Erkek İnfertilitesi Eşi Azospermi Olanlar Burada Dertleşelim

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi
Bebeğime,

Senin kokunu duyacağım günün özlemiyle bekliyorum,umutlarımı yenileyip yarınlara ışık olacağın günü....
Haberini alıp sevinçten boğazıma düğümlenen hıçkırıklarla dünya aleme haykıracağım günü..
Şimdi sadece bekliyorum sadece sessiz ve yorgun yüreğimle ıssız limana demir atmış umutlarımla bekliyorum. Yeniden coşup dalgalanmayı yani seni bekliyorum Bebeğim..
Sessizce gelip kollarıma sığınmanı ve seni dünyada bütün kötülüklerden koruyabilecek kadar güçlü bir annen olacağını bil meleğim...
Bütün özlemimle bütün hasretimle bekliyorum gelmeni bebeğim...
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah

canım çok üzüldüm.
böyle durumlarda ne diyeceğimi bilemiyorum. kelimeler boğazımda düğümleniyor.
dün gece konuştuk umutluydum. ama kısmet değilmiş demkki zamanı daha gelmedi.
ama en kısa zamnda gelecek inşallah canım
bunu canı gönülden istiyorum. Allahın izniylede olacak inşallah...
 
canım eşine de şifa olur inşallah,yok canım inhibin yaptırmadık biz yaptıralım mı diye sorduk hocaya şimdilik gerek yok fsh yüksek olduğu için inhibin b düşük çıkar dedi bize sizden istedimi bu testi sizin fsh kaçtı bizim 13 lerde falan......

bizimde fsh yüksek anım 19 larda falan yaptırdık bakalım bende inhibin b nin düşğk çıkacağını tahmin ediyorum bakalım sonucu bir hafta 10 gün sonra alcaz
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah

canım bir an önce atlatırsın ,inşallah. rabbim yüzünüzü güldürsün en kısa zamanda:(
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah

Canım sen çok güçlüsün bunu da Rabbimin izni ile atlatacaksın.
Veeeee bir dahahi denemende kavuşacaksın meleğine.
Yeterki sabırlı ol isyan etme.Biliyorum çok zor bir durum.
Kendini toparla vücudun dinlensin tekrar denersiniz.
Herşeyde bir hayır olduğunu unutma.
Hemen kendini koyvermek yok.Güçlü olmak zorundasın bebeklerin için.
Rabbime emanetsiniz.
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah

Canım arkadasım lütfen kendini üzme.
Rabbim kimseye tasıyamayacağı yükü vermezmiş.O yüzdem Allaha sığın.Bu senin sınavınsa kolaylığınıda Rabbim nasip edecektir.Allahtan ümit kesilmez.Ben inanıyorum bu kadar duamıza rabbim O çocuk bizim için hayırlı olacaksa onu bize nasip edecektir.Ama hayırsız
olacaksa , zaten bu cok daha büyük bir sınav.Rabbim hiç nasip etmesin.O yüzden gönlünü ferah tutmaya calıs.Yanlız olmadığını düşün.
Yasanan mucizeleri düşün sabırlı ol canım..
 
bizimde fsh yüksek anım 19 larda falan yaptırdık bakalım bende inhibin b nin düşğk çıkacağını tahmin ediyorum bakalım sonucu bir hafta 10 gün sonra alcaz


canım sizinle durumumuz hemen hemen aynı galiba fsh yüksek testeron düşük,hoca bize testis kaynaklı olduğunu söyledi yani testisler sperm üretmiyor,rabbim bu mübarek aylarda şifamızı versin dualarımızı kabul etsin inşalllah...
 
