dini paylaşım alanı

O, İstediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah'ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür. ﴾34﴿
Hani İbrahim demişti ki: "Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut." ﴾35﴿
"Rabbim! Çünkü o putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse şüphesiz sen çok bağışlayan, çok merhamet edensin." ﴾36﴿
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe'nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler." ﴾37﴿
"Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." ﴾38﴿
"Hamd, iyice yaşlanmış iken bana İsmail'i ve İshak'ı veren Allah'a mahsustur. Şüphesiz Rabbim duayı işitendir." ﴾39﴿
"Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle." ﴾40﴿
"Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla." ﴾41﴿
Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları ancak, gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. ﴾42﴿


Sayfa 260
 
O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur. ﴾43﴿
(Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim" diyecekler. Onlara şöyle denilecek: "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?" ﴾44﴿
"Kendilerine zulmedenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara ne yaptığımız ise size belli olmuştu. Size misaller de vermiştik." ﴾45﴿
Onlar gerçekten tuzaklarını kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, tuzakları Allah katındadır (Allah onu bilir). ﴾46﴿
Sakın Allah'ın, peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. ﴾47﴿
O gün yer, başka bir yere, gökler de başka göklere dönüştürülür ve insanlar bir ve kahhar (her şeyin üzerinde yegâne hakim) olan Allah'ın huzuruna çıkarlar. ﴾48﴿
O gün, suçluları zincirlere vurulmuş olarak görürsün. ﴾49﴿
Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir. ﴾50﴿
Allah herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. ﴾51﴿
Bu Kur'an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir. ﴾52﴿

Sayfa 261
 
Hicr Sûresi
262
Cüz 14
Hicr Sûresi
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Cüz 14
Elif Lâm Râ. Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur'an'ın âyetleridir. ﴾1﴿
İnkar edenler, "Keşke müslüman olsaydık" diye çok arzu edeceklerdir. ﴾2﴿
Bırak onları yesinler (içsinler), yararlansınlar; emelleri onları oyalayadursun. İleride (gerçeği) bilecekler. ﴾3﴿
Helâk ettiğimiz her memleketin mutlaka bilinen bir yazısı (belli vakti) vardır. ﴾4﴿
Hiçbir toplum ecelini geçemez ve ondan geri de kalamaz. ﴾5﴿
Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (Kur'an) indirilen kimse! Sen mutlaka delisin!" ﴾6﴿
"Eğer doğru söyleyenlerden isen bize melekleri getirsene!" ﴾7﴿
Biz melekleri ancak hak ve hikmete uygun olarak indiririz. O zaman da onlara mühlet verilmez. ﴾8﴿
Şüphesiz o zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz. ﴾9﴿
Ey Muhammed! Andolsun, senden önceki topluluklara da peygamber gönderdik. ﴾10﴿
Onlar kendilerine gelen her peygamberle alay ediyorlardı. ﴾11﴿
Aynı şekilde (onların tutumlarına uygun olarak) biz onu suçluların kalbine sokarız. ﴾12﴿
Önceki milletlerin (helakine dair Allah'ın) kanunu geçmiş iken onlar buna (Kur'an'a) inanmazlar. ﴾13﴿
Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya koyulsalar yine "Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz" derlerdi. ﴾14-15﴿


Sayfa 262
 
Andolsun, biz gökte burçlar yaptık ve onu, bakanlar için süsledik. ﴾16﴿
Onu kovulmuş her şeytandan koruduk. ﴾17﴿
Ancak kulak hırsızlığı eden olursa, onu da parlak bir ateş takip etmektedir. ﴾18﴿
Yeri de yaydık, ona sabit dağlar yerleştirdik ve orada ölçülü (bir biçimde) her şeyi bitirdik. ﴾19﴿
Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana getirdik. ﴾20﴿
Hiçbir şey yoktur ki hazineleri yanımızda olmasın. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz. ﴾21﴿
Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz. ﴾22﴿
Hiç şüphesiz biz diriltir, biz öldürürüz ve biz (her şeye gerçek) varisleriz ﴾23﴿
Andolsun biz, sizden önce gelip geçenleri de biliriz, sonraya kalanları da. ﴾24﴿
Şüphesiz senin Rabbin onları diriltip bir araya getirecektir. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir. ﴾25﴿
Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık. ﴾26﴿
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık. ﴾27﴿
Hani Rabbin meleklere, "Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman, onun için hemen saygı ile eğilin" demişti. ﴾28-29﴿
Bunun üzerine bütün melekler saygı ile eğildiler. ﴾30﴿
Ancak İblis, saygı ile eğilenlerle beraber olmaktan kaçındı. ﴾31﴿

