En kötü kararsızlığım…

Merhabalar,
Daha önce de birkaç defa aynı durumla ilgili farklı konu başlıklarında derdimi anlatmıştım.
4 yıllık bir ilişkim vardı; ayrıl-barışla giden, iki tarafın da evlilik istediği ama bir türlü o noktaya gelinmeyen. Benim ilk uzun ilişki deneyimim olduğu için ben de çok hata yaptım, karşı tarafın da hataları oldu ve 4 yılın sonunda tamamen bitirmeye karar verdim. Eski erkek arkadaşım bana çok değer verdi, benim için yapmadığı şey kalmadı, biliyorum. Ayrılınca da hep iyi şeyler kalır ya insanın aklında… Hala da çok kıymetlidir benim için. Bu arada geçtiğimiz kurban bayramının hemen başında ayrıldık.
Daha sonra kısa bir süre içinde hayatıma yeni birini aldım. Bana uzun zamandır ilgi duyan biriydi ama ilişkim olduğunu bildiği için asla farklı yaklaşımlara girmiyordu, sadece arkadaştık. Benim ilişkim bitince ister istemez tavrı değişmeye başladı, ben de denemek istedim. Tabii bu arada eski erkek arkadaşım iletişim ve barışma çabalarını sürdürmeye devam etti-ediyor. Yeniyi de öğrendi, ilk olarak onu aldatmakla beni suçladı, sonra öyle olmadığını anladı, şimdi ne olmuş olursa olsun bana geri dön modunda.
Tam anlamıyla bir karma yaşıyorum sanki; eskide tenkit ettiğim, sorguladığım ne kadar olumsuz şey varsa yenide karşıma çıktı. Eskinin geçmişinde bir iki şeye takılmıştım, onları çok gündem yaptım; şimdi yeniyi dinliyorum, yani geçmişini, o kadar hızlı yaşanmış serseri bir geçmişi var ki (şimdi olmasa da), “emin misin” diyorum bazen kendime.
En son bu sabah eskinin yakın arkadaşı beni aradı, bu adam şöyle perişan böyle perişan, ne yapalım ne edelim, gel son bir kere konuş gibi şeyler söyledi. Kafam allak bullak oldu. Eskiyle alışkanlıklarım, ona alışmışlığım, birbirimize verdiğimiz emekler, keşkelerim, pişmanlıklarım, keşke şöyle davranmasaydım düşüncelerim, acabalarım yine inanılmaz arttı. Öte yandan sanırım yeniyi hayatıma çok hızlı aldım; burada hata yapıp yapmadığımı sorguluyorum. Kimine göre normal, kimine göre erken. Bir yanım yeni hiiiiç sana göre değil, bir yanım diyor ikisini de bırak gitsin, diğer yanım eskiyle evlen gitsin. Yaşananları anlatmak böyle üç-beş satıra sığmıyor, yazabildiklerimle kendimi ne kadar ifade edebildim bilmiyorum ama yeninin bana uygunluğunu sorgulamam, eskinin barışma girişimleri ve darmadağın olmuş bir akıl… siz olsanız ne yapardınız?

Aklınız eskideyken ; bir başka insanı, sizin deyiminizle yeniyi, kendinize yara bandı ederek onun da hakkına giriyorsunuz.

Yeniden ayrılın , adamın da boşu boşuna zamanını da çalmayın , duygularıyla da oynamayın ; sonra ne yaparsanız yapın.
 
İşte bundan yıllarca öylesine korktum ki, karşıma çıkan her kişiye biraz fazla rijit davrandım. Aklıma yatmayan en ufak şeyde bile uzak durdum ama o dengeyi bir türlü sağlayamadım sanırım. Bu son olaydan sonra aklım zaten darmadağın bir hale geldi. 4 yıl gibi uzunca bir süreden sonra da insan alıştıklarına, alışkanlığına, verdiği emeklere, karşı tarafın emeklerine çabucak kayabiliyor. Bir yanım eskiden olmaz diyor, bir yanım ona ettiğim haksızlıklardan dolayı vicdan azabı ve pişmanlık duyuyor, bir yanım yenide yaşadığı karmayı sorguluyor (eskiyi ne kadar tenkit ettiysem artık, yenide daha fazlasını buldum…), bir yanım yeniye kıyamıyor; kaldım öyle
Şu emek verme işi tamamen insanın kendi aczine bulduğu kılıf. Bende ünideki 3 yıllık sevgilim için( aşırı derecede mutsuzluk, 0 ilgi ve anlayış, yüksek ego içeren ilişki) o kadar emek verdim şu şu huyları değişti, benim için de bunu yaptı( kıl kadar bi emekle yapmıştır) bu kadar ağladım, zor tanıdım ve zor seçtim bi daha öyle olmaz diye diye kendi cesaretsizliğimi kendi kararsızlığımı hatta saplantılılığımı bastırmaya çalıştım. Bi yer de o beni her şeye rağmen silip attı. 😂
 