elongo hücreleri varsa ii bi tedavi ve bitkiselelrle sperme dönüşmesi oalbilir cnm hem biz çabalıyoruz nasipse sperm olur onlar zaten böle olan varmı dersen vardır ama benim aklıma gelmedi şuan gelenler varsa sana yazar zatenhücre bile olması ii bişey devamı gelir umarım:34:


teşekkür ederim canım valla o kadar kafa yoruyorum ki bu duruma Allah ım hepimizeşifa versin inşallah sağlığımızdan etmesin.bazen stresten hasta olucm diye korkuyorum Allah ım hepimize tez zamanda hayırlı sağlıklı bebişler nasip etsin inşallah canım.sizde ne güzel çıkış olmuş bence hemen bir tüp bebeğe başvur en azından olanları dondur dünya hali önlemini almakta fayda var
 
arkadaşlar öncelikle merhaba hepinize ... bizde bu forumu yaklasık 20 gündür filan okuyoruz en sonunda bende birşeyler yazmak istedim . biz 2 yıllık evlıyız 6 aydır bebek düşünüyoruz ben 25 eşim 27yasında ...eşim tiroid papiller ca hastası şuan bir sıkıntısı yok ama bir cok kez tiroid ameliyatı gecirdi ve radyoiyot tedavisi aldı( 6-7- kere) ---küçükken ateşli hastalık ve kabakulak gecirmiş ( sol , orşit ? olmuş ) ve sonuc azospermi belki bunlardan belki baska birsey ama drlar bunlara bagladı ... özel hastanede yapılan testte 4 adet hareketsiz sperm bulundu .testesteron hormonu sınırın cok az altında cıkınca dr. bize mıkro tese önerdi ve ilaç verdi proxeed plus +testojel +kecıboynuzu ... şişli - memorial a gittik orda tekrar bütün testlere bakıldı... testestoren testogel sayesinde altüst olmus hemen kes bunu dedi dr.umuz ...sperm testi yapıldı 0 cıktı pregly ve arimidex kullan dedi 2-3 ay sonra kan testlerini tekrar yap bana yolla tekrar görüşelim dedi şimdilik bunları yapıcaz ekstra bitkiselleride kullanıcaz bide genetik test yaptırdık sonucunu henuz almadık ama ne yapacagımızı bılmıyoruz kafamız cok karısık valla kısmette ne varsa o yasanacak ama HAYIRLISI ALLAH 'tan ... çok farklı bir durummuş Allah kımseye yaşatmasın ...İnsallah herşeyin hayırlısı olur bugunluk bukadar uzun bir özetle bitireyim başınızı agrıttım kusura bakmayın ... 25 günlük surecte okadar farklı duygu çökusu yasadıkkı

canım çok geçmiş olsun bence moralini yüksek tut çünkü en azından bir testte 4 adet sperm bulunmuş bence eşin ilaç tedavisi ile artar çünkü hormon bozukluğu olduğu zaman ilaç kullanımı sonrasında sperm çıkışı oluyor inşallah sizde de böyle olur .sıkma canını burda tablomuz var orda çok kişinin bebeği var bakarsan faydalı olur çünkü sizin durumunuzdakilerin birçoğunda sperm ç.ıkışı olmuş canım.
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah

s.a nurisimacığım buraya yazılacak bir iki cümlenin seni teselli edemeyeceğini çok iyi biliyorum,fakat üzüntüler ve sevinçler paylaşıldığında insanın yükü biraz daha hafifliyor sanki ,Allah tez vakitte senin ve eşinin şifasını versin buradan bebişlerinizle ayrılın inş.şu anda kendini çok yıpratmamaya çalış hassas bir dönemdesin hayat devam edecek Allah yeni heyecanlar yeni mutluluklar nasip edecek azmin duan ve sabrın bol olsun Allaha emanet ol .:16:
 
