Benim en zor zamanlarında yanında olduğum ortaokuldan beri bir arkadaşım vardı. Bir gün bana ilişkisini anlatıp akıl istemişti. Ayrılması gerektiğini yoksa zaten sevgilisinin ondan ayrılacağını söyledim. Bana dedi ki "Sen zaten hiç sevilmemişssin ki ne bilirsin.". O gün son kez görüştüm onunla. Hayata bakışımız farklıydı çünkü. Hayatımdan çıkardım, sonra öğrendim çok acı bir şekilde terk edilmiş.
Ne oldu ben sevdim sevildim mutlu oldum. Tek fark önüme çıkan ilk erkeğe yapışmadım ölçtüm tarttım.
O da böyleydi sürekli sevgilim sevgilim anlatırdı bana da "Senin aklın hep okulda daha yüksek yapacaksın ne ara evleneceksin?" derdi.
Geçen mesaj atmış yine konu aynı sevgili meselesi. Çünkü ona göre hayatın anlamı bir erkek bulmak ve ne pahasına olursa olsun ona yapışmak.
Mutluluğunu paylaşan insan laf dokundurmaz kimsenin hayatına.
Burada bile aşağılık kompleksini bekar bir kadına "evde kalmış" diyerek bastırmaya çalışanlar var.
Evli bir arkadaşım var bana göre çok erken evlendi ama mutluluğuyla ben de mutlu oluyorum, bir gün de çıkıp kocam da kocam demedi. Koca hep bulunuyor bu kadar abartmayın. Meziyet evli olmak değil mutlu olmak. Ben sürekli kendi hayatından bahseden insanların çok mutsuz olduğunu düşünüyorum.