güzel oldu.
paylaşımının devamını bekliyorum canım
 
çorap eşleştirme oyunu
evinizde ne kadar çorap varsa yığın ortayaaa..tabi eşlerinden ayrılsın bu çoraplar.oynayacağınız alan içinde dağıtsın çocuğunuz bu çorapları.sonraa ona bir çorap gösterip deyin ki bu çorabın aynısını/eşini bulabilir misin?çocuğunuz bütün eşleri birleştirsin.onu her seferınde alkışlayıp kutlamayı unutmayın.bu oyunla zihinsel bir aktivite olan "eşleştirme" çalışması yaparak matematik becerilerine bir adım atmış olacaksınız.sonra oyun bittiğinde ona çorapların yerlerine koyulması gerektiğini söyleyip yardım etmesini isteyin..
 
ve anneler çocuğunuzun oynayıp dağıttığı oyuncakları asla siz toplamayın.ona toplaması gerektiğini öğetin/anlatın.toplamamak için direttiğinde asla yenilip toplamayın.eğer bu hatayı yaparsanız asla toplamayacaktır çünkü bilecektir ki nasıl olsa annem toplayacak arkamdan.ısterse 3-4 gun dağınık kalsın o yenik düşsün ve toplasın.başka oyuncaklarla ya da başka bı sey ile ilgilenmek ısterse bu sure zarfında izin vermeyın ve oncelıkle dağıttığın oyuncaklarını toplamalısın,sonra istediğin diğer oyuncağı sana verebeilirim/izin verebilirim gibi..babamızda sızın gibi tepkısını koysun ve yıne aynı sekılde bır sey ıstediğinde eğer oyuncakalrını toplarsan sana ccevap verebilirim/oyun oynayabilirim vs... bunu yaparken katı olmayın ama "kararlı" olun.bağırıp çağırark kızarak olmayacak biliyorsunuz.olur tabi ama sadece bir seferlık halldersınız.oysa gercekten bu kuralı verebılırsenız ona her seferınde sızın soylemnıze gerek kalmadan oyuncaklarını kendısı toplayacaktır.bu da ılerkı yasantısı için önemli bir adım.sanra genlık donemınde cok bağırırsınız üstünden cıkardığını yerine koy/odanı toplaaa diye,bıde evlılık var çorabını oaraya buraya atan,aldığı seyı aldığı yere koymayan bır adam/kadın...ne kadar uzak gorsenızde temeller simdı atılıyor.ve çocuk buyudukce ıstedığınız kadar öğretmeye çalışın malesef olmuyor.Önleminizi şimdiden alın,,,
 
cıtıcım cok güzel şeyler yazmısın benim oğlum henüz 22 aylık ama sosis oyunu oynadık sadece emeğine sağlık hem egitici hem ögretci ayrıca seni tebrik ederim çünkü oyun çocuk için herşey demek yani zeka gelişimini oyunlaar ve oyuncaklar belirliyor çokk teşekkürler:1hug:
 
****Masal anlatılarak başlanır.
Ali ile ayşe bir gün ormanda dolaşıyorlarmış bir çiçek görmüşler çok güzel kokuyormuş başlamışlar koklamaya denir ve derin nefes alıp verilir çocuğun da koklaması istenir ve hep beraber derin derin nefes alıp verilir. Daha sonra Ali ile Ayşe yorulurlar ve bir yere otururlar bir süre sonra çok üşürler, ateş yakmaya karar verirler. Başlarlar çıraları sürtmeye bir taraftan da nefes alıp üflerler çocuğunuzda kendisini kaptırıp nefes alıp üflemeye başlayacaklardır. daha sonra Ali ile Ayşe'nin**canları sıkılır ve şarkı söylemek istediler sence hangi şarkıları söylesinler deyin ve istenilen şarkılara eşlik edin..
** Göreceksiniz çocuklar şarkıları çok daha güzel söyleyecekler çok daha eğlenecekler...
 