Sayfa 263
 
Hicr Sûresi
264
Cüz 14
Allah, "Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?" dedi. ﴾32﴿
İblis dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem." ﴾33﴿
Allah, "Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun. Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir" dedi. ﴾34-35﴿
İblis: "Rabbim! Öyle ise onların tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver" dedi. ﴾36﴿
Allah da, "O halde sen vakti (yalnızca benim tarafımdan) bilinen güne (kıyamete) kadar mühlet verilenlerdensin" dedi. ﴾37-38﴿
İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, andolsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim, içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi. ﴾39-40﴿
Allah, "İşte bu bana ulaştıran dosdoğru yoldur. Azgınlardan sana uyanlar dışında, kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur" dedi. ﴾41-42﴿
Şüphesiz cehennem, onların hepsinin buluşacağı yerdir. ﴾43﴿
Onun yedi kapısı vardır ve her kapıya onlardan bir grup ayrılmıştır. ﴾44﴿
Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, cennetler içinde ve pınarlar başındadır. ﴾45﴿
Onlara, "Girin oraya esenlikle, güven içinde" denilir. ﴾46﴿
Biz onların kalplerindeki kini söküp attık. Artık onlar sedirler üzerinde, kardeşler olarak karşılıklı otururlar. ﴾47﴿
Onlara orada hiçbir yorgunluk dokunmaz, onlar oradan çıkarılacak da değillerdir. ﴾48﴿
Ey Muhammed! Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı, çok merhametli olduğumu, azabımın da elem dolu azap olduğunu haber ver. ﴾49-50﴿
Onlara İbrahim'in misafirl

Sayfa 264
 
Hicr Sûresi
265
Cüz 14
Hani misafirler İbrahim'in yanına girmiş ve "Selam" demişlerdi. O da, "Gerçekten biz sizden korkuyoruz" demişti. ﴾52﴿
Onlar, "Korkma, biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz" dediler. ﴾53﴿
İbrahim, "Bana yaşlılık gelip çatmış iken beni mi müjdeliyorsunuz? Bana neyi müjdeliyorsunuz?" dedi. ﴾54﴿
"Biz sana gerçeği müjdeledik. Sakın ümitsizlerden olma" dediler. ﴾55﴿
Dedi ki: "Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?" ﴾56﴿
İbrahim, "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi. ﴾57﴿
Şöyle dediler: "Şüphesiz biz suçlu bir millete gönderildik. ﴾58﴿
Lût'un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût'un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik." ﴾59-60﴿
Elçiler (melekler) Lût'un ailesine gelince Lût onlara, "Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi. ﴾61-62﴿
Dediler ki: "Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik." ﴾63﴿
"Biz sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz." ﴾64﴿
"Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin." ﴾65﴿
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: "Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak." ﴾66﴿
Şehir halkı sevinerek geldiler. ﴾67﴿
Lût dedi ki: "Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin." ﴾68﴿
"Allah'a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın" dedi. ﴾69﴿
Onlar, "Biz seni insanlarla ilgilenmekten menetmemiş miydik" dediler. ﴾70﴿

