dini paylaşım alanı

2.Yemeği Sol Ayağı Katlayıp Sağ Ayağı Karna Çekerek Ve Oturarak Yemek
YER-SOFRASI.jpg

Bu pozisyonda yemek yemek, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önler ve midenin erken dolmasını sağlar. Çağımızın modern vebası olan “Obezite” ile mücadeleye de yine Efendimizin güzel sünneti yetişiyor :)
 
3.Sıcak Yemeğe Üflememek Soğumasını Beklemek
%C3%9CFLEMEK.jpg

Tükürükte hem mikroplar için besleyici hem de anti bakteriyel etki gösteren maddeler bulunur. Tükürükte bulunan bu anti bakteriyel maddelere rağmen besin atıkları ve epitel hücre parçaları, ağız boşluğunu mikroorganizmaların yerleşmesi için uygun ortam haline getirir. Bu da ağzın mikroplanmasına ve kirlenmesine neden olur. Yemeklere üflemek ağızdaki bu mikrop ve bakterilerin etrafa ve yemeğe saçılmasına sebep olur. Ayrıca nefesimiz, vücudumuzdan atılan karbondioksit gazından oluştuğu için, yemeklerine atık gaz karıştırmak istemeyen kardeşlerimiz bu çok faydalı sünnetimizi an itibariyle hayata geçirebilirler.
 
4. Yemek Arasında Su İçmek
SU-%C4%B0%C3%87MEK-320x190.jpg

“Su içsem yarıyor” diyen kardeşlerimiz muhtemelen suyu içmek konusunda zamanlama hatası yapıyor
icon_smile.gif
Zira yemeğin ortasında içilen su gıdaların sindirilmesine ve gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunuyor. Bu da midede doygunluk hissi oluşturarak az yemeye vesile oluyor. Bu sünnetimiz de bize hem yüz şehit sevabı veriyor, hem de fit ve sağlıklı birMüslüman olabilmenin en kolay yolunu öğretiyor.
icon_smile.gif
“Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehid sevabı vardır.” Hadis- i Şerif Hakim
 
5. Suyu Oturarak Ve Üç Yudumda İçmek
%C3%87E%C5%9EME-320x190.jpg

Bu şekilde içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksar ve tükürük bezleri için gerekli suyun emilimini artırır. Böylece anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip olan tükürüğün salgılanması artarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunur. Ayrıca azar azar içilen su boğulmaları da engeller sevgili kardeşlerimiz. Bembeyaz dişler kendinden emin gülüşler için bu ve bir sonraki güzel sünnetimizi derhal pratiğe dökmeli
 
6. Misvak Kullanmak
MISVAK1.jpg


Diş macunları onlarca bileşenden oluşan kimyasal deterjanlardır. Diş fırçaları ise kanserojen maddeleri içeren birer plastik. Oysa misvak tamamen doğal özlerden oluşan ve ağızdaki (sadece) zararlı mikroorganizmaları bloke eden, yararlı mikroorganizmalara müdahale etmeyen, diş çürümesini engelleyen en iyi diş temizleme vasıtasıdır. İlginç olansa tüm bunları 1400 sene evvel, hiç kimya dersi almamış olan ve hatta okuma yazma bile bilmeyen Nebiyyil Ümmi Efendimiz’ inSallallahu Aleyhi Vessellem bilmiş ve biz ümmetine asırlar önce tavsiye etmiş olmasıdır. “Cebrail aleyhisselam, misvak kullanmayı o kadar tavsiye etti ki, misvakın farz olacağından korktum.” İbni Mace
 
7.Kerahat Vakitlerinde Uyumamak

634B8935633D8274.jpg

Özellikle işrak vakti, yani güneşin doğuşunda uyuyanlarda bel ağrısı meydana gelir. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşünden (gün ve gece oluşumu) meydana gelen çizgisel hız her enlemde farklıdır. Bu fark yer çekimini etkiler. Güneş doğarken yani kerahat vakitlerinde uyuyanlar, yatay pozisyonda olanlar yer çekiminde meydana gelen bu değişikliklerden daha fazla etkilenir ve bel ağrısı yaşarlar. Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem çok düşkün olduğu biz ümmetine kerahat vakitlerinde uyumamayı işte bu yüzden öğütlemiştir. “Sabahları uyuyan sırt ve bel ağrılarına müptela olur” Hadis-i Şerif İmam Şarani
 
8.Uyurken Sağ Tarafa Dönüp Yatmak
d_9626haber_baby-sleeping_00307193-320x190.jpg


Kalbin üzerine yani sola yatıldığında, kalp sıkışır, ağrır ve rahat çalışması engellenir.
Sağ tarafa doğru yatılması kardiyovasküler sistemimizin çok daha iyi çalışmasını ve kalbimizin yeni günün temposuna çok daha dingin ve kolay bir şekilde ayak uydurmasını sağlar...
 