gerçekten çok güzel bir yazı.biz insanoğlu sahip olduklarımızla sevinmiyoruz ama sahip olamayacağımız şeylerle üzülüyoruz.sahip olduktan sonra yüzüne bakmıyoruz.şükür desen hiç yok.usulen çok şükür diyoruz çünkü dilimiz öyle alışmış.arkadaşlar biz kardeşimin nişanından dönerken büyük tehlike atlattık.rabbim bize kendini hattırlattı diyebilirim.tabi anlayabilene.nişandan arkadaşla döndük.onlarıda davet etmiştik.herşey güzel giderken araba tam otobanda durdu.önce koku çıktı.anlamaya çalışırken araba kitlendi.meğer motor kitlenmiş.arkadaş orda mızmızlanmaya başladı.yok öyle yok böyle.ben bi dua ediyorum ki anlatamam.arkadaşa diyorum var bundada bir hayır.ne hayrı diye sert çıktı.çoluk çocuk yolda telef olduk diye söyleniyor ama öyle böyle değil.dedim araba alev alıp cayır cayır yanabilirdik.araba yolun ortasında olsaydı arkadan gelecek olan tır kamyon veya taksi bizi farketmeyip ezebilirdi.sonra başka arkadaş bizi yolda tesadüfen gördü.bayanlar ve çocuklar onlarla döndük.erkekler çekici ile geldi.meğer öbür arkadaşlarda otobana girmek için adanadan yolu kaybediyorlar ve 1.5 saat otobana çıkamıyorlar.adam diyorki benim size yetişmem için rabbim yolu kaybettirdi.benim arkadaş hala sitem.eve geldim hemen sadaka verdim.rabbime hamd ettim aileme acı haberimin gitmediği için.eşime bize bişey olmadığı için.inanın aldığım nefesin tadını çıkarmayaçalışıyorum.buda bize ders oldu.arkadaş seçiminde.arkadaş yolculuk yapılınca anlaşılıtormuş bunuda anladık canlarım.

s.a eyinascığım gelmiş geçmiş olsun kaza atlatmışsınız Allah beterinden saklasın ,şu sıralar hep düğün zamanı yollar kalabalık trafik kazaları çok oluyor Allah bir daha yaşatmasın böyle şeyler canım değil mi insan zor zamanda anlıyor gerçek arkadaş kimmiş gerçek dost kimmiş dediğin gibi herşeyde vardır bir hayır Allah ailecek güzel ve hayırlı günler nasip etsin ,elimizdekilerin kıymetini bilelim Allaha emanet ol:16:
 
canım çok teşekkür ederim,ilaçlarımız bugün elime geçti daha başlamadık
3 şişe sertoli
1 şişe leydig
3 kutu hprex
1 kutu kfrex verdi bize sadece bitkiselleri verdi canım ayrıcaeşimle ikimizin kullanacağı hap verdi enfeksiyona karşı
rulid ve tetradox bakalım 3 y bunları kullanacağız canım hakkımızda hayırlısı olu inşallah hoca size de mi sadece bitkisel vermişti iğne falan verdimi?


selam canım yaa ben kullandığınız ilaçları bir araştırayım dedim de internette hiçbir bilgi bulamadım acaba yazılışı aynen bu şekilde mi?içeriklerine bakacaktım ama hiçbiri internette yok eğer kutusunda yuazıyorsa yazabilir misin canım?
 
arkadaşlar doktorumu aradım hemşiresi ilacı kes dedi maalesef bebeğim benim gibi inatçı çıkmadığı için elini bırakmak zorundayım ne kadar zor bir durummuş Rabbim beterinden korusun inşallah


canım yaa gerçekten zor Allah herşeyin hayırlısını nasip etsin gebe kaldıktan sonrası da zor Allah ım inşallah en yakın zamanda kucağına almayı nasip etsin.dondurulumuşlarınız var mı?inşallah hayırlı bir kapı açılır canım ya sıkma canını desem bile anlamsız çünkü yıllardır pozitife hasret bekliyoruz hepimiz Allah ım herşeyin en güzelini nasip etsin inşallah
 
canım çok üzüldüm inşlh ikinci denemenizde olacak buna canı gönülden inanıyorum çünkğü senin kat ettiğin yolların ne kadar meşakkatli olduğunu çok iyi biliyorum bu yolun sonununda refaha ulaşacağını biliyorum kendini üzme senin inancın ve teslimiyetin seni mutlu sona kavuşturacak.....
 
