Cok sagduyulu ve anlamli yazmissiniz bu konu hakkinda.
Bahsettiginiz durum icin size kesinlikle katiliyorum. Anne adaylari cok "anne"lesince erkekler gercekten inanilmaz bir baski hissedebiliyorlar.
Ama bu sorunu bu konuyla bagdastiramiyorum. Sebep bu olsa idi eski sevgili gundeme bu sekilde cikar miydi, bana pek mantikli gelmiyor.
Konu sahibine esinin kilolu dedigi konuda olsaydik, evet uyusuyor. Ama keske onunla evlenseydim pek baskidan agizdan cikabilecek bir yardim cagrisi degil bence.
Eski sevgiliyle iliskileri oldugunu pek sanmasam da su ihtimal daha guclu bence
Sizin anlattiginiz sebeple, yani bebek nedeniyle yabancilasma sebebiyle konu sahibinden sogumus ve "hamile" olmayan eski sevgilisine ozlem duymus olabilir.
Bu bana gore yine cok kotu bir senaryo. Yine konu sahibi yaptirim uygulamali.
Ama dedigim gibi bu konudaki yorumunuzu cok sagduyulu buldum, konu sahibinin farkli bakis acilarini gormesi cok yararli oldu.
Esini en iyi o gozlemleyebilir, genel bir sentez ile umarim kendisi ve bebegi icin en dogrusunu yapacaktir.
4 yıl insan hayatında o kadar da uzun bir süre değil, geçmişteki kişileri de hatırlamak da o kadar olanaksız değil diye düşündüm ben de, yani aklımdaki aslında bahsettiğiniz kötü senaryo ama bu konu sahibinin "büyü bozuldu sanki" demesiyle aynı şey, büyü bozulmuş ama iki taraf için de bozulmuş, çok iyi giden sevgililik/nişanlılık sonrası şimdi hamilelik süreci var, değişimle mücadele yolları da herkeste farklı işliyor ve yaptırım kelimesini bu olay için birazcık soğuk buldum, ideali tabi ki "keşke onla beraber kalsaydım." gibi bir cümlenin hiç kurulmamasıydı ama kuruldu bir kere ve geçmişi değiştirmek; o anı hafızadan atmak gibi bir şans yok, bir daha böyle bir cümle kurma yoksa biz çıkarız hayatından, yapayalnız kalırsın gibi bir söylemin işe yarayacağını düşünmedim. Gerçekten söyleyenin kast edilip edilmediğini eş biliyor, dediği gibi sadece sinirlendirmek için söylemiş bile olabilir, ve kim olsa sinirlenir böyle bir lafa ama ne yazık ki bunların karşı taraftaki sinirlendirici etkisiyle beraberinde gelen kırıcı etkiyi her zaman tahmin edemiyoruz.
Fakat ciddi ciddi, "Menesa yerine keşke hayatımda o olsaydı." gibi bir belirgin isteğin varlığına inanmadım, eski ve bir şekilde bitmek zorunda kalmış olan akla gelmiş, yıkıcı etkisi farkedilince de devam edilmiş, eşin yaptığını kesinlikle doğru bulmuyorum tabi ama "Neden bunları söyledin?" sorusuna da verilen "çünkü artık seni sevmiyorum." anlamına gelebilecek bir cevap yok ortada, bir itiraf ve ardından gelen rahatlama da yok. Mantıken, artık içimdeki sakladığım hislerimi döktüm, ne olacaksa olsun denmesi de beklenmez mi ardından?
Kendim her şakanın altında gerçek vardır, insanlar sinirlenince yalnızca gerçekleri söyler, gerçek şarapta gizlidir vs. beylik laflara inanmıyorum, insan bazen iç dünyasını sesletir ama gerçekle her zaman bire bir alakası yoktur. Evliliklerinin ilk tartışmalarını atlatabildilerse, bu süreci de atlatabilirler diye umuyorum ama hala çözümü eşin zorla terapiye gönderilmesinde bulmuyorum, işi bu kadar eş adına zora sokmanın manası yok, tepkisi de buna göre şiddetlenir bence.
İnsanlara; hepinizden nefret ediyorum diye sesli cümleler kurmuyorum ama stresli dönemlerde herkesten ve her şeyden nefret ediyorum, hiç de internetten bir psikolojik hastalık bulup kendime yakıştırmak aklıma gelmedi şimdiye kadar, nadiren sesli söylediğim zamanlarda da sen hariç demeyi öğrendim eşime, kırılıyor. Aradan o kadar sene geçti hala üstüne alınıyor, oysa uyduruk cümlemin onunla alakası bile yok tamamen benim öz ergenliğim ve ama biri bunu duyup "hmmm demek ki içten içe kocanı sevmiyorsun!! Ya kesinnn bunu söylemenin altında başka nedenler var, çünkü herkesin içinde kocan da var, ailen de var, herkesten mi ya bir daha düşün, emin misin? Bir terapi al, öfke kontrol problemin var bence dense, bir daha bu kadar art niyetli bir insanla görüşmem. O sinirle bile düzgün karar verebilirim.