Sayfa 265
 
Hicr Sûresi
266
Cüz 14
Lût: "İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)" dedi. ﴾71﴿
(Melekler Lût'a:) "Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş halde sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)" dediler. ﴾72﴿
Derken güneşin doğuşu sırasında o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi. ﴾73﴿
Hemen onların altını üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık. ﴾74﴿
Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır. ﴾75﴿
O şehrin kalıntıları hâlâ mevcut olan bir yol üstünde duruyor. ﴾76﴿
Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır. ﴾77﴿
"Eyke" halkı da şüphesiz zalim idiler. ﴾78﴿
Onlardan da intikam aldık. İkisi de (Lût kavminin yaşadığı Sodom ile Şuayb kavminin yaşadığı Eyke) belirgin bir anayol üzerinde idiler. ﴾79﴿
Andolsun, Hicr halkı da peygamberleri yalanlamıştı. ﴾80﴿
Biz onlara âyetlerimizi vermiştik de onlardan yüz çevirmişlerdi. ﴾81﴿
Onlar güven içinde dağlardan evler yontuyorlardı. ﴾82﴿
Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi. ﴾83﴿
Kazanmakta oldukları şeyler kendilerine bir fayda vermedi. ﴾84﴿
Biz gökleri, yeri ve her ikisi arasında bulunanları ancak hakka ve hikmete uygun olarak yarattık. Kıyamet günü mutlaka gelecektir. Sen şimdi güzel bir şekilde hoşgörü ile muamele et. ﴾85﴿
Şüphesiz, Rabbin hakkıyla yaratanın (ve herşeyi) bilenin ta kendisidir. ﴾86﴿
Andolsun, biz sana tekrarlanan yedi âyeti ve büyük Kur'an'ı verdik. ﴾87﴿
Kafirlerden bir kısmını faydalandırdığımız şeylerde sakın gözün kalmasın. Onlara karşı mahzun olma ve mü'minlere (şefkat) kanadını indir. ﴾88﴿
De ki: "Gerçekten ben, apaçık bir uyarıcıyım." ﴾89﴿
Nitekim biz kendi kitaplarını parçalara ayıranlara da (kitap) indirmiştik. ﴾90﴿


Sayfa 266
 
Hicr Sûresi
267
Cüz 14
Ki onlar, (bir kısmına inanıp, bir kısmını inkar ederek) Kur'an'ı da parça parça edenlerdir. ﴾91﴿
Rabbine andolsun, onların hepsine yapmakta olduklarını mutlaka soracağız. ﴾92-93﴿
Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça ortaya koy ve Allah'a ortak koşanlara aldırış etme. ﴾94﴿
Şüphesiz biz, Allah ile beraber başka ilah edinen alaycılara karşı sana yeteriz. İlerde bilecekler. ﴾95-96﴿
Andolsun, onların söyledikleri şeylerden dolayı göğsünün daraldığını biliyoruz. ﴾97﴿
O halde Rabbini hamd ile tesbih et (yücelt) ve secde edenlerden ol. ﴾98﴿
Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et. ﴾99﴿
Nahl Sûresi
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Allah'ın emri gelecektir. Artık onun acele gelmesini istemeyin. Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir. ﴾1﴿
Allah, "Benden başka ilah yoktur. Öyle ise bana karşı gelmekten sakının" diye (insanları) uyarmaları için emrini içeren vahiy ile melekleri kullarından dilediğine indirir.﴾2﴿
Allah, gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yarattı. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden yücedir. ﴾3﴿
İnsanı nutfeden (bir damla sudan) yarattı. Böyle iken bakarsın ki o, Rabbine açık bir hasım kesilmiştir ﴾4﴿
Hayvanları da yarattı. Onlarda sizin için bir ısınma ve birçok faydalar vardır. Hem de onlardan yersiniz. ﴾5﴿
Onları akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken de sizin için bir güzellik (ve zevk) vardır. ﴾6﴿


Sayfa 267
 
Onlar ağırlıklarınızı, sizin ancak zorlukla varabileceğiniz beldelere taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir. ﴾7﴿
Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır. ﴾8﴿
Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. ﴾9﴿
O, göklerden sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de onunla meydana gelir. ﴾10﴿
Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler ve her türlü meyvelerden bitirir. Elbette bunda düşünen bir kavim için bir ibret vardır. ﴾11﴿
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emri ile sizin hizmetinize verilmiştir. Şüphesiz bunlarda aklını kullanan bir millet için ibretler vardır. ﴾12﴿
Sizin için yeryüzünde çeşitli renk ve biçimlerle yarattığı şeyleri de sizin hizmetinize verdi. Öğüt alan bir toplum için bunda ibretler vardır. ﴾13﴿
O, taze et yemeniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarmanız için denizi sizin hizmetinize verendir. Gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün. (Bütün bunlar) onun lütfundan nasip aramanız ve şükretmeniz içindir. ﴾14﴿

