delirecegim artik oglum sebepsiz agliyor

gelince bakarim.

ilk yarim saat sadece sarildim sevdim, hosuna gidecek sekilde sirtini sivazladim falan. ama susmayinca artik dayanamadim ne varsa denedim.
hatta sabah onun olmayan kuzenine hediye aldigimiz bir oyuncak icin aglamisti vermemistim belki onun icin agliyordur diye onu bile verdim.

ben kizimin da oyle bazen agladigini hatirliyorum.
ama yapicak bir sey yok, sakin olmaktan baska.
Simdi kotu aliskanlik edinirse (cikolata cizgiu film) bunlar icin hep kavga koparicak, basedemiyeceksin ilerde.
 
bir yeri agridigindan aglasa cikolata verince susup bitince tekrar aglamaya baslar mi?
SUsar benim oglusumda oyleydi o an anlk ta olsa acisini unutuyo olabilir sizce bi sikintisi olmasa 1 1 bucuk sat aglarmi tamam cock dedigin aglar ama siz onune bike gecemiyosunuz bence bi kontroke goturun ha bi seyi yoksa ne ala o zaman en azindan iciniz bi nebze rahat eder .
 
bu sefer cikolata vermedim zaten.
esim aradi simdi.
disaridayken tamamen susuyormus, merdivene yaklasinca aglamaya basliyormus.
ben hastaliktan oldugunu sanmiyorum dedigim gibi.
atesi de dustu zaten. illaki agrisi rahatsizligi var ama bu sekilde susmadan aglamasinin sebebi o degil.
hasta degilken de yapiyor bazen.
 
Uyku terörü diye bişey okumuştum ni bakım belki sizinkiule ilgilidir
ben de okudum bunu, hatta sorunun bu oldugunu da dusundum, 14 aylikken falan geceleri uyanip yarim saat bir yeri acimis gibi aglardi.
ama bugunlerde uykudan kalkinca agladigi gibi uyumadan once de agliyor.
 
bu sefer cikolata vermedim zaten.
esim aradi simdi.
disaridayken tamamen susuyormus, merdivene yaklasinca aglamaya basliyormus.
ben hastaliktan oldugunu sanmiyorum dedigim gibi.
atesi de dustu zaten. illaki agrisi rahatsizligi var ama bu sekilde susmadan aglamasinin sebebi o degil.
hasta degilken de yapiyor bazen.
Hiçbir sağlık sorunu yoksa kesinlikle 2 yaş sendromu, tahmin edebileceğinden çok daha uzun ağlayabilir, öyle bir dönemdeki attığın her yanlış adım sonrasında oğlunun karakterine eklenecek yeni bir huy olarak sana geri dönecek.
Mesela asla ağladığında susturmak için her dediğini yapma, pişman olursun zira birde hamilesin bebek doğunca zaten kardeşine adapte dönemi olacak perişan olursun benden abla tavsiyesi.

Sev, şefkat göster, oyunlar oyna ama susturmak için bundan fazlası için kendinden ödün verme, abur cubura yönlendirme, sussun diye istediği şeyi seyretmesine izin verme, biraz katı gibi gözüküyor ama değil, ağladığında senin susturmak için her dediğini yaptığını kafasına kazıyor şimdi, ağlamayı araç olarak kullanır, bu bücürler öyle zeki uyanıklar.

Ağlama krizleri uzun sürdüğünde eğer hasta değilse, karnı tok sırtı pekse oynadığın sakinleştirmeye çalıştığın halde ısrarla ağlamaya devam ediyorsa odasına bırak ve susup derdini ağlamadan ifade edene kadar burda kalmalısın de ve bunu söylerken çömelip onun göz hizasına gel, yüz yüze olun yani.
Bırak ağlasın tepinsin bağırsın bakma 3-5 gün bu şekilde yapmak için dişini sıkarsan ağlama krizleri azalacaktır.
 
Son düzenleme:
bu sefer cikolata vermedim zaten.
esim aradi simdi.
disaridayken tamamen susuyormus, merdivene yaklasinca aglamaya basliyormus.
ben hastaliktan oldugunu sanmiyorum dedigim gibi.
atesi de dustu zaten. illaki agrisi rahatsizligi var ama bu sekilde susmadan aglamasinin sebebi o degil.
hasta degilken de yapiyor bazen.
Yaşıtö falan var mı biraz oynasın bunaldı mı acaba evde?
 
