- 20 Mayıs 2009
- 23.915
- 63.667
- Konu Sahibi in vino veritas
- #1
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Eğer Avrupalıların işe ihtiyacı varsa, şimdi onlara da iş kapısı olabilecek yükselen Türkiye var" dedi.
Davutoğlu, Trafo Otel'de düzenlenen “İsviçre Buluşması” toplantısında, ülkede yaşayan Türk vatandaşlarına hitap etti.
AKP felsefesi tam doğru anlaşılsın, yerine otursun diye son 10 günün takvimini paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, 10 gün içinde Paris'te terör saldırısına karşı Avrupalı liderlerle birlikte yürüdüklerini, orada bulunuşlarının Avrupalı Müslümanlar adına hiçbir kimsenin İslam ile terörü yan yana zikredemeyeceğini göstermek için olduğunu söyledi. Orada hem vatandaşlarla görüştüklerini hem de Fransa'daki Müslümanların liderleriyle oturup konuştuklarını, dertleştiklerini anlatan Davutoğlu, sonra Berlin'e geçtiklerini ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ikili görüşmeler yaptıklarını anımsattı.
Bunun yanı sıra Berlin'de ırkçılar tarafından Müslümanlar yatsı namazını kılarken yakılan Fatih Camisi'ni yerinde ziyaret ettiklerini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Orada da nerede olursa olsun, her türlü ırkçılığa karşı başımız dik bir şekilde ayakta duracağımızın mesajını verdik. İşte bir kez daha Zürih'ten sesleniyorum; İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir. Endülüs'ten Osmanlı'ya ve yarım asır önce Anadolu'nun her bir köşesinden çıkıp, o kutsal yürüyüşle buraya gelen, o yiğit insanların getirdiği ve Avrupa'ya ezanla birlikte çil çil kubbe gibi serpiştirdiği, o mescitler, o camiler mutlaka korunacaktır, onlara uzanan ellere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.Tekbiri Zürih'e taşıyan kardeşlerimin alnından öpüyorum, Allah sizi yetiştirenlerden razı olsun. Buralara, bu diyarlara tahta bavullarla gelmekle birlikte, fakir bir şekilde gelmekle birlikte, gönlü zengin bir şekilde, imanını koruyan o ilk gurbetçilerimize selam olsun, onların evlatlarına selam olsun. Allah'ın rahmetine kavuşanlara rahmet diliyoruz. Onlar ne mübarek insanlar ki Anadolu'dan Rumeli'den bu diyarlara geldiklerinde, buralara öyle bir tohum ektiler ki Allah'ın izniyle o tohum, Avrupa merkezinde bir adalet çınarı olarak yükselecek. Kimse bunu engelleyemeyecek.”
Müslümanlar ve Hristiyanların Avrupa'da barış içinde yan yana yaşayacağını belirten Davutoğlu, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi.
“Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz”
Berlin'den Türkiye'ye döndükten sonra Brüksel'e gittiklerini ve orada da Anadolu'nun evlatları tarafından coşkuyla karşılandıklarını ifade eden Davutoğlu, burada Avrupa Birliği liderleriyle, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker ile açık ve net görüşmeler yaptığını hatırlattı.
Türkiye'nin AB yolunda stratejik kararlılığını bir kez daha vurguladıklarını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önümüze getirilen engellere rağmen, önyargılara rağmen, her türlü provokasyona rağmen Türkiye, Avrupa Birliği yolunda yürümeye kararlıdır. Neden biliyor musunuz? Hem Türkiyesiz Avrupa büyük bir eksiklik olacaktır ama en önemlisi de sizler için, Avrupa Birliği yolunda yürümeye devam edeceğiz. Madem ki burada bizim kültürümüzü, örfümüzü, dilimizi, dinimizi temsil eden kardeşlerimiz var, madem ki 45 milyon var Avrupa'da Müslüman, işte Türkiye Avrupa Birliği'nin parçası mutlaka olacaktır. Mutlaka bir gün Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Yalvarmayacağız, dilenmeyeceğiz, hiç bir özel ayrıcalık beklemeyeceğiz. Başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Siz aziz Zürihliler, İsviçreliler, siz Avrupa'nın kalbinde böyle dik duruyorsunuz, bize dünyanın her yerinde baş eğmek yakışır mı? Siz bir an bile tereddüt etmeden bizim kültürümüzü Avrupa'da yaşıyorsunuz, biz o kültürden bir zerre dahi fedakarlık eder miyiz? Başımızı eğer miyiz? Eğmeyiz Allah'ın izniyle, eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Biz baş vermiş ama baş eğmemiş Çanakkale'nin yiğitlerinin torunlarıyız.”