Sayfa 268
 
Yarabbi aydınlanan sabahta senden huzur bereket sağlık huzur bol ibadet anlayış diliyoruz..
Hastalara şifa borçlulara eda dertlere deva nasıp eyle
bir bekleyiş içinde olanlara beklediklerini hayırlarla nasip eyle
Bizlere çalışma azmi isteği ver
Dinimiz için kendimiz için çevremiz için gelecek nesiller için araştırıp öğrenmeye ilim irfan sahibi olmayı bilgili olmayı bildiğin uygulamayı insanlarla paylaşmayı nasip eyle peygamber efendimize yakışır Ümmet sana layık kul olmayı nasip eyle
Allahım sen affedicisin affetmeyi seversin bizleri de af eyle bizim işlediğimiz sevaplar senin affedici yüceliğinin yanında hiçbir şey bize merhamet eyle daima senin yolunda eyle efendimizin dediği gibi bizi dinimiz üzerine dosdoğru kıl sana binlerce şükürler olsun Allahım elhamdülillah
 
Allah razi olsun canim benim okudum yazdıklarını cok guzeller
 
Sizi sarsmamasi için yeryüzünde saglam daglar; yolunuzu bulmaniz için de nehirler, yollar ve nice isaretler meydana getirdi. Insanlar yildizlarla da yollarini bulurlar. ﴾15-16﴿
Şu halde yaratan, yaratamayan gibi olur mu? Artık siz düşünmez misiniz? ﴾17﴿
Halbuki Allah'ın nimetini saymaya kalksanız onu sayamazsınız. Şüphesiz Allah; çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. ﴾18﴿
Allah gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilir. ﴾19﴿
Allah'ı bırakıp da taptıkları şeyler, yaratılmış olduklarına göre hiçbir şey yaratamazlar. ﴾20﴿
Onlar diri olmayan cansız varlıklardır! Ne zaman dirileceklerinin de şuuruna varamazlar. ﴾21﴿
Sizin ilahınız tek bir ilahtır. Ahirete inanmayanların kalpleri bunu inkâr etmekte, kendileri de büyüklük taslamaktadırlar. ﴾22﴿
Şüphe yok ki Allah, onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları hiç sevmez. ﴾23﴿
Onlara "Rabbiniz ne indirdi?" denildiği zaman, "Öncekilerin masalları" dediler. ﴾24﴿
Böylece kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarının da bir kısmını yüklenirler. Dikkat et, yüklendikleri ne kötüdür. ﴾25﴿
Onlardan öncekiler de tuzak kurmuşlardı. Allah'ın azabı binalarını, temelinden gelip yıktı da tavanları başlarına çöküverdi ve azap kendilerine fark edemedikleri yerden geldi. ﴾26﴿

269
 
Nahl Sûresi
270

Cüz 14
Sonra kıyamet günü Allah onları rezil edecek ve diyecek ki: "Uğrunda mücadele ettiğiniz ortaklarım nerede?!" kendilerine ilim verilenler ise şöyle derler: "Şüphesiz bugün rezillik, aşağılık ve kötülük kafirlerin üzerinedir." ﴾27﴿
O kafirler, nefislerine zulmederlerken melekler onların canlarını alır da onlar teslim olup, "Biz hiçbir kötülük yapmıyorduk" derler. (Melekler de şöyle diyecekler:) "Hayır! Allah sizin yapmakta olduklarınızı hakkıyla bilmektedir." ﴾28﴿
"Haydi, içinde ebedî kalacağınız cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!" ﴾29﴿
Allah'a karşı gelmekten sakınan kimselere, "Rabbiniz ne indirdi?" denildiğinde, "Hayır indirdi" derler. Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Ahiret yurdu ise daha hayırlıdır. Allah'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir. ﴾30﴿
İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır. Allah kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükafatlandırır. ﴾31﴿
Melekler onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, "Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete" derler. ﴾32﴿
(O kafirler) kendilerine ancak meleklerin veya senin Rabbinin helâk emrinin gelmesini bekliyorlar. Onlardan öncekiler de böyle yapmıştı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı. ﴾33﴿
Bu sebeple işledikleri kötülüklerin cezası onlara ulaştı ve alay ettikleri şey kendilerini kuşattı. ﴾34﴿
 
