• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Günaydın arkadaşlar,

Dün örneklerden bahsedeceğimi söylemiştim. Aralarından düşündükçe "vay be" diyeceklerimden birisini paylaşacağım.

Bende 30dan sonra tıp merakı çıktı aslında anestezi tam olarak. Bana uyutmak, uyandırmak ya da uyutulmak/uyandırılmak muazzam büyüleyici geliyor, doktorluğunda değilim bu saatten sonra ama anestezi teknikerliği varmış 2 yıllık, anestezi doktorlarının yanında ya da küçük kurumlarda doktorsuz işlemler yapabilen minnoş uyutucular :) neyse bir gece bu aşkım depreşti gene, eşime dedim ben 2 yıllık okuyacağım bu bölümü, öss'ye gireceğim. Tabii "öss" bile 50 kez isim değiştirmiş, sınav sistemi değişmiş vs vs. Ve ben yabancı dil okuduğumdan bu bölüme fenden giriliyormuş, epey çalışmak, imkansızı başarmak falan lazım. Neyse aldım ajandamı önüme dedim devleti kaZanamam ama özel üniversitelerin puanı düşük olanını bir ihtimal kazanırım. Ücretleri, puanları neymiş bakayım.

Bakarken bir tanesi çok cazip geldi, kampüsü falan da yeni, nasıl güzel, ücretini de yarım gün çalışarak öyle böyle karşılayabilirim, yeri de uzak değil çok, ba-yıl-dım. 360 derece içinde gezinti yapabiliyordum netten, böyle içim kıpır kıpır tek tek sınıfları gezdim, kafeteryalarına kadar inceleyip "işte burası sınıfım olacak, burada kahve içeceğim, burada şunu yapacağım" falan deyip adeta hayalimi yaşadım. Baktım çok geç olmuş saat sabah incelemeye devam ederim diye üniversite sayfasını açık bırakıp yattım, yattığımda da eşime " görürsün orası benim üniversitem olacak" dedim, hayalini kura kura uyudum. Ertesi sabah 9da telefonum çaldı.
"X hanım, ben sizi x üniversitesinden arıyorum" diye. "Yok artık " dedim içimden, rüya gibi dün gece yarısı baktığım üniversite!!
"Yarın 11de görüşmeye gelebilir misiniz?" Dedi telefondaki ses, "sebep?" Diye saçma sapan bir soruyla cevap verdim çünkü şoktaydım resmen.

Okutman kadrosunda acil değişiklikler olmuş, kadroyu yeniliyorlarmış ve benim de cvme ulaşmışlar, bazı sınavlar, mükakatlar için ben de çağrılmışım hem de başvuru bile yapmadan!

Uzatmayayım daha fazla, 1 hafta sonra üniversitenin kadrosunda hocaydım. Ve "burası benim sınıfım" dediğim sınıflar benim oldu, kafeteryalarında kahvemi de içtim, sohbetler de ettim. Aneztezi okuyamadım belki ama öğrenci okuttum :)

Benim kendi örneğimden çıkardığım en büyük ders; o heyecanı, kıpırdamayı, için içine sığamamasını yaşamak bence sır. Hani vibrasyonu yükseltmek. Para parayı çeker derler ya, olumlu ruh hali ya da mutluluk mutluluğu çekiyor işte! Biz genelde mutsuzsak hayatımızda bir şeyler eksikse bu işlere sarıyoruz. Ve malesef bir şey beceremiyoruz çünkü modumuz zaten düşük, mutsuzuz.

İşimde mutlu değilim, "lanet olsun müdüre" deyip gözlerimi kapatıp yeni bir iş hayal ediyorum, içimde lanet duygusu varken, kafam dolu ve bunalımdayken nasıl yeni bir işi çekebilirim ki kendime? Çekemiyorum da tabii.

