Çok Yanlış Bilinen 10 Psikolojik Gerçek

Nevreste

Bir garip yolcu
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
289.384
594.052
42
115108675,bBBLNuFejEiSK8p3bjseKw.jpg

Popüler Psikoloji’nin 50 Büyük Miti” adlı kitap yaygın bir şekilde kabul edilmiş olan psikolojik yaklaşımların yanlış olduğunu bizlere söylüyor. Bu yanlışlardan bazıları nelermiş birlikte bakalım…
1.Beynimizin sadece %10’nunu kullanıyoruz.

beyin-Nakli-brain-transplant-beyin-beyin.com_.jpg


Beyinde “sessiz bölge” olarak bilinen ve”ortalama insan beyninin sadece %10’unu kullanıyor” cümlesine gerekçe olan kısım sanıldığı kadar büyük değil. Araştırmalar gösteriyor ki, sessiz kısım son derece küçük bir yapıda. Ayrıca bilim adamları daha önce de konuşma ve duyma duyuları için çok önemli olan bir beyin bölgesine de “sessiz bölge” demişlerdi. Günümüzde ise bugün böyle olmadığı biliniyor.

2. Öfkeyi içinde tutmaktansa ifade etmek daha doğrudur.
635355187122.jpg


Araştırmalar bize gösteriyor ki, öfkeden kurtulmak için bağırmak, duvarı ya da benzer bir şeyi yumruklamak öfkeyi azaltmıyor aksine arttırıyor. Öfkeyi açığa çıkarmak sadece sonunda sorunun kaynağına doğrudan çözüm getiren zamanlarda etkili oluyor. Onun dışında sizi daha da sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor.

3. Düşük seviyede kendine saygı ana psikolojik sorunlardan biridir.
panik-atak.jpg




Tespitlere göre kendine az saygısı olan bireylerim insanlar arası ilişkilerinde bu durum önemli bir probleme neden olmuyor. Ayrıca kendine saygının okul performansına olumlu bir şekilde yansıdığını tespit ettiler. Başarılı öğrencilerin kendine olan saygıları artıyor. En önemlisi de düşük seviyede kendine saygının depresyonla bir ilgisinin bulunmadığı ortaya çıktı.

4. İnsan hafızası video kamera gibi çalışır.

hafıza.jpg

İnsan hafızası önemli olayları fotoğraf gibi kaydediyor. Fakat aradan yıllar geçen olaylar tekrar hatırlandığında zarar görmüş oluyor. Yani video kamera gibi her şey aynı kalmıyor. Psikologlar hemen hemen insan beyninin “yeniden üreten” değil fakat “yeniden inşa”edici olduğu konusunda hem fikire sahipler.


5. Hipnoz uyanıklık durumundan farklı ve nadir bir trans durumudur.
Hipnoz-resimleri-daireler.jpg


Araştırmalar gösteriyor ki hipnozlu insanlar kendilerine söylenen emirlere direnebilir hatta karşı da çıkabilirler. Karakterlerinde olmayan şeyleri yapmayabilirler. Elde edilen verilere göre hipnozlu insanlar oldukça uyanık durumda. Hipnoz, alınan cevapları arttırmayı sağlayan bir yöntemden daha ötesi değil.


6. Zıt kutuplar birbirini çeker.

6_d.jpg

Kişiler arasındaki ilişkilerde “uçlar” birbirini çekmiyor. Onlarca araştırma ortaya koyuyor ki, insanlar kendileriyle benzer karakterdeki insanlarla birlikte takılmayı tercih ediyor, kendilerinden farklı eğilimleri olan insanlardan uzak duruyor. Doğru yaklaşım “benzer uçlar, benzer uçları” çeker olmalı.


7. Mozart dinlemek zihni açar.
5081_62_bey2.jpg

Avusturyalı besteci Wolfgang Amadeus Mozart’ın eserlerini dinlemek zekayı arttırmıyor. Mozart, Bach veya Pearl Jam’in eserlerini dinleyenlerin test sonuçları, hiçbir şey dinlemeyenlere göre daha iyi; ancak bir uyarıcının olması zaten kişiyi daha başarılı kılıyor.


8. Yalan makinesi doğru sonuçlar verir.
yalan-makinesi.jpg

Filmlerde görmeye alıştığımız, insanın yalan söyleyip söylemediğini kalp atışlarından, vücut ısısından, terlemesinden ve bu gibi fizyolojik değişiklikleri izleyerek anlayan yalan makinesi de şehir efsanesi. Yapılan araştırmalar, bu tarz fizyolojik değişikliklerin kişiden kişiye değiştiğini gösteriyor. Yani doğruyu söyleyen biri de yalan makinesine oturduğunda heyecanlı olduğu için terleyebilir ve kalp atışları hızlanabilir.


9. Şizofrenler çift kişiliklidir.
sizofren.jpg

Şizofrenlerin çift kişilikli ya da bölünmüş kişilik sahibi olduğu da tam bir efsane. İnsanlar, şizofrenlik ile bölünmüş kişilik rahatsızlığını birbirlerine karıştırıyorlar. Bölünmüş kişilik sahibi insanlar, birden fazla kişiliği içinde taşır. Şizofrenler ise tek kişilik sahibi olmalarına rağmen, ruh durumları değişkendir. İşte bu sebeple de iki hastalık çoğunlukla birbiriyle karıştırılır.


10. Dolunay, suça eğilimi ve çıldırma vakalarını artırır.

1dolunay_manzara_6.jpg

Latincesi “luna” olan ayın dolunay evresine geçmesinin insanlarda çılgınlık yarattığı düşünülür. İngilizce’de çılgınlık ya da delilik anlamına gelen sözcük ise “lunatic” tir. Yani, ay kelimesinden türetilmiştir. Konuyla alakalı popüler kültürde yer alan korku filmleri ve kitaplarda insanlarda bu görüşün yer etmesine neden olmuştur. Ancak, gerçekte dolunay ile delilik arasında hiçbir bağlantı yoktur.



Kaynak:sabah
 
X