PARMAK OYUNU
ÖRDEK AİLESİ
Bu anne ördek(sol el baş parmağı gösterilir)
Bu da baba ördek(sağ el baş parmağı gösterilir.)
Bunlar da yavruları(iki elin kalan parmakları gösterilir.)
Vak vak vak vak derler(iki eli avuçlar birleşecek şekilde
kapatarak açma kapama hareketi yapılır.)
Derede yüzerler.(yüzme hareketi)
Bir balık görünce(gözler gösterilkir)
Dayanamayıp yerler(yeme hareketi)
 
Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar
> susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim
> tarzıydı.
>
> Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben
> bütün gün evde sıkılır, onun
> gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer
> girmez boynuna atılır onunla
> oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da,
> hadi odana git, derdi.
> Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir
> araya gelirdikbabamla.
>
> Onlar annemle konuşurken ben araya girer,
> sesimi duyuramayınca da bağırırdım. B abam sinirlenir,
> 'Bütün gün insanlara
> kafa patlatmaktan bunaldım, birde sen kafamı
> ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün
> gün zaten seninle uğraştım, bir
> çift laf da mı konuşturtmayacaksı n
> babanla?' diye çıkışır, beni odama
> gönderirdi.
>
> Çaresiz bir şekilde
> boynumu büker odama yani hapishaneme doğru yol
> alırdım. Babam arkamdan,
> 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip,
> hâlâ ne istiyor anlamadım.'
> diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de
> bir odam olmasaydı, keşke bizim
> de evimiz bir odalı olsaydı da hep
> birlikte otursaydık' derdim içimden; ama
> yüksek sesle söylemeye cesaret
> edemezdim.
>
> Yemekten sonra babam
> kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon
> seyrederdi. Beni yanına
> çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli
> birşey varsa beni adeta
> yerimden bile kıpırdat mazdı. Azıcık hareket edip
> koşup oynamaya çalışsam oda
> hapsim yeniden başlardı.
>
> Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi
> anlaşıyoruz. Bu defa susarak
> yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım.
> Önce resim yaparak başladım işe.
>
> Babam çizdiğim resimleri çok
> beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.'
> diyordu. Babam bazen göz ucuyla
> bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam
> afallıyordu. Ama bana kızarak beni
> artık odama göndermiyordu. 'Son
> günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye
> komşulara anlatıyordu annem
> halimi.
>
> Resimlerim arttıkça ortalık
> dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye
> odama kapattığında işe nereden
> başlayacağımı bilemiyordum.
>
> Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama
> odamı toparlamayı
> beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı
& gt; yasaklayacağım.
> ' dedi bir gün.
>
> Susuyor olmamı usluluk olarak
> değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden
> alırsa ben ne
> yapacaktım?
>
> Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince
> uygun zamanı kolladım.
>
> Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi.
> Babam oturur oturmaz
> çizdiğim resmi getirdim.
>
> Babam baktı. Hım, dedi
> 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi.
>
> Ben 'Hayır o adam değil,
> bu çocuk sensin.'dedim.
>
> O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu
> küçük kız da arkadaşın.'dedi.
>
> Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu
> küçük adam sensin, bu küçük kız da
>
> annem.' dedim.
>
> Babam benimle
> uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi.
>
> Heyecanla
> başladım anlatmaya.
>
> Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz
> yaşlanıp
> küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek,
>
> komşumuz Ahmet amca ile
> Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten
> geldiğimde yorgun olacağım.
> Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde
>
> kafam şişmiş olacağından
> sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler
> paylaşmak istediğinizde 'Hadi
> odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.'
> diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her
> şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları
> da var, daha ne istiyorlar'
> diye.
>
> Annemle babamın gözleri fal taşı gibi
> açılmıştı.
>
> Duyduklarına inanamıyorlardı ..
>
> Bana sarılıp beni öyle
> içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar
> konuşsam hiç bıkmadan
> dinleyecekler gibiydi.
>
>
> Farkında' Olmalı İnsan... Kendisinin,
> Hayatın Olayla rın, Gidişatın Farkında
> Olmalı.
>
> Ömür
> Dediğin Üç Gündür,
>
> Dün Geldi Geçti
>
> Yarın
> Meçhuldür,
>
> O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,
>
> O Da
> Bugündür.
 