Mustafa Koçak’ın kız kardeşi Fadime’nin ölmeden önceki son saatleri, olağanüstülüklerle dolu geçmişti. Yaşadığı bu sıra dışı olaylar onu son derece duygulandırmış ve son derece etkilemişti. Bütün gece yaşanan olayları dinleyince, bizleri de bir duygu seli aldı götürdü ve hepimiz ölenin yerinde olmayı arzuladık.

Subhaneke Ya Allah Tealeyte Ya Rahman

Ecirna Minennar Bi afvike Ya Rahman

Subhaneke Ya Rahim Tealeyte Ya Kerim

Ecirna Minennar Bi afvike Ya Rahman

Mustafa Koçak, çevresinde dürüstlüğü, doğru sözlülüğü ile tanınan, bir arkadaşımızdır. 23 Nisan 2010 tarihinde kanser hastalığı sebebiyle kız kardeşini kaybetti. Taziye için evine gittiğimizde, Mustafa’nın gözlerinde ölen kardeşine duyduğu üzüntünün yanında, gayet açık bir sevincin izlerini de görmemek mümkün değildi. Biz henüz sebebini sormaya fırsat bulamadan kendisi anlatmaya başladı.

Kız kardeşi Fadime’nin ölmeden önceki son saatleri, olağanüstülüklerle dolu geçmişti. Yaşadığı bu sıra dışı olaylar onu son derece duygulandırmış ve son derece etkilemişti. Bütün gece yaşanan olayları dinleyince, bizleri de bir duygu seli aldı götürdü ve hepimiz ölenin yerinde olmayı arzuladık. Neticede, bu güzel olayı sadece birkaç kişinin bilmesine ve hatıralarının zamanla kaybolmasına gönlümüz razı olmadı. Dergimizde yazarak, hem kalıcı kılmak ve hem de siz değerli okuyucularımızla bu ibretlik olayı paylaşmak istedik.

Fadime’nin son saatlerinde gözleri hep kapalıydı; ama Hadis-i Şeriflerde Hazreti Peygamberin (sav) haber verdiklerine benzer, gayb alemine ait bilgileri, gönül gözüyle bir taraftan seyrederken, diğer taraftan, başucunda Kur’an okuyan ve devamlı telkinlerde bulunan kardeşi Mustafa Koçak’a TV canlı yayını gibi naklen anlatıyordu.

Evet, Yüce Rabbimiz; geride kalanlara ibret olsun diye, sonsuz merhametinin bir tecellisi olarak, ölüm komasına girmiş Fadime kulunun, berzah âlemine ait bazı sırları, bazı gaybi gerçekleri, şahadet âlemi denilen yaşadığımız bu âleme aktarmasına müsaade etmişti.

Şimdi, Allah’ın sevgili bir kulu olduğu anlaşılan Fadime kardeşimizin, müminlere adeta iman tazeleten son saatlerini ve gerçek âlemden bizlere naklettiklerini, kardeşi Mustafa Koçak’tan ibretle dinleyelim:
Mart sonuydu, ablamın hastalığı artmıştı. Köyden beni arayıp, gelmemi istedi. Ben de gittim ve Tokat’a getirdim.. Sırtının ve belinin ağrılarından muzdarip bir haldeydi. Ambulansla hastaneye götürdüm. Doktor muayene etti ve “Hastanız çok kansız, buna acilen kan bulmamız lazım,” dedi. Eşin, dostun yardımıyla beş ünite kan ayarladık. Bir kaç hafta kadar hastanelerde koşuşturduk. Bir de ameliyat geçirdi. O arada doktorlar kanserden şüphelenip hasta uzuvdan bir parça alarak, patolojiye gönderdiler. Üç gün sonra patoloji sonucu belli oldu. Ablam gerçekten kanserdi. Tarih 23.04.2010’û gösteriyordu. Yani 23 Nisan’dı. “Tıbben yapacak bir şey yok, evine gitsin, hastane köşelerinde sürünmesin” anlamında, doktor ablamı evine gönderdi. Ben de onu kendi evime getirdim. Son günlerinde beraber olmak istedim. Doğrusu onun belki 6 ay daha yaşayabileceğini düşünüyordum. Ama o gün akşam namazından sonra Fadime’ de garip şeyler olmaya başladı.
Ev çok temiz olduğu halde gözleri kapalı bir şekilde “Odamı temizleyin!” diye bize seslendi.