“Avrupa için Türkiye bir şifadır”
Başbakan Davutoğlu, “Buradan bir daha sesleniyorum, Avrupa bir gün küresel güç olacaksa, Türkiye'nin üyeliği ile olacak. Avrupa ekonomisi bu krizden çıkacaksa, Türkiye'nin dinamik nüfusuyla, girişimci kudretiyle çıkacak. Avrupa için biz bir yük değiliz. Avrupa için Türkiye bir şifadır. Hem ırkçılık hastalığına karşı bir şifadır, hem ekonomik durgunluğa karşı bir şifadır hem de Avrupa'nın düşen gücüne karşı, Avrupa'yı ayağa kaldıracak bir şifadır”
Londra'da bir günde yaklaşık 12 toplantıda finans kuruluşlarına, yatırımcılara hitap ettiğini, ikili görüşmeler yaptığını, Davos'taki programlarının da yoğun olduğunu kaydeden Davutoğlu, ancak Zürih'te gördüğü al bayrak coşkusunun, yorgunluğunu aldığını vurguladı.
Aralık'ta Üsküp'e gerçekleştirdiği ziyarette Üsküp'te kendisinden bayrak istendiğini, her haneye bayrak, Kuran-ı Kerim ve sözlük göndereceklerine söz verdiklerini hatırlatan Davutoğlu, İsviçre'de de isteyen herkese al bayrak göndereceklerini belirtti.
"Kimse bizim adalet davamızı durduramaz"
Salonda Balkanlar'dan, Somali'den de gelenlerin bulunduğuna dikkat çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti ne diyor biliyor musunuz? Şunu söylüyor; 'Ümitsizliğe düştüğümüzde bebeklerimiz yolda susuzluktan, açlıktan öldüğünde 2012 Ağustosunda semada bir uçak belirdi. 20 yıldır hiçbir resmi uçağın inmediği Mogadişu'ya işte bu al bayrağı taşıyan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın uçağı indi. Biz o onuru yaşadık. 'Fazla değil 2,5-3 yıl içinde Somali'nin kaderini değiştirdiniz' dediler. Hani evvelki gün Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti öncesinde Mogadişu'da Türk heyetinin kaldığı binanın karşısında intihar saldırısı yapıldı ya, işte Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti, 'onlar ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk kardeşlerimizin yayındayız' diyor."
"Dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir"
Başbakan Davutoğlu, Davos'taki toplantılarda, "Biz G-20 Dönem Başkanı olarak hem dünyadaki ekonomik krize cevap oluşturacak çalışmalar yapacağız hem de dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle en az gelişmiş ülkeleri arasındaki farkı kapatacağız. Eğer Somali'deki çocuklar açlık içinde kıvranıyorsa, Avrupa'da, Amerika'da birilerinin israf ettiği elektrik bile Afrika'nın tükettiği elektrikten daha fazlaysa, 620 milyon Afrikalı'nın elektriğe ulaşması mümkün değilse, bu dünyada barış, huzur, adalet olmaz" dediklerini belirtti.
G-20 Dönem Başkanlığı'nın Türkiye'ye bir emanet olduğunu kaydeden Davutoğlu, "G-20 Dönem Başkanlığımız süresince hem yükselen küresel ekonomik güç olarak Türkiye'nin başarı hikayesini hem dünyanın ekonomik krizine nasıl çözüm bulunması gerektiğini anlatacağız ama en önemlisi diyeceğiz ki, 'dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir; adalet, adalet, adalet" ifadelerini kullandı.
"Hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz"
Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Gezi provokatörleri, bu 17-25 Aralık ihanetini yapan, MİT tırlarına operasyon düzenleyen o hain çete var ya onlar bu komploları yaptıklarında, bir uluslararası toplantıda değişik milletlerden kardeşlerimiz geldi şunu dedi; aralarında Arakanlı, Filistinli, Boşnak da vardı. Dediler ki; 'eskiden, son 12 yıldır bize bir şey olursa bir zulümle karşılaşırsak bize yardım elini uzatacak Türkiye var diyorduk, ya size birşey olursa, Türkiye'ye bir şey olursa biz yönümüzü nereye döneceğiz' diye ağlayan insanlar gördüm ben. İşte onun için Türkiye'nin yaktığı umut ışığını söndürmek için bütün komploları yaptılar. Ben de onlara dedim ki şimdi de diyorum; 'hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz, çünkü Türkiye'de hiçbir güç karşısında boyun eğmeyen yiğitler var. Her komployu bozacak yiğitler ve AK Parti kadroları var. 12 yılda gecemizi gündüzümüze katarak, bütün bu yolu katettiğimiz AK Parti'nin mahalle teşkilatından, lider kadrolarına kadar uzanan o çilekeş, vefakar kardeşlerimiz var. İşte buradan bir kez daha herkese sesleniyorum; hiç merak etmesinler, bu AK Parti kadroları Rabbinin ve milletinin desteğini almışsa, hiçbir zaman durmamıştır, durmayacaktır. Kimseden destur, izin istemiyoruz, sadece Rabbimizden, milletimizden medet umuyoruz."
"Avrupalılar'ın işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var"
Davos'ta çok sayıda uluslararası yardım kuruluşu ve bazı ülkelerden kredi ve yardım talepleri aldıklarını aktaran Davutoğlu, "Dedim ya dedemizden aldığımız duadır bu bizim, şunu duyarak büyüdük biz Toros Dağları'nda 'Yarab, bana öyle bir tevekkül ver ki, değil namerde, merde dahi eyleme muhtaç.' Bu milleti ve sizleri hiçbir zaman namerde ve merde muhtaç etmeyeceğiz" dedi.
Salondakilere, çocuklarına "gelecekten kaygı duymamalarını" söylemelerini isteyen Davutoğlu, artık zayıf Türkiye döneminin bittiğini ve bütün çocukların geleceğine sahip çıkacak bir Türkiye olduğunu belirtti.
Geçmiş yıllarda Türk ekonomisinin yurt dışından gelecek gurbetçi dövizlerine muhtaç durumda olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Sizlerin babaları dedeleri döviz göndermese Türk ekonomisi dururdu 70'li yıllarda. O kadar muhtaç durumdaydık. Şimdi Avrupa işsizlikten kırılırken, geçen yıl 1,5 milyon yeni iş üretebilmiş bir Türkiye var. Kriz esnasında 2008'den bu yana 6 milyon yeni istihdam üretmiş, istihdamda dünya rekoru kırmış bir Türkiye var. Artık o dönem bitti. Aksine eğer Avrupalılar'ın işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var" dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28036946.asp?noMobile=true
Davutoğlu, Trafo Otel'de düzenlenen “İsviçre Buluşması” toplantısında, ülkede yaşayan Türk vatandaşlarına hitap etti.
AKP felsefesi tam doğru anlaşılsın, yerine otursun diye son 10 günün takvimini paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, 10 gün içinde Paris'te terör saldırısına karşı Avrupalı liderlerle birlikte yürüdüklerini, orada bulunuşlarının Avrupalı Müslümanlar adına hiçbir kimsenin İslam ile terörü yan yana zikredemeyeceğini göstermek için olduğunu söyledi. Orada hem vatandaşlarla görüştüklerini hem de Fransa'daki Müslümanların liderleriyle oturup konuştuklarını, dertleştiklerini anlatan Davutoğlu, sonra Berlin'e geçtiklerini ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ikili görüşmeler yaptıklarını anımsattı.
Bunun yanı sıra Berlin'de ırkçılar tarafından Müslümanlar yatsı namazını kılarken yakılan Fatih Camisi'ni yerinde ziyaret ettiklerini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Orada da nerede olursa olsun, her türlü ırkçılığa karşı başımız dik bir şekilde ayakta duracağımızın mesajını verdik. İşte bir kez daha Zürih'ten sesleniyorum; İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir. Endülüs'ten Osmanlı'ya ve yarım asır önce Anadolu'nun her bir köşesinden çıkıp, o kutsal yürüyüşle buraya gelen, o yiğit insanların getirdiği ve Avrupa'ya ezanla birlikte çil çil kubbe gibi serpiştirdiği, o mescitler, o camiler mutlaka korunacaktır, onlara uzanan ellere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.Tekbiri Zürih'e taşıyan kardeşlerimin alnından öpüyorum, Allah sizi yetiştirenlerden razı olsun. Buralara, bu diyarlara tahta bavullarla gelmekle birlikte, fakir bir şekilde gelmekle birlikte, gönlü zengin bir şekilde, imanını koruyan o ilk gurbetçilerimize selam olsun, onların evlatlarına selam olsun. Allah'ın rahmetine kavuşanlara rahmet diliyoruz. Onlar ne mübarek insanlar ki Anadolu'dan Rumeli'den bu diyarlara geldiklerinde, buralara öyle bir tohum ektiler ki Allah'ın izniyle o tohum, Avrupa merkezinde bir adalet çınarı olarak yükselecek. Kimse bunu engelleyemeyecek.”