Benim 7 günlük egzersiz öncesi nacizane tavsiyem; ilk sayfaya ya da boş bir kağıda sizi bu hayatta bugüne kadar elinizi ayağınızı titretecek kadar, kalbinizi eritecek kadar mutlu eden 10 anı yazın. Onları yazarken tek tek o güne gidin, o mutluluğu tekrar tekrar yaşayın. Bu 7 günlük egzersiz için ya da her hangi bir şeyi çekmek için ilk yapacağınız iş o listesini yaptığınız sizi mutlu eden anıyı düşünmek ve modunuzu yükseltmek olsun, ne zaman çok çok mutlu ve şükür dolu olursanız o zaman elde etme gücünüz bana göre daha da yüksek olacaktır.

(Zaman buldukça başka hikayelerimi de paylaşmak isterim, bana başarı hikayeleri çok gaz verirdi, umut olurdu, modumu yukarı çekerdi, belki birilerine enerji olarak gider umudundayım. Hepimizin hikayeleri ve paylaşımları çok kıymetli, iyi ki var bu sayfa ve iyi ki varsınız )
Inanamadim gercekten. Sok oldum. Masallah diyorum. Darisi basimiza insallah:)
 
JOHN ASSARAF

İnsan olarak bizim işimiz istediğimiz şeylerle ilgili düşüncelere sıkı sıkı tutunmak,istediğimiz şeyi zihnimizde netleştirmek.Böylece Evren'deki en büyük yasalardan biri devreye girer;çekim yasası.En cok neyi düşünüyorsanız onolursunuz,aynı zamanda en çok neyi düşünüyorsanız onu çekersiniz.

BOB PROCTOR

Eğer bir şeyi zihninizde canlandırabiliyorsanız, onu elinizle de tutacaksınız demektir.

CHARLES HAANEL

Baskın düşünce ya da zihinsel tutum mıknatıstır ve yasa, benzerin benzeri kendine çektiğini söyler.Sonuç olarak zihinsel tutum,doğasına uygun olan şartları sürekli kendine çekecektir...

Bunlar aldığım notlardan bazıları arkadaşlar.Merak edenler olursa diye yazarlarını da ekledim.
 
JOHN ASSARAF

İnsan olarak bizim işimiz istediğimiz şeylerle ilgili düşüncelere sıkı sıkı tutunmak,istediğimiz şeyi zihnimizde netleştirmek.Böylece Evren'deki en büyük yasalardan biri devreye girer;çekim yasası.En cok neyi düşünüyorsanız onolursunuz,aynı zamanda en çok neyi düşünüyorsanız onu çekersiniz.

BOB PROCTOR

Eğer bir şeyi zihninizde canlandırabiliyorsanız, onu elinizle de tutacaksınız demektir.

CHARLES HAANEL

Baskın düşünce ya da zihinsel tutum mıknatıstır ve yasa, benzerin benzeri kendine çektiğini söyler.Sonuç olarak zihinsel tutum,doğasına uygun olan şartları sürekli kendine çekecektir...

Bunlar aldığım notlardan bazıları arkadaşlar.Merak edenler olursa diye yazarlarını da ekledim.
Tesekkurler:)
 
Ben size çocukken başıma gelen mutlu bir anıyı anlatayım. İlk okul son sınıfım 95 senesi o zaman nerde çekim yasası secret falan çocuğum ailemin bile haberi yoktur böyle enerjilerden. Anadolu lisesi hazırlık dersanesine gidiyorum evin yakınında hafta sonları. Yol üzerinde de bir pastane var son bir kaç haftadır bir pasta var kocaman Harika dağ gibi eteğinin üstüne oturtulmuş barbie bebekli bir pasta ona böyle basıl bakıyoruz bir kaç arkadaş vaayy bebeğe bak pastaya bak diye :) benim derdim pasta değil tabi bebek ...