Ne istediğinizi bilmiyorsunuz. Aslında kendinizi tanımıyorsunuz bütün olay bu. Yeni bir erkeği tanıyacağınıza biraz içinize dönseniz keşke. Biraz ruhunuzu arındırın, enerjinizi tazeleyin ve yenilenin.

Ben buradan sizin ruhunuzun ne kadar karışık olduğunu derinden hissedebiliyorum. Kendinizi tanıyın!
 
Çok benzer bir şey yaşadım. İlk erkek arkadaşımla ayrıl barış olmasa da tartışmalarla yürüyen bir ilişkim vardı. Sonunu göremeyip ayrıldık ama görüşmeye devam ettik. Ben "ilk aşk acısı" draması ile uzun süredir tanıdığım ama hiç o gözle bakmadığım birini kısa sürede hayatıma aldım (almaz olaydım) Yaşadığım şeyleri anlatsam roman olur ama ben kendimi o kadar değersizleştirdim ki inadım yüzünden, bitiremedim. Hem ilkine dönmemek için bahanem oluyordu, hem de kısa sürede hayatıma aldım aaa olmadı ayrıldım falan demeyi kendime yediremedim..
Dönüp baktığımda kendimden o kadar çok ödün vermiştim ki asla kendimi tanıyamıyordum. Bu süreçte tabi ki eskinin "pişmanım" sözleri aklımı karıştırıyordu ama geri adım atamadım.
En sonunda bir gün silkelendim ve ikisini de tamamen hayatımdan çıkardım. Onlardan bana haber getirebilecek herkesi uyardım, saygı duymayanları da sildim attım. Sonrasında kendile kaldığım sürede istediklerimi, beklentilerimi, hatalarımı sorguladım ve kendimi yeniden tanıdım. Uzun bir süre sessizliğe gömüldüm.
O kadar iyi geldi ki bu sürenin sonunda karşıma çıkan kişiyi bile hayatıma dahil etmeden çok iyi düşündüğümü fark ettim. Şimdi o kişi oğlumuzu beklediğimiz adam 🥰
 
İşte bundan yıllarca öylesine korktum ki, karşıma çıkan her kişiye biraz fazla rijit davrandım. Aklıma yatmayan en ufak şeyde bile uzak durdum ama o dengeyi bir türlü sağlayamadım sanırım. Bu son olaydan sonra aklım zaten darmadağın bir hale geldi. 4 yıl gibi uzunca bir süreden sonra da insan alıştıklarına, alışkanlığına, verdiği emeklere, karşı tarafın emeklerine çabucak kayabiliyor. Bir yanım eskiden olmaz diyor, bir yanım ona ettiğim haksızlıklardan dolayı vicdan azabı ve pişmanlık duyuyor, bir yanım yenide yaşadığı karmayı sorguluyor (eskiyi ne kadar tenkit ettiysem artık, yenide daha fazlasını buldum…), bir yanım yeniye kıyamıyor; kaldım öyle
Aklınıza en ufak yatmayan bir şeyde uzak durup nasıl hayatınıza böyle insanları aldınız ben anlamadım.
Kendinizi yanlış değerlendiriyor ve aslında olmak istediğiniz insanı anlatıyor olabilir misiniz cümlelerinizde.
Anlattığınız kendiniz ve bazı saçmasapan olaylara katlanan sizle aranızda dağlar var da.
Neyse ikisinden de ayrılın ve gerçekten en ufak olumsuzluk görürseniz uzak durun. Hani sizin olaylar en ufak olumsuzluk değil baya kaşığı sevgilinin ağzına sokup ortamı terk edip gitmeli olumsuzluk.
Neyse işte uzak durun en ufak şeyde hissettiğiniz gibi.
Hatta kendinizle kalın biraz niye hemen birini hayatınıza alasınız.
İlla bir dalı tutmaya gerek yok.
Bazen kafa dinlemek iyidir.
 
İkisinide birakin denenmis denenmez gerek yok yeniside cimri zaten sacma sapan birisi biraz yanliz kalin eskiyi cepte tutmayida birakin ayrica
 
X