9. Teheccüd Namazına Kalkmak
teheccud_namazi_nezaman_kilinir.jpg


Kesintisiz uyunan uzun gece uykuları damarlarda vazodilatasyona neden olur. Uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamamız yani abdest almamız, az yorucu egzersizler yapmamız yani teheccüd namazı kılmamız vazodilatasyonu engeller ve zinde bir Müslüman olmamızı sağlar sevgili kardeşlerimiz.
 
10.Tuvalete Girerken Sol Ayakla Girmek
mihri_footsteps_1.jpg


Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında, kaygan olan zeminde ayağımızın kayması durumunda, sola göre çok daha güçlü kaslara sahip olan sağ ayağımız devreye girecek ve düşmemizi engelleyecektir. Efendimiz’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem biz ümmetine çoook düşkün olduğunu daha önce söylemiş miydik?

“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, o size çok düşkündür, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir” Tevbe 128
 
8 Maddede Kadınıyla Erkeğiyle İtikadımız

Nureddin Yıldız Hocaefendinin Kıblegâh Evler kitabından Kadınıyla Erkeğiyle İtikadımız.



1. Dünya ve ahiret işlerimizde iyilik ve güzellik vahiydedir.


Dünya ve ahiret işlerimizde iyilik ve güzellik vahiydedir. Vahyin ölçü kabul edilmediği ne varsa sonu insan için hayır değildir. Geçici güzellikler ve bireysel menfaatlerle avunulmaktadır. İnsan ne zaman kendisi doydu ki, karşı cinse (kadına veya erkeğe) hakkını lütfedebilsin? Buna bağlı olarak inanıyoruz ki, Rabbimizden bize gelende asla zulüm yoktur. Belki insanlar eşitlik peşinde koşabilirler; ancak bilmelidirler ki Allah’ın nizamı âdildir. Ve o nizam insanın aradığı huzurun kaynağıdır.

O yarattı.

Hiç yaratan en iyi bilen olmaz mı?

esmaul-husna-el-adl.png
 
2. Kâfirlerin müminlerle savaşı yeni değildir.


Kâfirlerin müminlerle savaşı yeni değildir. İman kadar eskidir. Ne yazık ki, kâfirler dışardan saldırdıkça içerden de kalbinde maraz bulunan fitneci bulabilmişlerdir. Müslümanların tarihinde “kadın sorunu” diye bir sorun bilinmemiştir. Kadın sorununu icat edenlerse onu sekreterlikten reklâma kadar, dini ve ahlâkı tahrip edebilecekleri, paraya kapan olarak kullanabilecekleri her ne varsa onun için kullandılar. Cici sözlerle büyülediler, kullandılar. Kullandıkça yaratanına düşman ettiler. Sonunda elindeki dünyayı da aldılar cennet umudunu da.

muslimah.jpg
 
3. Kadın Âdem’in Havva’sıdır.


Kadın Âdem’in Havva’sıdır. Başka bir şey asla değildir. Hem insanın yarısıdır hem hayatın. İnsan olmakta, dini yaşamakta ve en mühimi Allah’ın mizanında erkeğin yarısı veya diğeridir. Aynı cennete davetlidir. Aynı cehennemden sakındırılmıştır.

Onu yaratan, en iyi bileni olduğu için, yaratılışına uygun olsun diye, kimi yükümlülüklerini kaldırmış, kimi tehlikelere karşı onu uyarmış, erkeğe oranla ön tedbirlerle donatmıştır onu. Allah’ın dininde kadının farklı hükümleri, vücudunun ve yaratılışının farklı olduğu alanlardadır. Tüy yapısı bile erkekten farklı olan kadının erkekle eşit tutulması kadına nasıl bir adalet olur?
 
4. Erkeğin evin yükünü taşıması için bir derece üstün tutulması, bir şehir halkının başında bulunan valinin onlardan farklı bir koltukta oturması gibidir.