O zamanlar her istediğin oyuncak hemen alınmazdı şimdiki gibi çeşitlilik ve imkanlar yoktu. Aileme de demiyorum böyle birşey var alabilir miyiz diye Doğum günüm değil özel bir gün değil birde müsriflik mi olur diye çekiniyorum...
Artık nasıl bir enerji ile beğenip kendimin gibi benimsemişsem birkaç gün sonra babam koca bir paketle eve geldi. Gel bak burda ne var dedi . Kocaman nerdeyse 15-20 kiloluk deterjan kutusu ben garip garip bakıyorum ne yapacam ben bunu yaaa anneme almış işte babam diye sonra kutunun içinden barbie bebek çıktı hediye promosyon gibi birşey Allahım ben nasıl şaşırdım :skandal: Nası yani diye ... evde deterjana herzaman ihtiyaç oluyor bebek çok güzeldi aldım dedi :)
Bırak babama anneme bile söylememiştim ben.... saçları up uzun işte topuklu ayakkabıları var elbiseleri... hani şu oyuncak mağazalarında olan pahalı kalitelilerinden bilmem ne marka hani çok istersin aile almaz sana içimde de kalmış :olamaz: Nası mutlu olmuştum yaa çocukluk çok güzel birşey halbuki alınabilir bile ama neyse..
Böyle işte komik ve tatlı bir anım Evrenden ne istediğinize dikkat edin derler yaaa. Ben resmen çocuk aklımla bebekle anlaşma yapmışım daha güzeli ayağıma geldi. O bebeği hala saklarım ben koskoca evli kadın :) hatırlar gülerim ....


Bunun benzeri küçükken sık sık olurdu bana. Canım ne yemek istese annem evde yapmış olurdu :) Hani klasik pilav falan gibi yemekler de değil, serviste canım lazanya isterdi mesela eve giderdim lazanya var :dondurma:
 
Kizlar @Ayaklarim3kilo arkadasimizin gonderdigi programi pazartesi uygulamaya baslayacagim. Katilmak isteyen olursa birlikte yapalim. Guduleriz hem birbirimizi:)
Ben de düşünüyorum burdan beni gazlasan süper olur :KK55:
bugün modum biraz düşük pazartesiye daha iyi olurum inşallah dilekleri kimseye söylemiyorduk ama sihri enerjisi kaçmasın buttrfly buttrfly öyle demişti ya nasıl yapalım
 
Ben de düşünüyorum burdan beni gazlasan süper olur :KK55:
bugün modum biraz düşük pazartesiye daha iyi olurum inşallah dilekleri kimseye söylemiyorduk ama sihri enerjisi kaçmasın buttrfly buttrfly öyle demişti ya nasıl yapalım

Bende varım arkadaşlar
İsteğimizi söylemesekte yapıp yapmadığımızı söyleyebiliriz.olduktan sonra da buraya yazarız:KK49:
 
Ben de düşünüyorum burdan beni gazlasan süper olur :KK55:
bugün modum biraz düşük pazartesiye daha iyi olurum inşallah dilekleri kimseye söylemiyorduk ama sihri enerjisi kaçmasın buttrfly buttrfly öyle demişti ya nasıl yapalım

Bende varım arkadaşlar
İsteğimizi söylemesekte yapıp yapmadığımızı söyleyebiliriz.olduktan sonra da buraya yazarız:KK49:

Yok yok kizlar dileklerimizi soylemeyecegiz. Mesela pazartesi ben dilegimi buldum, yazdim diye burdan bilgilendirme yapariz. Ertesi gun programa gore dilegim icin sunu yaptim bunu yaptim deriz. Ben tekrar bakip daha ayrintili yazacagim:)
 
Mesajlari tekrar inceledim:)

Ilk gun dilegimi tuttum ve yazdim diye haber verecegiz.
Ikinci gun olumlamalarimi yazdim. Sen ne yaptin Sahra- Sahra- gibi
Ucuncu gun dilegin fotograflanma ya da resmedilme, ayrintilarini yazma gunu. Ben yaptim ha_mim ha_mim sen ne yaptin?
Dorduncu gun bizim dilekler oldu tuleut seninkiler ne alemde....

