Elbette ki yıldızlar tutmayabilir,kafa yapıları uymaz,sevmek zorunda değil ama her iki tarafta karşılıklı saygı duymak zorunda.Ben her iki tarafında doğrusunu da yanlışını da söylüyorum.Benim ailem önce dışarıdan geleni kazanmalıyız veya damadı kazanalım kız nasılsa bizim mantığıyla yaklaşamıyorlar,biraz cehalet biraz yapıda yok ,biraz da öyle görmüşler. Mesela eşim bizim çeşmelere hortum takılmadım için annelerin kapı önündeki çeşmeye hortum takıp arabayı yıkamak istemiş.annnemde o hortum kırık su akıtıyor burası çamur olur şuradakini tak demiş.eşim bırakmış gelmiş.eşime göre annme ona su vermek istememiş.üç kuruş su parasından kaçmış.kapının önü ıslansak ne olacakmış.evet o öyle algılamış.annneme göre kötü bir şey söylememiş,sağlam hortumu tak demiş,.o da böyle bakmış.ama eşim bundan dolayı anneme küstü 3 .4 ay.babam çıktı.konuşmaya çalıştı.olmadı.en son annem çıktı ve özürdiledi.ben o niyetle söylemedim öyle düşüneceğin aklıma gelmedi dedi.Eşim istiyor ki ben bunlarda onlara tepki alıyım öngöreyim.ama ben burda annemde hata bulmadım ki .niyet okuyuculuğu olmuş.yanlış anlamış olabileceğini söyledim.onun üzerine sen hep aileni tutuyorsun Demeye başladı yine.evet sende kendi açından haklısın ama o da böyle düşünmüş dedim.tavuk sevmez doğru ,hatta ben köfte et alır pişirtirrim bunu senin için yaptık diye söyleyen derim .ama herkesin içinde hayırdır paraya nasıl kıymışlar,bunu onlar düşünmemiştim der.benim çocuklarının 3 teyzesi 4 halası var.amca dayı yok bizde.doğım günü gibi özel günlerde özellikle teyzelerden biri hiçbir şeylerini esirgemez.diğer ikisi onun çeyreği gibidir.annmle babam zaten düşünmezler onların yerine de birinin düşünmesi onlar adına çocuklara hediye alması vs gerekir.bu konuda torunlarına yaptıkları bir şey yoktur daha bir kaç senedir bayram harçlığı veriyorlar.ha mecburdur mı asla.hiç bir beklentim yok.ama eşime göre bir dede nine torununa yapmak zorunda.o zaman onu komşu çocuğundan ayıran ne.torununa kıymıyorsa beni de çocuklarımıda dışarıdan görüyorlar.sayıyor bir kere ellerinden tutup bakkala mı götürdüler parka mı götürdüler bir sakız bir çorap mı aldılar.doğdu bütün aile toplanıp bir çeyrek taktılar.benim ailem emekli olmasına rağmen herkes birer çeyrek anne babam tam altın taktı.sen hastanede yattın bir kere geldiler,işte bizim arabamızı kaç kere yıkasınlar,kardeşinin arabasını temizliyorlar bunun farkı ne ?çünkü ben dışarıdanm.sen bir kere söyledin mi baba bu araba düşman malı mı bir kere niye yıkamıyorsunuz temizlemiyorsunuz diye?o kadar çok örnek sayarım ki.bunlar çok ince detaylar.ben eve gelince herkes evden gidiyor,herkes konuşmamaya imtina ediyor,herşeyi senin üstünden yapıyorlar vs.bizimkiler onun bu yapısını bildikleri için önünden kaçıyorlar.yine bir şeyden nem kapar diye. Diyorum ya o kadar ufak tefek şeyler oluyor ki bazen bende bu ailede büyüdüm ,normal geliyor ama eşim bir bakıyorum orada alınmış. Bu sefer insan yanında konuşmaya hareket etmeye çekiniyor.taaa düğün zamanında onun ailesi kıtlama içiyor.böyle kalabalık kapının önü.bizim tarafta oldu ilk düğün.çay dağıtıyor annelerin,bunlardan biride kıtlama şeker istiyor. Annemde kıtlama yok toz şekerle içsinler diyor.aman 13 yıldır söylüyor.şekeri esirgediler.biz siz seviyorsunuz diye kulpu bardak aldık sizde böyle olun sizden de bunu bekler demekti bu ,sizinkiler şekeri esirgediler falan.ay aklıma geldikçe vallahi şimdi bende bakıyorum da neler yaşamışız ya