“Fadime, ev zaten temiz.” dedikse de anlatamadık. Yine gözlerini hiç açmadan bu dileğini birkaç kez tekrarladı. Anladık ki bu temizlik baş gözüyle görülen bizim evin temizliği değil, gönül gözüyle görülen başka bir mekânın temizliği ve durumu da oldukça ağır.

Ölüm anında faydası olsun diye Yasin-i Şerif okuyalım, Esma-ül Hüsna okuyalım dedik. Ama Esma-ül Hüsna kitabını da evde bulamadık. Evrad kitabı vardı. Evrad kitabından şu bölümü okuduk;

Subhaneke Ya Allah Tealeyte Ya Rahman
Ecirna Minennar Bi afvike Ya Rahman
Subhaneke Ya Rahim Tealeyte Ya Kerim
Ecirna Minennar Bi afvike Ya Rahman

O da bizimle beraber tekrar etti. Sonra Yasin suresini okumaya başladık. O da bizimle tekrar etti. Yasin okurken “yoruldum” dedi. Yoruldum deyince sesimizi kestik. O ara dedi ki; “Bitti artık!” Ben “Ne bitti?” dedim. “Her şey bitti” dedi. “Olur mu, yarın seni çarşıya, gezmeye götüreceğiz” dedim. “Yok, beni çarşıya götürme, yarın yok, “dedi. Öyle deyince, yine Yasin suresini okumaya başladım. Bu defa da kendisi; “Ben gideceğim” dedi. Ben de “Hani sen gitmeyecektin?” dedim. “Yok, gideceğim” dedi. Ben, O’nu çarşıya gidecek sanıyorum. “Ne gitmesi Fadime, nereye gideceksin?” diyerek ne anlatmak istediğini iyice anlamak istedim. Bu sorum üzerine “Oynamaya gidiyorum” dedi. Çok şaşırdım! Biliyorum ki kız kardeşim hayatı boyunca düğünlerde bile oynamamıştır. Meraklandım, sordum; “Fadime, ne oyunu kiminle oynayacaksın?”, “Allah (cc) ile oynayacağım” dedi. Şaşkınlığım iyice arttı. “Allah ile ne oynayacaksın ki?” dedim. “Oyun oynayacağım” dedi. Anladım ki Fadime sevgili Rabbine kavuşacak, O’nun bugün düğün günü…

Ve bu oyun, Hazreti Mevlana’nın hani “Ben ölünce ağlamayın, benim ölüm günüm düğün günümdür.” dediği “Şeb-i Arus’u” ile aynı.