Diye diye gider:)))
 
Mesajlari tekrar inceledim:)

Ilk gun dilegimi tuttum ve yazdim diye haber verecegiz.
Ikinci gun olumlamalarimi yazdim. Sen ne yaptin Sahra- Sahra- gibi
Ucuncu gun dilegin fotograflanma ya da resmedilme, ayrintilarini yazma gunu. Ben yaptim ha_mim ha_mim sen ne yaptin?
Dorduncu gun bizim dilekler oldu tuleut seninkiler ne alemde....

Diye diye gider:)))
Tamam anladım ben telefonuma şablon gibi birşey yapacağım görselide eklerim 3.gün ayy hadi bakalım :KK49:
 
Bugün modum düşüktü halsizdim biraz
sonra eşimin bir dileği gerçekleşti çok keyifliydi o mutlu olunca bende çok mutlu oldum Allahım şükürler olsun diyordu sürekli bende hem eşim için hem de huzurumuz için bol bol şükrettim. Ona göre imkansız bir hayaldi biraz cesaret gazı ve ittirmemle tabi Allahın izni ile oldu çok şükür . Şirket arabası bayağı sorun çıkartıyordu sürekli bozuluyordu güvenliği için ben de tedirgin olmaya başlamıştım . Kendi müdürüne sormuş değiştirebilir miyiz diye onlarda daha yeni bir model ama yine 2. El alırız demişler. Düşündük 2. el araba bir sürü km gitmiş olacak o arabaya o kadar para vereceklerine sıfır model ama orta segmentte bir araba için teklif verdi.( Bundan iki ay önceydi bu olay). Tamam düşünürüz falan demişler. Şirkete de bir yerden para yatması gerekiyor ki hem şirket dönsün hem araba alınsın. Geçen haftalarda sordum ne oldu diye yatmamış para dedi. Bol bol düşün arabayı hayal et ben de dualar ediyorum :dua: Akşam geldi avcunun içinde yeni anahtarı görünce anladım hem de istediği model olmuş rengi tutturamamış ama olsun. Evden sonra ikinci kuantum sıçramamız inanamıyorum diyor :KK33:adamın da ayarlarını bozdum :)
İşte böyle kızlar olunca yazarım demiştim geçenlerde Allahım herkesin hayırlı dileklerini kabul etsin o şükür anlarını hepimize yaşatsın.Yılmak yok hayal kurmaya dilekler dilemeye imgelemeye devam...Telefondan yazdım hızlıca yazım hatası varsa kusura bakmayın hepinizi çok seviyorum :KK200:
 
Pozitif iletişimin ve sevginin gücünün deneyi! Dr. Masaru Emoto’dan esinlenen, Uzman Hipnoterapist Psikolog Gani Eser, sevginin ve pozitif enerjinin ne denli güçlü olduğunu herkesin rahatlıkla deneyebileceği bir deney ile açıkladı.

Bu deney sözcüklerin suya ve hücrelere etkisini gösteren çok ama çok önemli sonuçlar içeriyor. Kanseri belki de bu deneyin açtığı yolla, farklı varyasyonlarının sonuçlarıyla yeneceğiz. Belki bu yolla yaralarımız daha çabuk iyileşecek, organlar kendilerini yenileyecek.

Bir çocuk sizi yanağınızdan öptüğünde hiç nedensiz; sadece siz olduğunuz için, hiç çıkar gözetmeden… Ne olur bilir misiniz? Milyarlarca hücreniz titreşir. Sevginin iyileştirici gücüyle değişime uğrarsınız.

Çünkü çocuk bilir bunu, düştüğü zaman incinen dizinin ağrısının annesinin öpücüğü ile geçtiğini deneyimlemiş ve inanmıştır. Şifayı bilinçsizce sunar size. Bedenimizin yüzde yetmişi su. Hücrelerimizin de taşıdığı su miktarı aynı oranda. Ve su bulunduğu ortama, maruz kaldığı etkiye göre farklılaşıyor. Nefretin yol açtığı değişim ile sevginin etkisi farklı, tek başınalıkla yalnızınki farklı.