Bir minik tavşan varmış ( sağ elin işaret ve orta parmakları, tavşan kulakları gibi tutulur )
Bu kafeste yaşarmış ( sol el, portakal tutar gibi yuvarlak yapılır )
Gezerken bir ses duysa
Hemen diker kulaklarını ( sağ elin kulak öykünmesi yapan parmakları dimdik tutulur )
Hop… diye kafesine
Koşar atlarmış… ( parmaklardan yapılmış kulaklar, "hop" deyince, öteki elin avuç içine konur ve sıkıca tutulur )
 
çalişmalari Evde Yapiyor Musunuz Hanimlar?
Eğer Yapiyorsaniz Deneyimlerinizi Paylaşin Lütfen ..ben Boşuna Anlatiyormuş Gibi Hissettim.
 
ben tombul sosıslerı yaptım ogluma 15,5 aylık suanda ama cok eglendık bayagı gulduk beraber, cok tskler paylasımların ıcın:) belkı bıraz kucuk ama ona gore bıldıgınız oyunlar varsa paylasabılır mısın canım?
 
1-1,5 YAŞ İÇİN OYUNLAR:

Araba Oyunu

Araba (denir çocuğun çenesine dokunulur)

Maraba (denir çocuğun çenesine dokunulur)

Cip (denir çocuğun çenesine dokunulur)

Bip (denir çocuğun çenesine dokunulur)




Köşe Bakkalı Oyunu

Köşe bakkalı ( denir, çocuğun çenesi elle tutulur )

Kapalı çarşı ( denir, ağız gösterilir )

Horhor çeşmesi ( denir, burun tutulur )

Elmacılar ( denir, yanaklara değilir )

Aynacılar ( denir, gözler gösterilir )

Kemancılar ( denir, kaşlar sıvazlanır )

Düz bayır ( denir, alna dokunulur )

Karışık çayır ( denir, saçlar karıştırılır )




Bip Bip Oyunu

Araba oyunu gibi oynanır; sözler söylendikçe, çocuğun aynı yerlerine dokunulur.

Araba geldi,

Durakta durdu,

Bip bip
 
Özerklik dönemi işlev oyunları ( 1-3 yaş )



Parmak Oyunları



Çal Kapıyı

Çal kapıyı çal ( Sağ elin işaret parmağıyla alna vurularak, kapı çalma öykünmesi yapılır )

Bak pencereden ( her iki elin işaret ve baş parmakları iki gözün önünde birleştirilir, gözlük gibi halka yapılır )

Çevir mandalı (Burun el ile bükülür )

Gir içeri ( sağ elin işaret parmağı, ağzın içine sokulur )

Al bir iskemle ( Kulak memelerinden biri tutulur, çekilir )

Otur şuraya ( Öteki kulak memesi tutulur, çekilir )

Nasılsın bu gün Ayşe ? ( Çene tutulur, sallanır )
( Ayşe adı, çocuğun adına göre değiştirilerek söylenir )





On Parmak

Benim on parmağım var ( iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Tümüyle benim ( eller, parmaklar açık olarak göğüste kavuşturulur )

Onlarla ben her şeyi yaparım.

Sımsıkı kapar ( her iki el yumulur )

Kocaman açarım ( iki elin parmakları açılır )

Birbirine kavuştururum ( eller kavuşturulur )

Arkama saklarım ( eller arkaya saklanır )

Yukarıya kaldırır ( kollar yukarıya, gerinerek kaldırılır )

Aşağıya indiririm ( kollar bedenin iki yanına sarkıtılır )

Sonra kucağımda dinlendiririm ( eller rahatça kavuşturulup kucağa konur )



Parmaklarım

Sağ elimde beş parmak ( Sağ elin beş parmağı gösterilir )

Sol elimde beş parmak ( Sol elin beş parmağı gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sağ elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Bir-iki-üç-dört-beş ( Sol elin parmakları sırayla açılarak sayılır )

Hepsi eder on parmak ( Her iki elin parmakları açılarak gösterilir )

Sen de istersen say bak

Say bak, say bak, sayy bak.

Bir-iki-üç-dört-beş-altı-yedi-sekiz-dokuz-on ( Her iki eldeki parmakların tümü sırayla açılarak sayılır )



Üç Topum Var

Benim üç topum var.