Nickim,
birde eşinle aynı tavırda olun, akşam eve geldiğinde oğlan susmayınca sen ne yapıyorsan eşinde aynısını yapsın, bu sizi kötü anne baba yapmaz, çocuğunuzun her istediğini ağlayarak yaptırmasını istemiyor ve huy değiştirip şımarmasını istemiyorsanız bazı durumlarda kendinizi frenlemek zorundasınız.
 
B enim kız o yaşlarda hep dışarıyı isterdi içeri girince terör estirirdi, bütün gün çarşıda,sokakta dolaşırdık , zor zamandı
 
2 yasinda boyle huzursuz olduklarini biliyordum ama bu kadar saatlerce aglayacagini tahmin etmiyordum.
yapabilecek birsey yok mu sabretmekten baska?
aglamaktan yorgun dustu resmen :KK43:

evet dayanmasi cok ama cok zor,benimde oglum aglama krizlerine giriyor ara sira..susturmaya ugrasmiyorum ben,birakiyorum icini bosaltsin diye,bakti benden yana yardim yok,bir agliyor iki agliyor susuyor.hani biraz gaddarca bi yontem belki ama onu susturmaya ugrastikca benim aglayasim geliyor.daha cok strese giriyorum bu sefer.bide aglamak guzeldir diye bir yazi okumustum..
inanin cocugumun aglamasina baskilamayi biraktim birakali daha sakinlesti.sizde biraz kendi haline birakin.ben hep once kendimi dusundum,saglikli olmaliyim zinde olmaliyim ki cocuguma faydam olsun diye,bide hamilesiniz.dayanamiyorsaniz yarim gun krese de gonderebilirsiniz.
bu arada okudugum o yaziyi asagiya kopyaliyorum..sizde okuyun lutfen.


Aletha Solter, birçok uzmanın, kitaplarında ağlama ve öfke nöbetlerine “davranış bozukluğu” kategorisinde yer verdiğini, kendisinin ise bunları çocukların sakin ve sağlıklı kalabilmek için başvurdukları bir yöntem olarak değerlendirdiğini söyledi.

Ve ağlamanın, stresi atma konusunda ne kadar faydalı olabileceğini anlatmak adına Çocuğunuza Kulak Verin kitabında da yer verdiği şu araştırmayı paylaştı:


Çocuğunuza Kulak Verin, sayfa 23

Bu araştırmadan anlaşıldığı gibi, duygusal gözyaşları, “soğan gözyaşları”ndan daha fazla stres hormonu içeriyor, dolayısıyla stres atmak adına gerçekten işe yarıyormuş. Hatta o kadar çok işe yarıyormuş ki bir başka araştırmaya göre ağlamak, stres boşaltmak adına spor yapmak kadar (hatta derecelendirildiğinde ondan daha bile) iyiymiş. “Ağlamak spor yapmaktan daha iyi. Ama tabii ki ikisini de yapmalıyız!” diye espiri yaptı Solter.

Sonrasında ağlamanın nasıl da bastırılmaya, baskılanmaya çalışıldığına giriş yaptı. Özellikle de erkek çocuklarına bu konuda haksızlık edildiğinden bahsetti. Kitaptaki

Ağlayan oğlanlarla genellikle alay edilir ve “kız gibi” oldukları söylenir. Duygularını ifade etmeyi bırakıp “erkek gibi davranmaları” beklenir. Bunun sonucu olarak bazı erkekler yıllarca gözyaşı dökmezler. Belki de erkeklerin strese bağlı hastalıklara daha yatkın olmalarının ve kadınlardan daha erken yaşta ölmelerinin nedeni budur.

bölümüne gönderme yaptı, ki işte bu noktada benim kafamda şimşekler çaktı. Sağdan soldan duyduğumuz ve ister istemez bizim de etkilendiğimiz “erkek çocuğunun ağlama(ma)sı” endişesi aklıma geldi. Erkek ya da kız, o daha çocuk! Hem insan çocukluktan çıkınca ağlamaz diye bir şey var mı? “Erkekler ağlamaz” çok yanlış!

Nitekim 12 yaşına kadar kız çocuklarıyla erkek çocukları aynı miktarda ağlarmış. Sonrasında erkeklerin ağlamaları azalırmış. Bu birden fazla kültürde böyleymiş, “Belki altında yatan bir biyolojik sebep de vardır” dedi Solter.