(Açıklama: İnsanlar için oyun oynama mutluluğun bir izharı ,dışa vurum şeklidir. Dünya denen çile hanede gayet sıkıntılı bir hayat süren bir insanın iman ile güzel bir ölümü en büyük düğündür. Düğünlerde mutluluklar oyun oynanarak izhar edilir. Fadime’nin oyununu böyle anlamak icap eder.) Yoksa Allah-u Teala her türlü noksanlıktan, ayıptan münezzeh, insanlar gibi oyun oynamaktan elbette berîdir. Ve zatı dünyada görülmez, bu ehl-i sünnetin kesin itikadıdır. Ama, ”O her an bir iştedir” ayetinde de açıkça görüldüğü gibi sıfatlarının, isimlerinin tecellileri ile, bütün hadiselerin canlı bir şekilde içinde olduğu da bir gerçektir. İnsanlarla Allah-u Teala’nın oyun oynamasını iki kişinin oynaması gibi algılamak ve buna inanmak küfür olur. Ama, Allah-u Teala’nın kullarıyla rüya veya rüyanın bir başka şekli olan yakaza hallerinde, o insanların anlayışlarına, bilgi ve görgülerine, kültürlerine uygun bir şekilde tecellisi ile göründüğü, irtibata geçtiği, İmam-ı Azam Hazretleri de dahil İslam alimlerinin büyük çoğunluğunun kabul ettiği bir şeydir. Peygamber Efendimizin de Allahu Teala’yı rüyasında gördüğü, hadislerde belirtilmektedir. Bu tür manevi halleri müteşabih ayetler gibi yorumlamak gerekir. (Akaid, Ömer Nesefi; Taftâzânî,Şerhu’l-Akaid, s, 134)

Ben kardeşime Ashab-ı Kehf’in isimlerini okuyayım dedim. Ashab-ı Kehf’in isimlerini tek tek saydım, o da benimle birlikte saydı. Söylenmesi güç isimleri rahatlıkla telaffuz ediyor, sayarken dili bile dolaşmıyordu. Bu hal benim çok dikkatimi çekti. Neticede Fadime köyde yetişmiş, fazla bilgisi olmayan bir köy kızıydı. Aklıma birden şöyle bir soru sormak geldi: ”Ashabı Kehfi sayıyoruz, ama sen onları gördün mü ki?” dedim. “Gördüm, gördüm, “ dedi. “Ya!” dedim şaşkınlıkla; “Peki nasıl insanlar?”, “Çok güzeller, çok güzeller!” dedi.

“Öyle mi, bir şey söylüyorlar mı?” dedim. “Sana selam söylüyorlar” dedi. Selam söylemelerinden çok hoşlandım. Bunun üzerine Peygamber Efendilerimizi de saymaya başladım. Beraberce iki defa da bütün Peygamberlerin isimlerini saydık. Ben yine çok merak ediyorum; “Fadime Peygamberleri de gördün mü?”, “Gördüm!”, “Ya, peki nasıl insanlar?”, “Çok güzeller”, “Peki, onlar da bir şey söylüyorlar mı?”, “Onlar da sana selam söylüyorlar.”, “Adem Peygamberi de gördün mü?”, “Gördüm.” dedi. Ben, bu halin doğruluğunu test etmek istercesine “Peki, Âdem Peygamber mi uzun, yoksa ben mi uzunum?” diye sordum. Ve merakla bu sorunun cevabını bekliyorum. “Âdem Peygamber uzun.” dedi. Bu arada beni bir heyecan bastı. Sahabelerin ve Halifelerin isimlerini sayıyorum. Özellikle ünlülerini sordum, onlar nasıl, dedim. Onlar için de aynı şekilde “Çok güzel olduklarını” ve “selam söylediklerini” söyledi. Bu arada büyük melekler aklıma geldi. Ben isimlerini sayıyorum, O da sayıyor. Soruyorum; “Azrail’i gördün mü?”, “Gördüm.”, “O nasıl?”, “Çok güzel.”, “Münker, Nekir?”, “Onlar da Çok güzel.”, “Bana bir sözleri var mı?”, “Evet, selam söylüyorlar.” Evliyanın büyüklerinden Abdülkadir Geylani, Ahmet el Rufai, Şah-ı Nakşibendî, onları saydım. Onlardan da selam getirdi. Bazı ünlü Saliha kadınlardan sormaya başladım. Hazreti Fatıma Annemizi, Hazreti Asiye ve Hazreti Meryem annelerimizi sordum. Meryem’ den de selam getirdi. Onların da çok güzel olduklarını söyledi. Bu arada; “Cenneti gördün mü?” dedim. “Gördüm” dedi. “Cennet nasıl? Cennet ehli nasıl?” dedim. Hep kısa cevaplar veriyordu. Yine çok güzel olduklarını söyledi. Bana bir şey söylüyorlar mı deyince; “Selam söylüyorlar” dedi. Ben bu hale uygun olarak, Yasin suresindeki “Selamün kavlen mir rabbir rahim” ayetini okumaya başladım. (Manası:” Cennet ehline O gün rahim olan Rablerinden selam vardır.”) (Açıklama: Fadime’nin ruhanilerle, melek ve Peygamberlerin ruhlarıyla, kısa soru -cevaplar şeklinde konuşması Hazreti Peygamberin miraçtaki konuşmalarını sanki çağrıştırmıyor mu? )