İşte en küçük topum ( baş parmak ve işaret parmağı birleştirilerek bu iki parmakla halka yapılır, gösterilir )

İşte ortanca topum ( iki elin baş parmakları birbirine, iki elin işaret parmakları birbirine birleştirilir, ortanca topu simgeleyen bir halka yapılır, gösterilir )

İşte bu da kocaman topum (iki kol öne uzatılır, ellerin uçları birbirine birleştirilir, halka yapılır, gösterilir)

Haydi gelin bu üç topu

Bir kez daha gösterelim ( aynı sözlerle, aynı devinimler yinelenir )




Tavşan

Bir minik tavşan varmış ( sağ elin işaret ve orta parmakları, tavşan kulakları gibi tutulur )

Bu kafeste yaşarmış ( sol el, portakal tutar gibi yuvarlak yapılır )

Gezerken bir ses duysa

Hemen diker kulaklarını ( sağ elin kulak öykünmesi yapan parmakları dimdik tutulur )

Hop… diye kafesine

Koşar atlarmış… ( parmaklardan yapılmış kulaklar, "hop" deyince, öteki elin avuç içine konur ve sıkıca tutulur )
 
ONA SEVMEYİ ÖĞRET
Arkadaşımın kızı bir yaşına gelmişti , “Sen eğitimcisin neler öğretmem gerekiyor, bazen kendimi çok çaresiz hissediyorum” dedi. Sorusu kolaydı ama yanıtı zordu, akıl vermesi basitti ama uygulaması karmaşıktı, anlatmaya başladım:
Annelik uzun zaman alan ve günün yirmi dört saati devam eden, adı “İnsan Yetiştirmek” olan bir iş.
Bir kere bilmelisin ki zaman alacak. Neye zaman harcarsan onun karşılığını alırsın. İşine zaman ayırırsan işinden, eşine zaman ayırırsan eşinden, çocuğuna zaman ayırırsan da ondan karşılığını alırsın.
Yapabiliyorsan gözyaşlarını tutmamasını öğret, acı çekilmeden olgunlaşılmayacağını...
Kıskanmamayı öğret ona, arkadaşının başarısından mutlu olmayı, birlikte sevinçleri paylaşmayı, içinden “Neden ben değil de o” demeden...
Kazanmaktan mutluluk duyup içine sindirmeyi, ama aynı zamanda kaybetmeyi öğrenmesini...Çünkü bir adım sonrasında görünüşte galip olanları gösterecek hayat ona.
Her şeyin bir sonu olduğunu öğret. Sahip olduğu bütün değerlerin bir gün keyif vermeyebileceğini. Kazanılan ve harcanan paranın bir sonu olduğunu, gidilen yerlerin zamanla bıkkınlık verebileceğini, her şeyi tüketebileceğini, tüketemeyeceği tek şeyin BİLGİ olduğunu öğret. Kitaplardan keyif almasını, ders çalışmak istemiyorsa zorlanmamasını, ama okumayı sevmesini öğret ona.
Elbet er ya da geç alacaksın biliyorum, ama mümkün olduğunca geç al ona bilgisayarı. Ona kendisiyle kalacağı sakin zamanlar ver, sıkılmayı öğret ona, sıkılıp da kendini yönlendirmeyi bulmasını.
Doğaya götür onu, hayvanlardan korkmaması gerektiğini öğret. Arıların bizi sokmasından çok nasıl bal yaptıklarını anlat. Doğanın kendi içindeki gizemi bulmasına yardımcı ol, yağmurdan sonraki toprak kokusundan keyif almasını sağla. Soğuk kış gecesinde ateş yakmayı öğret, belki büyüdüğünde bir gece sevgilisine ateş yakar ve belki binlerce yıldızın altında birbirlerine sarılırlar, bunu öğrenmemiş diğer sevgililerin aksine...
Şartlar çok zor olsa da yalan söylememesi gerektiğini öğret ona.
Kazandığı elli milyonun piyangodan çıkan beş yüz milyondan çok daha keyifli olduğunu öğret. Alın terine saygıyı öğret ona.
Kendi doğruları üzerinden kimsenin onu yargılamasına izin vermemesi gerektiğini öğret, başkalarını da kendi doğruları üzerinden yargılamamayı... Bunun başkalarını dinlememek olduğunu değil, söylenenleri kendi eleğinden geçirmesi gerektiğini öğret. Kendi fikirlerine inanmanın güzelliklerini anlat.
Hayatı sorgulamayı öğret ona...
Haklı olduğu konuda sonuna kadar diretmesini öğret ve haklıyken dik durmasını.
Basit yaşaması gerektiğini öğret ona, çay içmekten keyif almayı...
“İstemiyorum”, “hayır” demeyi, istediğinde ise “istiyorum” demeyi öğret ona.
Temiz kokmasını, sorgusuz sevmeyi, el yazısı ile notlar yazmayı, lafı dolandırmamayı öğret...
Sevdiklerinin hiçbir zaman çantada keklik olmadığını, dostluğa yatırım yapması gerektiğini, kıymetini bilmeyenlerden ise uzaklaşmasını öğret.
Müziği sevmesini, sporla barışık yaşamasını...
İşlerin hiçbir zaman bitmediğini söyle ona, en yoğun zamanında bile kendine vakit ayırması gerektiğini öğret...
Ama en çok ta kendini sevmesini öğret, kendini sevmezse kimsenin onu sevmeyeceğini..
 
