her şey iyi gibi gidiyordu. bugün evlilik yıldönümümüz dün abuk subuk kpederim ve olduramadığı el işinin hıncını benden çıkarıyordu.bağırıp bağırmadığını idaa ediyordu.eve alıncak ve alındıları telefonla sokaktan birinin numarasını alıp ona sormayacaktım heralde bende bayılmıyorum işinin arasında aramaya mecburum ona göre hep gereksiz, fakat eve gelincede keşke arasaymışım dedirtecek kadar mızmızlanır.benimde insani sınırlarım var haliyle onun saçmalama sınırı var mı bilmiyorum.hem bağırmasına bir de kullandığı kelimenin söyleme biçimi çok kırdı beni ve bi türlü de kırgınlığım geçmedi.senin "cins cins huyların var farkında değilsin" öylesine sarfetse hiç sallamam.fakat sanki bir pisliğe bakar gibi dediği için "sen ne biçim konuşuyorsun".dedim hıçkırarak mutfağa gittim yanına gitmek istemedim bulaşık yıkadım işim bitince bilgisayarı açtım.özür dileyeceğine öküzlüğe devam etti sanki kendi mükemmel ya, dediğinin arkasında durup öpmeye filan kalktı neden ağlıyorsun dedi ben bilgisayarın başındaydım.bende açık ve net şekilde anlattım.yine özür yok. erkenden uyudu uyuma bir kaçış olmaz işte.yani öpmesi hatta ağzında kuş tutması gerekmiyor.sadece özür dilese unuturdum.anlatış şekline takıldım kaldım.sevme şekli herkesin kendine göredir.fakat onun asıl ihtiyacı sürekli laf sokan ona pislik gibi davranan bir kadınsa ben kendimden başkası olamıyorum ne yapabilirim.bazı erkekler insancıl davrananları ve davranışları kaldıramıyor...