Müslümanlar ve Hristiyanların Avrupa'da barış içinde yan yana yaşayacağını belirten Davutoğlu, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi.
“Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz”
Berlin'den Türkiye'ye döndükten sonra Brüksel'e gittiklerini ve orada da Anadolu'nun evlatları tarafından coşkuyla karşılandıklarını ifade eden Davutoğlu, burada Avrupa Birliği liderleriyle, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker ile açık ve net görüşmeler yaptığını hatırlattı.
Türkiye'nin AB yolunda stratejik kararlılığını bir kez daha vurguladıklarını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Önümüze getirilen engellere rağmen, önyargılara rağmen, her türlü provokasyona rağmen Türkiye, Avrupa Birliği yolunda yürümeye kararlıdır. Neden biliyor musunuz? Hem Türkiyesiz Avrupa büyük bir eksiklik olacaktır ama en önemlisi de sizler için, Avrupa Birliği yolunda yürümeye devam edeceğiz. Madem ki burada bizim kültürümüzü, örfümüzü, dilimizi, dinimizi temsil eden kardeşlerimiz var, madem ki 45 milyon var Avrupa'da Müslüman, işte Türkiye Avrupa Birliği'nin parçası mutlaka olacaktır. Mutlaka bir gün Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Yalvarmayacağız, dilenmeyeceğiz, hiç bir özel ayrıcalık beklemeyeceğiz. Başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Siz aziz Zürihliler, İsviçreliler, siz Avrupa'nın kalbinde böyle dik duruyorsunuz, bize dünyanın her yerinde baş eğmek yakışır mı? Siz bir an bile tereddüt etmeden bizim kültürümüzü Avrupa'da yaşıyorsunuz, biz o kültürden bir zerre dahi fedakarlık eder miyiz? Başımızı eğer miyiz? Eğmeyiz Allah'ın izniyle, eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Biz baş vermiş ama baş eğmemiş Çanakkale'nin yiğitlerinin torunlarıyız.”
“Avrupa için Türkiye bir şifadır”
Başbakan Davutoğlu, “Buradan bir daha sesleniyorum, Avrupa bir gün küresel güç olacaksa, Türkiye'nin üyeliği ile olacak. Avrupa ekonomisi bu krizden çıkacaksa, Türkiye'nin dinamik nüfusuyla, girişimci kudretiyle çıkacak. Avrupa için biz bir yük değiliz. Avrupa için Türkiye bir şifadır. Hem ırkçılık hastalığına karşı bir şifadır, hem ekonomik durgunluğa karşı bir şifadır hem de Avrupa'nın düşen gücüne karşı, Avrupa'yı ayağa kaldıracak bir şifadır”
Londra'da bir günde yaklaşık 12 toplantıda finans kuruluşlarına, yatırımcılara hitap ettiğini, ikili görüşmeler yaptığını, Davos'taki programlarının da yoğun olduğunu kaydeden Davutoğlu, ancak Zürih'te gördüğü al bayrak coşkusunun, yorgunluğunu aldığını vurguladı.
Aralık'ta Üsküp'e gerçekleştirdiği ziyarette Üsküp'te kendisinden bayrak istendiğini, her haneye bayrak, Kuran-ı Kerim ve sözlük göndereceklerine söz verdiklerini hatırlatan Davutoğlu, İsviçre'de de isteyen herkese al bayrak göndereceklerini belirtti.
"Kimse bizim adalet davamızı durduramaz"
Salonda Balkanlar'dan, Somali'den de gelenlerin bulunduğuna dikkat çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti ne diyor biliyor musunuz? Şunu söylüyor; 'Ümitsizliğe düştüğümüzde bebeklerimiz yolda susuzluktan, açlıktan öldüğünde 2012 Ağustosunda semada bir uçak belirdi. 20 yıldır hiçbir resmi uçağın inmediği Mogadişu'ya işte bu al bayrağı taşıyan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın uçağı indi. Biz o onuru yaşadık. 'Fazla değil 2,5-3 yıl içinde Somali'nin kaderini değiştirdiniz' dediler. Hani evvelki gün Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti öncesinde Mogadişu'da Türk heyetinin kaldığı binanın karşısında intihar saldırısı yapıldı ya, işte Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti, 'onlar ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk kardeşlerimizin yayındayız' diyor."
"Dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir"
Başbakan Davutoğlu, Davos'taki toplantılarda, "Biz G-20 Dönem Başkanı olarak hem dünyadaki ekonomik krize cevap oluşturacak çalışmalar yapacağız hem de dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle en az gelişmiş ülkeleri arasındaki farkı kapatacağız. Eğer Somali'deki çocuklar açlık içinde kıvranıyorsa, Avrupa'da, Amerika'da birilerinin israf ettiği elektrik bile Afrika'nın tükettiği elektrikten daha fazlaysa, 620 milyon Afrikalı'nın elektriğe ulaşması mümkün değilse, bu dünyada barış, huzur, adalet olmaz" dediklerini belirtti.
G-20 Dönem Başkanlığı'nın Türkiye'ye bir emanet olduğunu kaydeden Davutoğlu, "G-20 Dönem Başkanlığımız süresince hem yükselen küresel ekonomik güç olarak Türkiye'nin başarı hikayesini hem dünyanın ekonomik krizine nasıl çözüm bulunması gerektiğini anlatacağız ama en önemlisi diyeceğiz ki, 'dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir; adalet, adalet, adalet" ifadelerini kullandı.
"Hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz"
Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:
"Gezi provokatörleri, bu 17-25 Aralık ihanetini yapan, MİT tırlarına operasyon düzenleyen o hain çete var ya onlar bu komploları yaptıklarında, bir uluslararası toplantıda değişik milletlerden kardeşlerimiz geldi şunu dedi; aralarında Arakanlı, Filistinli, Boşnak da vardı. Dediler ki; 'eskiden, son 12 yıldır bize bir şey olursa bir zulümle karşılaşırsak bize yardım elini uzatacak Türkiye var diyorduk, ya size birşey olursa, Türkiye'ye bir şey olursa biz yönümüzü nereye döneceğiz' diye ağlayan insanlar gördüm ben. İşte onun için Türkiye'nin yaktığı umut ışığını söndürmek için bütün komploları yaptılar. Ben de onlara dedim ki şimdi de diyorum; 'hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz, çünkü Türkiye'de hiçbir güç karşısında boyun eğmeyen yiğitler var. Her komployu bozacak yiğitler ve AK Parti kadroları var. 12 yılda gecemizi gündüzümüze katarak, bütün bu yolu katettiğimiz AK Parti'nin mahalle teşkilatından, lider kadrolarına kadar uzanan o çilekeş, vefakar kardeşlerimiz var. İşte buradan bir kez daha herkese sesleniyorum; hiç merak etmesinler, bu AK Parti kadroları Rabbinin ve milletinin desteğini almışsa, hiçbir zaman durmamıştır, durmayacaktır. Kimseden destur, izin istemiyoruz, sadece Rabbimizden, milletimizden medet umuyoruz."
"Avrupalılar'ın işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var"
Davos'ta çok sayıda uluslararası yardım kuruluşu ve bazı ülkelerden kredi ve yardım talepleri aldıklarını aktaran Davutoğlu, "Dedim ya dedemizden aldığımız duadır bu bizim, şunu duyarak büyüdük biz Toros Dağları'nda 'Yarab, bana öyle bir tevekkül ver ki, değil namerde, merde dahi eyleme muhtaç.' Bu milleti ve sizleri hiçbir zaman namerde ve merde muhtaç etmeyeceğiz" dedi.
Salondakilere, çocuklarına "gelecekten kaygı duymamalarını" söylemelerini isteyen Davutoğlu, artık zayıf Türkiye döneminin bittiğini ve bütün çocukların geleceğine sahip çıkacak bir Türkiye olduğunu belirtti.
Geçmiş yıllarda Türk ekonomisinin yurt dışından gelecek gurbetçi dövizlerine muhtaç durumda olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Sizlerin babaları dedeleri döviz göndermese Türk ekonomisi dururdu 70'li yıllarda. O kadar muhtaç durumdaydık. Şimdi Avrupa işsizlikten kırılırken, geçen yıl 1,5 milyon yeni iş üretebilmiş bir Türkiye var. Kriz esnasında 2008'den bu yana 6 milyon yeni istihdam üretmiş, istihdamda dünya rekoru kırmış bir Türkiye var. Artık o dönem bitti. Aksine eğer Avrupalılar'ın işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var" dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28036946.asp?noMobile=true