harıkasın ya:))) oyunlar ıcın ve ozellıkle de bu yazı ıcın cok tskler, okurken cok keyıf aldım, cok guzel bır yazıydı:) sevgıler..
 
sevgili citir-pitir tesekkur ederim arkadasim paylasimlarin icin,benimde 2004 temmuz dogumlu bir oglum var,kres fiyatlari fazla oldugu icin bu sene veremedim,seneye ALLAH kerim,bende tamda evde oglusumla yapabilecegim seyler ariyordum,cok zeki bir cocuk ve o zekayi bosa harcamak istemiyorum,hem eglenmek hem ogretmek adina,bana onerebilecegin kitap ve cd varmi canim hangi yayin eviden bulabilirim,kreste verilen egitimleri oyunlari,psiko motor gelisimini nasil takip edebilirim,sende hamissin ALLAHim hayirlisiyla sag salim kucagina almak nasip etsin,uzun omurlu saglikli,hayirli evlat,hayirli insan olsun
 
ANAOKULUNA GİDEMEYENLER ÇOCUKLAR İÇİN..

amin canım güzel dileklerin için öncelikle...ben oğlunuz için hikaye kitapları olarak kök yayıncılığın kitaplarını tavsiye edeceğim.gerçekten öğretici ve kaliteli kitaplar.
***çocuğunuza hergün bir hıkaye kıtabı okuyun.onun anlatmasını isteyın.
***bazen sorular sorun hıkaye ıle ılgılı cevaplasın
***hıkayedekı karakterlerı canlandırabılırısınız bile bırlıkte..oyu hgalıne geldiği için ilgisi artacaktır.
***Hikayeden sonra bu Hikayenin resmini yapmasını isteyebilirisiniz.
***oğlunuz 4 yaşında hemen hemen değil mi?makasa çalışmalarına da başlayabilirsiniz.

ayrıca hıkaye harici anaokullarında yapılan kıtap çalışmalrı var.. bu kitapları edinip evde sizyaptırablirsiniz.onlar için önerebileceklerimde şöyle..
***Ya-pa yayınevinin "şekiller ve renkler","kavramlar","sayılar ve şekiller","zihinsel gelişim alıştırmaları"kitapları var.
***bulamazsanız duru yayınlarının "mor kedi" serisi var.
hergün 1-2 sayfa çalışabilirsiniz çocuğunuzla...zaten her sayfanın altında yönergeleri yazıyor ne yapacağınızla ilgili..

***onun haricinde çocuk şarkıları cd leri edinip çocuğunuzun şarkı öğrenmesini sağlayabilirsiniz.
***ona bilmeceler,şiirler,tekerlemeler öğretin dil gelişimi için..
***onun haricinde yapabileceklerinizle ilgili olarak yardımcı olmya devam edeceğim..
keyifli çalışmalr..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…