Birden, ”Yoruldum Allah’ım yoruldum, dinlenmem lazım” demeye başladı. Ben de merakla sordum; “Yoruldum, yoruldum” diyorsun. “Niye yoruldun ki?” Cevap vermedi. Sonra da; “Beni oturt, beni yatır” demeye başladı. Hâlbuki zaten yatıyordu. Ama kendisini ayakta sanıyordu. Anladım ki mana âleminde ayaktaydı. “Beni oturt” diye ısrar edince, ”Fadime, tamam seni oturttum, seni yatırdım” dedim. Bunun üzerine sevindi. Cennet ehlinin kıyafetlerini sormak geldi içimden. “Cennet ehli nasıl giyiniyor?” dedim. “Beyaz giyiniyor” dedi. “Peki, hiç siyah giyineni yok mu?” dedim, “yok” dedi. “Peki, senin elbisen nasıl?” dedim, “Beyaz“dedi. “Fadime sen Allah’ı da gördün mü?” dedim, “Gördüm” dedi. “Peki Allah nasıl?” “Çok güzel” dedi. “Peki ne diyor?” dedim, “Selam söyle” diyor, dedi. Rabbimizin selam söylemesi beni çok mutlu etti. Başladım “Lebbeyk ! Allahümme lebbeyk!” demeye. Beraberce biraz da bu zikri yaptık. “Fadime, bana şefaat edecek misin?” dedim, “Edeceğim” dedi. “Peki, ablama da şefaat edecek misin?” “Ona da edeceğim.” dedi. “Peki kaç kişiye şefaat edeceksin?” dedim, biraz düşündükten sonra; “Çok kişiye” dedi. Bizle alakası yok gibiydi. Tamamen başka bir âlemde yaşıyordu. “Ben kimim?” diye sormak geldi içimden. “Bilmiyorum” diye cevap geldi. “Sen kimsin, adın ne?” dedim; “Fatuma” dedi, Arap şivesiyle. Buna çok şaşırdım. Çünkü adı Fadime’dir ve her zaman da öyle söylenir. ”Fatuma” Fadime’nin Arapçadaki gerçek karşılığıdır, gerçek söyleniş şeklidir. Bunu böyle söylemesi, gerçekten çok çarptı beni. Fadime’nin bunu bilecek ilmi kesinlikle yoktu. Anlaşılıyordu ki Fadime gerçekten çok güzel bir hal içindeydi. Bu arada; “Allah’ım ben ne yaparım?” demeye başladı. Ben hemen “Lailahe illallahu vahdehule şerikeleh” zikrini tekrar ettirmeye başladım.

Gece saat ikiyi bulmuştu. Birden; “Şunları kov! Şunları kov!” dedi. Ben aldırmadım, yine tekrarladı. Ben de; “Kimleri kovacağım?” dedim. “Görmüyor musun?” dedi. Şeytanlar olduğunu anladım ve Felak-Nas surelerini ve Ayet’el kürsiyi okumaya başladım. “Gittiler mi?” diye de sordum. “Tamam, gittiler” dedi. “Daha görünüyorlar mı?” dedim, “yok” dedi

