 Her akşam karpuz tarlasına çocukların dadandığını fark eden çiftçi, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi: “Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!” Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlada gezerken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti: “Şimdi o karpuzlardan iki tane var!”
 Genç işadamı uçağa binmek üzere havaalanına gelir ve bilet kontrolü yapılan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder. Görevli “Biletinizi alabilir miyim?” der. Adam biletini verir ve ekler; “Biletimden gördüğünüz gibi New York’a gidiyorum. Ancak, verdiğim yeşil valizin Londra’ya, mavi olanında Paris’e gitmesini istiyorum.” Görevli kız şaşkınlıkla “Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün değil.” Bunun üzerine genç adam “Bunu duyduğuma çok sevindim. Geçen sefer yapmıştınız da!”
 Kadın gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Kocasını bodrumda dizleri üzerine çökmüş, duvara dönmüş ağlar halde bulur... Ve merakla sorar: “Kocacığım, neyin var, n’oldu?” Gözü yaşlı adam: “Hatırlıyor musun, baban bizi beraber yakaladığında şöyle demişti “Ya evlenirsin ya da 20 yıl hapis yatarsın.” Kadın şaşırarak “Eee n’oldu?” Adam “Bugün hapisten çıkmış olacaktım...”
 Adamın biri gir gün felç olan arkadaşını ziyaret etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama “Terliklerim yukarda kaldı onları bana getirir misin lütfen” diye rica etmiş. Adamda yukarı çıkmış, birde ne görsün. Felçli arkadaşının afet gibi dipdiri iki kızı var! Hemen pratik zekâsını çalıştırarak “Babanız beni sizinle yatmam için gönderdi” demiş. Kızlar “Nasıl olur! İmkânsız!” demişler. Adam “İnanmıyorsanız babanıza soralım” demiş. Ve aşağıya seslenmiş “İkisini de mi?”. Felçli adam bağırmış “Evet ikisini de”.
 Adam barda gördüğü güzel kadınla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayıp kıza yaklaştı ve “Biraz konuşabilir miyiz acaba?” dedi. Kız birden haykırdı “Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim.” Adam utancından yerin dibine girdi. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona gülümseyerek yaklaştı ve “Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlar karşısında insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum” dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi “Ne? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?”
 Dursun iş için kasabaya giderken bakmış derenin kenarında komşusu Temel bir kedi yıkıyor. Dursun Temel’e “Bak o kediyi yıkıyorsun ama sonra hayvanı öldürme.” “Bir şey olmaz merak etme.” Dursun bunun üzerine kasabaya doğru yoluna devam etmiş. Birkaç saat sonra dönüş yolunda bakmış ki, Temel toprağa bir şeyler gömüyor. Dursun dayanamamış ve “Demiştim ben. Yıkıya yıkıya öldürdün hayvanı değil mi?” “Hayır hayır yıkarken değil, sıkarken öldü.”
 Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek “Değerli hemşire sormayın başıma neler geldi?” “Neler geldi kızım?” “Arka bahçede çiçek topluyordum, bahçıvanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana...” “Tecavüz mü etti?” “Evet...” “Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.” “Aaa, limon hamileliği önler mi?” “Hamileliği önlemezde, en azından sırıtmanı engeller.”