Kavanozdaki pirinçler

Sizin de evde yapabileceğiniz basit bir deney bu tezi doğruluyor. Üç kavanoza eşit miktarda pirinç koyup üzerini su ile doldurup ilk kavanoza “seni seviyorum, çok güzelsin,” ikinci kavanoza “senden nefret ediyorum, iğrençsin,” yazılı birer etiket yapıştırılır. Sonuncusuna etiket yapıştırılmaz. İlk iki kavanoza bir ay boyunca her gün sabah akşam üzerilerinde yazılı olan sözcükler söylenir. Üçüncü kavanoza dokunulmaz, ilgisiz bırakılır.

Bir ay sonra; ilk kavanozdaki pirinçler söylenen sevgi sözcüklerinin etkisiyle bembeyaz ve sağlıklı bir biçimde büyür. İkinci kavanozdaki pirinçler nefret söyleminin etkisiyle küçülür ve simsiyah olur. Son kavanozdaki pirinçler beyazlıklarını kaybetmezler ama yer yer küflü, yer yer yosun tutmuş bir hal alırlar. Bu deney sözcüklerin suya ve hücrelere etkisini gösteren çok ama çok önemli sonuçlar içeriyor. Kanseri belki de bu deneyin açtığı yolla, farklı varyasyonlarının sonuçlarıyla yeneceğiz. Belki bu yolla yaralarımız daha çabuk iyileşecek, organlar kendilerini yenileyecek. İkinci kavanozdaki pirinçler kanserli hücrelerle aynı yapıya sahip. Onları yeniden sağlıklı beyaz yapıya dönüştürmek mümkün mü? Üçüncü kavanozdaki küf ya da yosunun bu dönüşüme bir katkısı olabilir mi? İkinci kavanozdaki bir pirinç tanesi ilk kavanoza atılırsa nasıl bir sonuç doğar?

İşte bu soruların cevapları ilaç firmalarının sonunu getirebilecek kadar önemli. Pirincin etkilendiğini gördüğümüz deney bir ay kadar beklemeyi gerektiriyor. Oysa su anında etkilenir ve etkiler. Her su damlasının bir hafızası vardır ve bunu kullanmayı öğrendiğimizde hastalık kavramı dünyayı terk edebilecek.

Çocuğunuz sizi öptüğünde bütün hücreleriniz sevgi enerjisi ile titreşir. “Baba seni çok seviyorum,” dediğinde, “canım annem,” dediğinde hiçbir hücreniz buna kayıtsız kalamaz.

Siz bir bardak suyu avuçlarınızın arasına alıp, çocuğunuzun yanağınıza öpücük kondurduğu ya da sizi sevdiğini söylediği o anı hatırlarsanız, su sevgi ile dolar. Hafızasında sevgi olan su içine aktığı bedene şifa verir. Yakın gelecekte sadece sudan daha farklı biçimlerde yararlanmayı öğrenecek olan insanoğlu basit ama sağlıklı yaşamanın da sırrına erişecek.
ALINTI


beynime yüreğime huzur veren güzel dostlarım dün bir program da izledim bu pirinç deneyini paylaşmak istedim...
 
Pozitif iletişimin ve sevginin gücünün deneyi! Dr. Masaru Emoto’dan esinlenen, Uzman Hipnoterapist Psikolog Gani Eser, sevginin ve pozitif enerjinin ne denli güçlü olduğunu herkesin rahatlıkla deneyebileceği bir deney ile açıkladı.

