Değer mi gerçekten?

Nosking

Twin mom
Üyelik İptali
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2020
12.655
28.864
528
Biraz uzun yazacağım okuyacak olanlardan özür diliyorum öncelikle. Canım ne zaman bir seye sıkılsa kk ailesi olarak hem sırdaşım, hem akıl hocam hem dert ortağım oldunuz, hepinize teşekkür ediyorum. Ben de elimden geldiğince bildiğim konularda yorum yapmaya çalışıyorum.
Benim derdim aslında derdimizin olması. Kimimizin bebeği olmuyor, kimimizin eşi ilgisiz, kimimizin kayınvalidesi çok üstüne geliyor, kimimizi çocuklar yoruyor... Bir kadın olarak sizce de bize çok fazla sorumluluk yuklenmiyor mu? Neden eşlerimizin, anne-babamızın, çocuklarımızın düşünmediği, onların uzulmedigi veya kafalarına takmadığı dertleri biz kafamıza takıyoruz ki? Neden bizi aldatan bi insan musveddesinin arkasından bu kadar üzülüyoruz, o bizim gibi özverili kadınları kaybettiği için üzülmüyorken?
Elbette insan her şeyi içinde tutamaz burda dertlerimizi anlatıp içimizi döküyoruz. Ama hanımlar söyleyin, biz güçlü değil miyiz ki amaçları bizi üzmek olanlara karşı dik duramayalım?
 
Kadın haklarının berbatligindan daha kötüsü kadınların bunu dilinde ve zihninde coktan kabul etmis olmasi, sorgulamamasi. Misal kadin da erkek de calisiyorken, evin tum temizligi, yemek, cocuk bakimi kadindadir ve tiriviri isin ucundan tutan erkek icin kadin sukreder, aman kocam sagolsun YARDIM EDER der. Yardımı kabullenerek bile eziliyoruz. Yardim olamaz. Olsa olsa ortak is olur ve bu bizim şansımız degil, olmasi gerekendir. Ama işte 'kabullenmek' 'boyle gelmiş boyle gider' demek, en acisi o.
 
Kadın haklarının berbatligindan daha kötüsü kadınların bunu dilinde ve zihninde coktan kabul etmis olmasi, sorgulamamasi. Misal kadin da erkek de calisiyorken, evin tum temizligi, yemek, cocuk bakimi kadindadir ve tiriviri isin ucundan tutan erkek icin kadin sukreder, aman kocam sagolsun YARDIM EDER der. Yardımı kabullenerek bile eziliyoruz. Yardim olamaz. Olsa olsa ortak is olur ve bu bizim şansımız degil, olmasi gerekendir. Ama işte 'kabullenmek' 'boyle gelmiş boyle gider' demek, en acisi o.
Malesef benim de söylemek istediğim o. Aslında bizi bizden başka kimse düşünmeyecek ve bir yerde yine en büyük kötülüğü kendimize biz yapıyoruz.
 
Sadece aldatilanlar icin olani yazacagim. Bence aldatilanlar aldatana degil de kendileri nasil aldanmışlar ona üzülüyorlar.
Ben şahsen öyleydim çok guvendigin birinin seni aldatmasindan ziyade cok guvendigin icin kendini paraliyorsun.
Dimi, ben buna nasıl inandım nasıl güvendim diye. Allah size sabir aldatana da utanma duygusu versin...
 
Yüklenmeyin sorumlulukları, düşünmeyin, dert etmeyin. Bunlara mecbur değilsiniz ki. Hayatınıza sokacağınız insanlara siz karar verirsiniz, onları siz hayatınızda tutarsınız. Evlenmeyin sorumluluk almayan adamlarla evlenince düzelir diye mesela. Evde kalsınlar soyları tükensin. Ya da daha önce vukuatları olan adamları almayın hayatınıza. Bir kere yaptıysa tekrar yapar, bir başkasına yaptıysa size de yapar.
Yani sözün özü bir çok şeyi kabullenip, üstlenip, idare edip, dert edip sonra söylenmek, sadece söylenmek çok mantıklı gelmiyor bana açıkçası.
 