Nahl Sûresi
271
Cüz 14
Allah'a ortak koşanlar dediler ki: "Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız O'ndan başka hiçbir şeye tapmazdık, O'nun emri olmadan hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Kendilerinden öncekiler de böyle yapmıştı. Peygamberlere düşen sadece apaçık bir tebliğdir. ﴾35﴿
Andolsun biz, her ümmete, "Allah'a kulluk edin, tâğûttan kaçının" diye peygamber gönderdik. Allah onlardan kimini doğru yola iletti, onlardan kimine de (kendi iradeleri sebebiyle) sapıklık hak oldu. Şimdi yeryüzünde dolaşın da peygamberleri yalanlayanların sonunun ne olduğunu görün. ﴾36﴿
Sen onların doğru yola erişmelerine aşırı istek göstersen de şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola iletmez. Onların yardımcıları da yoktur. ﴾37﴿
Onlar, "Allah ölen bir kimseyi diriltmez." diye var güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecek! Bu, yerine getirilmesini Allah'ın üzerine aldığı bir vaaddir. Fakat insanların çoğu bilmezler. ﴾38﴿
(Diriltecek ki) ayrılığa düştükleri şeyi onlara anlatsın ve kâfir olanlar da kendilerinin yalancı olduklarını bilsinler! ﴾39﴿
Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, "ol" dememizdir. O da hemen oluverir. ﴾40﴿
Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, elbette onları dünyada güzel bir şekilde yerleştiririz. Ahiret mükafatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi... ﴾41﴿
Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. ﴾42﴿
 
Nahl Sûresi
272
Cüz 14
Senden önce de ancak, kendilerine vahyettiğimiz birtakım erkekleri peygamber olarak gönderdik. Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun. ﴾43﴿
(O peygamberleri) apaçık belgeler ve kitaplarla gönderdik. İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman ve onların da (üzerinde) düşünmeleri için sana bu Kur'an'ı indirdik. ﴾44﴿
Kötü işler yapmak için tuzak kuranlar, Allah'ın kendilerini yere geçirmesinden veya (ansızın) bilemeyecekleri bir yerden kendilerine azap gelmesinden emin mi oldular? ﴾45﴿
Yahut onlar dönüp dolaşırken Allah'ın kendilerini yakalayıvermesinden emin mi oldular? Onlar Allah'ı aciz bırakacak değillerdir. ﴾46﴿
Yahut da, onları korku üzere iken yakalamayacağından güven içinde midirler? Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir. ﴾47﴿
Allah'ın yarattığı şeyleri görmüyorlar mı? Onların gölgeleri Allah'a secde ederek ve tevazu ile boyun eğerek sağa ve sola dönmektedir. ﴾48﴿
Göklerde ve yerde bulunan canlılar ve melekler büyüklük taslamadan Allah'a boyun eğerler. ﴾49﴿
Secde
Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar. ﴾50﴿
Allah şöyle dedi: "İki ilah edinmeyin. O, ancak tek ilahtır. O halde yalnız benden korkun." ﴾51﴿
Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. İtaat de daima O'na olmalıdır. Öyle iken siz Allah'tan başkasından mı korkuyorsunuz? ﴾52﴿
Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız ona yalvarır yakarırsınız. ﴾53﴿
Sonra sizden o sıkıntıyı giderince, bir de bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine ortak koşar. ﴾54﴿
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…