Bu deney sözcüklerin suya ve hücrelere etkisini gösteren çok ama çok önemli sonuçlar içeriyor. Kanseri belki de bu deneyin açtığı yolla, farklı varyasyonlarının sonuçlarıyla yeneceğiz. Belki bu yolla yaralarımız daha çabuk iyileşecek, organlar kendilerini yenileyecek.

Bir çocuk sizi yanağınızdan öptüğünde hiç nedensiz; sadece siz olduğunuz için, hiç çıkar gözetmeden… Ne olur bilir misiniz? Milyarlarca hücreniz titreşir. Sevginin iyileştirici gücüyle değişime uğrarsınız.

Çünkü çocuk bilir bunu, düştüğü zaman incinen dizinin ağrısının annesinin öpücüğü ile geçtiğini deneyimlemiş ve inanmıştır. Şifayı bilinçsizce sunar size. Bedenimizin yüzde yetmişi su. Hücrelerimizin de taşıdığı su miktarı aynı oranda. Ve su bulunduğu ortama, maruz kaldığı etkiye göre farklılaşıyor. Nefretin yol açtığı değişim ile sevginin etkisi farklı, tek başınalıkla yalnızınki farklı.

Kavanozdaki pirinçler

Sizin de evde yapabileceğiniz basit bir deney bu tezi doğruluyor. Üç kavanoza eşit miktarda pirinç koyup üzerini su ile doldurup ilk kavanoza “seni seviyorum, çok güzelsin,” ikinci kavanoza “senden nefret ediyorum, iğrençsin,” yazılı birer etiket yapıştırılır. Sonuncusuna etiket yapıştırılmaz. İlk iki kavanoza bir ay boyunca her gün sabah akşam üzerilerinde yazılı olan sözcükler söylenir. Üçüncü kavanoza dokunulmaz, ilgisiz bırakılır.

Bir ay sonra; ilk kavanozdaki pirinçler söylenen sevgi sözcüklerinin etkisiyle bembeyaz ve sağlıklı bir biçimde büyür. İkinci kavanozdaki pirinçler nefret söyleminin etkisiyle küçülür ve simsiyah olur. Son kavanozdaki pirinçler beyazlıklarını kaybetmezler ama yer yer küflü, yer yer yosun tutmuş bir hal alırlar. Bu deney sözcüklerin suya ve hücrelere etkisini gösteren çok ama çok önemli sonuçlar içeriyor. Kanseri belki de bu deneyin açtığı yolla, farklı varyasyonlarının sonuçlarıyla yeneceğiz. Belki bu yolla yaralarımız daha çabuk iyileşecek, organlar kendilerini yenileyecek. İkinci kavanozdaki pirinçler kanserli hücrelerle aynı yapıya sahip. Onları yeniden sağlıklı beyaz yapıya dönüştürmek mümkün mü? Üçüncü kavanozdaki küf ya da yosunun bu dönüşüme bir katkısı olabilir mi? İkinci kavanozdaki bir pirinç tanesi ilk kavanoza atılırsa nasıl bir sonuç doğar?

İşte bu soruların cevapları ilaç firmalarının sonunu getirebilecek kadar önemli. Pirincin etkilendiğini gördüğümüz deney bir ay kadar beklemeyi gerektiriyor. Oysa su anında etkilenir ve etkiler. Her su damlasının bir hafızası vardır ve bunu kullanmayı öğrendiğimizde hastalık kavramı dünyayı terk edebilecek.

Çocuğunuz sizi öptüğünde bütün hücreleriniz sevgi enerjisi ile titreşir. “Baba seni çok seviyorum,” dediğinde, “canım annem,” dediğinde hiçbir hücreniz buna kayıtsız kalamaz.