“La ilahe illallah“ zikri çekmeye başladık. Benimle o da tekrarlıyordu. Ben bu arada buna ders çektireyim dedim. Rufai Tarikatından dersliydi. Her zamanki çektiği Rufai dersini sonuna kadar bitirdik. (100 estağfurullah, 100 besmele, 100 salavat, 300 kelime-i tevhit, 5000 Allah zikri çektik.) Ayaklarını kontrol ettim, ayaklarında his yoktu. Ellerine baktım, ellerinde de his kalmamıştı. Ellerinden tuttum dedim ki; “Elini kim tuttu?”, “Allah” dedi ve “Allah! Tut elimden, tut elimden” diye feryada başladı. “Fadime sen de Allah’ın elinden tuttun mu?” dedim. “Tuttum” dedi. Bir ara “Şu ezanı lastiklesek ne olur?” dedi. Bu kelimeden bir şey anlamadım. Sonra anladım ki gecenin ikisinde ezan sesi duyuyor. Bu ezan sesinin bitmesini istemiyor, uzamasını istiyor. Bu arada ben yatsı namazını kılmamıştım, namaza durdum. Namazda son sünnetteydim ki namazı bozdum. Zira kusacak gibi sesler çıkarıyordu. Üç defa namazımı bozdum, ağzını sildim. Tekrar namaza durdum, yine balgam çıkarır gibi öksürüp, sanki yatağa tükürüyordu. İçimden “Eyvah” dedim, “üstü de yatak da pis oldu.” Yine içimden “korkma, pis olmadı.” diyen bir ses duydum. Namazı bitirdim, baktım ki gerçekten de hiçbir yer pis olmamış ve ağzında da hiçbir leke ve köpük yok. Saat iyice ilerlemiş, sabah namazı vakti girmişti. Hemen namazımı kılıp tekrar başucuna geldim. Zira artık son anlarının geldiğini hissediyordum. 40–45 dakika sesli olarak “Allah! Allah!” diye seslice zikretti. Ben, “çocuklar uyanacak” diye uyardıysam da o devam etti. 5–10 dakika “Allah-u ekber Allah-u ekber” zikrini yaptık ve sabah yediye çeyrek kala ilk defa gözlerini açtı. Fadime gözünü açınca büyük ablam çok sevindi. Ve daha sonra yavaşça; “Allah! Allah!” dedi, gözünden bir damla yaş geldi. Ve hafif bir sesle “Allah!” deyip ruhunu teslim etti. Morga götürdüğümüzde vücudu yumuşak ve sıcaktı. Ölülere has soğukluk ve donukluk yoktu.

Son olarak şu halini de anlatmak istiyorum. Hakka yolculuk malum olmuş olmalı ki, son iki yıldır gördüğü herkesle helalleşiyordu. Dünya hayatında pek yüzü gülmedi. Çok sıkıntılı bir hayat yaşadı. Son iki yılda dört hatim yaptığını söylüyordu. Ben onun Hak katında böyle bir derecesi olduğunu bilmiyordum. Onu ancak ölürken tanıdım. Rabbimden Fadime ablamın bana şefaat etmesini diliyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
kızlar biz testimizi yaptırdık malesef iyi haber veremiyorum size sonuç yine sıfır rabbim yardımcımız olsun

canım umudunuzu yitirmeyin bizde çok gördük o sıfırları Allahın izniyle düzelecek bol bol tohumcuklar gelecek inş.sonu güzel olacak .ben kendimi yıprattım psikolojimi bozdum ama Allahın izniyle hepsi geçti sizler kendinizi yıpratmayın Allahım nelere kadirdir ...
 
kızlar biz testimizi yaptırdık malesef iyi haber veremiyorum size sonuç yine sıfır rabbim yardımcımız olsun

Canım hemen moralini bozma dur bakalım
Cemremlerinde hemen çıkmamıştı.
Belli bir tedaviden sonra saklandıkları yerden çıkacaktır elbet.
Doktora sorun bakalım ne diyecek.
 
Back
X