Bu noktada katılımcı babalardan birinden bir soru geldi: “Ağlamak güzeldir, anladık. Peki ya mızmızlanmak? Sürekli kapı gıcırdısı gibi mıymıylanmak?”

Gayet yerinde ve gerekli bulduğum bu soruya Solter şöyle yanıt verdi:

Çocuğun mızmızlanmasının iki sebebi vardır:

  • Çocuk hasta ya da hasta olmak üzeredir
  • Kendini ağlayacak kadar güvende hissetmiyordur; ya da ağlayacak kadar malzeme henüz biriktirmemiştir
Sonrasında yine bir babadan gelen “Çocuklar ebeveynlerini manipüle etmek için ağlarlar mı?” sorusu da, televizyonu kapattığım için ağlayan bir çocuğu olan bir anne olarak beni yakından ilgilendiriyordu. Cevabı ise ilginçti: Hayır. Çocuklar ebeveynlerini manipüle etmek için ağlamazlar. Ebeveynler öyle olduğunu zannederler. Çünkü birçok insan için ağlamak şımarıklık göstergesidir.

Bu yanılgıya kendinin bile düştüğünü söyledi Solter. Okuldan eve “annesiyle sirke gidecek” beklentisiyle gelen 6 yaşındaki kızının, değişen planlar karşısında ağlama krizine girip annesine “Sen aptalsın!” diye bağırması karşısında “Allah’ım ben ne yaptım da böyle şımarık bir çocuk yetiştirdim?!” diye düşündüğünü, fakat sonradan bu konuda yazdığı iki kitap olduğunu hatırladığı ve kendi tavsiyelerine uymaya karar verdiğini anlatarak kızına tepki göstermek yerine ağlamasına fırsat verdiğini anlattı. Ertesi gün okula gittiğinde öğretmeninin “Sara dün biraz zor bir gün geçirdi. En yakın arkadaşıyla kavga ettiler, arkadaşı ona ‘aptal’ dedi” dediğini ve Solter’ın da “Biliyorum, bana -kendince- anlattı” dediğini söyledi. Çünkü Solter’a göre kızı ona elinden geldiğince anlatmıştı. 6 yaşında bir çocuğun eve gelip “Anne biliyor musun? Ben bugün kötü bir gün geçirdim. Arkadaşım bana aptal dedi. O yüzden canım sıkkın, sana da kötü davranabilirim ama sen üstüne alınma” demesinin gerçekçi olmadığını söyledi.

Ebeveynler “sebepsiz yere” ağlayan çocukların şımarık olduğunu, yeterince olgun olmadıklarını ve/veya onları manipüle etmeye çalıştıklarını düşünürmüş. Halbuki durum böyle değilmiş. Çocuklar ağlamak için gereken donanımla dünyaya gelirlermiş.

  • Acı dolu hisleri biriktiğinde
  • Ağlamak için bahane arar ve bulurlarmış
  • Ağlar, öfke nöbeti geçirir ve
  • Sakin, rahat, uyumlu bir şekilde güne devam ederlermiş
Peki, ağlayan çocuğa ne yapacağız?

(1) Ağrısı, sancısı var mı diye bakacağız
(2) Fiziksel temasta bulunacak, sarılacağız
(3) Ağlamasını kabullenecek ve dinleyeceğiz

Tabii ki bunu yapmak, söylemekten de, yazmaktan da daha zor. Genelde ağlamayı bastırma yoluna gidiyoruz, ki onun da çeşitli sakıncaları var.

Bu noktada kendinden şu örneği verdi Solter: 3 yaşındaki oğluyla plaja gittikleri bir günün sonunda bir deniz kabuğu bulup eve dönmüşler. Oğlu deniz kabuğunu pek seviyormuş. Yerde bıraktığı bir gün üzerine havlu mu, tişört mü, bir şey düşmüş. Oğlan da fark etmeden üzerine basıp çatırt! diye kırmış. Ve tabii ki ağlamaya başlamış.

O an oğluna “Üzülme tatlım, yine gider bir tane daha alırız” demek gelmiş içinden Solter’ın. Ama kendini durdurmuş. Çünkü oğlunun ihtiyacı olan acısının fark edilmesiymiş. “Haklısın, çok üzgünsün, biliyorum”demiş annesi ona. Minik oğlan bir süre ağladıktan sonra susmuş, deniz kabuğunu alıp çöpe atmış ve kaldığı yerden devam etmiş.

