- 30 Ekim 2018
- 16.162
- 36.780
- 528
- Konu Sahibi Feslegen Kokulu Nane
- #1
Sadece içimi dökmek istiyorum.
Annem vefat edeli tam bir sene oldu. İnsanın kendisini dünyaya getiren kadını elleriyle toprağa vermesi o kadar ağır ki bunu size anlatamam. O beni doğurdu ama ben mezarda bırakıp gittim onu. Kendimi gaddar, acımasız ve dünyanın en kötü insanı olarak görüyorum şu an.
Mükemmel bir anne kız ilişkimiz vardı da zannetmeyin. Maalesef annesi hayattayken annesizligi dibine kadar yaşamış bir kız çocuğuydum.
Anne ilgilenmeyince önüne gelen herkes beni terbiye etme hakkı buldu kendinde. "Annesi ilgilenmiyor nasilsa" deyip herkes hayatımın içine etti. Öz babam bile. Bu durumdan şikayet ettiğim zaman en yakin akrabalarım " hâline şükret, başında anne olmamasına rağmen,yatacak yerin var, karnın doyuyor ya, seni yetiştirme yurduna vermedikleri için şükret " dedi.


Yani annem ilgilenmediği için babamın bile karnımı doyurması, bana bakması bir lutufmus. Annesi olan çocukların istediği şeyleri istemeye hakkım yokmuş. O yüzden hep kızdım anneme. Her fırsatta bunları dile getirdim. Çok saygısızlık ettim. Ben de anne oldum ama iyice kızdım anneme. Anne olunca anlamadım yani. Yaşadıklarımdan çok aslında yasayamadiklarima kızdım.
Ama pesin hükümlü olmak yerine anlamaya çalışsaydım keşke. Dinleseydim en azından. Ya da dinlemesem bile saygısızlık etmeseydim. O konuşunca dinliyormuş gibi yapıp "hı hı, tamam, çok halısın " falan deseydim.
Buna rağmen annemin ölebileceğini hiç düşünmedim. Ama aklima gelmeyen başıma geldi. Bir gece yarısı telefon çaldı ve telefondaki ses "annen öldü " dedi.

hiç inanmadım. Çünkü hiçbir şeyi yoktu. Hasretlik çeken ölmezmiş derler. En azından beni görmek ister diye düşündüm. Ölemez dedim
Yola çıktım ama o yol bir türlü bitmedi. Sonunda gerçekle yüzleştim. Beni görmek istememiş demek ki.


Hayattaki her şey yalan tek gerçek ölüm.
Bu gerçekle yüzleşmeden önce özellikle annenize, babanıza, kardeşinize, eşinize dostunuza olan kirginlikliklarinizi unutmaya çalışın. Belki onlar düzelmeyecek ama siz vicdanen rahat olursunuz.
Annem vefat edeli tam bir sene oldu. İnsanın kendisini dünyaya getiren kadını elleriyle toprağa vermesi o kadar ağır ki bunu size anlatamam. O beni doğurdu ama ben mezarda bırakıp gittim onu. Kendimi gaddar, acımasız ve dünyanın en kötü insanı olarak görüyorum şu an.
Mükemmel bir anne kız ilişkimiz vardı da zannetmeyin. Maalesef annesi hayattayken annesizligi dibine kadar yaşamış bir kız çocuğuydum.
Anne ilgilenmeyince önüne gelen herkes beni terbiye etme hakkı buldu kendinde. "Annesi ilgilenmiyor nasilsa" deyip herkes hayatımın içine etti. Öz babam bile. Bu durumdan şikayet ettiğim zaman en yakin akrabalarım " hâline şükret, başında anne olmamasına rağmen,yatacak yerin var, karnın doyuyor ya, seni yetiştirme yurduna vermedikleri için şükret " dedi.



Yani annem ilgilenmediği için babamın bile karnımı doyurması, bana bakması bir lutufmus. Annesi olan çocukların istediği şeyleri istemeye hakkım yokmuş. O yüzden hep kızdım anneme. Her fırsatta bunları dile getirdim. Çok saygısızlık ettim. Ben de anne oldum ama iyice kızdım anneme. Anne olunca anlamadım yani. Yaşadıklarımdan çok aslında yasayamadiklarima kızdım.
Ama pesin hükümlü olmak yerine anlamaya çalışsaydım keşke. Dinleseydim en azından. Ya da dinlemesem bile saygısızlık etmeseydim. O konuşunca dinliyormuş gibi yapıp "hı hı, tamam, çok halısın " falan deseydim.
Buna rağmen annemin ölebileceğini hiç düşünmedim. Ama aklima gelmeyen başıma geldi. Bir gece yarısı telefon çaldı ve telefondaki ses "annen öldü " dedi.



Yola çıktım ama o yol bir türlü bitmedi. Sonunda gerçekle yüzleştim. Beni görmek istememiş demek ki.



Hayattaki her şey yalan tek gerçek ölüm.
Bu gerçekle yüzleşmeden önce özellikle annenize, babanıza, kardeşinize, eşinize dostunuza olan kirginlikliklarinizi unutmaya çalışın. Belki onlar düzelmeyecek ama siz vicdanen rahat olursunuz.