Yüklenmeyin sorumlulukları, düşünmeyin, dert etmeyin. Bunlara mecbur değilsiniz ki. Hayatınıza sokacağınız insanlara siz karar verirsiniz, onları siz hayatınızda tutarsınız. Evlenmeyin sorumluluk almayan adamlarla evlenince düzelir diye mesela. Evde kalsınlar soyları tükensin. Ya da daha önce vukuatları olan adamları almayın hayatınıza. Bir kere yaptıysa tekrar yapar, bir başkasına yaptıysa size de yapar.
Yani sözün özü bir çok şeyi kabullenip, üstlenip, idare edip, dert edip sonra söylenmek, sadece söylenmek çok mantıklı gelmiyor bana açıkçası.
Toplumun dayattigi seyleri sirayla yasayip, toz pembe olacak zannediyorlar. Bir de ayaklari ustunde durmayan kadinlar haline geldikleri icin karar alip uygulayamiyorlar. Bu yüzden de boşa cile icinde hayat geciriyorlar.
 
Toplumun dayattigi seyleri sirayla yasayip, toz pembe olacak zannediyorlar. Bir de ayaklari ustunde durmayan kadinlar haline geldikleri icin karar alip uygulayamiyorlar. Bu yüzden de boşa cile icinde hayat geciriyorlar.
Ayakları üzerinde duranı da gördük burda. Kocasının üç katı para kazanan kadın adam aldatıp diğer kadınlara gittiğinde hatta boşanıp başkasıyla evlendiğinde bile adamdan vazgeçmiyordu mesela. Diğeri hamileyken karnında tepinen adamdan ayrılmamak için kırk takla atıyordu. Kadın kendine değer vermezse kim niye değer versin ona?
 
Kadınlarımız sorumlulukla boş yükü pek ayırt edemiyor bence. Artık kız çocuklarının yetiştirilme tarzından mıdır, toplum beklentisiyle karışık biyolojik etkenlerden midir sebebini bilemem ama dertsiz başına dert alma eğilimi var çoğunun. Gerek yok ki. Biraz salmak lazım. Her şeyi üstlenmek ikili ilişkilerde dengeleri tamamen bozar
 
Ayakları üzerinde duranı da gördük burda. Kocasının üç katı para kazanan kadın adam aldatıp diğer kadınlara gittiğinde hatta boşanıp başkasıyla evlendiğinde bile adamdan vazgeçmiyordu mesela. Diğeri hamileyken karnında tepinen adamdan ayrılmamak için kırk takla atıyordu. Kadın kendine değer vermezse kim niye değer versin ona?
Maddiyat degil ki tek sorun, baskilanmislik, alismislik, aile egitimsizligi, ataerkil toplum sindirilmisligi, biz atadan boyle gordukculuk.
 
Bizim toplumumuzda "genel olarak" fedakarlık ve cefakarlık eş anlamlı olmuş durumda.

Bir de güçlü olmayı; kendi ayakları üzerinde durmayı her işi, her sorumluluğu yüklenmek olarak yaşayan bir çoğunluk var ki anlayabilmek gerçekten zor...
 
Biraz uzun yazacağım okuyacak olanlardan özür diliyorum öncelikle. Canım ne zaman bir seye sıkılsa kk ailesi olarak hem sırdaşım, hem akıl hocam hem dert ortağım oldunuz, hepinize teşekkür ediyorum. Ben de elimden geldiğince bildiğim konularda yorum yapmaya çalışıyorum.
Benim derdim aslında derdimizin olması. Kimimizin bebeği olmuyor, kimimizin eşi ilgisiz, kimimizin kayınvalidesi çok üstüne geliyor, kimimizi çocuklar yoruyor... Bir kadın olarak sizce de bize çok fazla sorumluluk yuklenmiyor mu? Neden eşlerimizin, anne-babamızın, çocuklarımızın düşünmediği, onların uzulmedigi veya kafalarına takmadığı dertleri biz kafamıza takıyoruz ki? Neden bizi aldatan bi insan musveddesinin arkasından bu kadar üzülüyoruz, o bizim gibi özverili kadınları kaybettiği için üzülmüyorken?
Elbette insan her şeyi içinde tutamaz burda dertlerimizi anlatıp içimizi döküyoruz. Ama hanımlar söyleyin, biz güçlü değil miyiz ki amaçları bizi üzmek olanlara karşı dik duramayalım?

komşunun tavuğu komşuya kaz görünür. onun için iki taraflı konularda iki tarafı da dinlemeden hüküm verilmez...

mesela kimimizin çocuğu olmuyor demişsiniz, çocuğu olmayan erkek yok mu? kimimizin eşi ilgisiz demişsiniz, e aynı durum bir erkek için de geçerli olabilir. çok fazla sorumluluk demişsiniz, e sorumsuz kadınları nereye koyacağız?

yani demek istediğim, anlattıklarınızın sadece kadın olmakla pek alakası yok. erkeklerde aynı durumlardan şikayet edebilir.