Ağlamanın bastırılması konusu gerçekten çok ilginç ve çarpıcıydı. Bakın, ne değişik şekillerde bastırılıyormuş ağlama:

  • Kızma: “Kes ağlamayı!”
  • Cezalandırma, tehdit etme: “Ağlarsan sana gününü gösteririm!”
  • Çocuğu izole etme: “Git odanda ağla!”
  • Onu utandırma, taklit etme: “Bebek gibi ağlıyorsun”
  • Emzirme, emzik verme — bebeklikte yapılan bu davranış sesin çıktığı deliği kapatma ihtiyacından doğuyormuş
  • Dikkatini dağıtma: “Aaa, bak televizyonda ne var!!!”
  • Güldürmeye çalışma
  • Acısını hafife alma, küçümseme: “Aman canım, o da bi şey mi?”, “Kedi poposunu görmüş, yara zannetmiş!”
  • Ağlamadığı için çocuğu övme: “Ahmet koluna dikiş atılırken hiç ağlamadı annesi”
  • Sakinleştirici verme: Bizde pek görülmese de Amerika’da eskiden memeye/emziğe afyon esanslı yağlar sürmeye kadar giden bir davranışmış
Bu noktada sınıfa döndü Aletha Solter. Katılımcılara, çocukluklarında bu davranışların hangilerine maruz kaldıklarını sordu. Sınıfın hemen hepsi, bütün bu seçeneklerde el kaldırdı. Aramızda “Git odanda ağla!”yı duymamış olanlar var mı? Solter bize bu davranışların kendimizi nasıl hissettirdiğini de sordu. Ben hiç iyi hissetmezdim.

Anlaşıldığı gibi, ne şekilde olursa olsun çocuğun ağlamasını bastırmak ona saygısızlık etmekten başka bir şey değil. Çocuğun istenmediğini, sevilmediğini hissettiriyor. Yapmayalım.

Solter bir de “Aramızda bu davranışlardan herhangi birini çocuğuna yapan varsa lütfen suçluluk hissetmesin” dedi. “Size nasıl hissedeceğinizi söyleyemem ama suçlu hissetmemenizi söylüyorum; değişmek için hiçbir zaman geç değil” dedi. Ben ikna oldum.

Ağlamak sürekli bastırılırsa

  1. Depresyon
  2. Kronik endişe
  3. Öfke/şiddet
  4. Madde bağımlılığı
gibi durumlara yol açmaya kadar uzanabilirmiş. Bunlar olmasa bile aşırı ve sağlıksız beslenme (canı sıkılınca çikolataya uzananlar!), tırnak yeme, gerginlik, aşırı hareket, duygusal bağımlılıklar (televizyon, kumar, alışveriş, vs.) gibi sorunlara da yol açabilirmiş. Aman diyeyim.

Özet:

Çocuklar canı yandıklarında, korktuklarında ya da incitildiklerinde duygularını kelimelerle ifade edemez, onun yerine ağlama ve öfke nöbetlerine başvururlar. Eğer bu esnada ağlama bastırılırsa çocuklar üzgün, öfkeli, korku dolu olurlar. Ağlamalarına izin verilmesi halinde ise rahatlar, mutlu bir şekilde kaldıkları yerden devam ederler.
 
Hiçbir sağlık sorunu yoksa kesinlikle 2 yaş sendromu, tahmin edebileceğinden çok daha uzun ağlayabilir, öyle bir dönemdeki attığın her yanlış adım sonrasında oğlunun karakterine eklenecek yeni bir huy olarak sana geri dönecek.
Mesela asla ağladığında susturmak için her dediğini yapma, pişman olursun zira birde hamilesin bebek doğunca zaten kardeşine adapte dönemi olacak perişan olursun benden abla tavsiyesi.

Sev, şefkat göster, oyunlar oyna ama susturmak için bundan fazlası için kendinden ödün verme, abur cubura yönlendirme, sussun diye istediği şeyi seyretmesine izin verme, biraz katı gibi gözüküyor ama değil, ağladığında senin susturmak için her dediğini yaptığını kafasına kazıyor şimdi, ağlamayı araç olarak kullanır, bu bücürler öyle zeki uyanıklar.