Siz bir bardak suyu avuçlarınızın arasına alıp, çocuğunuzun yanağınıza öpücük kondurduğu ya da sizi sevdiğini söylediği o anı hatırlarsanız, su sevgi ile dolar. Hafızasında sevgi olan su içine aktığı bedene şifa verir. Yakın gelecekte sadece sudan daha farklı biçimlerde yararlanmayı öğrenecek olan insanoğlu basit ama sağlıklı yaşamanın da sırrına erişecek.
ALINTI


beynime yüreğime huzur veren güzel dostlarım dün bir program da izledim bu pirinç deneyini paylaşmak istedim...
Çok güzelmiş canım teşekkürler paylaşımın için
 
Kendimizi keşfetmedikçe,yaşadıklarımızı sadece dünyevi bir deneyim olarak gördükçe,bu deneyimlerin ağırlığından kurtulamayız.Kendimizi keşfetmek için,içimize sormamız lazım; "Ben bu olayı veya duyguyu neden yaşıyorum? Bana kendimle ilgili ne öğretmeye çalışıyor?" diye.

Güneş Tan
 
Bunun benzeri küçükken sık sık olurdu bana. Canım ne yemek istese annem evde yapmış olurdu :) Hani klasik pilav falan gibi yemekler de değil, serviste canım lazanya isterdi mesela eve giderdim lazanya var :dondurma:
Merhaba arkadaşlar nasılsınız? Bir süredir giremiyordum.Ama kaçırdığım sayfaları okudum bugün yine çok güzel şeyler paylaşmışsınız. bende üniversitedeyken canım ne isterse yiyordum. Örnek kabak dolmasımı canım istedi bana geliyordu hemde sevdiğim gibi minik kabaklarla yapılan dolmalar :)))
 
Arkadaslar yemek konusunda bende cok kismetlidirim.
Isin sirri tamda burda. Butun dileklerimizi isterken, hayal ederken yemek olayindaki gibi butun duyu organlarimizi ve hislerimizi harekete gecirirsek olmamasi icin hicbir gerekce kalmiyor. Yemegi onceden yedigimiz icin tadini biliyoruz ve % 100 hissediyoruz. Dileklerimizde de oldu bile hissini %100 tum hucrelerimizde duyumsayip , acele etmeden, kaygilanmadan zamanini beklemek gerekiyor.
Isin sirri burda.
 
hayırlı mutlu mucizelerle dolu haftamız olsun inşAllah.bu hafta bizim için muhteşem bir hafta olsun ben buna inanıyorum ve de şükrediyorum çokçok güzel bir hafta olsun :) HayallerimGercekOldu HayallerimGercekOldu ben de 1 haftalık çalışmaya başlayacağım ama şuan yeğenim için olumlama yapıyorum onun bitmesini beklemem gerek,artık o bittikten sonra başlarım bende ama sizlerle başlamayı çok istiyorum :( birdahakine artık birlikte başlarız inş. başarılar hepinize :)
 
E5378685-E940-445C-AFDC-A337D9C6C83A.webp

BU HAFTA, İSTERSEN 21 GÜN ...

Niyete odaklanarak 7 kere tekrarlayın.
Hatta zamanı ve imkanı olanlar 21 gün boyunca her gün bu önemli niyetle çalışabilirler.

"Beni kısıtlayan, gelişimimi engelleyen, hayatımda kısır döngüler oluşturan ve yaşamda mutlulukla yol almamı engelleyen, her türlü inaçlarımdan ve korkularımdan nazikçe serbest kalmayı seçiyorum."

Güliz Özkan
 
Kizlar neler yaptiniz? Temiz bir sayfaya dilekler yazildi mi? Sabah cok yogun oldugum icin yazamadim. Birazdan yazacagim ancak @Ayaklarim3kilo oncesinde sizi mutlu eden olaylari yazin demisti. Oncesinde onu mu uygulasak yoksa ikisini ayni gun mu yapsak:)
Canım ben bu hafta olumlamaya odaklanırım dilek çalışmasına 21 aralıkta başlamayı düşünüyorum gün dönümüyle birlikte yeni yıl enerjisi ile besleyerek ...
Ama seni takip edeceğim yaz buraya destek istersen burdayım hep herşey gönlünce olsun canım :KK200:
 
Back
X