şunu sorsanız anlarım mesela; neden çocuğu karnımızda 9 ay biz taşıyoruz? işte bunun cevabını bulduğunuz zaman, diğer tüm sorularınız da cevap bulacak aslında...
 
Bir de güçlü olmayı; kendi ayakları üzerinde durmayı her işi, her sorumluluğu yüklenmek olarak yaşayan bir çoğunluk var ki anlayabilmek gerçekten zor...
çok doğru...

işte bu tip düşünceler hep kendimizi erkeklerle yarıştırmaktan çıkıyor. erkekler bizim rakibimiz değil ki tamamlayıcımız...

rakip olarak görürsen O, 10 iş yapıyorsa sen de 10 iş yapmalısın. tamamlayıcı olarak görürsen, 10 işin 5 ini sen, 5 ini de o yapar. (matematiği seviyorum galiba) :)

yükümüz yarı yarıya hafifler...
 
Günümüzde hala kendini "eksik etek" olarak gören kadın sayısı çok fazla ve maalesef ki yetiştirdikleri kız çocuklarına bunu empoze ediyorlar. Dünyanın varoluşundan beri kadın hep erkeğin gerisinde kalmış.
Mesela biz neden eşlerimizin soyadını almaya devam ediyoruz, neden bizim kütüğümüz onlara geçiyor vs vs
Tüm bunların etkisinde kadınlarımızı hala kendini ezik, güçsüz, kafası daha az çalışan, daha az şey bilen vs olarak görüyorlar.
Çok derin bir mevzu bu...
 
Çünkü toplum böyle kadınları kabul ediyor. Çünkü kadınlar evlenip, çocuk sahibi olmak istiyorlar ve Türk erkeklerinin de evleneceği kadın tipi belli. Ortalama güzellikte ve ortalama işi olan bir kadınsan ben yemek yapmam, annenene gidip gelmem, evi temizlemem deyince sanmıyorum hiçbir erkek o kadınla evlensin. İlla ki vardır istisnalar. Mesela benim eşimin evi temizlemesem umrunda olmaz. Dışarıdan yemeğe de hayır demez fakat benim eşimde çok müdahaleci bir kadınla yapamazdı. Yukarıda yazdıklarımın hiçbirini onaylamıyorum. Bir tarafta statü göstergesi evlilik ve çocuk; diğer tarafta ise evlilik ve çocuk olmadan nispeten daha rahat bir yaşam. Kadınlar ikisinin arasında seçim yapmak zorunda kalıyor hem de toplum baskısı sosu ile.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Özveriden kasıt nedir? Çoğu kadın kendini kullandırmayı, pasif kalmayı, saçını süpürge etmeyi, ilişkide erkeğe annesiymiş gibi davranmayı, erkeğin kıskançlıklarını, kısıtlamalarını sevgi&sahiplenmek kılıfıyla kabullenmeyi, sorunları yoluna koymak için taviz verdikçe vermeyi marifet sanıyor, ilişkiye emek verdim sanıyor mesela. O kadar emek verdim, karşılığı bu mu olacaktı psikolojisine giriyor sonra. Oysa emek vermedin ki, karakterini, haklarını, kendini olan saygını hanzonun tekine kurban verdin sadece. Bu kadar yanlış bir gidişattan iyi bir ilişki ortaya çıkması mümkün mü?

Bu yaşanılan şeylerin temelindeki neden cinsiyet ayrımcılığıdır, ataerkil düzendir, yuvayı dişi kuş yapar diye kadınların beyninin yıkanmasıdır. Bunlarla savaşırsak ve bunlarla savaşan bir eş bulursak, hiçbir sorun kalmaz.
 
Ve bu kadınlar erkek evlatlarını hala insan olarak değil de kadından daha üstün bi varlık gibi yetiştiriyorlar.
Sonuçta iş kısır döngüye düşüyor.

mesela çocuk yetiştirirken anneyle babanın tek farkı, annenin çocuğu kendinden beslemesi olmalı. onun dışındaki her şeyi eşit bir şekilde yapmalılar kanaatindeyim ben.. anneler için çalışma yaşamında izinler varsa, babalar için de olmalı olmalı aynı şartlar. yani hep kadın/erkek için farklı şartlar var.. bu durum da tüm hayatımızı negatif yönde etkiliyor.

sonuç olarak balık baştan kokuyor....
 
Back
X