Ağlama krizleri uzun sürdüğünde eğer hasta değilse, karnı tok sırtı pekse oynadığın sakinleştirmeye çalıştığın halde ısrarla ağlamaya devam ediyorsa odasına bırak ve susup derdini ağlamadan ifade edene kadar burda kalmalısın de ve bunu söylerken çömelip onun göz hizasına gel, yüz yüze olun yani.
Bırak ağlasın tepinsin bağırsın bakma 3-5 gün bu şekilde yapmak için dişini sıkarsan ağlama krizleri azalacaktır.
mantikli olan bu ama uygulamak cok zoor. arabada tekrar aglamaya baslayinca neredeyse hastaneye goturecektik, simdi tekrar uyuyakaldi.
Yaşıtö falan var mı biraz oynasın bunaldı mı acaba evde?
pazar gunu geldiler onlar buradayken cok mutluydu. oyunlar saklabanliklar... simdi hava -1 derece disari cikaramiyorum fazla.
 
Nickim,
birde eşinle aynı tavırda olun, akşam eve geldiğinde oğlan susmayınca sen ne yapıyorsan eşinde aynısını yapsın, bu sizi kötü anne baba yapmaz, çocuğunuzun her istediğini ağlayarak yaptırmasını istemiyor ve huy değiştirip şımarmasını istemiyorsanız bazı durumlarda kendinizi frenlemek zorundasınız.
nerdee , esim hic dayanamaz.
hemen cikolata ver falan
zaten oyuncagi da o actirdi gelince.
 
Nickim,
dediklerimi karı koca yapmazsanız oğlunun yaş sendromu sancılı geçer ve uzar, zor biliyorum, anne yüreği dayanmıyor fakat maalesef yapmak gerekiyor, bizim bir tanıdığın kızı vardı, inan 2 yaş sendromu çok ağır geçti, şöyle ki çocuk her istediğini ağlayarak yaptırmayı öğrenmiş, mesela bize gelirlerdi, geldikten 15 dakika sonra çocuk eve diye ağlardı dediğini yaptırana kadar susmazdı ama ne ağlama abartmıyorum birgün bize geldiler çocuk hiç susmadan 2,5 saat ağladı, ne yaptıysak susturamadık.
Onda anne istikrarlı, baba kıyamayan taraftı, babanın zaafını kullanıyordu cimcime.


En zor dönemleri, bu dönemi eşinle aynı şekilde davranarak atlatabilirsiniz, sen kararlıyken eşin kıyamazsa bu seferde nasılsa babama yaptırıyorum diye düşünüp ona yaptırtır her istediğini.
3-4 yaşa kadar sıkıntılı bir döneminiz var, o zamana kadar eşinle elbirliği yapın.
 
sagolun kizlar.
Mune Mune esime bunlari anlatinca bana kitap okuma diyor.
valla ne yapacagimi bilmez haldeyim. en cok da kardesi dogunca ne olacak?
su an babasiyla beraber uyuyorlar.
babasi uyanip aglamasin diye gogsunde yatiriyor.
esime kalirsa aglamasin yeter.
ama 3-4 yasinda aglayarak istedigini yaptiran cocuklarin ailelerine demedigini birakmaz. kendi oglu da aynisi olacak haberi yok.
 
sagolun kizlar.
Mune Mune esime bunlari anlatinca bana kitap okuma diyor.
valla ne yapacagimi bilmez haldeyim. en cok da kardesi dogunca ne olacak?
su an babasiyla beraber uyuyorlar.
babasi uyanip aglamasin diye gogsunde yatiriyor.
esime kalirsa aglamasin yeter.
ama 3-4 yasinda aglayarak istedigini yaptiran cocuklarin ailelerine demedigini birakmaz. kendi oglu da aynisi olacak haberi yok.

Senin adina cok uzuldum.
Ugrasacagin var gibi gorunuyor.
Ama madem esin onu oyle yapiyor, sana tavsiyem at esinin uzerine herseyi.
Anlasin anyayi konyayi.
 
Senin adina cok uzuldum.
Ugrasacagin var gibi gorunuyor.
Ama madem esin onu oyle yapiyor, sana tavsiyem at esinin uzerine herseyi.
Anlasin anyayi konyayi.
valla o evdeyken atiyorum. ama gunun cogu zamani iste. yani oglanin tavri ona bir iki saatse bana gun boyu olacak yine kurtulusum yok.
oglum korkmasin aglamasin diye dusundugu icin odasini ayirmayi 21 aylikken ancak kabul ettirebildim. o da kardesi olacagi icin. yoksa yine kabul etmezdi.
gerci gece aglar aglamaz hemen alip yatagimiza getiriyor.
 
Back
X