Kanunlarla belirlenmiş hak ve görevleri kullanıyor olduktan sonra valinin “valiliği” neden tenkit edilsin ki? Erkek Allah’ın himayesinde bir kadını ve evi yönetiyorsa, kuralları Allah koyuyorsa kadın neden ezilmiş olsun? Allah kurduğu sistemde erkekleşmiş kadınlar istemediği gibi kadınlaşmış erkekler de istememiştir. Her taşı yerinde ağır tutmuş, herkesin haddini ve hududunu bilmesini istemiştir. İki cins arasındaki ilişkinin özeti ise, insanlık ve kulluk ekseninde yardımlaşmadır.

Ekran-Resmi-2015-03-01-13.16.32.png
 
couple.jpg

5. Kadın emirle değil, irade ve sevgiyle bir erkeğin eşi olur.


Eş olurken de dilediği şartı ve isteği dile getirir. Nikâh akdinde şahitlerin huzurunda tescil edilen bu şartlar dinin himayesinde ebedileşir. Daha sonra kadının sevip seçtiği eşi ile ilişkileri, kendi iradesinin veya duygusallığının sonuçlarından birisi olarak önüne çıkar. Her şeye rağmen dinin kuralları eşleri birbirlerine karşı korur. Standart insani kuralları iki tarafa da çiğnetmez.

Bu asırda bir erkeğin eşi olduğunda kadını zulüm altında inliyor olarak gösterenler, o kadının anne olduğunda ne hallere düştüğünü, yılda bir defa müzelik bir ziyaretle nasıl geçiştirildiğini nedense gündem yapmazlar. Erkeğin eşi olduğu zaman kadın zulüm altındaydı, ana oldu adı kalmadı, doğurduğuna esir oldu (!). Koca kahrına razıydı, doğurduğunun önünde adı da kalmadı.
 
6. Kadın, rahminde bütün bir insanlığı taşıdığı için, iffeti ile ilgili laubalilik olarak görülebilecek tutumlara karşı uyarılmış belki de men edilmiş ise, bu bütün insanlığın onuru adınadır.


Kadın sadece kendisi değildir. O, insanlığın ta kendisidir. Onun iffeti ve şerefi insanlığın ortak değeridir. Onun iffetini direkt veya dolaylı olarak koruyan her şey insan kadar, din kadar değerlidir.

İffetin direkt imhasına yönelik olan zina yasaklandığı gibi, ucunda zinaya sızma olan her ne varsa o da yasaklanmıştır. Kadının zararsız gördüğünü söyleyerek Allah’ın yasaklarından bazılarını aşması veya esnek tutması, yaratandan daha iyi bilmek gibi gülünç bir iddiaya zemin hazırlar.

Kadını göz zevklerini tatmin için uluorta açmaya çalışanlar ve insanlık tarihinde görülmemiş bir şekilde teşhir edenler bir anlamda insanın kalitesi ile oynamakta, insan görünümünde meçhuller üretmektedirler.

Onların kadın etrafında kopardıkları fırtınaların, işgal ettikleri topraklarda kimi zaman eğitim, kimi zaman hürriyet gibi maskelerle yaptıkları icraatların ana hedefi, kadını, dolayısıyla insanın orijinal karakterini yıpratmaktır.

Ekran-Resmi-2015-03-01-15.08.39.png
 
7. Kadının tek olduğu ve aşılamayacağı yegâne vazifesi nesil üretmektir.


Onun nesil üretmesini engelleyen hiçbir görevi olamaz. En kutsal ve en erişilemez görevden taviz de veremez. Çünkü nesil üretmek sadece doğumdan ibaret değildir. Tam anlamıyla bir insanlık hizmetidir. Eşsiz bir hizmettir. İbadettir.

Ekran-Resmi-2015-03-01-12.59.36.png
 
Ekran-Resmi-2015-03-01-13.11.02.png

8. Nesil yetiştirmesi bir cihaddır.
Kadının bu kimliği, alanındaki gayretleri çapında yapabileceği en büyük cihad olduğu için, cihadın genel anlamıyla olan uygulamalarından muaf tutulmuştur. Onun iffetini koruması mükemmel bir cihaddır. Nesil yetiştirmesi bir cihaddır.

Kadının elinde bayraklaşan ahlâk, insanlık onuru bir idealdir. Onun üzerinde sinsi emeller geliştiren güçleri hayal kırıklığına uğratacak ciddiyeti, insanlık için bir umuttur.
 
Bazen koca bir imtihân kaplar etrafınızı ...
Kimi sabreder, "ah" der, kimi yanar "aşk" der, kimi hoşlanır "Hakk" der .
- Sır, imtihâna itimatta biter ..
11059254_828486377238364_6126933460718297038_n.jpg
 
Back
X